Evet beyler bugün bahsedilmeyen ve bilinmeyen set inceliklerinden bahsedeceğim.
Kıza yaklaşıp konuşmaya başladığınızda, kızın kendinizden üstün olduğunu kıza bildirirsiniz çünkü kıza sizi reddetme gücü verirsiniz ve bu da kızı baskın taraf yapar. Böyle durumda kıza yaklaştıktan sonra üstün tarafın siz olduğunu belli etmelisiniz.
Benim taktiğim, mekan bana aitmiş gibi yaparım.
Seni daha önce buralarda görmedim, buralarda mı kalıyorsun gibi cümlelerle mekanın sahibi benmiş gibi davranırım ve "burada patron benim, senden hoşlanmazsam gitmeni sağlayabilirim ve hatta benimle konuştuğun için şanslısın" mesajını veririm.
Bu basit gibi gözükse de çk önemlidir aslında.
İnsanlar ilişkileri bir egemenlik hiyerarşisi olarak görmeye programlanmıştır ve erkekler ve kadınlar yabancılara yaklaşırken yaklaşma kaygısına sahiptirler çünkü, alfayı kızdırabilecek veya alfanın kabileden reddetmesine neden olabileceğini düşündüğünüz bir şey yaptığımızda aşırı endişe duymaya başlarız ve bu kaygı bizi felç edecek şekilde tasarlandığından hiçbir şey yapmayız.
Kadına yaklaştıktan sonra da ona, ondan üstün olduğunuzu hissettirirseniz, onu reddeceğiniz davranışlarıo yapmaktan kaçınacaktır ve elinize düşecektir.
"Kendinizi baskın bir konuma koyun". Bu kaba, gürültülü, küstah bir dangalak olun anlamına gelmez. Aksine, onu harika hayatınıza "kabul eden" baskın kişi olun anlamına gelir. Nasıl tepki verirse versin olumlu ve pzitif davranarak, onun en kötü tepkisinin pozitifliğinizi etkilemeyeceğini gösterirsiniz ve kız ondan çok daha üstün olduğunuzu anlar. Yaklaştığınız birçok kadın sizi hemen test edecek, kaba bir şey yapacak ya da tuhaf davranacak. İlk başta bu duygusal çerçeveyi korumak zordur, ancak bir kez buna alıştığınızda, yaklaşmak çocuk oyuncağıdır.
Baskın duygusal zihniyete sahip olduğunuzda, kadınlar sihirlerini kaybederler ve kucağınıza düşerler.

Ve son olarak, kaygı düşüncelerden beslenir. Aklınıza ne kadar çok düşünce koyarsanız, kaygı kendini hissettirmek için o kadar çok neden bulabilir.
düşünmemeli, yapmalısın...

Bu yazıda kendi yaşadıklarımı gördüm, güzel bir yazı olmuş.