Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Bir Eziğin Hatıra Defteri

Ocak 2021-
CAMA DÜŞEN DAMLALAR

Sırıl sıklam olmuş bir vaziyette ellerimde karton bardaklı kahvelerle L.'nin arabasına olanca hızla koşuyordum. Gök delinmiş, adeta doğa bütün verici ve yaratıcı gücüyle toprağı suluyor adeta toprakta unutulmaya yüz tutmuş eril tohumları büyük bir şehvetle döllüyordu. Bu aşk dolu doğa olayının bütün enerjisi toprak üstünde yaşayan bizleri de etkiliyor, içimizi kıpır kıpır yapıyordu.

L.'nin arabasına güç bela kendimi attım ve kahvelerimizi yudumlamaya başladık.
"Neden ben gidiyorum, sen tanıdığım en bencil insansın"
"Dostum direksiyonu bırakıp nasıl gidebilirdim, ısıtıcıları açtım merak etme"
"İrina nerede kaldı? Hani ona bekletilmekten nefret ettiğini söylemiştin?"
"Şu değil mi? İşte geliyor"


İrina L.'nin kız arkadaşıydı. 20 li yaşlarda, sarışın, mavi gözlü, slav ırkının bütün görkemli vasıflarını yüklenmiş, tanrının varlığını ispat edercesine tutkulu bakışları olan bir kızdı. Şemsiyesini kapatarak kendisini arabaya attı. İlk tanışmamız değildi.

İrina ile sevgilisi öpüştüler, merhabalaştılar. Beklemeye devam ediyorduk. Sohbet günlük konuşmalardan başlayıp dallanıp budaklanıyordu. İrina bana Rusların kötü huylarından bahsedip kahkahalarla eşlik ediyordu. Bir rus sevgili yapmanın zor olmadığını ama onu elde tutmanın dünyanın en zor işi olduğunu anlatıp göz ucuyla L.'ye bakıyor, L.'nin umursamaz bıyık altı gülüşünden istediği enerjiyi alamayınca kalan tüm gülme refleksini bana bakarak harcıyordu. L. adeta gözümün önünde çapkınlığa dair yazılmış üst düzey bir metnin piyesini oynuyordu. Kaşları, gözleri, onunla iletişimi ve psikolojik olarak onu yönetmesi, beni hayrete sürüklüyordu. Ona hem o kadar muhtaç, hem de hiç muhtaç değilmiş enerjisini o kadar güzel yansıtıyordu ki. Asla kabalaşıp aptal bir play boy özentisi ergen çocuğuna bürünmüyor, asla mütevaziliğini bozup kendisini yersiz övmüyor, ama bütün bunları karşı tarafın yapmasını bekleyerek adeta bir satranç oynuyor gibiydi.


İkisi de o kadar pozisyonundan memnundu ki, ne İrina kendisini arka planda hissediyor, ne de L. ona o enerjiyi veriyor, ne de gerçekte öyle bir durum söz konusuydu. Aslında L. tek başına hiç bir şey yapmıyordu. Oynadığı bütün davranışlar İrina ile karşılıklı idi. Aşk bir kumar oyunu olsaydı kesinliklikle eşli bir oyun olurdu. Hiç bir şekilde tek başına bir manevra yapmıyor, yaptığı ve söylemeye çalıştığı her şey İrinayı da kapsıyor, ona paslar atarak söz hakkı veriyor, iki tarafın da bu birlikteliği beraber yürütmesine fırsat tanıyordu. Hiç bir şekilde "ben istedim olacak" enerjisini yansıtmıyordu.

Arabanın sol arka koltuğunda otururken sağ arka kapı açıldı. İrina'nın arkadaşı Oksana oturdu. Elimi uzattım. Elini uzattı. Tokalaştım. Tokalaştı. Merhaba dedim. Merhaba dedi. Güldüm. Zaten gülüyordu... Soluma baktım, cama yürek okşayan tıkırtısıyla yağmur damlaları çarpıyordu.
 
Ocak 2021-
CAMA DÜŞEN DAMLALAR

Sırıl sıklam olmuş bir vaziyette ellerimde karton bardaklı kahvelerle L.'nin arabasına olanca hızla koşuyordum. Gök delinmiş, adeta doğa bütün verici ve yaratıcı gücüyle toprağı suluyor adeta toprakta unutulmaya yüz tutmuş eril tohumları büyük bir şehvetle döllüyordu. Bu aşk dolu doğa olayının bütün enerjisi toprak üstünde yaşayan bizleri de etkiliyor, içimizi kıpır kıpır yapıyordu.

L.'nin arabasına güç bela kendimi attım ve kahvelerimizi yudumlamaya başladık.
"Neden ben gidiyorum, sen tanıdığım en bencil insansın"
"Dostum direksiyonu bırakıp nasıl gidebilirdim, ısıtıcıları açtım merak etme"
"İrina nerede kaldı? Hani ona bekletilmekten nefret ettiğini söylemiştin?"
"Şu değil mi? İşte geliyor"


İrina L.'nin kız arkadaşıydı. 20 li yaşlarda, sarışın, mavi gözlü, slav ırkının bütün görkemli vasıflarını yüklenmiş, tanrının varlığını ispat edercesine tutkulu bakışları olan bir kızdı. Şemsiyesini kapatarak kendisini arabaya attı. İlk tanışmamız değildi.

İrina ile sevgilisi öpüştüler, merhabalaştılar. Beklemeye devam ediyorduk. Sohbet günlük konuşmalardan başlayıp dallanıp budaklanıyordu. İrina bana Rusların kötü huylarından bahsedip kahkahalarla eşlik ediyordu. Bir rus sevgili yapmanın zor olmadığını ama onu elde tutmanın dünyanın en zor işi olduğunu anlatıp göz ucuyla L.'ye bakıyor, L.'nin umursamaz bıyık altı gülüşünden istediği enerjiyi alamayınca kalan tüm gülme refleksini bana bakarak harcıyordu. L. adeta gözümün önünde çapkınlığa dair yazılmış üst düzey bir metnin piyesini oynuyordu. Kaşları, gözleri, onunla iletişimi ve psikolojik olarak onu yönetmesi, beni hayrete sürüklüyordu. Ona hem o kadar muhtaç, hem de hiç muhtaç değilmiş enerjisini o kadar güzel yansıtıyordu ki. Asla kabalaşıp aptal bir play boy özentisi ergen çocuğuna bürünmüyor, asla mütevaziliğini bozup kendisini yersiz övmüyor, ama bütün bunları karşı tarafın yapmasını bekleyerek adeta bir satranç oynuyor gibiydi.


İkisi de o kadar pozisyonundan memnundu ki, ne İrina kendisini arka planda hissediyor, ne de L. ona o enerjiyi veriyor, ne de gerçekte öyle bir durum söz konusuydu. Aslında L. tek başına hiç bir şey yapmıyordu. Oynadığı bütün davranışlar İrina ile karşılıklı idi. Aşk bir kumar oyunu olsaydı kesinliklikle eşli bir oyun olurdu. Hiç bir şekilde tek başına bir manevra yapmıyor, yaptığı ve söylemeye çalıştığı her şey İrinayı da kapsıyor, ona paslar atarak söz hakkı veriyor, iki tarafın da bu birlikteliği beraber yürütmesine fırsat tanıyordu. Hiç bir şekilde "ben istedim olacak" enerjisini yansıtmıyordu.

Arabanın sol arka koltuğunda otururken sağ arka kapı açıldı. İrina'nın arkadaşı Oksana oturdu. Elimi uzattım. Elini uzattı. Tokalaştım. Tokalaştı. Merhaba dedim. Merhaba dedi. Güldüm. Zaten gülüyordu... Soluma baktım, cama yürek okşayan tıkırtısıyla yağmur damlaları çarpıyordu.
Hiç bir şeyi beklemesem de yazılarını bekliyorum be Reyis
 
Ve yeni bir alfa doğdu😎.Yazdiğimin hakkini verebilmen dileği ile kendine iyi bak.Maceranin devamini merakla bekliyorum dostum.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst