Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Güç sahibi olmanın 48 yasası #2

Katılım
20 Haziran 2020
Mesajlar
88
Tepkime puanı
122
Şehir
İstanbul
Tekrar merhaba! Güç sahibi olmanın 48 yasası adlı serinin 2. bölümüne hoş geldiniz. Öncelikle belirtmek isterim ki, bu seriyi yazmamın sebebini belirtmek istiyorum. Ben forumu keşfettiğimden beri sadece forumdaki yazıları okuduğumun farkına vardım. Uzun kitap okuyamıyordum çünkü en fazla 6 sayfalık yazılara alışmıştım. Bu yüzden de aldığım bilgiler sınırlıydı, ve çok fazla bilgiyi kısa zamanda aldığım için, kullanmaya ve tecrübe edemiyordum. Haliyle unutuluyordu. O yüzden forumda az zaman geçirmeye karar verdim. Bu seriyi de bilgilerimi pekiştirmek için yazıyorum.
Kitabı okumak daha faydalı olur tabiki, çünkü ben burada hazinenin görünen tarafını paylaşıyorum. Neyse, fazla konuştum. Hadi yasaya geçelim.

Yasa 2

Arkadaşınıza asla fazla güvenmeyin, düşmanlarınızı kullanmayı öğrenin.


HÜKÜM
Arkadaşlarınıza karşı dikkatli olun; kıskançlığa daha kolay kapıl
dıkları için sizi daha çabuk aldatırlar. Ayrıca zamanla şımarır ve zorba/aşırlar. Ama eski bir düşmanınızı işe alırsanız o bir arkadaştan daha sadık olacaktır, çünkü kanıtlayacak çok şeyi vardır. Aslında arkadaşlarınızdan düşmanlarınıza göre daha fazla korkmalısınız. Eğer düşmanınız yoksa düşman edinmenin yollarını bulun.

YASAYI ÇIĞNEMEK

Milattan sonra dokuzuncu yüzyılın ortalarında III. Michael adındaki genç adam Bizans İmparatorluğu'nun tahtına çıktı. Annesi İmparatoriçe Thedora manastıra gönderilmiş ve sevgilisi Theoctistus öldürülmüştü; Thedora'yı görevden alıp Michael'ı tahta çıkarma komplosunun başında Michael'ın amcası, zeki ve hırslı bir adam olan Bardas bulunuyordu. Michael genç ve deneyimsiz bir hükümdardı; etrafı entrikacılar, katiller ve müsriflerle çevriliydi. Bu tehlikeli zamanda danışmanı olarak güvenebileceği birine ihtiyaç duyuyordu ve aklında en iyi arkadaşı Basilius vardı. Basilius'un hükümet ve politikada hiçbir deneyimi yoktu (aslında kraliyet ahırlarının başında bulunuyordu) fakat sevgisini ve minnettarlığını defalarca göstermişti.


İyi bir düşmana sahip olmak için bir arkadaşınızı seçin. O nereye vuracağını çok iyi bilir.
Diane de Poitiers, 1499-1566, Il. Henry'nin Metresi

Birkaç yıl önce Micheal kraliyet ahırında gezerken, Basilius (seyis) onun hayatını kurtardığında tanışmışlardı. Micheal buna karşı olan minnettarlığını onu okutarak, hediye ve iyiliklere boğarak göstermişti. Onu at eğitimcisinden, ahırların başı konumuna terfi etti (birbirinden ayrılmaz hale gelmişlerdi). Böylece cahil köylü, ince ve kültürlü saray mensubu haline gelmişti.


Ne zaman boş olan bir makama atama yapsam, yüzlerce tatminsiz ve bir nankör insan meydana getirmiş olurum.
XIV. Louis, 1638-1715

Imparator olan Micheal, yakın dostu Basillius'u başdanışmanı yaptı. Basillius kazandığı parasını giderek arttırıyordu. Tüm bunlara Micheal'in yardımı ile sahip olmasına rağmen, bunu, hatta daha fazlasını hak ettiğini düşünüyordu. Bardas (Micheal'in amcası) ordunun başındaydı. Basillius orduyu da eline almak için Micheal'a "Bardas'ın kendisini suikast girişimi ile imparator yaptığını, gerekirse başa geçmek için tekrar bir suikast girişimi yapabileceğini" söyleyerek kendi amcasına karşı şüphe uyandırdı. Sonra bir at yarışında Basillius, Bardas'ın yanına sokula bıçaklayıp öldürdü. Böylece ordunun da sahibi oldu. Artık Basillius'un Micheal'dan daha fazla gücü vardı.

Micheal bir Sabah uyandığında kendi askerlerin onu öldürmek için etrafını sardığı manzarayı gördü. Micheal öldürülürken, Basillius bütün gücü eline aldığı için gülümseyerek onu izliyordu. Micheal dostuna güvenmişti, ta ki o gülümsemeyi görene kadar. Artık çok geçti. Basillius eski dostunun kafasını sopada sallayarak atın üzerinde Bizans sokaklarını turladı.



YILAN, ÇİFTÇİ VE BALIKÇIL KUŞU
Avcıların kovaladığı yılan çiftçiden hayatını kurtarmasını ister. Onu kovalayanlardan kurtarmak için çiftçi diz çöküp yılanın karnına
girmesine izin verir. Ama tehlike geçip yılandan dışarı çıkmasını istediğinde yılan çıkmayı reddeder. Bulunduğu yer sıcak ve güvenlidir. Adam eve dönerken gördüğü balıkçıl kuşuna fısıldayarak olanları anlattr. Balıkçıl ona çömelip yılam dışarı çıkarmak için gerinmesini söyler. Yılanın başı dışarı çıkınca balıkçıl onu yakalayıp öldürür. Çiftçi yılanın zehrinin hala içinde olmasından korkar. Balıkçıl,
yılan zehrinden kurtulmanın yolunun altı beyaz kuşu pişirip yemek olduğunu söyler. "Sen beyaz bir kuşsun," der çiftçi. "Sen ilki olacaksın." Balıkçılı yakalayıp torbasına koyar, eve gelir. Karısına
olanları anlatırken torbayı kapıya asar. "Bu yaptığına çok şaşırdım," der karısı. "Kuş sana bir iyilik yapmış, karnındaki kötülükten
kurtulmanı sağlamış, hatta hayatını kurtarmış, ama sen onu yakalamışsın ve öldürmekten söz ediyorsun." Adam hemen balıkçılı
bırakır, o da uçarak gider. Ama giderken kadının gözlerini oyar.
Kıssadan hisse: Suyun yukarıya doğru aktığını gördüğünüzde birisi bir iyiliğin karşılığını ödüyor demektir.
Afrika Halk Masalı

YASAYA UYMAK

Han Hanedanı'nın çöküşünden (M.S. 222) sonraki birkaç yüzyıllık Çin tarihinde aynı şiddetli ve kanlı darbeler birbirini izledi. Askerler zayıf bir imparatoru öldürmek için komplo kurup Ejder Tahtı'na güçlü bir
generali geçiriyorlardı. General yeni bir hanedan kurup imparator tacı giyiyor, hayatta kalmayı sağlamak için kendisine denk olan generalleri öldürtüyordu. Ne var ki, aynı durum birkaç yıl sonra tekrar etmekte, yeni generaller başkaldırıp onu ya da sıradaki oğullarını öldürmekteydiler. Çin imparatoru olmak yalnız kalmak ve etrafının düşmanlarla çevrili olması anlamına geliyordu, yani krallıktaki en güçsüz, en güvensiz konumdu.


Milattan sonra 959'da General Chao K'uang-yin İmparator Sung oldu. Bir ya da iki yıl içinde öldürülme olasılığının çok yüksek olduğunu biliyordu; bu kalıbı nasıl kırabilirdi? İmparator olduktan kısa bir süre sonra yeni hanedanı kutlamak için bir ziyafet verdi ve ordudaki en
güçlü kumandanları davet etti. Hepsi bol miktarda şarap içtikten sonra imparator muhafızları ve generallerden başka herkesi gönderdi. Generaller imparatorun kendilerini bir çırpıda öldüreceğinden korkuyorlardı şimdi. Ama imparator bunun yerine onlara hitaben şöyle konuştu: "Bütün gün korku içinde geçiyor; hem masada, hem de yatağımda
mutsuzum. Hanginiz tahta çıkma hayalleri kurmuyor ki? Krala sadakatinizden kuşkum yok, fakat zenginlik ve mevki arayışı içindeki bir astınız karşılık olarak imparatorun sarı kaftanını size zorla kabul ettirmeye çalışırsa nasıl reddedebilirsiniz?" Sarhoş olan ve hayatları için endişe eden generaller masumiyetlerini ve sadakatlerini dile getirdiler. Ama Sung'un başka fikirleri vardı. "İnsanın gününü geçirmesinin en iyi yolu zenginlik ve onurun tadını huzurlu bir şekilde çıkarmaktır. Eğer görevlerinizden vazgeçmeyi isterseniz, sizlere şarkıcılar ve güzel kızların eşlik edebileceği güzel evler ve iyi araziler vermeye hazırım." Şaşkın generaller Sung'un kendilerine kaygı ve mücadele dolu bir hayat yerine zenginlik ve güvence önerdiğini farkettiler. Ertesi gün bütün generaller istifalarını sundular ve Sung'un kendilerine lütfettiği evlerde soylular olarak emekli oldular. Sung bir atışta, kendisini aldatmaları olası olan "dostane" kurt grubunu güçten çok uzak, uysal kuzulara çevirmişti.

Aynı zamanda büyük bir okçu olan Veda uzmanı Brahma rahibi, şimdi kral olan iyi bir arkadaşına hizmetini teklif eder. Brahma rahibi kralı görünce, "Beni tanıdın mı, senin arkadaşınım!" diye bağırır. Kral küçümsemeyle karşılık verir ve sonra açıklar. "Evet, daha önce
arkadaştık, ama arkadaşlığımız sahip olduğumuz hangi güce dayanıyordu ki ... Seninle arkadaştım, iyi brahma, çünkü amacıma hizmet ediyordu bu dostluk. Bir düşkün zenginin, bir aptal akıllının ve korkak cesurun arkadaşı olamaz. Eski bir arkadaş ... ona kimin ihtiyacı var ki? Arkadaşlık edenler ve evlenenler eşit zenginliğe sahip olanlar ve eşit doğan/ardır, bir zenginle yoksul arkadaş olamaz ... Eski bir arkadaş ... ona kimin ihtiyacı var ki? .. "
The Mahabharata, M.Ô. 111. Yüzyıl

Sonraki birkaç yıl içinde Sung iktidarını güvence altına almak için girişimlerine deyam etti. Milattan sonra 971 'de Güney Han kralı Liu yıllar süren isyandan sonra nihayet teslim olmuştu. Sung'un kendisine imparatorluk sarayında bir mevki vermesi ve yeni kurulan arkadaşlıklarını şarapla kutlamak üzere saraya davet etmesi Liu'yu şaşkınlığa uğratmıştı.
Kral Liu, Sung'un sunduğu kadehi alırken zehirli olmasından korkarak tereddüt etti. "Kullarınızın suçları kesinl ikle ölümü gerektiriyor," diyerek ağladı. "Ama Majesteleri, bu kulunuzun hayatını bağışlamanız için yalva-
rıyorum. Bu şarabı içmeye cesaret edemiyorum." İmparator Sung güldü, kadehi Liu'dan alıp kendisi içti. Zehir yoktu. O zamandan sonra Liu en güvenilir ve sadık dostu haline geldi.O sırada Çin pek çok küçük krallığa bölünmüştü. Bu kral lıklardan
birinin kralı Ch'ien Shu yenildiğinde, Sung'un bakanları imparatora bu asiyi hapse atması önerisinde bulundular. Onun hala Sung'u öldürme komploları kurduğuna dair belgeler gösterdiler. Buna karşın, Ch'ien Shu imparatoru ziyarete geldiğinde Sung ona saygı gösterdi. Ayrıca eski krala yolun yarısına geldiğinde açmasını söylediği bir paket de verdi. Ch' ien Shu yolculuğu sırasında paketi açarak hazırladığı komplolara dair belgeleri gördü. Sung'un cinayet planlarından haberdar olduğunu, ama yine de onu serbest bıraktığını anladı. Bu cömertlik karşısında dayanamadı ve o da Sung'un en sadık derebeylerinden biri oldu.


Bir arıyı kibarca elinize alın ve kibarlığın sınırlılığını öğrenin.
Sufi Atasözü

Sung arkadaşlarına güvenmek yerine düşmanlarını kullandı, onları birbiri ardına çok daha güvenilir kullar haline getirdi. Bir arkadaş gittikçe daha çok iyilik bekleyip kıskançlıkla dolup taşarken bu eski düşmanlar hiçbir şey beklememiş ve her şeye sahip olmuşlardı. Birdenbire giyotinden kurtulan bir insan gerçekten müteşekkir olur ve kendisini affeden insanla dünyanın diğer ucuna kadar gider. Zaman içinde bu eski düşmanlar Sung'un en güvenilir arkadaşları haline geldiler.
Ve Sung sonunda darbe, şiddet ve iç savaş kalıplarını kırabilmişti. Sung Hanedanı Çin'i üç yüz yıldan uzun bir süre boyunca yönetti.

Abraham Lincoln İç Savaş'ın dorukta olduğu sırada yaptığı bir konuşmada Güneylilerden yanılgı içinde olan insanlar olarak söz etmişti. Yaşlı bir kadın onlardan yok edilmeleri gereken uzlaşılamaz düşmanlar olarak söz etmediği için kendisini suçlayınca, "Neden,bayan?" diye karşılık verdi. "Onları dostum yaparken düşmanlarımı yok etmiş olmuyor muyum?"
 
Sen bunun tam olarak hangi kısmını yazıyorsun?
 
aga kopyala yapıştır yapmak yerine kendi cümlelerini falan da katsaydın keşke pdfi zaten bedava biz de açıp okumasını biliyoruz.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst