Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Erdemli Hayat

Katılım
4 Nisan 2018
Mesajlar
88
Tepkime puanı
52
Yaş
23
Şehir
İzmir
Etiğin önemli konu ya da alanlarından birisi erdem ve erdemli hayattır. Etik değer taşıyan şeylerin başında öncelikle ahlaki eylemler ve sonuç, ikinci olarak ilkelerle değerler ve nihayet ahlaki karakter gelir. Bunlardan ahlaki eylemler üzerinde duran araştırmalar, daha ziyade doğru eylem üzerinde yoğunlaşırlar. Değerleri ele alan etik araştırmalar ise esas ahlaki iyi üzerinde odaklaşır.
Söz konusu her iki araştırma türü de son derece önemli olmakla birlikte önemli bir eksiklik içerir. Eksiklik, gerek ahlaki davranışın gerekse ahlaki değerin sadece soyut bir biçimde ele alınmasından kaynaklanır. Ahlak düşünürleri bu eksikliği gidermek için, ahlaki karaktere vurgu yaparlar. Gerçek ahlaki değerin ortaya çıkabilmesi için, eylemlerin olgun bir ahlaki karakterden bahsedebilmemiz gerekiyor. Bu yüzden erdemli hayat anlayışı iyi bir kişi fikrine, aynı zamanda etik açıdan saygıdeğer bir kişi olarak tanımlanabilen iyi insan düşüncesine işaret eder.

a. Klasik Erdemler

Erdem, kişinin ahlaki bakımdan her zaman ve sürekli olarak iyi olma eğilimini ifade eder. O, insan varlığına gerçek anlamını veren ahlaki niteliklerin bir toplamına karşılık gelir. Bu huy ya da yatkınlık kişide eylemler aracılığıyla açığa çıkabilir.

i. Hindistan
Erdemin çok eski uygarlıklardan beri ele alınmış olması şaşırtıcı değildir. Konfiçyüs'e göre, tüm sosyal ve siyasal erdemler bilgelikten çıkarlar. Onun bakış açısından bilgelik, doğru yargılama , doğru karar verme ve her şeye hakkını verecek şekilde iyi yaşama gücü ve yeteneğidir. Bilgeliğin olgun bir karakterin göstergesi olduğunu bildiren Konfiçyüs eylemlerde ve yaşamda, dengeli ve uyumlu olmayı önerir. Dengenin ''zevk ve kızgınlık, keder ve neşe, coşma ve taşma benzeri duygulara kapılmama'' uyumun ise, ''bu duyguların hep tam zamanında ortaya çıkması'' olduğunu söyler.
Bir hayat felsefesi ve dünya görüşü olarak Budizm'de ise, hem kişinin kendisini bireysel olarak kurtarması, hem de bir bütün olarak toplum içinde başkalarıyla birlikte özgürleşmesi amaçlanır. Bu amacın gerçekleşmesi için cömertlik, bilgelik, ahlak kurallarına bağlılık, sabır gibi erdemlere ihtiyaç vardır.


ii. Antik Yunan
Yunan dünyasının temel erdemleri dört tanedir: Bilgelik, cesaret, ölçülülük ve adalet. Bu dört temel erdemi insan doğasıyla ilişkilendirerek, insan ruhunun temel yatkınlıkları diye tanımlayan ilk kişi Platon olmuştur.
İnsanı bir beden ve ruhtan meydana gelen bileşik bir varlık olarak gören Platon, bunlardan ruhu üç ayrı parçaya böler: Akıl, irade ve iştiha. Erdem, işte bu parçalardan her birinin görevi ya da fonksiyonuyla tanımlanır. Aklın görevi bilmektir; bu yüzden, onun erdemi bilgeliktir. İrade, aklın sözünü dinleyip, Tutkunun aşırı isteklerine karşı koyacak parçadır. İştihanın görevi aşırıya kaçmamaktır; dolayısıyla, onun erdemi ölçülülüktür.
Platon'un öğrencisi Aristoteles ise ahlaki erdemi iki aşırı uç arasındaki doğru orta olarak tanımlamıştır. Buna ''altın orta'' adını veriyoruz. Ona göre, örneğin cesaret korkaklık ile temelsiz ataklık; cömertlik cimrilik ile müsriflik; adalet haksızlık ile haksızlığa maruz kalma arasındaki doğru ortaya karşılık gelir.


iii. Orta Çağ
Tek tanrılı dinlerin hayatın her alanını kontrol ettiği Orta Çağ'da antik dünyanın erdemlerinin büyük ölçüde korunduğu söylenebilir. Fakat bu noktada kalınmaz; eski bireyci ve dünyevi erdemlere içtenlik, sadakat, vefa, güven, alçakgönüllülük, fedakârlık, umut ve merhamet benzeri birtakım dini erdemler eklenir. Bunu Hristiyan düşüncesinde de kolaylıkla görebiliriz.

b. Çağdaş Erdem Etiği
Pek çok insan, bugün içinde yaşadığımız dünyanın derin bir ahlaki kriz içinde olduğu konusunda hemfikirdir. Giderek mekanikleşen dünyada insanlar bir yandan makinelerin, diğer yandan kendi küçük çıkarlarının esiri olmuş durumdadırlar. Herkesin yoğun bir koşturmaca içinde olduğu bu dünyada, insanlar anlam ve değer duygusunu yitirirken aynı zamanda başkalarının acılarına da giderek kayıtsız kalmaktalar. Bütün bu derin acılarda ideolojik saplantıların, maddi çıkarların ve her türden fanatizmin yanında, ''Başkası ne yaparsa yapsın, ben mutluyum ya!'' diyen bir anlayışın hiç etkisi yok mudur?
İşte çağdaş erdem etiği, biraz da bu ahlaki krize bir çare bulmak amacıyla öne sürülmüştür. Erdem etiğinin en önemli savunucusu Alasdair MacInytre adlı İskoç düşünürüdür. Bu etik görüşünün en yüksek iyi anlayışı, erdemli hayata işaret eder. Bu hayatın en belirgin özelliği, gerçek bir olgunluğa erişmiş ruhta gözlemlenen erdemli davranışlardır. Başka bir deyişle erdem etiği, hayatı her nasılsa yaşanan zamansal bir süreç olarak değerlendirmez; tam tersine onu erdemlerin, erdemli davranışların anlamlandırdığı bir bütün olarak değerlendirir. Temel erdemler ise bir yaşama bilgeliği, adalet ve başkalarına dönük ilgidir.

Ahmet Cevizci - Felsefeye Giriş, 3. Basım, Nisan 2013 kitabından alıntıdır.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst