- Katılım
- 15 Mart 2020
- Mesajlar
- 90
- Tepkime puanı
- 212
- Şehir
- İstanbul
Küçüklüğümden beri oynadığım bilgisayar oyunları tarih sevgimi körüklemişti ve tarih sever olarak Fransızlar ve Fransa hakkında birçok şey öğrenmiştim. TEOG'da iyi bir sıralama yapmıştım ama aklımda yazacak hiçbir yer gelmemişti, ailem kendimi Galatasaray Lisesini bana uygun görmüştü fakat neredeyse 1-2 puanla gelmediği için başka bir Fransız okulunu tam burslu yazdım ve geldi.
Dünya eğitimini bir yere, Fransız eğitmini bir yere koymak gerekiyor. Okulun hazırlık döneminde ben bunun hiç farkında değildim. Şimdi neden ayrı olduğundan ve fikirlerimden bahsedeyim.
Para
Sadece Fransız değil yabancı kökenli (Avusturya,İtalyan gibi) liselerde okuyan insanların direkt zengin olduklarını düşünüyorlar. Yalan yok %60'nın maddi durumu gayet iyi fakat benim gibi %40 payda kalanlar var. Kendimden bahsedeyim maddi durumumuz çok ortada olan kişileriz, daha önce çokça bahsettiğim bir dönem gerçekten zor zamanlar yaşadığımız zamanlar yaşadık. Yani öyle parası olmayan fakat kafası çalışan ve dirayetli kişilere burs vermekten çekinmezler ve arkalarında dururlar. Evet belki bu okullara parayı basıp girebilirsiniz ama öyle yata yata mezunluk hayaldir madem girdin çalışacaksın dedirtirler adama. Bizim Türk okullarındaki gibi herkesin sözlülerine 100'ler verilip, ilkokul çocuğuna sorulmayacak soruları sorup diplomasını eline vermiyorlar.
Vatan Hainliği
En saf ve dar görüşlü adamların lafıdır bu özellikle. Birkaç kere maruz kaldığımdan söylüyorum yabancı uyruklu bir lisede okuyan insan gayet Türk milliyetçisi,Atatürkçü, vatanına milletine bağlı bir insan olabilir, Atatürk gençliğinde Rousseau,Voltaire gibi Fransız filozofları okuyan,Fransızcayı ana dili gibi konuşan birisiydi. Hatta biz milli bayramları (23 Nisan,29 Ekim vesaire) neredeyse bütün Türk okullarından daha ciddi ve daha özenli kutluyoruz çünkü bu günlerin bir armağan olduğunu, bir ağırlığının olduğunun gayet farkındayız. Bize vatan haini adam bir yerlerden mezun olunca avare avare dolaşırken asıl biz bir şeyler için uğraşacağız.
Entelektüel Olmak & Elitizm
Biraz doğru olmakla beraber bütün herkesin bir elitist havası olduğu, herkes çok bilgili olduğu gibi algılar var. Bu biraz doğru, gerçekten bilgili ve muhabbetiniden keyif alacağınız öğretmenlerimiz ve sınıf arkadaşları var fakat "Ne işi var ulan bunun?" diyebileceğiniz sırf çok soru çözmüş diye gelen, kültürden ve nezaketten uzak denyolar olabiliyor. Yani öyle herkesin paçalarından elitizm falan akmıyor ama damlıyor işte.
Hazırlık Okumak
Dünyanın en BERBAT şeyi! Evet gerekli ama yaşıtlarından daha geç üniversiteye gitmek üzücü bir gerçek bu hazırlık yüzünden. Neyse ki ailem beni 1 sene erken kayıt etmiş yoksa bu sene üniversiteye giremeyecektim. Zaten ön bilginiz olduğu için şöyle bahsedeyim. En çileli ve her gün bitse dua edeceğiniz bir dönem bu dönem. Beni pişman ettirmişti.
Fransızca
Fransız okulundaysak Fransızca bileceğiz sonuçta değil mi? Elbette bileceğiniz öyle sular seller akarmış gibi konuşamıyoruz maalesef, aramızda en iyi Fransızca konuşabilen bir kişi bile Fransa'ya gittiğinde zorlanabilir ya da vasat bir şekilde konuşabilir çünkü Fransızca ciddi bir pratik gerektiriyor ve öyle İngilizcenin kolaylığı bulunmuyor üzerinde. Dil o kadar zorken birde Edebiyatı,matematiği,fen derslerini bu dilde gördüğünüzü hayal edin.
Disiplin
İşte en sevdiğim kısım. Ders içi disiplin yüksektir, çünkü öğrenci sıraya oturduğu zaman tahtadan bir şey öğrenmesi gerektiğini bilir ve ona göre hareket etmelidir. Öğrencinin saçından tutun giyim kuşamına kadar aşırılıklardan uzak durulmalı ve gerçek bir beyefendi/hanımefendi olmalıdır. Ben bu yönüne özellikle hayranım çünkü Türk eğitiminde bunun eksikliğini çok çekiyoruz maalesef. Tamamen kısıtlamalı bir sistem elbette yok sadece belirli şeylerde disiplin bekleniyor onun dışında düşünme bakımından olduça özgürlükçü.
Türk eğitimi ile karşılaştırma.
Baştan söylemek istiyorum, Türk eğitiminin karşısına ne koyarsanız koyduğunuz sistem kazanır. Fransız eğitimi bana düşünmeyi ve sorgulamayı öğretti, öğretmenlerin sandalyesine oturup ders anlattığı kişiler değil gerçekten beraber sorgulayabileceğiniz, fikir alışverişleri yapabileceğiniz insanlar olduğunu öğretti. Hatta sınıfları sadece beraber ders işlediğiniz kişilerle dolu olduğunu değil, hepsinin bir birey olduğunu ve hepsiyle değerli dostluklar kurabileceğini teşvik etti. Bu yüzden Türk eğitimi ile aynı kefeye bile koymak istemiyorum.
Dünya eğitimini bir yere, Fransız eğitmini bir yere koymak gerekiyor. Okulun hazırlık döneminde ben bunun hiç farkında değildim. Şimdi neden ayrı olduğundan ve fikirlerimden bahsedeyim.
Para
Sadece Fransız değil yabancı kökenli (Avusturya,İtalyan gibi) liselerde okuyan insanların direkt zengin olduklarını düşünüyorlar. Yalan yok %60'nın maddi durumu gayet iyi fakat benim gibi %40 payda kalanlar var. Kendimden bahsedeyim maddi durumumuz çok ortada olan kişileriz, daha önce çokça bahsettiğim bir dönem gerçekten zor zamanlar yaşadığımız zamanlar yaşadık. Yani öyle parası olmayan fakat kafası çalışan ve dirayetli kişilere burs vermekten çekinmezler ve arkalarında dururlar. Evet belki bu okullara parayı basıp girebilirsiniz ama öyle yata yata mezunluk hayaldir madem girdin çalışacaksın dedirtirler adama. Bizim Türk okullarındaki gibi herkesin sözlülerine 100'ler verilip, ilkokul çocuğuna sorulmayacak soruları sorup diplomasını eline vermiyorlar.
Vatan Hainliği
En saf ve dar görüşlü adamların lafıdır bu özellikle. Birkaç kere maruz kaldığımdan söylüyorum yabancı uyruklu bir lisede okuyan insan gayet Türk milliyetçisi,Atatürkçü, vatanına milletine bağlı bir insan olabilir, Atatürk gençliğinde Rousseau,Voltaire gibi Fransız filozofları okuyan,Fransızcayı ana dili gibi konuşan birisiydi. Hatta biz milli bayramları (23 Nisan,29 Ekim vesaire) neredeyse bütün Türk okullarından daha ciddi ve daha özenli kutluyoruz çünkü bu günlerin bir armağan olduğunu, bir ağırlığının olduğunun gayet farkındayız. Bize vatan haini adam bir yerlerden mezun olunca avare avare dolaşırken asıl biz bir şeyler için uğraşacağız.
Entelektüel Olmak & Elitizm
Biraz doğru olmakla beraber bütün herkesin bir elitist havası olduğu, herkes çok bilgili olduğu gibi algılar var. Bu biraz doğru, gerçekten bilgili ve muhabbetiniden keyif alacağınız öğretmenlerimiz ve sınıf arkadaşları var fakat "Ne işi var ulan bunun?" diyebileceğiniz sırf çok soru çözmüş diye gelen, kültürden ve nezaketten uzak denyolar olabiliyor. Yani öyle herkesin paçalarından elitizm falan akmıyor ama damlıyor işte.
Hazırlık Okumak
Dünyanın en BERBAT şeyi! Evet gerekli ama yaşıtlarından daha geç üniversiteye gitmek üzücü bir gerçek bu hazırlık yüzünden. Neyse ki ailem beni 1 sene erken kayıt etmiş yoksa bu sene üniversiteye giremeyecektim. Zaten ön bilginiz olduğu için şöyle bahsedeyim. En çileli ve her gün bitse dua edeceğiniz bir dönem bu dönem. Beni pişman ettirmişti.
Fransızca
Fransız okulundaysak Fransızca bileceğiz sonuçta değil mi? Elbette bileceğiniz öyle sular seller akarmış gibi konuşamıyoruz maalesef, aramızda en iyi Fransızca konuşabilen bir kişi bile Fransa'ya gittiğinde zorlanabilir ya da vasat bir şekilde konuşabilir çünkü Fransızca ciddi bir pratik gerektiriyor ve öyle İngilizcenin kolaylığı bulunmuyor üzerinde. Dil o kadar zorken birde Edebiyatı,matematiği,fen derslerini bu dilde gördüğünüzü hayal edin.
Disiplin
İşte en sevdiğim kısım. Ders içi disiplin yüksektir, çünkü öğrenci sıraya oturduğu zaman tahtadan bir şey öğrenmesi gerektiğini bilir ve ona göre hareket etmelidir. Öğrencinin saçından tutun giyim kuşamına kadar aşırılıklardan uzak durulmalı ve gerçek bir beyefendi/hanımefendi olmalıdır. Ben bu yönüne özellikle hayranım çünkü Türk eğitiminde bunun eksikliğini çok çekiyoruz maalesef. Tamamen kısıtlamalı bir sistem elbette yok sadece belirli şeylerde disiplin bekleniyor onun dışında düşünme bakımından olduça özgürlükçü.
Türk eğitimi ile karşılaştırma.
Baştan söylemek istiyorum, Türk eğitiminin karşısına ne koyarsanız koyduğunuz sistem kazanır. Fransız eğitimi bana düşünmeyi ve sorgulamayı öğretti, öğretmenlerin sandalyesine oturup ders anlattığı kişiler değil gerçekten beraber sorgulayabileceğiniz, fikir alışverişleri yapabileceğiniz insanlar olduğunu öğretti. Hatta sınıfları sadece beraber ders işlediğiniz kişilerle dolu olduğunu değil, hepsinin bir birey olduğunu ve hepsiyle değerli dostluklar kurabileceğini teşvik etti. Bu yüzden Türk eğitimi ile aynı kefeye bile koymak istemiyorum.