Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Eğitim Şart

Katılım
1 Eylül 2019
Mesajlar
92
Tepkime puanı
623
Yaş
30
Şehir
İzmir
Eğer eğitim sistemini eleştirirsen ciddiye alınmazsın. Hatta insanlar sana hak veriyor olsa bile -ki aslında verirler- ciddiye alınmazsın.

Neden biliyor musun? Çünkü sana o eğitimi veren hocaların, yıllarını o tuhaf teorik bilgileri anlamak, ezberlemek ve üzerine tezler yazmak için harcamıştır. O okulda okuyan arkadaşların, o okula girebilmek için yıllarını sikindirik sınavlara girerek harcamıştır. O okullardan mezun olan kişiler de yine aynı şekilde yıllarca emek vermişlerdir.

Ve bunun karşılığında, yıllarını harcadıkları o şeyin "değersiz" olduğunu kendilerine bile itiraf edemezler. Kendilerine etseler, bu sefer toplum içerisinde edemezler.

Oysaki put gibi doğru kabul edilen eğitim sisteminin doğruları gün geçtikçe doğruluğunu kaybeder. En basitinden ekonomi/iktisat öğrencilerine mikroiktisat dersinde ilk başta öğretilen şudur: Tüm tüketiciler rasyoneldir ve tercihlerini "Faydamı nasıl maksimum seviyeye ulaştırırım?" düşüncesiyle yaparlar. Sadece Türkiye'de değil bütün dünyada öğretilen mikroekonomi dersi bu teorinin üzerine kuruludur. Eğer günümüz mikroekonomisi kibrit çöplerinden oluşmuş bir evse, bu çöpü çektiğin anda tüm ev yıkılır.

Oysaki tüketiciler rasyonel falan değildir, yalnızca öyle olduklarını zannederler. Zira bilinçaltı, insana sürekli "bu daha pahalı, öyleyse bu daha lezzetli/daha kaliteli/daha iyi olmalı" diye fısıldar. Veya "bunun ambalajı daha hoş, öyleyse bu daha güzel olmalı" diye fısıldar, hatta abartıyormuşum gibi görünsem de bunun bilimsel ispatları vardır; bilinçaltı insana tercih verme aşamasında "bugün neşeli günündesin, bu aslında çok güzel" diye de fısıldar. Ve tüketici tüm bunların etkisinde kalarak karar verir neyden ne kadar tüketeceğine. Gerçekte sağlayacağı "fayda" aslında hiç de ön planda değildir tüketici için. Mikroekonomi derslerinde öğretilenin neredeyse 180 derece aksine...

Bunun en büyük sebebi, bilinçaltının insanların kararları üzerinde bu kadar etkili bir merci olduğunun tıp dünyasında bile yeni yeni kabul edilmeye başlanmasıdır. Önce tıp bunu kabul edecek, daha sonra bunu ekonomistler onaylayacak, daha sonra bunu onaylayan ekonomistler bu teori üzerine yeni bir düzen inşa edecekler ve ondan sonra eğitim sistemine bu yansıyacak... Kaç yıl daha kaybedeceğiz bunların olması için?

Veya gel lan, daha değişik açıdan yaklaşayım sana. Diyelim ki bütün eğitim sistemi doğrulardan ibaret, hani varsayımda bulunuyorum. Peki bu kadar çok doğruyu bir insana 6 yaşından 20'li yaşlarına kadar yüklemek doğru mudur? Ne yapacak çocuk bu kadar "doğru" ile?

Sanırım önümüzde iki mantıklı ihtimal var.

Ya tüm dünya bu eğitim sisteminin doğru ve yararlı olduğuna inanacak kadar aptal.

Ya da, bu yanlış olduğu alenen ortada olan eğitim sistemi kasıtlı olarak dayatılıyor insanlara.

Hayır, yıllardır benim daha makul ve ikisini de ortak potada eriten bir fikrim var bu konu ile ilgili.

Bu eğitim sisteminin "yanlış" ve "zaman kaybı" olmasını isteyen bir grup güç sahibi, kasıtlı olarak bu saçmalıkların "doğru" olduğuna inanan aptallara sunuyorlar bu sistemi. Ve bunun adına "eğitim" deniliyor. Ve daha da kötüsü (veya onlar açısından iyisi), bu sistem kendi içerisinde bir saat gibi tıkır tıkır işliyor. Şöyle ki;

Eğer sen şikayetçi olursan, başka destekçi bulamazsın. Bulsan bile bunları bir yetkilinin karşısında söylemeye cesaret edebilecek başka bir sınıf arkadaşı bulamazsın, çünkü sınıf arkadaşın o okula girebilmek için yıllarca emek vermiştir, bunların karşılığında bir beklentisi vardır ve bunu kaybetmek istemez. Hayal gücümüzü kullanalım, olur ya, tüm sınıf arkadaşlarınızla bir görüş birliğine vardınız ve cesaret de edebildiniz hocaya diklenmek için, bu sefer hocanız bunu kabul etmeyecektir. Zira o hocanız yıllarını, size öğrettiği şeyleri öğrenmeye adamıştır, nasıl olur da kendisinin bilgi bazında hiç önemsemeyeceği birtakım insanlar ona neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğretebilir? E hadi, olur ya, hocanız memur kafasında bir adam değildir, kaybetme korkusu da yoktur. Ve hadi, yine bir mucize sayesinde hocanızın hem kendisini hem de o okuldaki tüm meslektaşlarını ikna edip bakanlığa kadar gidebildiğini hayal edelim. Bu durumda yine hiçbir şey değişmeyecektir, zira o bakan da o konuma gelebildiği için yıllarca emek verdiğini düşünmekte ve sahip olduğu makamı kaybetme korkusuna sahip olacaktır. E hadi ************* oldu ya, o bakan da mert ve zeki bir adam çıktı ve sizinle aynı yola baş koydu, bu durumda o da karşısında birtakım kodamanlar, mevki sahibi adamlar bulacaktır. Hiçbir bok değişmeyecektir.

Bak bunu BBC, National Geographic ve Discovery Channel tayfası çok yapar. Bazı belgesellerde Einstein veya Tesla gibi kendi zamanında anlaşılamamış insanların hikâyelerini anlatırlar ve bu belgesellerde Oxford Üniversitesi'nden profesör bilmemgötümün görüşlerine yer verirler. O profesör bilmemgötüm de gülerek ve alaycı bir ifade ile şunları der: "Einstein'ın dediklerini o dönemin insanları anlayamıyorlardı, onu ciddiye bile almıyorlardı hahaha. Çünkü o, bütün kanunları görmezden geliyordu. Hahahaha Einstein'ın yerinde olmak istemezdim doğrusu" (sikimsonik iğrenç yüz ifadesi)

İyi de amını siktiğimin salağı, o Einstein'ı ciddiye almayan adamlar senin gibi birileriydi. Bugün sana bir Einstein gelse, sen de onu dikkate almayacaksın, çünkü bir ambalajı yok onun, bir fiyatı yok. Sen de bugün, tıpkı o eskiden var olan ve şu an küçük gördüğün adamlar gibi bir tavır sergileyeceksin önündeki potansiyel Einstein'a karşı. O zaman ne bu "Ben olsam anlardım ama o dönemin bilim insanları öyleydi işte hahaha" tavırları be dalyarak? Sıfatına sıçtığımın salağı seni.

Neyse moruk, eminim ki öğrencilik hayatında sana da "kendinizi geliştirin" öğütleri veren, idealist mavallar okuyan hocaların olmuştur. Hatta derslerde sana öğretilmeyen bir şeyi bilemediğin için "nasıl olur da bu bölümde okumana rağmen bunu bilmezsin?" diye fırça kayan veya bunun örneğini veren, "öğrenci kalitesi çok düştü yaa" diye söylenen hocaların olmuştur. Fakat eminim ki, bu sözde idealist özde sokaktaki Ahmet'ten hiçbir farkı olmayan ve hasbelkader öğrenim görmüş vasat or*spu çocuğu, sana da sınav sorusu olarak müfredattaki konuyu sormuştur. Daha doğrusu o müfredatta var olan konuyu, kendi öğrencilik yıllarında öğrendiği başka sikimsonik bir konu ile birleştirip öyle sormuştur ve sınavlarında zor soru soran hoca olarak ego tatmini yapmıştır.

Bu, böyle gelip böyle giden olayın adına da "eğitim" denmiştir.

Ne senin sorgulama kabiliyetin gelişmiştir, ne de okuduğunu zannettiğin bilim dalını öğrenmişsindir. Hatta sana dayatılanları öğrenmek için hayattan kopman gerekmiştir.

Ve toplum da bu "eğitim" kavramının karşısında saygı duruşuna geçmiştir.

Sizin eğitim dediğiniz şey eğitimsizlikten ve zaman kaybından başka bir şey değil. Amcamın oğlunu 6 yaşındayken ısırasım gelirdi, öyle sevimli bir şeydi, şimdi çocuk gülmek nedir onu unutmuş. Siz bana neyi anlatıyorsunuz be yolunu siktiğimin çocukları?
 
Çok ciddi diyorum eline kolunu her yerine sağlık. Okul okuyup hayatını kurtacak ne kadar düşüncede kişi varsa aklınızı değiştirin hemen.

Milyonerlerin %80 üniversite mezunu bile değildir.

Kendimden örnek vereyim, lise mezunuyum ve üniversite okursam yüzüme tükürsünler. Ailem bana deli gibi baskı yaptı üniversite oku diye, "adam akıllı maaşın" olsun diye. Ulan amina koyayım aklıma geldikçe sinirleniyorum. En kral mesleği getir 10-15 bin kazanacak. Ben şuan lise mezunuyum oturduğum yerden doktorlardan daha fazla kazanıyorum amk.

Ve hala okumuş olsaydım üniversite mezunu olmama 2-3 sene vardı. Düşünsenize üniversite mezunu olacaksınız, iş arayacaksınız, master yapacaksınız. Bilmem ne.. ulan bunca seninin karşılığın da sen bana 5-10bin maaş verip hâlâ çalışmaya mı zorlayacaksın? Afedersiniz ama en fazla kafasını yersiniz. Ben şu anki halimle okumuş "adam olmuş" kişiden kat ve kat daha fazla kazanıyorum ve istediğim gün tatil yapabiliyorum. Günde 2-3 saat vaktimi harcıyorum ve kalan gün benim.


Dostlar belirli meslekler hariç üniversite okuyup hayatını kurtaracağını zanneden varsa üzülüyorum.

En güzel yaşlarımı sınav stresi ile kaybetmek istemiyorum.
 
Eğer eğitim sistemini eleştirirsen ciddiye alınmazsın. Hatta insanlar sana hak veriyor olsa bile -ki aslında verirler- ciddiye alınmazsın.

Neden biliyor musun? Çünkü sana o eğitimi veren hocaların, yıllarını o tuhaf teorik bilgileri anlamak, ezberlemek ve üzerine tezler yazmak için harcamıştır. O okulda okuyan arkadaşların, o okula girebilmek için yıllarını sikindirik sınavlara girerek harcamıştır. O okullardan mezun olan kişiler de yine aynı şekilde yıllarca emek vermişlerdir.

Ve bunun karşılığında, yıllarını harcadıkları o şeyin "değersiz" olduğunu kendilerine bile itiraf edemezler. Kendilerine etseler, bu sefer toplum içerisinde edemezler.

Oysaki put gibi doğru kabul edilen eğitim sisteminin doğruları gün geçtikçe doğruluğunu kaybeder. En basitinden ekonomi/iktisat öğrencilerine mikroiktisat dersinde ilk başta öğretilen şudur: Tüm tüketiciler rasyoneldir ve tercihlerini "Faydamı nasıl maksimum seviyeye ulaştırırım?" düşüncesiyle yaparlar. Sadece Türkiye'de değil bütün dünyada öğretilen mikroekonomi dersi bu teorinin üzerine kuruludur. Eğer günümüz mikroekonomisi kibrit çöplerinden oluşmuş bir evse, bu çöpü çektiğin anda tüm ev yıkılır.

Oysaki tüketiciler rasyonel falan değildir, yalnızca öyle olduklarını zannederler. Zira bilinçaltı, insana sürekli "bu daha pahalı, öyleyse bu daha lezzetli/daha kaliteli/daha iyi olmalı" diye fısıldar. Veya "bunun ambalajı daha hoş, öyleyse bu daha güzel olmalı" diye fısıldar, hatta abartıyormuşum gibi görünsem de bunun bilimsel ispatları vardır; bilinçaltı insana tercih verme aşamasında "bugün neşeli günündesin, bu aslında çok güzel" diye de fısıldar. Ve tüketici tüm bunların etkisinde kalarak karar verir neyden ne kadar tüketeceğine. Gerçekte sağlayacağı "fayda" aslında hiç de ön planda değildir tüketici için. Mikroekonomi derslerinde öğretilenin neredeyse 180 derece aksine...

Bunun en büyük sebebi, bilinçaltının insanların kararları üzerinde bu kadar etkili bir merci olduğunun tıp dünyasında bile yeni yeni kabul edilmeye başlanmasıdır. Önce tıp bunu kabul edecek, daha sonra bunu ekonomistler onaylayacak, daha sonra bunu onaylayan ekonomistler bu teori üzerine yeni bir düzen inşa edecekler ve ondan sonra eğitim sistemine bu yansıyacak... Kaç yıl daha kaybedeceğiz bunların olması için?

Veya gel lan, daha değişik açıdan yaklaşayım sana. Diyelim ki bütün eğitim sistemi doğrulardan ibaret, hani varsayımda bulunuyorum. Peki bu kadar çok doğruyu bir insana 6 yaşından 20'li yaşlarına kadar yüklemek doğru mudur? Ne yapacak çocuk bu kadar "doğru" ile?

Sanırım önümüzde iki mantıklı ihtimal var.

Ya tüm dünya bu eğitim sisteminin doğru ve yararlı olduğuna inanacak kadar aptal.

Ya da, bu yanlış olduğu alenen ortada olan eğitim sistemi kasıtlı olarak dayatılıyor insanlara.

Hayır, yıllardır benim daha makul ve ikisini de ortak potada eriten bir fikrim var bu konu ile ilgili.

Bu eğitim sisteminin "yanlış" ve "zaman kaybı" olmasını isteyen bir grup güç sahibi, kasıtlı olarak bu saçmalıkların "doğru" olduğuna inanan aptallara sunuyorlar bu sistemi. Ve bunun adına "eğitim" deniliyor. Ve daha da kötüsü (veya onlar açısından iyisi), bu sistem kendi içerisinde bir saat gibi tıkır tıkır işliyor. Şöyle ki;

Eğer sen şikayetçi olursan, başka destekçi bulamazsın. Bulsan bile bunları bir yetkilinin karşısında söylemeye cesaret edebilecek başka bir sınıf arkadaşı bulamazsın, çünkü sınıf arkadaşın o okula girebilmek için yıllarca emek vermiştir, bunların karşılığında bir beklentisi vardır ve bunu kaybetmek istemez. Hayal gücümüzü kullanalım, olur ya, tüm sınıf arkadaşlarınızla bir görüş birliğine vardınız ve cesaret de edebildiniz hocaya diklenmek için, bu sefer hocanız bunu kabul etmeyecektir. Zira o hocanız yıllarını, size öğrettiği şeyleri öğrenmeye adamıştır, nasıl olur da kendisinin bilgi bazında hiç önemsemeyeceği birtakım insanlar ona neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğretebilir? E hadi, olur ya, hocanız memur kafasında bir adam değildir, kaybetme korkusu da yoktur. Ve hadi, yine bir mucize sayesinde hocanızın hem kendisini hem de o okuldaki tüm meslektaşlarını ikna edip bakanlığa kadar gidebildiğini hayal edelim. Bu durumda yine hiçbir şey değişmeyecektir, zira o bakan da o konuma gelebildiği için yıllarca emek verdiğini düşünmekte ve sahip olduğu makamı kaybetme korkusuna sahip olacaktır. E hadi ************* oldu ya, o bakan da mert ve zeki bir adam çıktı ve sizinle aynı yola baş koydu, bu durumda o da karşısında birtakım kodamanlar, mevki sahibi adamlar bulacaktır. Hiçbir bok değişmeyecektir.

Bak bunu BBC, National Geographic ve Discovery Channel tayfası çok yapar. Bazı belgesellerde Einstein veya Tesla gibi kendi zamanında anlaşılamamış insanların hikâyelerini anlatırlar ve bu belgesellerde Oxford Üniversitesi'nden profesör bilmemgötümün görüşlerine yer verirler. O profesör bilmemgötüm de gülerek ve alaycı bir ifade ile şunları der: "Einstein'ın dediklerini o dönemin insanları anlayamıyorlardı, onu ciddiye bile almıyorlardı hahaha. Çünkü o, bütün kanunları görmezden geliyordu. Hahahaha Einstein'ın yerinde olmak istemezdim doğrusu" (sikimsonik iğrenç yüz ifadesi)

İyi de amını siktiğimin salağı, o Einstein'ı ciddiye almayan adamlar senin gibi birileriydi. Bugün sana bir Einstein gelse, sen de onu dikkate almayacaksın, çünkü bir ambalajı yok onun, bir fiyatı yok. Sen de bugün, tıpkı o eskiden var olan ve şu an küçük gördüğün adamlar gibi bir tavır sergileyeceksin önündeki potansiyel Einstein'a karşı. O zaman ne bu "Ben olsam anlardım ama o dönemin bilim insanları öyleydi işte hahaha" tavırları be dalyarak? Sıfatına sıçtığımın salağı seni.

Neyse moruk, eminim ki öğrencilik hayatında sana da "kendinizi geliştirin" öğütleri veren, idealist mavallar okuyan hocaların olmuştur. Hatta derslerde sana öğretilmeyen bir şeyi bilemediğin için "nasıl olur da bu bölümde okumana rağmen bunu bilmezsin?" diye fırça kayan veya bunun örneğini veren, "öğrenci kalitesi çok düştü yaa" diye söylenen hocaların olmuştur. Fakat eminim ki, bu sözde idealist özde sokaktaki Ahmet'ten hiçbir farkı olmayan ve hasbelkader öğrenim görmüş vasat or*spu çocuğu, sana da sınav sorusu olarak müfredattaki konuyu sormuştur. Daha doğrusu o müfredatta var olan konuyu, kendi öğrencilik yıllarında öğrendiği başka sikimsonik bir konu ile birleştirip öyle sormuştur ve sınavlarında zor soru soran hoca olarak ego tatmini yapmıştır.

Bu, böyle gelip böyle giden olayın adına da "eğitim" denmiştir.

Ne senin sorgulama kabiliyetin gelişmiştir, ne de okuduğunu zannettiğin bilim dalını öğrenmişsindir. Hatta sana dayatılanları öğrenmek için hayattan kopman gerekmiştir.

Ve toplum da bu "eğitim" kavramının karşısında saygı duruşuna geçmiştir.

Sizin eğitim dediğiniz şey eğitimsizlikten ve zaman kaybından başka bir şey değil. Amcamın oğlunu 6 yaşındayken ısırasım gelirdi, öyle sevimli bir şeydi, şimdi çocuk gülmek nedir onu unutmuş. Siz bana neyi anlatıyorsunuz be yolunu siktiğimin çocukları?
Peki bunda aile tabusu kısmını da yazmamışsın. Ailenin ' oku da memur ol yavrum iyi üniversiteye git' problemini nasıl çözeriz ?
 
Milyonerlerin %80 üniversite mezunu bile değildir.

Bu nasıl bir ölçüt arkadaşım? Hem okuyup hayatını kurtaracağını düşünenler varsa diyorsun hem de milyonerlerden bahsediyorsun. Sence hayatını kurtarmak isteyen adamlar milyoner olmak için mi yola çıkıyorlar? Ayrıca ne iş yapıyorsan o işten güzel para yaptığını söylemişsin peki herkes aynı mı? Kimisi işlem yapar kafası oraya yatkındır ordan mühendislik okur para yapar. Kimisi ekonomiyi çok iyi takip ediyodur bilgisi de vardır ordan para yapar. Kimisi alanında tektir en iyisi olmasa bile güzel para yapar. Yani şunu yapmayın bunu yapın diyerek mi katılıyorsun bu tartışmaya?


Ve hala okumuş olsaydım üniversite mezunu olmama 2-3 sene vardı. Düşünsenize üniversite mezunu olacaksınız, iş arayacaksınız, master yapacaksınız. Bilmem ne
Bu değerlendirmeni de saçma buluyorum çünkü bir sürü olasılığın olduğu bir hikayeyi tek bir sonuçla bitiriyorsun. Bazısı üniversite okurken iş fırsatı yakalayabilir. Bazısı üniversitede anca kendini keşfedebilir. Bazısı dediğin gibi bir bok beceremeyip işsiz kalabilir. Bazı hiç üniversite okumaz dükkan açar batar. Bazısı üniversite okumaz dükkan açar kazanır. Yani nasıl böyle tek bir sonuç yazabiliyorsun oraya?
Neyse moruk, eminim ki öğrencilik hayatında sana da "kendinizi geliştirin" öğütleri veren, idealist mavallar okuyan hocaların olmuştur. Hatta derslerde sana öğretilmeyen bir şeyi bilemediğin için "nasıl olur da bu bölümde okumana rağmen bunu bilmezsin?" diye fırça kayan veya bunun örneğini veren, "öğrenci kalitesi çok düştü yaa" diye söylenen hocaların olmuştur. Fakat eminim ki, bu sözde idealist özde sokaktaki Ahmet'ten hiçbir farkı olmayan ve hasbelkader öğrenim görmüş vasat or*spu çocuğu, sana da sınav sorusu olarak müfredattaki konuyu sormuştur. Daha doğrusu o müfredatta var olan konuyu, kendi öğrencilik yıllarında öğrendiği başka sikimsonik bir konu ile birleştirip öyle sormuştur ve sınavlarında zor soru soran hoca olarak ego tatmini yapmıştır.
Burda da aynı şeyi yapıyorsunuz nasıl bir manipülasyon anlayabilmiş değilim. Bunları yazarak diğer öğretmen tiplerini çöpe atmış oluyorsun arkadaşım. Hem dediğin küçük bir istisnayı geneli böyleymiş gibi gösteriyorsun. Her ortamda iyiler normaller kötüler vardır. Buna sen değil doğa karar verir. Üstelik eğitim dediğiniz şeyi de o kadar küçültüyorsunuz ki alın cebinize sokun. Yapmayın böyle eğitim sadece para yapmak değil. Amacınız oysa pekala yaparsınız.

Yıllarını vererek girdikleri bölüme laf atarsanız bla bla demişsin. Birincisi o bölüme emek harcamak istemek saçmalık mı? 17-18 yaşında hala aile yanında yaşayan bir lise öğrencisi bu şartlarda sınava çalışmak veya kendini geliştirmek dışında ne yapabilir? Tabi ki emek verecek tabi ki sayısal olmasına ve sınavında çıkmamasına rağmen edebiyat dersi görecek bunu severek yapar demiyorum. Ama yapar. Eğer şu sikimsonik sistemde bir şey başarmak istiyorsa yapar. Sistem düzgün mü? Hayır değil ama sistem dediğimiz şey ne? Neye sistem diyoruz da biz düzeltemiyoruz bir türlü? Sistem dediğiniz devlettir, toplumdur, insandır. Bunları değiştirmeden sihirli değneksiz sistemi, kültürü, yapıyı değiştiremezsiniz.
Sizin eğitim dediğiniz şey eğitimsizlikten ve zaman kaybından başka bir şey değil. Amcamın oğlunu 6 yaşındayken ısırasım gelirdi, öyle sevimli bir şeydi, şimdi çocuk gülmek nedir onu unutmuş. Siz bana neyi anlatıyorsunuz be yolunu siktiğimin çocukları?
Buna yorum yapamicam elma ve armutu toplayabilen bir insan olarak seni tebrik ediyorum. Dediğim gibi alanınızda iyi olabilirsiniz ama sizin gibi yapmıyor diye başkasının verdiği emeğe, uğraşa yorum yapamazsınız o kişilerin kabiliyetini dünya görüşünü amaçlarını bilmeden.
 
Bu nasıl bir ölçüt arkadaşım? Hem okuyup hayatını kurtaracağını düşünenler varsa diyorsun hem de milyonerlerden bahsediyorsun. Sence hayatını kurtarmak isteyen adamlar milyoner olmak için mi yola çıkıyorlar? Ayrıca ne iş yapıyorsan o işten güzel para yaptığını söylemişsin peki herkes aynı mı? Kimisi işlem yapar kafası oraya yatkındır ordan mühendislik okur para yapar. Kimisi ekonomiyi çok iyi takip ediyodur bilgisi de vardır ordan para yapar. Kimisi alanında tektir en iyisi olmasa bile güzel para yapar. Yani şunu yapmayın bunu yapın diyerek mi katılıyorsun bu tartışmaya?



Bu değerlendirmeni de saçma buluyorum çünkü bir sürü olasılığın olduğu bir hikayeyi tek bir sonuçla bitiriyorsun. Bazısı üniversite okurken iş fırsatı yakalayabilir. Bazısı üniversitede anca kendini keşfedebilir. Bazısı dediğin gibi bir bok beceremeyip işsiz kalabilir. Bazı hiç üniversite okumaz dükkan açar batar. Bazısı üniversite okumaz dükkan açar kazanır. Yani nasıl böyle tek bir sonuç yazabiliyorsun oraya?

Burda da aynı şeyi yapıyorsunuz nasıl bir manipülasyon anlayabilmiş değilim. Bunları yazarak diğer öğretmen tiplerini çöpe atmış oluyorsun arkadaşım. Hem dediğin küçük bir istisnayı geneli böyleymiş gibi gösteriyorsun. Her ortamda iyiler normaller kötüler vardır. Buna sen değil doğa karar verir. Üstelik eğitim dediğiniz şeyi de o kadar küçültüyorsunuz ki alın cebinize sokun. Yapmayın böyle eğitim sadece para yapmak değil. Amacınız oysa pekala yaparsınız.

Yıllarını vererek girdikleri bölüme laf atarsanız bla bla demişsin. Birincisi o bölüme emek harcamak istemek saçmalık mı? 17-18 yaşında hala aile yanında yaşayan bir lise öğrencisi bu şartlarda sınava çalışmak veya kendini geliştirmek dışında ne yapabilir? Tabi ki emek verecek tabi ki sayısal olmasına ve sınavında çıkmamasına rağmen edebiyat dersi görecek bunu severek yapar demiyorum. Ama yapar. Eğer şu sikimsonik sistemde bir şey başarmak istiyorsa yapar. Sistem düzgün mü? Hayır değil ama sistem dediğimiz şey ne? Neye sistem diyoruz da biz düzeltemiyoruz bir türlü? Sistem dediğiniz devlettir, toplumdur, insandır. Bunları değiştirmeden sihirli değneksiz sistemi, kültürü, yapıyı değiştiremezsiniz.

Buna yorum yapamicam elma ve armutu toplayabilen bir insan olarak seni tebrik ediyorum. Dediğim gibi alanınızda iyi olabilirsiniz ama sizin gibi yapmıyor diye başkasının verdiği emeğe, uğraşa yorum yapamazsınız o kişilerin kabiliyetini dünya görüşünü amaçlarını bilmeden.

Dostlar belirli meslekler hariç üniversite okuyup hayatını kurtaracağını zanneden varsa üzülüyorum.

Yazılarını yazarken hafiften bu yaşta bu kadar para kazandığım için kıskançlık sezmedim değil, hayatta herkesin bir amacı vardır. Bu kimisi için ölmeden milyoner olmak olabilir, kimisi içinde uzaya çıkmak olabilir. Uzaya çıkmak isteyen adam mecburen üniversite mezunu olmak zorunda diyebiliriz. Milyoner olmak isteyen kişi ise mecbur değildir. Milyonlerin çoğuna bakarsan üniversite mezunu değildir.

Onunda geçtim dünyada yaşamış en zeki insanlardan birisi olan Einstein bile üniversite mezunu değil. Kalkıp burada sadece boş yapmışsın. Üniversite şart değildir.

Sen oku adam ol, neden bu kadar zoruna gitti. 😄
 
Son düzenleme:
Kişisele çekiyorsun benim seni kıskandığım falan yok ortada bir konu var tartışma açılmış ben de yorumumu yapıyorum. Senin yaşını bilmem yaptığın parayı bilmem hangisi zoruma gidecek? Hangisini kıskanıcam? Ben üniversiteye şart falan da demedim herkesin beyin yapısı sizinle aynı olmayabilir dedim. Üstelik hala saçma sapan bir şekilde normal insanları einstein ile kıyaslıyorsun diyecek bir şey bulamıyorum. Dediğim şeyi zaten özetlemişsin burda kişilerin amacı veyahut yapmak istediği idealleri farklı olabilir o yüzen kimse ''uzaya çıkmak için uğraştığın zamana, paraya acıyorum. Benim gibi ticaretçi olsan 3 saat çalışıp ayda 15k para yapardın'' diyemez.
 
Bu nasıl bir ölçüt arkadaşım? Hem okuyup hayatını kurtaracağını düşünenler varsa diyorsun hem de milyonerlerden bahsediyorsun. Sence hayatını kurtarmak isteyen adamlar milyoner olmak için mi yola çıkıyorlar? Ayrıca ne iş yapıyorsan o işten güzel para yaptığını söylemişsin peki herkes aynı mı? Kimisi işlem yapar kafası oraya yatkındır ordan mühendislik okur para yapar. Kimisi ekonomiyi çok iyi takip ediyodur bilgisi de vardır ordan para yapar. Kimisi alanında tektir en iyisi olmasa bile güzel para yapar. Yani şunu yapmayın bunu yapın diyerek mi katılıyorsun bu tartışmaya?



Bu değerlendirmeni de saçma buluyorum çünkü bir sürü olasılığın olduğu bir hikayeyi tek bir sonuçla bitiriyorsun. Bazısı üniversite okurken iş fırsatı yakalayabilir. Bazısı üniversitede anca kendini keşfedebilir. Bazısı dediğin gibi bir bok beceremeyip işsiz kalabilir. Bazı hiç üniversite okumaz dükkan açar batar. Bazısı üniversite okumaz dükkan açar kazanır. Yani nasıl böyle tek bir sonuç yazabiliyorsun oraya?

Burda da aynı şeyi yapıyorsunuz nasıl bir manipülasyon anlayabilmiş değilim. Bunları yazarak diğer öğretmen tiplerini çöpe atmış oluyorsun arkadaşım. Hem dediğin küçük bir istisnayı geneli böyleymiş gibi gösteriyorsun. Her ortamda iyiler normaller kötüler vardır. Buna sen değil doğa karar verir. Üstelik eğitim dediğiniz şeyi de o kadar küçültüyorsunuz ki alın cebinize sokun. Yapmayın böyle eğitim sadece para yapmak değil. Amacınız oysa pekala yaparsınız.

Yıllarını vererek girdikleri bölüme laf atarsanız bla bla demişsin. Birincisi o bölüme emek harcamak istemek saçmalık mı? 17-18 yaşında hala aile yanında yaşayan bir lise öğrencisi bu şartlarda sınava çalışmak veya kendini geliştirmek dışında ne yapabilir? Tabi ki emek verecek tabi ki sayısal olmasına ve sınavında çıkmamasına rağmen edebiyat dersi görecek bunu severek yapar demiyorum. Ama yapar. Eğer şu sikimsonik sistemde bir şey başarmak istiyorsa yapar. Sistem düzgün mü? Hayır değil ama sistem dediğimiz şey ne? Neye sistem diyoruz da biz düzeltemiyoruz bir türlü? Sistem dediğiniz devlettir, toplumdur, insandır. Bunları değiştirmeden sihirli değneksiz sistemi, kültürü, yapıyı değiştiremezsiniz.

Buna yorum yapamicam elma ve armutu toplayabilen bir insan olarak seni tebrik ediyorum. Dediğim gibi alanınızda iyi olabilirsiniz ama sizin gibi yapmıyor diye başkasının verdiği emeğe, uğraşa yorum yapamazsınız o kişilerin kabiliyetini dünya görüşünü amaçlarını bilmeden.
hocam aslında senin cevabın yazıda mevcut adam diyor ki yıllarca okuyup çalışan adama bunları söylerseniz kabul etmeyecektir çünkü yıllarca köle olduğunun farkına varmak çok acı bir durum.
Kimisi işlem yapar kafası oraya yatkındır ordan mühendislik okur para yapar.
işlem yaparak para yapan bir adam ben daha görmedim henüz :)
Yapmayın böyle eğitim sadece para yapmak değil.
eğitim aslında çok değerli bir şey ancak size bu okuldan öğrettikleri zırvalıklar eğitim değil, eğitim dediğin şey öğrendiğinde senin işine yarayan onu pratikte kullanabildiğin bilgidir sen trigonometri yi hayatının neresinde kullanacaksın allah aşkına?

hiç düşündün mü yav biz okuyoruz da ne oluyor?
kime hizmet ediyoruz?
diyelim ki ben bütün mat konularını biliyorum mühendislik okudum e peki adam benim bildiğim integrali vs. neyde kullanacak dostum?

bu soruları kendimize sormamız lazım ot gibi yaşamamak lazım
eğitim demişken ben @SABA arkadaşımızın kendini oldukça geliştirdiğini biliyorum mesela fitness ile ilgili bilgiye ve bence en önemlisi ingilizce diline sahip bunlar sayesinde şu anda para yapıyor işte eğitim budur! bildiklerinden yararlanabilmektir.

umarım yardımcı olabilmişimdir.
 
Sen de büyük bir hırsız çıktın ama yazılarının çoğu çalıntı. Kendin yazıyormuşsun gibi forum okuyucularına bu yazıları lanse etmen de bize büyük bir hakaret hatırlatırım.
Yazının orjinali için: Eğitim Şart
Gönderdiğin postun altına "alıntıdır" diye belirtmen çok mu zor?
 
Sen de büyük bir hırsız çıktın ama yazılarının çoğu çalıntı. Kendin yazıyormuşsun gibi forum okuyucularına bu yazıları lanse etmen de bize büyük bir hakaret hatırlatırım.
Yazının orjinali için: Eğitim Şart
Gönderdiğin postun altına "alıntıdır" diye belirtmen çok mu zor?
Katılıyorum bu olayı görmemiştim,yazılar kaliteli fakat alıntıdır demesi lazım diye düşünüyorum.Fakat bu adam bunu görüp paylaşmasaydı bizim de haberimiz olmayacaktı
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst