Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Hayatımın Kısa Hikayesi (22 Yıl)

Katılım
20 Kasım 2018
Mesajlar
59
Tepkime puanı
129
Şehir
Ankara
Evet beyler tekrardan hepiniz hoş geldiniz. Bugün sizlere hayatımın 22 yılını kısa bir şekilde anlatmaya çalışacağım. Beni forumdan tanıyanlarınız vardır. Açtığım başlıklar oldu ve foruma girdiğimde açılan konulara elimden geldiğince yorum yazdım. Özelden yazanlara da müsait olduğum sürece dönüş yapmaya çalıştım. Foruma ilk kaydolduğumda kendimi tanıtmadım ve kendimle ilgili hiçbir şey söylemedim. Bugün bunu sizlere anlatmaya karar verdim.

Hayatımın Kısa Hikayesi (22 Yıl)
Beyler ben Ankara doğumluyum ve Ankara'da yaşıyorum. İlkokul ve ortaokulda başarılı bir öğrenciydim. İlkokul 4.sınıftayken okulda yapılan deneme sınavında sınıfımda birinci ve okulda da ikinci olmamla başlayan güzel bir serüvenle başladı her şey. Ortaokulda da hiç ders çalışmıyor olmama rağmen (ama dersleri çok iyi dinlerdim.) notlarım çok iyiydi ve insanların benden beklentileri yüksekti. En iyi dersim matematikti. O zamanlar sadece Fen, Anadolu ve düz liseler vardı. SBS sınavlarından iyi bir sonuçla puanı iyi bir Anadolu lisesine yerleştim.

Hayatımda ne değiştiyse ve ne olduysa lisede oldu. Liseye başladığım ilk gün matematik hocasıyla -aynı zamanda da sınıf hocamız- bir tartışmamız oldu. Ertesi gün de bu tartışma devam etti ve bunun sözlü notlarıma kesinlikle yansıtacağını söyledi. Tartışma esnasında asla kötü bir üslubum ve saygısızlığım olmadı. Ben bu günden sonra matematikle birlikte sayısal derslere karşı olan ilgimi ve alakamı kaybettim. Derslere geliyordum ama formaliteden geliyordum. Tabi bu durumlar notlarıma yansıdı. Kendime olan güvenimi kaybetmeye başlamıştım. Okul idaresiyle sorunlar ve problemler olmuştu. Öğrencilere asla eşit davranılmıyordu. Başkaları 10 hata yapsa da bir şey olmuyordu ama biz 1 hata yaptığımızda ortalık yıkılıyordu. Bu sebepten dolayı hocaların benimle birlikte bir kaç öğrenciye karşı olan bakış açısı değişiyordu. Lise 2'ye bir şekilde geçtim ve Lise 2'deyken bir kıza aşık oldum. Lise 2'nin sonlarına doğru başka bir kızla ilişkiye başladım (Bu kızla ilişkimiz 2 yıla yakın sürdü). İlk aşık olmamla ilgili anlatacak çok şeyim olsa da sonuç olarak bu mesele yüzünden sınıfta kaldım ve Lise 2'yi tekrardan okumak zorunda kaldım. Hocalarımızın etkisiyle hayallerimin saklı olduğu Matematik-Fen (MF) seçimini de bir kenara atıp Türkçe-Matematik (TM) alanına geçtim. Bu sıralarda müziğe karşı ilgim olmuştu. Kendi kendime piyano öğrendim ve bir şekilde farkında olmadan ilerlemeye başladım. Resim hocama müzik dersine geçmek istediğimi söyledim. Resimde yetenekli olduğum için bunu istemedi ve birkaç tartışmadan sonra müzik dersine geçtim. Müzik öğretmeni, müzik alanında yetenekli olduğumu söyledi ve çalışıp emek verdiğim takdirde bu alanda çok iyi yerlere gelebileceğimi söyledi. Beni bir üniversiteye yönlendirdi. Lise 3'ün başlarına doğru ben bu üniversitede ders almaya başladım fakat bu çok kısa sürdü. Bildiğiniz üzere Türkiye şartlarında müzik alanında ilerlemek zor ve müzik alanındaki insanların çoğu da müzik bölümünden mezun değil. Bu konular hakkında bilgi sahibi olan birkaç insanın "Müziği yine kendin bir şekilde yapabilirsin önce kendini garantiye al, elinde bir mesleğin olsun. Müzik alanında ilerlemek istersen yine bir şekilde ilerlersin." demesi de tuzu biberi oldu. Bazen derslerden kaçıp müzik odasına gittiğim zamanlar oluyordu. Anlattığım üzere zaten derslere olan ilgim ve alakam kaybolmuştu. Müzik öğretmeni beni bir şekilde ayakta tutuyordu. Lise 3'ün ortalarına doğru uzun süren (Yanlış hatırlamıyorsam 1 yıl 7 ay) ilişkim bitti. Bir süre boşluğa düşmüş hissinde olsam da bir şekilde kendimi toparladım.

Lise 3'ten sonra Lise 4'te temel liseye geçtim ama o yaşadığım lise hayatının etkisinden bir türlü kurtulamadım ve insanlara karşı kapalıydım. Genelde kendi iç dünyamda yaşıyordum ne yaşıyorsam. Arkadaşlarım olsa da bu beni yalnızlıktan kurtarmıyordu. Az çok yaşamışsınızdır bu durumu. Etrafınızda çok kişi olması sizi yalnızlıktan kurtarmıyor. İnsanların yanında gülüyorsunuz ve bir şekilde eğleniyorsunuz ama aslında durumlar öyle göründüğü gibi olmuyor. Bir yandan sınav yaklaşıyordu ama lise hayatını boş geçiren ve yine ders çalışmayan biri olduğum için sınavdan iyi alamayacağım belli gibiydi. Üniversite sınavında iyi bir sıralama yapamadım ve mezuna kaldım. Mezuna kaldığım sene dershaneye gittim. Yine önceki senelere göre daha bilinçliydim ama yine her zamanki gibi ders çalışmıyordum. Bazen derslere girmiyordum. Bir şekilde Fizik Mühendisliğini kazandım ama hazırlık şartı vardı. Şu an hazırlığımın ikinci senesindeyim ve hazırlığı bitirememe ihtimalim yüksek. Özellikle mezuna kaldığım sene Fizik dersini çok sevdim ve o alana yönelmeye karar verdim. Fizik dersini lisedeyken de severdim fakat içinde bulunduğum o psikoloji yüzünden odaklanamamıştım.

Lise hayatındaki o psikolojiyi bir şekilde atlattım. Şu ana kadar 10 sevgilim olmuş olsa da yaptığım betaca hareketler fazlasıyla oldu ve bazıları anlatılacak gibi değil. Bir şekilde kendimi toparlamaya çalıştım ve şu an hazırlığı geçemeyecek olsam da asla vazgeçmeyeceğim beyler. Şu an içinde bulunduğum durum Fizik Mühendisliği bölümünü bırakıp Fizik bölümünden yoluma devam edeceğimi gösteriyor ve yapacak pek bir şey yok çünkü bu benim hatam.

Biliyorsunuz beyler bu ülkede Fizik mezunu olduktan sonra elinizdeki seçenekler öğretmen olmak dışında çok kısıtlı. İnsanlar, Fizik mezunlarına önemli ve başarılı gözüyle bakmıyor. Bir anlamda dışlanmış oluyorsunuz. En basit mantıkla bir Fizik mezununa kimse kızını kolay kolay vermez çünkü bu ülkede zaten bilime ve sanata önem verilmediğini biliyorsunuz. İş alanının kısıtı olduğunu biliyorsunuz. Avrupa'da durum tam tersi. Fizikçiler, mühendislerle dalga geçer öyle bir durum. Yani tüm riskleri almış olacağım bir anlamda. Gireceğim yol çok zorlu olacak. Yüksek not ortalaması yapıp Astronomi ve Uzay Bilimlerinden çift anadal yaptıktan sonra yabancı dilimi de geliştirmiş olursam yurtdışına çıkma olasılığım yüksek olacak ve bilim adamlığı yolunda önemli bir adım atmış olacağım.

Anlatacak çok şey vardı emin olun ama özeti ancak böyle geçilebilirdi. Ne yazık ki bazı şeyleri geç anladım beyler. Hocaların ve insanların dediklerine ne olursa olsun takılmayın. Etrafınızda ne kadar insan olursa olsun bir şekilde yalnızsınız. İnsanlardan beklentileriniz olmasın. O zorlu psikolojik durumlardan hep yalnız başıma çıktım ve bu günlere bir şekilde geldim. Bunca geç kalmışlığın üstüne belki daha zorlu süreçler beni bekliyor olacak ama her şeyden önce kendimden ve o yaşadıklarımdan almam gereken bir intikam var. Kimin ne dediğini umursamayın, kendi yolunuzda ilerleyin. Zaten az çok yaptığım hataları gördünüz ve anladınız. Kimse de kızını vermesin zaten bu çok umursadığım bir konu değil ama bu kadınlardan vazgeçtiğimiz anlamına gelmiyor tabi ki. Kadınlar hakkında çok fazla paylaşacağım şeyler olacak sizinle. Her tecrübemi bu forumda elimden geldiğince sizlerle paylaşacağım. Zamanı geldiğinde gerçek kimliğimi de öğreneceksiniz. Eğer dediklerimi başarabilirsem bu forumu daha yaygın hale getirmek benim için çok kolay olacak. Sizleri asla unutmayacağım dostlarım. Yorumlarınızı her zaman bekliyorum. Kendinize iyi bakın.


k9Y7Mq.png
 
Lisedeki birçok eğitimci bizim erkek yapan unsurlarımızı elimizden aldı. En verimli çağlarda saçma sapan feöinist hocalar yüzünden belimiz büküldü. Neyse yolumuza bakıcaz. Başarılar dilerim.
 
Türk eğitim sistemi insanı robotlaştırıp doğu çalış öl sistemine adapte eden sistemden başka bir şey değil.İçinde bulunduğumuz durum için bir çözüm bulunması gerek
 
Lise hayatımı bende çöpe attım şöyle baktığım zaman bana bir şeyler kattı mı yoksa hayatımın 4 yılını çöpe mi attım bilemiyorum, bu forumda şu bilince gelen insanları seviyorum birini daha kazandık diye, bir ara bende anlatmak istiyorum ama daha zamanı gelmedi.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst