Press "Enter" to skip to content

Bizler Tanrının Sevmediği Çocuklarıyız

Biz tanrının istenmeyen çocuklarıyız

Fight Club’tan Tyler Durden repliği ile başlıyayım dedim.

Neden böyle başlama gereği duydum bilmiyorum ama fazlasıyla istenmiyoruz onu çok iyi biliyorum.

Çevrene bir bak her şeyin bir düzeni var. Sen sadece o düzenin bir parçasısın. En önemli parçası değil sadece ufak bir detay. Özelleştiren bir detay değil sadece fark edilmeyecek bir detay. İstenmiyoruz ama isteniyoruz da. Belli başlı elemanların para makinesiyiz bizler. Biz yaşadıkça daha da para kazanacaklar. Biz fakir kalmaya devam edeceğiz.

Televizyonlar,internet,bilgisayar,gazete,dergiler,reklam panoları,afişler ve daha fazlası her şey ama her şey bizim mutsuzluğumuz üzerine kurulu bir düzen. Yeni bir telefon çıkıyor yüzlerce yerde reklamını görüyorsun almak zorunda hissediyorsun. Almazsan mutlu olamayacakmış gibi hissediyorsun. Hayatının tek amacı o haline geliyor. Didinip borca girip alıyorsun belki de. Lakin yeni modeli çıkıyor bu sefer model yükseltmek için çalışıyorsun bla bla bla.

Lanetlenmeyi ve affedilmeyi boşverin, bizler Tanrının sevmediği çocuklarıyız

Farklı düşünmekten yoksunuz. Söylesene kimin umurundasın? Kim sana gerçekten değer veriyor? Kim senin gerçekten iyiliğini düşünüyor? Her gün televizyonda diş macunu reklamı görüyoruz. Tek seferde dişimizi fırçalayarak beyazlatacak diş macunu üretecek teknolojiye bilgiye donanıma sahip değil miyiz? Bence sahibiz. Tek sahip olmadığımız güç. Güçlü kişiler parasına daha fazla para katmak için uygun bir meblağ karşılığında sana her ay diş macunu sunuyor. Eğer düzenli fırçalarsan dişlerin beyazlar. Fırçalamazsan hiç bir işe yaramaz. Her zaman fırçalarsan temiz görünüme sahip olur. Bunu tek fırçalama ile yapabilecek macun üretebilirler ama neden üretsinler? Sen her ay macun almazsan para nasıl kazanacaklar? Temizleyici madde oranını en küçük seviye de tutarak ihtiyacı en yüksek seviyeye çıkartıyor. Sen bir hevesle her zaman dişini fırçalayıp yeni macunlar deniyorsun ama bir işe yaramıyor. Çünkü onlar öyle istiyor. Bütün diş hekimleri aynı macunu tavsiye eder. Neden? Çünkü diş hekimleri bizi seviyor. Ahah. Nasıl sevmesin sayemizde araba kazanıyor ev kazanıyor macun şirketinden. O da biliyor hiç bir işe yaramadığını ama kendi çıkarına bakıyor. Kim olsa aynı şeyi yapardı sen olsan yapmaz mıydın?

Kanser var ya kanser çağımızın problemi olan kanser değil. Hani şu bildiğimiz kanser hastalık olan. Tedavisi bulunmayan (!). Gerçekten bulunamıyor mu? İnsanoğlu o kadar aciz mi? Uzaya çıkan adamlar kansere çare bulamayacak öyle mi? Öyle olduğuna inanıyoruz,inandırılıyoruz. Gerçek öyle değil tabi. Kanserin tedavisi de çoktan bulundu. Bulanlar ya öldürüldü ya rüşvete doyuruldu. Bu sayede ilaç firmaları paralarına para katmaya devam etti. Kanserin hızlanmasını yavaşlatan maddeler ekleyerek haplar sattılar. Herkes tedavi olamayacağını öleceğini biliyor ama ilaç ve haplar sayesinde yavaşlatıldığı için seviniyor. Aslında pek kötü bir iş yaptıkları söylenemez. Umut tacirleri. Umut satıyorlar.

Bizler tarihin ortanca çocuklarıyız. Bir acımız yok, ne büyük savaşı ne de büyük buhranı yaşadık. Bizim savaşımız ruhani bir savaş.

Şu an hangi marka telefon kullanıyorsun? Iphone mi? Çok özel bir telefon değil mi? Muhtemelen yeni modeli çıkmıştır. O modeli alınca daha mutlu olacaksın değil mi? Onu da alınca yeni modeli çıkacak yeniden mutsuz olacaksın. Doyum noktası yok ki. Aç gözlüsün,aç gözlü,aç gözlüyüz. Onlar paraya doymayacak biz salak yerine konulmaya.

Peki şöyle düşünelim. Çok çirkin olduğunu farz edelim. Burnun büyük,kulakların kepçe,yüzlerin sivilceli vs ama en önemlisi gözlerin görmüyor. Körsün yani görme engelli demeyeceğim kibarlığa gerek duymuyorum. Gözlerin görmediği için burnunun büyüklüğünü,kulaklarının kepçe oluşunu ve sivilcelerini dert etmiyorsun. Senin en büyük derdin kör olmak görememen. Büyük olsa ne olur göremiyorsun ki zaten. Görmediğin için mutsuz olacaksın mutsuzluğun tek sebebi görmemek olacak. Sonra bir ameliyat ile düzeleceksin. Sonra bir bakmışsın ki etrafındakiler çok güzel sana oranla çok yakışıklılar. Bu sefer tek problemin görmemek değil kulakların ve burnun ayrıca sivilcelerin olacak. Doyum noktası yok.

İnsan oğlu nankör elindekilerin değerini ancak kaybedince anlayan birisi. Konuya başlarken ki başlıkla içerik hiç alakalı değil ama doğaçlama yazıyorum. Ben hayatı doğaçlama yaşıyorum. Plan elbette işe yarar ama herkes planlı yaşayamaz. Beceremez yani. Ben de bu hayatın istenmeyen çocuklarındanım. Tek misyonum sisteme biraz daha para kazandırmak. Sisteme karşı değilim kesinlikle. Sadece gerçekler insanı bu noktaya getiriyor.

Fight Club filminin kült film olma sebebi belki de sistemi açık şekilde eleştirmiş olup gerçekleri suratımıza çarpmasıdır. Olaya sadece kavga olarak bakmayın.

Televizyonla büyürken, milyoner film yıldızı ya da rock yıldızı olacağımıza inandık, ama olmayacağız. Bunu yavaş yavaş öğreniyoruz ve o yüzden çok çok kızgınız.

Televizyonları izlemeye devam edin. Sistemi birilerinin işletmesi gerekli.

Son olarak şu videoyu izleyin bakalım.

Godless Alpha
Godless Alpha

Soru ve sorunlarınızı mail üzerinden bize iletin. Biz de o konu hakkında yazı yazıp sorunuzu yanıtlayalım. [email protected]

View all posts

4 Comments

  1. mert mert

    Tek kelimeyle efsane bir yazı fıght club filmide ancak böyle yorumlanırdı

    • GODLESS ALPHA GODLESS ALPHA

      Video için teşekkürler. Konuya ekledim tam olarak benim anlatmak istediklerimi anlatmış.

  2. beş yüz gün nofap beş yüz gün nofap

    fight culup’ te bir reklam ve tüketim filmi değilmi. ayrıca cc iç çamaşırı reklamları yapıyor. bizim traş makinesine ihtiyacımız var ve alıyoruz bu da bizi 1 sene boyunca idare ediyor hatta bozulursa tamir için gönderebiliyoruz. biz tıraş makinesi yapamayız yapsak ta daha pahalı tutar ve daha kalitesiz olur.

    tabi bunlar gözünüzden kaaçmış olabilir ve blogu takip ediyorum…

    benim görüşüm bizim sayemizde zengin olan insanların üstün olması çünkü kimse bizi zorlamıyor diye dşünüyorum ve insanların ihtiyaçları istekleri sadece yeni nesil telefon değil her an bir şeyler alıyorlar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir