Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Çöküntü

(Mutluysan okuma)

Madem konu içsel buhrana geldi biraz içimi dökeyim o zaman çünkü anlatacak pek kimsem yok, yani çevrem kalabalık ama kuru kalabalık karşındaki sen konuşsan bile seni dinlemiyor sadece susup da kendisinin konuşacağı zamanı bekliyor aslında senin dertlerin sikinde bile değil karşındakinin sen konuşurken kim bilir neler düşünüyor asıl problemim bu değil ama asıl problem ne ülkenin içinde bulunduğu buhran durumu ne parasızlık ne dış görünüşüm yani bunların da etkisi yok diyemem elbet de var özellikle ekonomik durumun bu buhran durumuyla ilgisi var çünkü eğlenip stres atma imkanımız her geçen gün azalırken eğlenmeye, yaşamaya giden parayı kazanmak için daha fazla çalışmamız gerekiyor.Bu çalışma ve eğlenememe hali psikolojimize çok kötü yansıyor bunu kimse inkar edemez normal da çok sakin olan ben bile artık her yerde sinirlenmeye gelene geçene sövmeye başladım ama şuan anlatmak istediğim tam olarak bu değil asıl anlatmak istediğim benim için hayatın bir anlamı olmayışını düşünmeye başlamış olmam. Yaptıklarımın, çalışmalarımın, acılarımın, mutluluklarımın, çünkü hepsi ben öldükten sonra ya da belli bir süre içinde kaybolacak, hastalansan kovulsan veya ölmüş olsan bir kaç gün içinde yerinin doldurulabilecek oluşu aslında dertlerinin kimse tarafından umursanmayışı, ailenin aslında seni gerçekten sevmeyişi, kız arkadaşının en ufak bir tökezlemende kıçına tekmeyi koyacak oluşu bunları gerçek bir erkek çok da takmayabilir hayatını yaşar geçer sonuçta ama sadece bunlarla da bitmiyor dinlere zaten inanmıyorum öldükten sonra ruhun falan olmadığını toprak olup yok olacağımıza inananlardanım ve buna inanmak nedense içimde bir başarıya karşı arzu duymamı tetiklemiyor çünkü ne para ne güç sonunda ölüm olduktan sonra o kadar da cazip gelmiyor. İnsan başarıya ulaşması için bir anlama ihtiyacı olmalı diye düşünüyorum çünkü o kadar acıya katlanmanı başka türlü nasıl sağlayabilirsin ki? bende o amacımı kaybettim işte. Para uğruna insanların birbirlerini parçalaması masum hayvanların öldürülmesi, zenginlerin tüm dünyayı doyurabilecek gücü olmalarına rağmen milyonlarca insanı açlıkla sefaletle boğuşmasına müsaade etmelerine, savaşlara, tecavüzlere, pedofililere vs artık hepsinden tiksiniyorum ve bunların olduğu bir dünya da yaşamak bile istemiyorum. Mutluluğu kovalamak da çok saçma geliyor çünkü mutluluk dediğin şey bir kaç hormonun salgılanmasından ibaret. Neyse fazla uzatıp vaktinizi almayayım altta mal mal 'efendi erkek sendromu', 'spora başla düzelir' gibi şeyler yazanlar hiç uğraşmasın küfür ederim.
Ölümün varlığı bir kurtuluş . tüm o rezilliklerin , utanç verici hareketlerin ve yaptığın o yanlış şeyler sen ölünce karanlığa karışıp yok olacak.
bu bize özgürlüğü verir. Eğer öleceksen neden risk almayasın ?
zaten kaybedecek hiçbirşeyin yok
 
(Mutluysan okuma)

Madem konu içsel buhrana geldi biraz içimi dökeyim o zaman çünkü anlatacak pek kimsem yok, yani çevrem kalabalık ama kuru kalabalık karşındaki sen konuşsan bile seni dinlemiyor sadece susup da kendisinin konuşacağı zamanı bekliyor aslında senin dertlerin sikinde bile değil karşındakinin sen konuşurken kim bilir neler düşünüyor asıl problemim bu değil ama asıl problem ne ülkenin içinde bulunduğu buhran durumu ne parasızlık ne dış görünüşüm yani bunların da etkisi yok diyemem elbet de var özellikle ekonomik durumun bu buhran durumuyla ilgisi var çünkü eğlenip stres atma imkanımız her geçen gün azalırken eğlenmeye, yaşamaya giden parayı kazanmak için daha fazla çalışmamız gerekiyor.Bu çalışma ve eğlenememe hali psikolojimize çok kötü yansıyor bunu kimse inkar edemez normal da çok sakin olan ben bile artık her yerde sinirlenmeye gelene geçene sövmeye başladım ama şuan anlatmak istediğim tam olarak bu değil asıl anlatmak istediğim benim için hayatın bir anlamı olmayışını düşünmeye başlamış olmam. Yaptıklarımın, çalışmalarımın, acılarımın, mutluluklarımın, çünkü hepsi ben öldükten sonra ya da belli bir süre içinde kaybolacak, hastalansan kovulsan veya ölmüş olsan bir kaç gün içinde yerinin doldurulabilecek oluşu aslında dertlerinin kimse tarafından umursanmayışı, ailenin aslında seni gerçekten sevmeyişi, kız arkadaşının en ufak bir tökezlemende kıçına tekmeyi koyacak oluşu bunları gerçek bir erkek çok da takmayabilir hayatını yaşar geçer sonuçta ama sadece bunlarla da bitmiyor dinlere zaten inanmıyorum öldükten sonra ruhun falan olmadığını toprak olup yok olacağımıza inananlardanım ve buna inanmak nedense içimde bir başarıya karşı arzu duymamı tetiklemiyor çünkü ne para ne güç sonunda ölüm olduktan sonra o kadar da cazip gelmiyor. İnsan başarıya ulaşması için bir anlama ihtiyacı olmalı diye düşünüyorum çünkü o kadar acıya katlanmanı başka türlü nasıl sağlayabilirsin ki? bende o amacımı kaybettim işte. Para uğruna insanların birbirlerini parçalaması masum hayvanların öldürülmesi, zenginlerin tüm dünyayı doyurabilecek gücü olmalarına rağmen milyonlarca insanı açlıkla sefaletle boğuşmasına müsaade etmelerine, savaşlara, tecavüzlere, pedofililere vs artık hepsinden tiksiniyorum ve bunların olduğu bir dünya da yaşamak bile istemiyorum. Mutluluğu kovalamak da çok saçma geliyor çünkü mutluluk dediğin şey bir kaç hormonun salgılanmasından ibaret. Neyse fazla uzatıp vaktinizi almayayım altta mal mal 'efendi erkek sendromu', 'spora başla düzelir' gibi şeyler yazanlar hiç uğraşmasın küfür ederim.
Varoluşsal sancılar mı geçiyon çen heee :)
 
geçmişte yaşadığım buhranların birkaç farklı sebebi oldu:

-kafamın içindeki yapbozdaki eksiklikler

bu, bilgi ve tecrübe eksikliği nedeniyle kötü şeyler yaşayıp acı çekmek. çözümü belli: okumak, denemek, acı çekerek güçlenmek, öğrenmek.

-kafamın içindeki yapbozdaki ÇELİŞKİLER

bu, beni en çok sıkıntıya sokan şeydi. örneğin: taşaklıyım diyordum fakat sokakta kızlara yanaşıp onlarla konuşmaya korkuyordum. veya: siyah hapa düştüğüm dönemde kızlardan nefret ediyordum ama bir yandan da onları arzuluyordum ve elde etmek istiyordum.

çözümüyse üzerine uzunca düşünmek. eğer kendi başına işin içinden çıkamıyorsan: geçmişte benzer konuları işlemiş filozoflardan yardım almak.

-bunu ben yaşamasam da travmaları da ekleyebiliriz

geçmişte yaşadığın kötü deneyimler hala kendinle ilgili kötü hissetmene neden oluyor olabilir. bunun çözümü de psikanalizle öz sebep aramak, konuyla ilgili en eski hatırana ulaşmaya çalışmak. çoğunlukla mantık çerçevesi içinde bir sebep bulamazsın. kendine telkin vererek bilinçaltını değiştirmen gerekir.

-son olarak da nihilizm

her şey anlamsız (***** anlamsız)

bunu istediği her şeye sahip bir adam söylüyorsa üzerine derin bir şekilde düşünmek gerekiyor. fakat istediğin her şeye sahip olmak kolay bir şey değil, kısa sürede başarılabilecek bir şey hiç değil. hayatta elde etmek istediğin her şeye sahip misin? gidebileceğin bir yol kalmadı mı? yoksa istediğin şeylere ulaşmak çok zor geldiği için kenara çekilip ağlamak kolayına mı geliyor?

denyonun biri "param yok, hayat anlamsız" yazmış. ihtiyacın olan şey paraysa bunu elde etmek için çabalamak yerine burada ne ***** yiyorsun? bunu elde etmenin "çok zor" olduğunu söylemişsin, emin ol öyle değil, sadece yanlış yolla deniyorsun. sabah 7-akşam 5 çalışarak günü-ayı kurtarmaktan fazlasına sahip olamazsın.

hayatta bir hedefin yoksa hayat tabi ki anlamsız gelir. fakat iyi haber şu ki hayat dertlerinin ve doğal olarak hedeflerinin bitmemesini sağlamak üzere programlanmış. hedefin fazla büyük ve zor geliyorsa bunu küçük parçalara böl ve önce bu parçaları halletmek için çabala.

***

yolu tamamen gidip HER ŞEYE sahip olup da nihilizme düşen adam biraz sıkıntılı. ama bu abimizin sıkıntısı da bana kalırsa doğru bakış açısını kaybetmekten kaynaklanıyor. fakat gerçekten çok şeye sahip olduğu için kafasındaki illüzyon daha kuvvetli. bunu size ithafen yazmıyorum, burada böyle bir adam olma ihtimali yok.

örneğin sikiştiğin kızla tekrar seks yapma düşüncesi boşaldığın anda iğrenç gelir. fakat hayat bu kadar basit değil, sınırsız alanı barındırıyor içinde. hiçbir zaman elde edebileceğin şeylerin tamamen bitebileceğini düşünmüyorum. daha önce hiç denemediğin bir şeyi bul ve kendini buna ada, bunda dünyadaki en iyilerden biri haline gelene kadar. sayısız spor var. hayat anlamsız mı geliyor? kendini paraşütle uçaktan yere bırak ve tekrar söyle, hala anlamsız mı geliyor? onu kaybetmeye sadece yaklaş, nasıl götünün tutuşup sadece bir an olsun daha yaşayabilmek için her şeyi yapabileceğini sen de göreceksin.

***

bu, yanlış beklentiden de kaynaklanabilir. her şeyi elde edince "mutlu" olacağını sanıyorsan çok büyük bir şokla karşılaşacaksın. somut şeyler sana mutluluk getirmez: vücut, para, sosyal yetenekler, güzel ilişkiler. HİÇBİRİ. bunlar sadece haz verir, egonu okşar. eğer bunlara sahip değilken mutsuzsan, bunları elde ettiğinde de daha mutlu olmayacaksın. sadece o an salgılanan dopamin ve serotoninle kendini bir süre daha iyi hissedeceksin fakat ÇOK KISA süre içinde bunun etkisi geçecek ve "boşluğa düştüm len mq" diyeceksin. çünkü mutluluğu kendi içinde aramak yerine dış etkenlerde; parada, kızlarda aradın. önemli olan her şeyini kaybetsen bile mutlu kalabilmek, mutluluğunu KENDİN DIŞINDA HİÇBİR ŞEYE BAĞLAMAMAK. çünkü HAYATTA TAMAMEN KONTROL EDEBİLECEĞİN TEK ŞEY KENDİNSİN. ve çoğu insan kontrol edebileceği tek şeyi bile kontrol etmeyi başaramıyor.

elimdeki her şeyi alın, HER ŞEYİMİ. yine mutlu olurum. ve işin güzel yanı yeniden bir şeyler kazanmak için hırslanmaya başlarım, hayattaki dertlerim artar. yıllar önce bir akrabam iflas ettiği için intihar etmişti. göremediği şeyse zevkli olanın elde etmeye çalışma süreci olduğuydu, sahip olma süreci değil. sahip olduğu veya istediği an sahip olabileceğini bildiği şey insana HER ZAMAN değersiz gelmiştir. mutluluğunu kendine değil, malına mülküne bağladı. ve kendi canını aldı, ötesi var mı?

henüz kara cahilsiniz ve bu halinizle "hayat anlamsız" demeniz gerçekten komik. hiçbir şeye de sahip değilsiniz. tembelsiniz. ne yaşadın da hayatın anlamına karar verebilecek yetkinlikte görüyorsun kendini?
 
Son düzenleme:
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst