Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Bir Eziğin Hatıra Defteri

Nofap ve spor yapıyor musun ve başka kızlara da yönel melise karşı cesur hareket edersin doğal olarak ona muhtaç olmadığını hisseder bunu hissettiğinde neler olacağını görürsün :d
 
Nofap ve spor yapıyor musun ve başka kızlara da yönel melise karşı cesur hareket edersin doğal olarak ona muhtaç olmadığını hisseder bunu hissettiğinde neler olacağını görürsün :d
Nofap yapmıyorum. Bana garip geliyor ürologlar önermiyor falan.
Spor yapıyorum.
Başka kızlara da yönelmek isterim fakat gidişat şu an bu yönde.
 
22 Ekim Perşembe

Melisle git gide ilerliyorduk. Artık aramızda hiç bir perde kalmamıştı. Galiba sevgili olmuştuk. Ama daha önceki deneyimsizliklerimden bunu anlayamıyordum. Ona hala melis diye sesleniyordum. Sanki “aşkım” veya “sevgilim” desem bana dik dik bakıp, “ne?” Diyecek diye korkuyordum. Aslında bu korku oldukça yersizdi. Büsbütün sevgiliydik işte. Hayatımda ilk kez sevgilim olmuştu ve bir kızla ilk kez bu kadar yakınlaşmış muhabbet etmiştim. Ve bir kızı ilk kez bu kadar çok istiyordum.

Geçtiğimiz gece sabaha kadar müstehçen konulardan konuştuk. Bana kendisinin oldukça deneyimi olduğunu, bunun benim için bir sorun olup olmayacağını sordu. Ben de kesinlikle olmayacağını, onu bir meta gibi görmediğimi söyledim. Ama bütün bunları derken tansiyonum zıplamış, içim içimi yiyordu. Benim o bakmaya kıyamadığım dudaklar, kim bilir kaçar kez hayvani hislerle öpülmüştü?

Melise bunun bir sorun olmadığını tekrar ettim. Ancak kendi tecrübesizliğimi hatırlatıp, bu konularda oldukça “çömez” olduğumu tekrar söyledim. Ne yapılması gerektiğini bilmediğimi, ayrıca kendime hiç güvenmediğimi medeni bir şekilde itiraf ettim. Bunların “boş” olduğunu, her şeyin tamamen karşılıklı zevk ve mutlu olmaktan ibaret olduğunu, kendisini kollarımda gayet iyi hisseceğini söyledi.

Onunla git gide cüretkar bir şekilde konuşuyorduk. Ona müstehcen ilişkilere çekincemi sağlayan bir sorunumu anlattım. Erkeklerde büyüklüğün önemli olup olmadığını sordum. Bu konuşmalar oldukça mizahsen havada geçiyordu. Her şey oldukça komik ilerliyordu. Bunun önemli olmadığını, beni hissedebilecek bir temasın ona yeterli geleceğini gülerek ve ciddi olarak anlattı. Oldukça rahatlamıştım. Çünkü bu konu içimi yiyip bitiriyordu. Kendime hiç güvenim yoktu. Ve nasıl yapacağımı da bilmiyordum.

Bana snapchatten oldukça müstehcen ve kışkırtıcı bir snap attı. Fotoğrafında neden onu eve çağırmadığım sorusu yazılıydı. Heyecandan telefonu yataktan düşürdüm. Hayatımın en heyecanlı anıydı. Birisi sanki göğüs kafesimi açıp, hali hazırda güm güm çarpıp duran kalbime işaret parmağıyla dokunmuş gibiydi. Ona kendisini bir şekilde evime davet edebileceğimi söyledim. Ama evimin ne zaman müsait olacağını bilemediğimden zamanı kestiremiyordum.

Günün ilerleyen saatlerinde ertesi gün ailecek 1 hafta yazlığa gideceğimizi öğrendim. Kararım belliydi, ben evde kalacaktım..
 
22 Ekim Perşembe

Ailem yazlığa gitmek için hazırlanıyordu. Onları ikna etmem oldukça zor olacaktı. Bir yandan da düşünüyordum, sırf böyle bir aksiyon için ailemden uzak kalmak ve onlara katılmamak ne derece doğruydu?
Sonra haftalar önce aldığım kararı ve uymaya çalıştığım çabayı hatırlayıp fikrimden emin oldum. Aileme onlarla birlikte gelmeyeceğimi, bu yolculuğun saçma olduğunu, yalnız kalmak istediğimi söyledim. Yazlıktaki tadilat için mutlaka gitmeleri gerektiğini ama istersem kalabileceğimi söylediler. Ben de kalacaktım.

Bugün tıpkı geceki gibi akşama kadar onunla sohbet etmeye devam ettim. Ve onu yarın evimde ağırlayabileceğimi, hatta hafta sonu boyunca bende kalabileceğini, beraber uzun uzun takılabileceğimizi söyledim. Bundan oldukça sevindi ve bir çanta hazırlayıp geleceğini söyledi. İçim içimi yiyordu, onunla yapayalnız kalacaktık ve romantizmin dibini yaşayacaktık. Neler olacağına dair hiç bir fikrim yoktu ve sadece iç güdülerime güvenerek hareket edecektim.

23 Ekim Cuma

Her türlü ısrara rağmen ailemle beraber gitmedim. Zaten çok uzağa gitmedikleri için kabul etmeleri belki daha kolay oldu. Evde yalnızdım. Bütün evi derleyip topladım. O gelecekti. Acaba nerde takılacaktık salonda mı? Benim odamda mı? Ortamı nereye kurmalıydım? Salonu ayarladım ve üçlü kanepeyi televizyonun önüne doğru yaklaştırdım. Yastıklar koyarak konforlu bir alan yarattım. Önüne bir sehba koydum. Burada film izleyebilirdik. Markete gidip şarap aldım ve çeşitli atıştırmalıklar. Diyetimi de ilk kez bozacaktım ve 10 kiloya yakın zayıflamıştım. Her şey ile ödüllendirildiğim bir gün olacak gibiydi.

Öğleden sonra sırt çantasıyla beraber o geldi. Üzerinde siyah bir büstiyer ve altında cicili bicili yumuşak bir şort vardı. Dünyanın en güzel kadını oydu. Onun evde olduğu saatler boyunca bir dakika bile libidom düşmedi. Ve sürekli önümde bir şeyler tutarak yürümek zorunda kalıyordum. Dayanamayacak kadar fenaydım. Bu pis bir arzunun bedenimde tutunamazlığı değil, oldukça tatlı ve romantik hislerin kabarmış duygusunun sonucuydu. Onunla saatler geçirdik. Filmler izledik. Yemekler yapıp yedik. Şarabımız bozuk çıktığı için çöp oldu, üzülmedik. Meyve suyu içtik.

Saatler gece olduğunda iş çığrından çıkmıştı. Saatlerdir dip dibe, iç içe tatlı tatlı vakit geçiriyorduk ve onu odama götürdüm. Yatağımda uzanıyordu ve heyecandan bayılmak üzereydim. Vücudumdaki bütün kan adeta alt bedenime pompalanıyordu. Beni oldukça kışkırtıcı hareketler yaparak bedenini bana gösterdiği zaman çok kötü bir şey oldu. İçimdeki dolup taşan şehvet kırıntıları artık dayanılmaz bir hal alarak üst üste birikti ve ona dokunarak onu seyrederken bütün bu şehevi hisler doruğa ulaştı. Ona hiç bir şey belli etmemeye çabaladım. Kıp kırmızı olmuş, bir kaç kere acı çeker gibi mırıldanmıştım. O hiç bir şeyden habersiz büyük bir heyecanla dökünürken ben ona karşı artık bir yükselişte değildim. Onu durdurdum ve hiç bir şey söylemedim. Ona “boşver” dedim. “Neden” dedi. “Sen boşver, hadi içeri gidelim” dedim. Biraz duruldu. İçeri gitti. Ben de tuvalete gittim.

Tuvalette kendimi suçlar haldeydim ve neler olup bittiğine, ne kadar iradesiz ve dayanıksız olduğuma verip veriştiriyordum. Utancım geçtikten sonra onun yanına gidip takılmaya devam ettik. İnanılmaz uykum gelmişti, dizlerine yatıp uyudum.
 
22 Ekim Perşembe

Ailem yazlığa gitmek için hazırlanıyordu. Onları ikna etmem oldukça zor olacaktı. Bir yandan da düşünüyordum, sırf böyle bir aksiyon için ailemden uzak kalmak ve onlara katılmamak ne derece doğruydu?
Sonra haftalar önce aldığım kararı ve uymaya çalıştığım çabayı hatırlayıp fikrimden emin oldum. Aileme onlarla birlikte gelmeyeceğimi, bu yolculuğun saçma olduğunu, yalnız kalmak istediğimi söyledim. Yazlıktaki tadilat için mutlaka gitmeleri gerektiğini ama istersem kalabileceğimi söylediler. Ben de kalacaktım.

Bugün tıpkı geceki gibi akşama kadar onunla sohbet etmeye devam ettim. Ve onu yarın evimde ağırlayabileceğimi, hatta hafta sonu boyunca bende kalabileceğini, beraber uzun uzun takılabileceğimizi söyledim. Bundan oldukça sevindi ve bir çanta hazırlayıp geleceğini söyledi. İçim içimi yiyordu, onunla yapayalnız kalacaktık ve romantizmin dibini yaşayacaktık. Neler olacağına dair hiç bir fikrim yoktu ve sadece iç güdülerime güvenerek hareket edecektim.

23 Ekim Cuma

Her türlü ısrara rağmen ailemle beraber gitmedim. Zaten çok uzağa gitmedikleri için kabul etmeleri belki daha kolay oldu. Evde yalnızdım. Bütün evi derleyip topladım. O gelecekti. Acaba nerde takılacaktık salonda mı? Benim odamda mı? Ortamı nereye kurmalıydım? Salonu ayarladım ve üçlü kanepeyi televizyonun önüne doğru yaklaştırdım. Yastıklar koyarak konforlu bir alan yarattım. Önüne bir sehba koydum. Burada film izleyebilirdik. Markete gidip şarap aldım ve çeşitli atıştırmalıklar. Diyetimi de ilk kez bozacaktım ve 10 kiloya yakın zayıflamıştım. Her şey ile ödüllendirildiğim bir gün olacak gibiydi.

Öğleden sonra sırt çantasıyla beraber o geldi. Üzerinde siyah bir büstiyer ve altında cicili bicili yumuşak bir şort vardı. Dünyanın en güzel kadını oydu. Onun evde olduğu saatler boyunca bir dakika bile libidom düşmedi. Ve sürekli önümde bir şeyler tutarak yürümek zorunda kalıyordum. Dayanamayacak kadar fenaydım. Bu pis bir arzunun bedenimde tutunamazlığı değil, oldukça tatlı ve romantik hislerin kabarmış duygusunun sonucuydu. Onunla saatler geçirdik. Filmler izledik. Yemekler yapıp yedik. Şarabımız bozuk çıktığı için çöp oldu, üzülmedik. Meyve suyu içtik.

Saatler gece olduğunda iş çığrından çıkmıştı. Saatlerdir dip dibe, iç içe tatlı tatlı vakit geçiriyorduk ve onu odama götürdüm. Yatağımda uzanıyordu ve heyecandan bayılmak üzereydim. Vücudumdaki bütün kan adeta alt bedenime pompalanıyordu. Beni oldukça kışkırtıcı hareketler yaparak bedenini bana gösterdiği zaman çok kötü bir şey oldu. İçimdeki dolup taşan şehvet kırıntıları artık dayanılmaz bir hal alarak üst üste birikti ve ona dokunarak onu seyrederken bütün bu şehevi hisler doruğa ulaştı. Ona hiç bir şey belli etmemeye çabaladım. Kıp kırmızı olmuş, bir kaç kere acı çeker gibi mırıldanmıştım. O hiç bir şeyden habersiz büyük bir heyecanla dökünürken ben ona karşı artık bir yükselişte değildim. Onu durdurdum ve hiç bir şey söylemedim. Ona “boşver” dedim. “Neden” dedi. “Sen boşver, hadi içeri gidelim” dedim. Biraz duruldu. İçeri gitti. Ben de tuvalete gittim.

Tuvalette kendimi suçlar haldeydim ve neler olup bittiğine, ne kadar iradesiz ve dayanıksız olduğuma verip veriştiriyordum. Utancım geçtikten sonra onun yanına gidip takılmaya devam ettik. İnanılmaz uykum gelmişti, dizlerine yatıp uyudum.
İlk başlarda güzel gidiyormuşsun sona yakın bokun çıkarmışsın. Kusura bakma ama şey gibi olmuş " kız yanımda ama beceremiyorum ". Son satırları okurken sinirden bir hal oldum. Senin yapman gereken şeyi kız yapmış ve hiçbir şey yapmadan kızın dizlerinde mi uyudun kardeşim allah aşkına.
 
Bunları ilk kez yaşadığın için bunları yaşaman normal sayılır kimse anasının karnından pua ve alfa olarak çıkmıyor sonuçta önceki halini düşün ve şimdiki haline bak yaşamış olan tüm eziklerin kıskandığı bir hayatı yaşıyorsun doğru yoldasın
 
Bunları ilk kez yaşadığın için bunları yaşaman normal sayılır kimse anasının karnından pua ve alfa olarak çıkmıyor sonuçta önceki halini düşün ve şimdiki haline bak yaşamış olan tüm eziklerin kıskandığı bir hayatı yaşıyorsun doğru yoldasın
Kimse anasının karnından pua ve alfa olarak çıkmıyor doğru ama erkek olarak çıkıyor. Sen o erkek benliğini benimsemezsen, ortaya çıkarmazsan ezik olarakta kalırsın.
Bu arada Felix kardeşim başarılı ilerliyorsun ama hiç böyle birşey yaşamadığın için korkuna, heyecanına çabuk yeniliyorsun. Sana birşey itiraf etmek istiyorum. Ben de eskiden böyle çekinirdim, utanırdım, korkardım, heyecanlanırdım. Sonra ne oldu? Biliyor musun? Siktiri çektim ve yapıştım kızın dudaklarına. " Alt tarafı ne ola bilir ki? " Dedim. Aksine heyecanıma, utancıma yenik düşmediğim için işler daha da ilerledi ve korkumu yenmiş oldum.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst