Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Acısız Bilgi: Tecrübe

Kuşçubaşı

Blog Yazarı
Yönetici
Süper Moderatör
Katılım
9 Nisan 2018
Mesajlar
361
Tepkime puanı
3,201
Şehir
Antalya
İnsan ilginç bir canlıdır. Her ne kadar "acı çekmeyi sevmiyorum" dese de aslında içten içe acıya doğru kendi iradesi eşliğinde koşar.

Binyıllar boyunca dünyanın her bir yanına inşa edilmiş olan medeniyetlerin mimarları olan bizler aslında o kadar çok şey deneyimledik, o kadar çok şey öğrendik ki...

21.yüzyılın ilk çeyreğinde artık yılların birikimi olan ve adına "tecrübe" denilen şeye ulaşım hiç olmadığı kadar kolay hale geldi. Fakat tecrübeye ulaşımın kolaylaşması ile birlikte tecrübenin değerinin de bir o kadar azalmış olduğunu görüyoruz. Elbette bunda "tecrübelerimi anlatıyorum" sloganı altında kendisini veya ürünlerini pazarlamaya çalışan şarlatanların da etkisi göz ardı edilmemeli. Hayattan zerre anlam çıkarmamış insanlar bir guru misali bizlere nutuklar çekebiliyorlar ve tabi ki dünya toplumunun %90'ının gizli ve kronik bir aptallık içinde olduğunu da hatırlarsak aslında bu çakma guruların neden seslerini bu kadar çok çıkarabildiklerini, takipçi toplayabildiklerini ve gerçek anlamda tecrübe ve deneyime sahip olanların seslerini bastırabildiklerini de anlamış oluruz.

Bilgi kirliliğinin hat safhada olduğu günümüz şartlarında gerçek tecrübeyi bulmak ve bu tecrübeden faydalanabilmek ise ancak zeki insanların bir ayrıcalığıdır.

Eğer sen Amerika'yı keşfettiysen, bunu benim yeniden yapmama gerek yok. Senin takip ettiğin yolu takip ederek Amerika'ya ulaşmam benim için yeterlidir.

Bu açıdan, tecrübe acısız bilgidir. İlk keşifler, ilk "evreka" anları, ilk kavrayışlar çoğunlukla zorlu süreçlerin birer eseri olurlar. Eğer bu vakte kadar hiç düşünülmemiş, hiç keşfedilmemiş bir şey bulduysanız siz bir dahisiniz. Eğer bu vakte kadar çoktan düşünülmüş, çoktan keşfedilmiş bir şeyi bu şeyi düşünenler ve keşfedenlere sormadan kendi başınıza yeniden düşünmeye ve keşfetmeye çalışıyorsanız o halde siz bir aptalsınız. Çünkü tecrübeden faydalanmak yerine hayatın tokadını tıpkı o tecrübeyi ilk edinmiş olanlar gibi yemek istiyorsunuz.

Oysa ki tecrübe size çok daha farklı bir kapı aralar. Size gitmeniz gereken yolu gösterir. Bu yolu gidip gitmemek tamamen sizin kendi kararınızdır. Dilerseniz binyıllar boyunca insanların deneyerek öğrendikleri şeyleri siz yine bizzat kendiniz deneyebilirsiniz. Ya da tüm bu süreci es geçerek tecrübenin yolunu takip eder ve acı süreçleri es geçerek varmaya niyetlendiğiniz noktaya ulaşırsınız. Tecrübenin size gösterdiği son noktaya ulaştıktan sonra da artık "keşif" süreci dediğimiz süreç başlar ve bu sefer de siz yeni düşüncelere, yeni yerlere yelken açarak tecrübe elde edersiniz. Sizin bu tecrübelerinizi kullanarak da arkanızdan gelenler ilerlemeye devam ederler.

Gelişim dediğimiz olay bu şekilde gerçekleşir.

O halde hayatı gözlemleyin, varmak istediğiniz noktayı düşünün ve o noktaya nasıl varacağınız hakkında bir stratejiye sahip olun. İyi bir stratejinin en önemli noktası ise sahip olduğunuz şartlarda en uygun aksiyonları almayı başarmış insanları dinlemektir.

"Ama benim durumum kimsenin durumuna benzemiyor" demeyin. Buna ufacık çocuklar bile güler. Siz özel falan değilsiniz, Tanrı tarafından yollanmış bir Mehdi de değilsiniz. Siz de tıpkı şu an yaşayan milyarlarca insan ve önceden yaşayıp da ölmüş milyarlarca insanın içerisindeki bir insansınız. Sizin yaşadığınız durumları, sizin yaşadığınız şartları ve zorlukları birebir olarak yaşayan emin olun ki binlerce ve hatta milyonlarca insan oldu.

Mesela bir X PROBLEMİ yaşadınız diyelim. Bu X PROBLEMİ'ni sizin gibi yaşamış olan milyonlarca insan vardır. Milyonlarca insan içerisinde bir Allah'ın kulu da "bu durumda şunu yaparsanız iyi olur" diyerek tecrübesini paylaşmamış mıdır ? Bu imkansıza yakın zira insanoğlu konuşmayı ve tecrübelerini anlatmayı seven bir canlıdır.

Tabi ki, her önüne gelenin dediklerine inanmak yerine alanında otoriter olan ve kendisini yaşantısı ile kanıtlamış olan insanların tecrübeleri öncelikli ve değerlidir daima. Ama bu demek değildir ki aile büyüklerinizden biriyle, mesela dedenizle, otururken size vereceği bir tavsiye hayatınızı değiştirmesin. Artık burada tecrübeyi kimden alacağınız tamamen size kalmış bir karar. Buna kimse sizin adınıza karışamaz. Gidip en vasat adamdan da tavsiye alabilirsiniz veyahut yılların deneyimini biriktirmiş olan insanlardan da tecrübe edinebilirsiniz.

Mesela ben gençliğinde birçok başarıya imza atmış olan yaşlı insanlarla konuşmayı çok severim. Çünkü insan ölümün yaklaştığını hissettikçe hem yaşantısına hem de tüm yaşama daha objektif bir şekilde yaklaşır, artık saklayacak bir şeylerin olmadığını düşünür. Örneğin Warren Buffet bu konuda tecrübe olarak görebileceğimiz başlıca kaynaklardan birisidir. Dünyanın en zengin birkaç insanı arasında yer alan Buffet artık zamanının çoğunu belli başlı platformlarda gençlerle buluşarak onlara hayat tecrübesini anlatmakla geçiriyor ve verdiği bazı tavsiyeler gerçekten de altın değerinde.

Üstelik tecrübeyi illa ki dışarıdan toplamak zorunda da değilsiniz. Eğer aynaya bakarsanız aslında en büyük tecrübe kaynaklarından birinin bizzat kendiniz olduğunu fark etmeniz işten bile olmayacaktır.

Mesela, son beş senenizi nasıl yaşadınız ? Neler yaptınız ? Neleri başardınız ? Peki bu süreçteki hatalarınız nelerdi ? Eğer şu anki aklınızla o zamanlara gitseydiniz neyi daha farklı yapardınız ?

Tıpkı Sokrates'in fikir doğurtma yönteminde olduğu gibi bu sorularla da siz içinizdeki halihazırda birikmiş olan tecrübeleri ortaya çıkarabilir ve bu tecrübelerden ders alarak yolunuza devam edebilirsiniz.

Bu yolda tek başınasınız. Kimse sizin adınıza sizin yolunuzu yürümeyecek. Bu konuda Tanrı dahi size bir ikramda bulunmayacak. Belki bazı zamanlar şanslı olabilirsiniz fakat unutmayın ki bu şans sizin emrinize amade değildir ve istediği zaman çekip gidebilir.

Fakat bu yolu önceden yürüyenlerden yol boyunca karşınıza nelerin çıkacağını, nelere dikkat etmeniz gerektiğini, nerelerde ne gibi fırsatlar ve tehlikeler olduğunu öğrenebilirsiniz.

Fakat biliyorum ki bunu çok az kişi yapacak. Tıpkı Warren Buffet'a "nasıl sizin gibi başarılı olabiliriz ?" sorusunu sorduklarında "benim başarımın sırrı her gün en az 500 sayfa okuma yapmamdadır. Çünkü bilgi bileşik faiz gibidir. Biliyorum ki bunu herkes yapabilir fakat yine biliyorum ki çoğu kişi bunu yapmayacak" cevabını vermesinde olduğu gibi.

İnsan ne garip canlı değil mi ? Evden çıkıp markete giderken bile telefonundaki lokasyondan yolu takip eder ama konu hayat yoluna gelince "ben Amerika'yı yeniden keşfedeceğim" diyecek kadar ahmak olur bazen.

İYİ FORUMLAR!
 
Son düzenleme:
İnsan ilginç bir canlıdır. Her ne kadar "acı çekmeyi sevmiyorum" dese de aslında içten içe acıya doğru kendi iradesi eşliğinde koşar.

Binyıllar boyunca dünyanın her bir yanına inşa edilmiş olan medeniyetlerin mimarları olan bizler aslında o kadar çok şey deneyimledik, o kadar çok şey öğrendik ki...

21.yüzyılın ilk çeyreğinde artık yılların birikimi olan ve adına "tecrübe" denilen şeye ulaşım hiç olmadığı kadar kolay hale geldi. Fakat tecrübeye ulaşımın kolaylaşması ile birlikte tecrübenin değerinin de bir o kadar azalmış olduğunu görüyoruz. Elbette bunda "tecrübelerimi anlatıyorum" sloganı altında kendisini veya ürünlerini pazarlamaya çalışan şarlatanların da etkisi göz ardı edilmemeli. Hayattan zerre anlam çıkarmamış insanlar bir guru misali bizlere nutuklar çekebiliyorlar ve tabi ki dünya toplumunun %90'ının gizli ve kronik bir aptallık içinde olduğunu da hatırlarsak aslında bu çakma guruların neden seslerini bu kadar çok çıkarabildiklerini, takipçi toplayabildiklerini ve gerçek anlamda tecrübe ve deneyime sahip olanların seslerini bastırabildiklerini de anlamış oluruz.

Bilgi kirliliğinin hat safhada olduğu günümüz şartlarında gerçek tecrübeyi bulmak ve bu tecrübeden faydalanabilmek ise ancak zeki insanların bir ayrıcalığıdır.

Eğer sen Amerika'yı keşfettiysen, bunu benim yeniden yapmama gerek yok. Senin takip ettiğin yolu takip ederek Amerika'ya ulaşmam benim için yeterlidir.

Bu açıdan, tecrübe acısız bilgidir. İlk keşifler, ilk "evreka" anları, ilk kavrayışlar çoğunlukla zorlu süreçlerin birer eseri olurlar. Eğer bu vakte kadar hiç düşünülmemiş, hiç keşfedilmemiş bir şey bulduysanız siz bir dahisiniz. Eğer bu vakte kadar çoktan düşünülmüş, çoktan keşfedilmiş bir şeyi bu şeyi düşünenler ve keşfedenlere sormadan kendi başınıza yeniden düşünmeye ve keşfetmeye çalışıyorsanız o halde siz bir aptalsınız. Çünkü tecrübeden faydalanmak yerine hayatın tokadını tıpkı o tecrübeyi ilk edinmiş olanlar gibi yemek istiyorsunuz.

Oysa ki tecrübe size çok daha farklı bir kapı aralar. Size gitmeniz gereken yolu gösterir. Bu yolu gidip gitmemek tamamen sizin kendi kararınızdır. Dilerseniz binyıllar boyunca insanların deneyerek öğrendikleri şeyleri siz yine bizzat kendiniz deneyebilirsiniz. Ya da tüm bu süreci es geçerek tecrübenin yolunu takip eder ve acı süreçleri es geçerek varmaya niyetlendiğiniz noktaya ulaşırsınız. Tecrübenin size gösterdiği son noktaya ulaştıktan sonra da artık "keşif" süreci dediğimiz süreç başlar ve bu sefer de siz yeni düşüncelere, yeni yerlere yelken açarak tecrübe elde edersiniz. Sizin bu tecrübelerinizi kullanarak da arkanızdan gelenler ilerlemeye devam ederler.

Gelişim dediğimiz olay bu şekilde gerçekleşir.

O halde hayatı gözlemleyin, varmak istediğiniz noktayı düşünün ve o noktaya nasıl varacağınız hakkında bir stratejiye sahip olun. İyi bir stratejinin en önemli noktası ise sahip olduğunuz şartlarda en uygun aksiyonları almayı başarmış insanları dinlemektir.

"Ama benim durumum kimsenin durumuna benzemiyor" demeyin. Buna ufacık çocuklar bile güler. Siz özel falan değilsiniz, Tanrı tarafından yollanmış bir Mehdi de değilsiniz. Siz de tıpkı şu an yaşayan milyarlarca insan ve önceden yaşayıp da ölmüş milyarlarca insanın içerisindeki bir insansınız. Sizin yaşadığınız durumları, sizin yaşadığınız şartları ve zorlukları birebir olarak yaşayan emin olun ki binlerce ve hatta milyonlarca insan oldu.

Mesela bir X PROBLEMİ yaşadınız diyelim. Bu X PROBLEMİ'ni sizin gibi yaşamış olan milyonlarca insan vardır. Milyonlarca insan içerisinde bir Allah'ın kulu da "bu durumda şunu yaparsanız iyi olur" diyerek tecrübesini paylaşmamış mıdır ? Bu imkansıza yakın zira insanoğlu konuşmayı ve tecrübelerini anlatmayı seven bir canlıdır.

Tabi ki, her önüne gelenin dediklerine inanmak yerine alanında otoriter olan ve kendisini yaşantısı ile kanıtlamış olan insanların tecrübeleri öncelikli ve değerlidir daima. Ama bu demek değildir ki aile büyüklerinizden biriyle, mesela dedenizle, otururken size vereceği bir tavsiye hayatınızı değiştirmesin. Artık burada tecrübeyi kimden alacağınız tamamen size kalmış bir karar. Buna kimse sizin adınıza karışamaz. Gidip en vasat adamdan da tavsiye alabilirsiniz veyahut yılların deneyimini biriktirmiş olan insanlardan da tecrübe edinebilirsiniz.

Mesela ben gençliğinde birçok başarıya imza atmış olan yaşlı insanlarla konuşmayı çok severim. Çünkü insan ölümün yaklaştığını hissettikçe hem yaşantısına hem de tüm yaşama daha objektif bir şekilde yaklaşır, artık saklayacak bir şeylerin olmadığını düşünür. Örneğin Warren Buffet bu konuda tecrübe olarak görebileceğimiz başlıca kaynaklardan birisidir. Dünyanın en zengin birkaç insanı arasında yer alan Buffet artık zamanının çoğunu belli başlı platformlarda gençlerle buluşarak onlara hayat tecrübesini anlatmakla geçiriyor ve verdiği bazı tavsiyeler gerçekten de altın değerinde.

Üstelik tecrübeyi illa ki dışarıdan toplamak zorunda da değilsiniz. Eğer aynaya bakarsanız aslında en büyük tecrübe kaynaklarından birinin bizzat kendiniz olduğunu fark etmeniz işten bile olmayacaktır.

Mesela, son beş senenizi nasıl yaşadınız ? Neler yaptınız ? Neleri başardınız ? Peki bu süreçteki hatalarınız nelerdi ? Eğer şu anki aklınızla o zamanlara gitseydiniz neyi daha farklı yapardınız ?

Tıpkı Sokrates'in fikir doğurtma yönteminde olduğu gibi bu sorularla da siz içinizdeki halihazırda birikmiş olan tecrübeleri ortaya çıkarabilir ve bu tecrübelerden ders alarak yolunuza devam edebilirsiniz.

Bu yolda tek başınasınız. Kimse sizin adınıza sizin yolunuzu yürümeyecek. Bu konuda Tanrı dahi size bir ikramda bulunmayacak. Belki bazı zamanlar şanslı olabilirsiniz fakat unutmayın ki bu şans sizin emrinize amade değildir ve istediği zaman çekip gidebilir.

Fakat bu yolu önceden yürüyenlerden yol boyunca karşınıza nelerin çıkacağını, nelere dikkat etmeniz gerektiğini, nerelerde ne gibi fırsatlar ve tehlikeler olduğunu öğrenebilirsiniz.

Fakat biliyorum ki bunu çok az kişi yapacak. Tıpkı Warren Buffet'a "nasıl sizin gibi başarılı olabiliriz ?" sorusunu sorduklarında "benim başarımın sırrı her gün en az 500 sayfa okuma yapmamdadır. Çünkü bilgi bileşik faiz gibidir. Biliyorum ki bunu herkes yapabilir fakat yine biliyorum ki çoğu kişi bunu yapmayacak" cevabını vermesinde olduğu gibi.

İnsan ne garip canlı değil mi ? Evden çıkıp markete giderken bile telefonundaki lokasyondan yolu takip eder ama konu hayat yoluna gelince "ben Amerika'yı yeniden keşfedeceğim" diyecek kadar ahmak olur bazen.

İYİ FORUMLAR!
günümüzde sorunu googlede aratınca çözümü bulabiliyoruz. warren buffetin ise günde 500 sayfa okuyor olması abartı geldi. gündelik işi olan normal hiç bir insan yapamaz. kitap editörü vs. değilse.
 
günümüzde sorunu googlede aratınca çözümü bulabiliyoruz. warren buffetin ise günde 500 sayfa okuyor olması abartı geldi. gündelik işi olan normal hiç bir insan yapamaz. kitap editörü vs. değilse.

İşte, Google'ı başlıca kaynak olarak gören adamın kaderi kızlarsoruyor'dan tavsiye almak veya Onedio'nun 'Top-10' başlıklarında gezinmektir.

Güvenilir tecrübe paylaşım platformu listesinde ilk sırayı uluslarası alanda Quora çeker ki Quora'nın bile içerisinde çoluk çocuğun toplanması yüzünden koskoca Jordan B.Peterson Quora hesabını pasifleştirdi ve fikirlerini senin düşündüğünün aksine Google'da paylaşmak yerine kitaplaştırdı.

Yani o işler öyle senin düşündüğün gibi "Google'a girer bakarım" demekle olmuyor. Google bir bilgi çöplüğü. Doğru bilgiyi çekip çıkarmak için ya iyice araştıracaksın ya da Google'ın ilk listedeki trafik çeken kızlarsoruyor ya da Onedio gibi pek nezih (!) sayfalarındaki değerli filozoflardan bilgi ve tecrübe toplayacaksın.

İnsanlar hamallık olsun diye kitap yazmıyor değerli Muğlalı. Hâlâ daha kitaplara yönelim devam ediyorsa bunun sebebi bilgi kaynağına daha doğru ve net erişimden dolayıdır.

Buffet'a gelince... Günde 500 sayfa okuma yapıp yapmadığını kontrol edemem. Ama verdiği tavsiyeyi dikkate alabilirim. Ki bundan 2,5 sene önce dikkate aldım.

Evvela şunu belirtelim; önyargılı olmak kötü bir şey Muğlalı. "Hiçbir insan yapamaz" dediğin şeyi ben yapabiliyorum.

O hâlde demek ki ya ben insan değilim ya da senin iddian yanlış. Ben kanlı canlı insan olduğuma göre anlıyoruz ki sen yanlışsın.

Göz eğitimi ve belli başlı hızlı okuma metotları ile günlük 500 sayfa okuma yapmak takriben 3,5 saatimi alıyor benim. Sabah erken kalkan ve akşam hiç olmazsa 1 saatini bilgi öğrenmeye adayan bir insan için bu pek de zor olmasa gerek.

Velhasılıkelâm, ne "bu iş bu kadar kolay" demek doğru ne de "bu iş bu kadar imkânsız" demek doğru. Orta yolu bilmek gerek.
 
Günde 500 sayfa okumaya çalışmak değilde konu konu öğrenmeye dayalı hedefler koysak daha mantıklı olmaz mı? Ve de her gün 500 sayfa okuyacak ne buluyorsun örnek olarak ve nasıl bir etki gördün? @Kuşçubaşı
 
Günde 500 sayfa okumaya çalışmak değilde konu konu öğrenmeye dayalı hedefler koysak daha mantıklı olmaz mı? Ve de her gün 500 sayfa okuyacak ne buluyorsun örnek olarak ve nasıl bir etki gördün? @Kuşçubaşı

500 sayfa okursun veya okumazsın. Sonuçta bu da bir öğüt. Emir değil. Senin kararına kalmış bir konu.

Her yıl başta İngilizce olmak üzere Türkçe de dahil binlerce kitap yayınlanıyor. Alanında otoriter ve akademik kariyere sahip bir yazarın kitabı genelde ortalama 300-400 sayfa arası oluyor.

Binlerce kitap içerisinden zaten her güne bir kitap düşse 365 tane iyi kalitede kitap rahatlıkla çıkıyor.

Bana gelince... herhangi bir konu ayrımı yapmıyorum kitap seçiminde. Genel ağırlıklı olarak kurgu dışı kitaplar okurken bir yıl içerisinde minimum 15-20 kurgu eseri de okumaya özen gosteriyorum.

Başta diksiyon, diyalog kurarken kelime seçimleri ve doğru cümle yapısı kurmak gibi alanlarda aşırı derecede bir gelişim göstermiş oldum.

Bunun haricinde ise kitaplarda ögrendiğim birçok bilgiyi hayatımda pratik bir şekilde kullanabildim. Kullanamadığım ve daha teorik olan bilgileri ise genel kültür haneme eklemiş oldum.
 
500 sayfa okursun veya okumazsın. Sonuçta bu da bir öğüt. Emir değil. Senin kararına kalmış bir konu.

Her yıl başta İngilizce olmak üzere Türkçe de dahil binlerce kitap yayınlanıyor. Alanında otoriter ve akademik kariyere sahip bir yazarın kitabı genelde ortalama 300-400 sayfa arası oluyor.

Binlerce kitap içerisinden zaten her güne bir kitap düşse 365 tane iyi kalitede kitap rahatlıkla çıkıyor.

Bana gelince... herhangi bir konu ayrımı yapmıyorum kitap seçiminde. Genel ağırlıklı olarak kurgu dışı kitaplar okurken bir yıl içerisinde minimum 15-20 kurgu eseri de okumaya özen gosteriyorum.

Başta diksiyon, diyalog kurarken kelime seçimleri ve doğru cümle yapısı kurmak gibi alanlarda aşırı derecede bir gelişim göstermiş oldum.

Bunun haricinde ise kitaplarda ögrendiğim birçok bilgiyi hayatımda pratik bir şekilde kullanabildim. Kullanamadığım ve daha teorik olan bilgileri ise genel kültür haneme eklemiş oldum.
Anladım zaman ayırılıp yapılabilirse çok şey katar insana ben bu aralar sesli okuma yapmaya çalışıyorum diksiyonda düzelmeler olsada düzenli yapmadığım zaman bozuluyor tekrardan
 
İşte, Google'ı başlıca kaynak olarak gören adamın kaderi kızlarsoruyor'dan tavsiye almak veya Onedio'nun 'Top-10' başlıklarında gezinmektir.

Güvenilir tecrübe paylaşım platformu listesinde ilk sırayı uluslarası alanda Quora çeker ki Quora'nın bile içerisinde çoluk çocuğun toplanması yüzünden koskoca Jordan B.Peterson Quora hesabını pasifleştirdi ve fikirlerini senin düşündüğünün aksine Google'da paylaşmak yerine kitaplaştırdı.

Yani o işler öyle senin düşündüğün gibi "Google'a girer bakarım" demekle olmuyor. Google bir bilgi çöplüğü. Doğru bilgiyi çekip çıkarmak için ya iyice araştıracaksın ya da Google'ın ilk listedeki trafik çeken kızlarsoruyor ya da Onedio gibi pek nezih (!) sayfalarındaki değerli filozoflardan bilgi ve tecrübe toplayacaksın.

İnsanlar hamallık olsun diye kitap yazmıyor değerli Muğlalı. Hâlâ daha kitaplara yönelim devam ediyorsa bunun sebebi bilgi kaynağına daha doğru ve net erişimden dolayıdır.

Buffet'a gelince... Günde 500 sayfa okuma yapıp yapmadığını kontrol edemem. Ama verdiği tavsiyeyi dikkate alabilirim. Ki bundan 2,5 sene önce dikkate aldım.

Evvela şunu belirtelim; önyargılı olmak kötü bir şey Muğlalı. "Hiçbir insan yapamaz" dediğin şeyi ben yapabiliyorum.

O hâlde demek ki ya ben insan değilim ya da senin iddian yanlış. Ben kanlı canlı insan olduğuma göre anlıyoruz ki sen yanlışsın.

Göz eğitimi ve belli başlı hızlı okuma metotları ile günlük 500 sayfa okuma yapmak takriben 3,5 saatimi alıyor benim. Sabah erken kalkan ve akşam hiç olmazsa 1 saatini bilgi öğrenmeye adayan bir insan için bu pek de zor olmasa gerek.

Velhasılıkelâm, ne "bu iş bu kadar kolay" demek doğru ne de "bu iş bu kadar imkânsız" demek doğru. Orta yolu bilmek gerek.
google ingilizcesi olanlar için mükemmel kaynak. her site de kızlar soruyor kıvamında site değil. jordan peterson iyi bir psikolog hocası ama konu quora hesabını deaktive etmesiyle alakasız. orada hesap açıyorsan en saçma soruya bile cevap vermeyi baştan peşin kabul ediyorsun demektir. genelde reddit ingilizcen varsa karşılaştığın sorunla daha önce karşılaşmış birinin yol haritasını gördüğün yer. reddit kullanıyorum ben. türkçe site kullanıp google çöp demek de milyar dolarlık şirkete ve çalışanlarının emeğine saygısızlık olur. dünya türkiyeden ve türkçeden ibaret değil. türkçe konuşan 100milyonsa ingilizce bilen insan 1 milyarı geçkindir. araştırdığın sorunu İngilizce aratırsan muhtemelen cevabını bulursun. illa yabancı dil bilen biri o sorunla senin gibi daha önceden karşılaşmıştır.

ayrıca 3.5 saatte 500 sayfa okuyorum diyorsun da % kaçını anlıyorsun merak ediyorum. 3.5 saat hiç bir insan bilfiil konsantre çalışamaz. mavi yaka işleri kastetmiyorum beyin temelli işleri kastediyorum. hızlı okuma tekniğiyle ben de günde 1000 sayfa okurum ama gün sonunda ne anladın diye soran birine bir şeyi net ve derin bilgiyle anlatamam. anlamadıktan sonra 100000 sayfa da okusan bir anlamı yok. önemli olan okuduğundan ne anladığın. 10 sayfalık fasikül sana 1000 sayfadan çok daha fazla şey anlatabilir. 10 sayfa olması o fasikülün değerini azaltmaz.
 
Son düzenleme:
google ingilizcesi olanlar için mükemmel kaynak. her site de kızlar soruyor kıvamında site değil. jordan peterson iyi bir psikolog hocası ama konu quora hesabını deaktive etmesiyle alakasız. orada hesap açıyorsan en saçma soruya bile cevap vermeyi baştan peşin kabul ediyorsun demektir. genelde reddit ingilizcen varsa karşılaştığın sorunla daha önce karşılaşmış birinin yol haritasını gördüğün yer. reddit kullanıyorum ben. türkçe site kullanıp google çöp demek de milyar dolarlık şirkete ve çalışanlarının emeğine saygısızlık olur. dünya türkiyeden ve türkçeden ibaret değil. türkçe konuşan 100milyonsa ingilizce bilen insan 1 milyarı geçkindir. araştırdığın sorunu İngilizce aratırsan muhtemelen cevabını bulursun. illa yabancı dil bilen biri o sorunla senin gibi daha önceden karşılaşmıştır.

ayrıca 3.5 saatte 500 sayfa okuyorum diyorsun da % kaçını anlıyorsun merak ediyorum. 3.5 saat hiç bir insan bilfiil konsantre çalışamaz. mavi yaka işleri kastetmiyorum beyin temelli işleri kastediyorum. hızlı okuma tekniğiyle ben de günde 1000 sayfa okurum ama gün sonunda ne anladın diye soran birine bir şeyi net ve derin bilgiyle anlatamam. anlamadıktan sonra 100000 sayfa da okusan bir anlamı yok. önemli olan okuduğundan ne anladığın. 10 sayfalık fasikül sana 1000 sayfadan çok daha fazla şey anlatabilir. 10 sayfa olması o fasikülün değerini azaltmaz.

İngilizcesi olanlar için mükemmel bir kaynak olarak gördüğün Google'ı İngilizce bilen ve ABD'de de yaşamış biri olarak pek de güvenilir ve mükemmel bir kaynak olarak görmediğimi söylesem sanırım moralin bozulacak, değil mi ?

O yüzden moralini bozmak istemiyorum. Fakat sana Google'ın bir bilgi çöplüğü olduğunu da tam olarak anlatabilmek istiyorum ki Kızlarsoruyor'dan veya Reddit'ten alacağın bir bir hayli mühim(!) tavsiyeler hayatında istemediğin sonuçlara yer açmasın.

Reddit demişken... Reddit'te yıllarca aktif olan ve hem Reddit'in hem de internet ortamının popüler kullanıcılarından biri olan Jaron Lanier'in önce Reddit'e akabinde ise internet dünyasına savaş açarak "Ten Arguments for Deleting Your Social Media Accounts" adlı çoksatanlara giren bir kitap yazdığını biliyor muydun ? Yani, senin çok güvendiğin kaynakları muhtemeldir ki senin yaşından çok kullanan adamlar bu güvenilir(!) kaynaklardan vazgeçip üstüne bir de bu kaynakların neden güvenilir olmadıklarından bahsediyorlar.

Tabi ki... Seni anlıyorum. Burada da yine işin içine tecrübe giriyor. Muhtemelen genç bir kardeşimiz olduğun için bir Jaron Lanier ya da Jordan B.Peterson gibi henüz daha Google'ın doğru bilgi kaynağına erişim konusunda pek de güvenilir bir adres olmadığını kavrayabilecek tecrübeye erişememişsin.

Her neyse... Zamanla bunlar yerine oturacaktır. Zamana ve TECRÜBEYE ihtiyacın var. Ayrıca şunu da netleştirelim: Quora'da hesap açtın diye en saçma sorulara cevap vermek gibi bir zorunluluğun yok. Bunu sana kim dedi bilmiyorum ama en azından ben bir Quora kullanıcısı olarak en saçma sorulara cevap verme gibi bir zorunluluk hiçbir zaman hissetmedim.

3,5 saatte okuduğumun yüzde kaçını anladığıma gelince... Ben okuduklarımın tamamını anlıyorum. Anlamasaydım okumanın ne manası kalırdı ? Ha tabi ki sen yine de benim zerre bir şey anlamadan sırf okumuş olmak için okuduğumu düşünerek kendini bu konuda tatmin edebilirsin. Sana bir şey diyemem. Nihayetinde her koyun kendi bacağından asılır.

Fakat sana da günde hiç olmazsa 200 sayfa okumanı öneririm. Bunun hiç olmazsa hangi konuda yardımı olur biliyor musun ? Mesela en basitinden yukarıda kullandığın "psikolog hocası" gibi saçma bir cümleyi bir daha kurmamış olursun. Zira kitaplar cümle kurmanı, doğru kavramlar kullanmanı sağlarlar. Dilersen en azından bir aylık süreçte günde 150-200 sayfa oku daha sonra cümle yapısı uyumlu ve doğru olan bir diyaloğa devam edelim seninle.
 
İngilizcesi olanlar için mükemmel bir kaynak olarak gördüğün Google'ı İngilizce bilen ve ABD'de de yaşamış biri olarak pek de güvenilir ve mükemmel bir kaynak olarak görmediğimi söylesem sanırım moralin bozulacak, değil mi ?

O yüzden moralini bozmak istemiyorum. Fakat sana Google'ın bir bilgi çöplüğü olduğunu da tam olarak anlatabilmek istiyorum ki Kızlarsoruyor'dan veya Reddit'ten alacağın bir bir hayli mühim(!) tavsiyeler hayatında istemediğin sonuçlara yer açmasın.

Reddit demişken... Reddit'te yıllarca aktif olan ve hem Reddit'in hem de internet ortamının popüler kullanıcılarından biri olan Jaron Lanier'in önce Reddit'e akabinde ise internet dünyasına savaş açarak "Ten Arguments for Deleting Your Social Media Accounts" adlı çoksatanlara giren bir kitap yazdığını biliyor muydun ? Yani, senin çok güvendiğin kaynakları muhtemeldir ki senin yaşından çok kullanan adamlar bu güvenilir(!) kaynaklardan vazgeçip üstüne bir de bu kaynakların neden güvenilir olmadıklarından bahsediyorlar.

Tabi ki... Seni anlıyorum. Burada da yine işin içine tecrübe giriyor. Muhtemelen genç bir kardeşimiz olduğun için bir Jaron Lanier ya da Jordan B.Peterson gibi henüz daha Google'ın doğru bilgi kaynağına erişim konusunda pek de güvenilir bir adres olmadığını kavrayabilecek tecrübeye erişememişsin.

Her neyse... Zamanla bunlar yerine oturacaktır. Zamana ve TECRÜBEYE ihtiyacın var. Ayrıca şunu da netleştirelim: Quora'da hesap açtın diye en saçma sorulara cevap vermek gibi bir zorunluluğun yok. Bunu sana kim dedi bilmiyorum ama en azından ben bir Quora kullanıcısı olarak en saçma sorulara cevap verme gibi bir zorunluluk hiçbir zaman hissetmedim.

3,5 saatte okuduğumun yüzde kaçını anladığıma gelince... Ben okuduklarımın tamamını anlıyorum. Anlamasaydım okumanın ne manası kalırdı ? Ha tabi ki sen yine de benim zerre bir şey anlamadan sırf okumuş olmak için okuduğumu düşünerek kendini bu konuda tatmin edebilirsin. Sana bir şey diyemem. Nihayetinde her koyun kendi bacağından asılır.

Fakat sana da günde hiç olmazsa 200 sayfa okumanı öneririm. Bunun hiç olmazsa hangi konuda yardımı olur biliyor musun ? Mesela en basitinden yukarıda kullandığın "psikolog hocası" gibi saçma bir cümleyi bir daha kurmamış olursun. Zira kitaplar cümle kurmanı, doğru kavramlar kullanmanı sağlarlar. Dilersen en azından bir aylık süreçte günde 150-200 sayfa oku daha sonra cümle yapısı uyumlu ve doğru olan bir diyaloğa devam edelim seninle.
argüman kalmayınca karşı tarafa sallayayım da haklı gözükeyim metodu. ne deniyordu buna mantıksal safsata listesinde. Argumentum ad hominem hatırladım şimdi. eminim benden genç ve benden az tecrüben vardır ama sanal ortamda herkes ne ise x10 görüyor kendini maşallah. soranlara muğlalı kardeşin yaşı ufak tecrübesi az dersin kim nerden bilecek di mi muğlalı kardeş kim? sanalda sallamak serbest nasıl olsa.

sana tanrıların jaron lanier ve jordan petersonla mutluluklar dilerim. ben aradığım pratik veya teknik bilgilere google vasıtasıyla kolay ulaşabiliyorum. tavuklu noddleye tuz katılıp katılmayacağını öğrenmek için 1000 sayfalık yemek kitabı hatim etmeye gerek yok. google kullanmayı bilmiyorsan o da senin bilgisizliğin. vaktin bolsa 1000 sayfalık yemek kitabı okuyarak da bu bilgiye erişebilirsin ya da google veya redditte 5 dk araştırarak da bu bilgiyi elde edebilirsin. burada da benim argümanı çürütüp google, reddit kötüleme maksatlı jordan abiyle jaron abiyi kullanarak Fallacy Of Unqualified Source var ama neyse. ben yemem bu safsataları ama buradaki genç arkadaşlar yer. senin açından sıkıntı yok.

ayrıca günde 500 sayfa okuyup anlayabiliyorsan maşallah. ben ful konsantre kendimi vererek 50 sayfadan fazla okuyamıyorum. ne kadar inanmasam da her gün düzenli 500 sayfa okuyorsan seni tebrik ederim.

ekstra: örnek verdiğin ilk kişi jaronlanier mesela. kendi sitesine bakalım: http://www.jaronlanier.com/tenarguments.html jaronun kendi sitesi. bu kadar internetle içli dışlı olan adam 2000 senesinden kalma tasarım kullanıyor. ben adamın bu sitesini gördükten sonra internet konusunda kendisini zerre ciddiye almam. iştir kişinin ainesi lafına bakılmaz. kendisi gözümde ressamım diye ortalıkta dolaşan ama çöp adamdan ötesini çizemeyen bi pazarlama uzmanı konumunda.

diğer örnek verdiğin kişiye bakalım: jordan peterson. bu şahıs madem o kadar psikolojik bilgiye sahip; neden bi mystery ya da diğer pickup artistler gibi olamadı. somut bir icraatını görmedik? o da okuduğu üniversitelerin ambalajına bürünüp kendini pazarlıyor sadece. allah bilir karısından başka bi kadınla yakınlık bile kurmamıştır evlenene kadar bakir kalmıştır ama millete ilişki tavsiyesi satıyor maşallah. çalıştığı üniversitenin markasının arkasına gizlenmiş kendini otorite gibi pazarlıyor. bilgisiz ve tecrübesiz genç arkadaşlar da kendisine allah muamelesi yapıyor; kendisini kullanarak haklı gözükmeye çalışıyor.

bunlar sadece teknolojik nimet olan 5 dakikalık google araştırmalarım sonrası adamların ulaştığım biyografileri. gidip adamların yazdığı kitapları günlerce haftalarca okumama gerek yok. aksini söyleyen ıspatını koysun. googleden ulaştığın bu bilgiler yanlış desin. amerika kıtasını 10. defa keşfetmeye gerek yok, 10 defa keşfetmeye harcayacak vaktimiz de yok. günümüz teknolojisi direk amerika kıtasını önümüze 5 saniyede getiriyor. teknoloji düşmanı olup klasik metodu öne çıkartarak yanlı taraf tutmaya gerek yok. modern iktisadın genel geçer teorisi olan Q=T*K*L formülünde bile teknoloji var. bu kadar karşısında durmak ve teknolojiyi sunan firmaları karalamak yersiz.

genç arkadaşlara tavsiyem; merak ettiğiniz konuda başarılı kişilerin sözlerini dinleyin. ambalaj satıp, pazarlamada uzman olanların değil. skor peşindeyseniz playboylara bakın, para peşindeyseniz zengin abiler neler yapıyor onları inceleyin. yemekte ustalaşmak istiyorsanız kaliteli bir aşçının dediklerine bakın. çıkıp tvde şov peşindeki pazarlama uzmanlarını izlemeyin.

sağlam adamlara örnek olarak bill gatesi verebilirim. bill gates pazarlamacı değil. saatlerini bilgisayara adamış bir insan. outliers kitabında türkçesini unuttum, adamın neler yaptığını detaylı anlatıyorlar zaten. son tavsiyem; pazarlamacılarla o işin ustalarının iyi ayırdına varın. bir pazarlamacının sizi kendisinin uzman olduğuna dair keklemesine izin vermeyin. kuşçubaşı adlı arkadaşı uzman olduklarına dair sağlam keklemişler. siz de pazarlamacıların yeni kurbanı olmayın.
 
Son düzenleme:
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst