Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Hayatın gerçekleri P17 (Özel Part)

Beyler, o kadar acizsiniz ki...
Adam olsanız, bu adamın hatası varsa gelirsiniz bir DAYANAĞINIZA bağlı olarak açıklarsınız, belli ki burayı siz İnstagram Çağrı Taner yorum bölümü falan zannediyorsunuz.
Bu adamın dediklerini yavaş yavaş uygulamaya başladım, kaymağını da yemeye başladım.
Evinde 31 çeken tayfa da gelmiş laf cambazlığı yapıyor. Sorsan muhtemelen hayattaki en büyük başarısı, tuvalete işeyip sifonu çekmek olabilir.
Belki size mantıksız gelebilir, mantığınıza uymayabilir. Adam gibi sorarsınız, bu adam da adam gibi açıklar. Ama boşverin evinizde 31 çekmeye devam edin.

Ve en önemlisi, bu adam bunları neden yazıyor? Neden saatlerini harcıyor?
Ben söyleyeyim, ben ve benim gibi dostlar, düşmüşler, yıkılmışlar, gelişmeye çabalayanlar olarak Okyanus'u boş bırakmadık, mesaj kutucuklarını bol bol süsledik. İstese umursamazdı, ama kırmadı bizleri. Bizleri düşünerek paylaşmaya başladı, anlamlar, altında yatan mesajları algılamamızı sağlıyor. Yetmediğimiz yerde kendisi zaten açıklamasını yapıyor.

Bu adamı el üstünde tutmak varken, neden bok varmış gibi taşlıyorsunuz? Ulan hepsini geçtim, hadi madem her boku biliyorsunuz, paylaşın tecrübelerinizi de: ''Ulan bu adam harbi boş değilmiş.'' diyelim ve ciddiye alalım, ama neerdeee...

Dediğim gibi evinizde sayıklamaya devam edin.
 
Beyler, o kadar acizsiniz ki...
Adam olsanız, bu adamın hatası varsa gelirsiniz bir DAYANAĞINIZA bağlı olarak açıklarsınız, belli ki burayı siz İnstagram Çağrı Taner yorum bölümü falan zannediyorsunuz.
Bu adamın dediklerini yavaş yavaş uygulamaya başladım, kaymağını da yemeye başladım.
Evinde 31 çeken tayfa da gelmiş laf cambazlığı yapıyor. Sorsan muhtemelen hayattaki en büyük başarısı, tuvalete işeyip sifonu çekmek olabilir.
Belki size mantıksız gelebilir, mantığınıza uymayabilir. Adam gibi sorarsınız, bu adam da adam gibi açıklar. Ama boşverin evinizde 31 çekmeye devam edin.

Ve en önemlisi, bu adam bunları neden yazıyor? Neden saatlerini harcıyor?
Ben söyleyeyim, ben ve benim gibi dostlar, düşmüşler, yıkılmışlar, gelişmeye çabalayanlar olarak Okyanus'u boş bırakmadık, mesaj kutucuklarını bol bol süsledik. İstese umursamazdı, ama kırmadı bizleri. Bizleri düşünerek paylaşmaya başladı, anlamlar, altında yatan mesajları algılamamızı sağlıyor. Yetmediğimiz yerde kendisi zaten açıklamasını yapıyor.

Bu adamı el üstünde tutmak varken, neden bok varmış gibi taşlıyorsunuz? Ulan hepsini geçtim, hadi madem her boku biliyorsunuz, paylaşın tecrübelerinizi de: ''Ulan bu adam harbi boş değilmiş.'' diyelim ve ciddiye alalım, ama neerdeee...

Dediğim gibi evinizde sayıklamaya devam edin.

Tam olarak anlatmaya çalıştığım ama anlatamadığım şeyi mükemmel dille anlatmışsın Reis dediklerine katılıyorum :)
 
Tam olarak anlatmaya çalıştığım ama anlatamadığım şeyi mükemmel dille anlatmışsın Reis dediklerine katılıyorum :)
Sağ olasın kankam benim, tatlı dille anlamıyorlar, illa küfür ettirtecekler...

Bu arada Okyanus'tan yardım isteyen dostlardan ricam, gelin buraya yazın. Teşekkür etmeyi ihmal etmeyin, sadece özelden değil. Buraya da yazın,
evinde 31 çektiği yerden laf edenler anlasın kimlere ne kadar yardımcı oluyor...
 
Merhaba Kuşçubaşı, Bu soruyu herhangi birisi sorsa detaylı bir açıklama yapacağımı sanmıyorum. Fakat senin kalitenin hatırına bir kaç bilgiye ışık tutmaya çalışalım. Öncelikle hiç bir sihirbaz nasıl manipüle ettiğini izleyicilerini anlatmaz çünkü anlatırsa artık yenisini bulması gerekir ve ilgi çekiciliğini yitirir. (Prestij - The Prestige filminde bu konuya çok iyi değinilmiştir.) Elbette ben bir sihirbaz değilim sizlerde bir izleyici değilsiniz.

Fakat beyinin çalışma mantığını incelediğimizde çeşitli katmanlardan oluştuğu bilinen bir gerçek. (Beyinin katmanları) Benim işim bu yazıda belirtilen Duygusal Beyin iledir diğer adıyla ilkel beyin veya bizim atfettiğimiz bilinçaltı diyebiliriz. Hatta biz atfetmedik. Bilinçaltı terimi ilk kez, psikanalizin kurucusu Sigmund Freud tarafından kullanılmıştır. Avusturyalı nörolog, Rüyaların Yorumu ve Psikanalize Yeni Giriş Dersleri adlı kitaplarında, rüyaları ve davranış bozukluklarını bilinçaltı teorisine göre analiz etmiştir. Bu kavram bazı kaynaklarda bilinç dışı ve şuur altı olarak da geçer.

Çok psikolog ve bu meslek dalıyla uğraşan kişilerin bile bilinçaltına safsata ve hurafe olarak adlandırdıklarına bizzat şahit oldum. Senin düşüncen bu konuda ne bilmiyorum ama eğer ki hafıza dediğimiz olay varsa (ki var) her şey bir yere depolanıyor demektir. Bu depolanan bilgiler bizim yaşamımız boyunca bize eşlik ediyor demektir. Kimisi doğru, Kimisi yanlış ve kimisi deneyimsel olarak oluşan bu bilgiler ilerleyen süreçlerde yanlış olan her şey insana zarar verme potansiyeli vardır. İşte benim ilgilendiğim nokta da burası. Yanlış öğretiler beyinde değişmezse yanlış olarak kendini sürekli idame ettirir. (Ayrıca bkz: Bilinç Beynin neresinde)

Kalıcı hafıza veya Bilinçaltı artık ne olarak adlandırırsın onu senin bakış açına ve bilgilerine bırakarak söze şöyle devam etmek istiyorum. Bilinçaltı; insanda bilinçdışı olurken, bünyesinde var olanların istenildiği takdirde bilince davet edildiği bir tür zihin bölgesi, bilince gelmeyen olayların yaşandığı bir iç olarak tanımlanmaktadır. Psikoloji literatüründe önemli bir yere sahip olan bilinçaltı, insanları yönlendiren en önemli faktörlerden biridir.

Bilinçaltı Hayatı Nasıl Etkiler?
Bilinçaltı insanın yaşamında pek çok konuyu etkileyebilmektedir. Olumlu ve olumsuz düşünceler, insanın çevresiyle olan ilişkileri, meslek hayatı, aile yaşamı ve bu gibi durumlar, bilinçaltının etkilediği konular arasında yer almaktadır.

Bir bilgisayarın hard diskine benzetilen bilinçaltı, insanın yaşadığı her şeyi kaydettiğinden zamanı geldiğinde bu kaydedilenleri ve komutları bilince ileterek insanın yaşamını yönlendirebilmektedir. Dolayısıyla insanın yaşamının olumsuz olarak etkilenmemesi adına bilinçaltını yönlendirebilmeyi bilmesi gerekir.

Bilinçaltını Yönlendirmenin Yolları

Bilinçaltını yönlendirebilmenin en etkili yolları insanları dinlemek, bilincin farkında olmak, mantıklı ve olumlu şeyleri telkin etmek ve kötü alışkanlıklardan kurtulmaktır.

Çevre, insanı büyük ölçüde etkileyen faktörlerden biridir. Dolayısıyla birey kendisi için en doğru arkadaşlıkları edinmeli ve sağlıklı bir çevre edinmelidir. Bunun yanı sıra bilinçaltı neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmeyen bir unsur olduğundan insanların mantıklı ve pozitif düşünceleri kendisine telkin etmesi önemlidir. Bu durum insanı negatif düşüncelere karşı sakinleştirirken, belli bir zaman sonrasında kendisine zarar verecek düşünceleri yok etmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca kişinin kötü alışkanlıklarından kurtulması da bu durum karşısında etkili bir yöntem olacaktır.

Alışkanlıklardan kurtulabilmek için ilk olarak kişinin kendisini o alışkanlığa iten sorunu bulması gerekmektedir. Bu gibi durumlarda bir uzman psikologdan da destek alınabilir.

Bilinç dışı, Sigmund Freud'un psikanaliz kuramında geliştirilmiş bir kavramdır. Buna göre; bilinç yapısı ikili bir nitelik taşır, yani görülen bilinç durumlarının gerisinde çok daha derinde ve görünmez bir bölgede işleyen başka bir yapı daha söz konusudur. Bu bölgenin adı bilinç dışıdır ve bilinç durumunu etkileyen asıl şey bu yapıdır. Freud'un bilinçaltı ile ilgili imgelemeyi güçlendiren bir yorumu vardır. Freud bilinci okyanustaki buz dağına benzetir. Suyun altında kalan kısım bilinçaltı, su üzerinde kalan kısım bilinçtir. Bu yoruma göre bilinçaltıyla ilgili araştırma ve sentezlerde bulunmuştur. Bilinçaltının rüyalarla açığa çıkacağını savunmuş ve hastalarıyla bunu örneklendirmiştir.

İd, Ego ve Süperego
Psikanalizde kullanılan İd (temel benlik), Ego (bilinç) ve Süperego (toplumsal kurallar; din, ahlak, töre, gelenek gibi) üçlemesi, ilahi dinlerdeki şeytan, nefis ve inanç üçlemesine benzemektedir.

Zihnimiz % 10 bilinç, % 90 bilinçaltımızdan oluşuyor.

Bilinçaltı kavramlarına birlikte göz atalım.

Bilincin Ana İşlevleri:

1. Zihnimiz iradenin yeridir.
2. Mantık yürütür, akılcı karar vermeyi sağlar.
3. Farkındalığı gelişmiştir.
4. Espriyi, alayı anlayabilir.
5. Bilgiyi seri halde işler.
6. Duyusal girişleri analiz edip, değerlendirir.
7. Yavaş ve belirsizdir.
8. Yeni şeyleri denemeye ve öğrenmeye meraklıdır.

Bilinçaltının Ana İşlevleri :

1. Hatıralarımızı depolar:
Bilinçaltı zihin hatıraların depolanmasını programlar. 1957’deki Penfield Araştırmasına göre olan her şey sadık bir şekilde hafızamıza kaydedilir. 1957’de bir kadını beyninde bir elektrotla deneme yaptılar ve kadın çok küçük bir çocukken olan doğum günü partisiyle ilgili her şeyi hatırladı. Elbisesinin tenine dokunuşunu, doğum günü pastasının tadını ve kokusunu, annesinin ve arkadaşlarının nasıl baktıklarını, vs ile ilgili her şeyi sanki oradaymış gibi hatırladı. Bunun sonucunda nöro fizikçiler 1957’de bize olan her şeyin tüm detaylarıyla beynimizde kaydedildiği gerçeğini kabul ettiler. 1960 yılında Carl Pribram beyindeki depolama alanını tüm vücuda yayan teorisiyle hatıraların sinir sisteminde holografik bir biçimde depolandığını söylediğinde Nobel Ödülü’nü kazandı. Hatıraların bu şekilde düzenlenmesinden ve onlara erişilmesinden sorumlu olan bilinçaltı zihindir.

2. Tüm Hatıralarımızı Düzenler:
Bilinçaltı zihin sinir sisteminde – vücutta – saklanan tüm hatıraları düzenler. Bu hatıraları düzenlerken depolanmış hatıralara işaret eden ve bu hatıralara erişimimizi kolaylaştırmak ve bunu mümkün kılmak için dizinler kullanır. Zaman Çizginiz de bu dizinlerden biridir, değerlerinizin düzenlenmesi bilinçaltı zihninizin kullandığı dizinlerden bir diğeridir.

3. Duyguların Merkezi:
Bilinçaltı zihin duyguların merkezidir. Bilinçli olarak hissedilmelerine rağmen duyguların merkezi bilinçli zihin değildir. Bilinçaltı zihin tarafından üretilir, sürdürülür ve onun sorumluluğu altındadırlar.

4. Çözülmemiş Olumsuz Duygulara Bağlı Hatıraları Bastırır:
İşte burası bazı ilginç çelişkilerin başladığı yerdir. Bilinçaltı zihin çözülmemiş olumsuz duygulara bağlı hatıraları bastırmakla da görevlidir. Buradaki vurgu “çözülmemiş” üzerindedir. Hatıra dokunulmamış duyguyla çözülene kadar bastırılacak. Çözülmemiş olumsuz duygu hatıranın içeriğinin, duygunun yoğunluğunu da kapsayarak bastırılmasına yol açabilir. Bastırılan olumsuz duygular vücuda hapsolmuştur ve birçok durumda vücuttaki sinir yollarının akışını engelleyecek bariyerler oluşturabilir.

Hocam senin mesleğin yanlış hatırlamıyorsam Psikologdu bu kavramlara benden daha iyi hakim olduğunu düşünmekle birlikte yine de olayı temelinden almak istedim. (Bunu okuyan üyeler için)

5. Duyguları Serbest Bırakmak İçin Bastırılan Hatıraları Sunar:
Bastırılan hatıralar daha sonra hapsolan olumsuz duyguları kurtarmak için sunulur. Bu bilinçaltı zihnin yapması “gereken” bir sonraki işlevdir ve bu uzun vadeli bir işlev olabilir. “Gereken” tırnak içinde belirtilmiştir çünkü birkaç durumda ve bilinçli zihnin hoşlanmadığı zamanlarda bilinçaltı zihin hatıraları kurtarmak için serbest bırakmak yerine bastırılmış bir şekilde tutmaya devam edecektir. Eğer hatıranın sunulduğu zaman bilinçli zihin duyguları akla uydurarak serbest bırakabilirse hatıra olumsuz duygulardan arındırılabilir.

7. Vücudu Çalıştırır / Kontrol Eder:
Bilinçaltı zihne aynı zamanda vücudun zihni veya zihin – vücut adı da verilir ve bu işlevi yürütürken bilince vücudun yönetilmesi için direktifler sağlar.

8. Vücudu Korumak:
Bilinçaltı zihin vücudu korumakla da görevlidir. Yani sokağa çıkıp bir otobüsün önüne geçerseniz bilinçaltı zihniniz geri sıçramanıza sebep olacaktır ve güvende olacaksınız. Aşırı tehlike durumlarında birçok kişi bilinçaltı zihnin kontrolü ele aldığını fark eder.

9. Ahlaklı Bir İnsan Olmak:
Bu bir ana yönerge olmaktan çok yapımızda bulunan bir içgüdüdür. Bilinçaltı zihin ona öğretilen ve doğru olduğuna inandığı ahlak kurallarını zorlayacaktır. Bu ana yönergeden bahsedilmesinin sebebi iyileşmede büyük önem arz ettiğidir. Eğer bilinçaltı zihin kötü olduğunuzu düşünürse tabi ki cezalandırılmak zorunda kalacaksınız. Bunun için iyileştirmede bilinçaltı zihnin cezalandırıp cezalandırmadığını bilmek önemlidir. “Ne çeşit bir ahlaklılıktan bahsediyoruz?” gibi bir soru çıkabilir. Bilinçaltı zihne öğretilen ve doğru olduğuna inandığı her tür ahlaklılıktan bahsediyoruz. Bu yüzden hırsızlar arasında bile onur vardır. (Haberlerde tutuklanan mahkumları veya yakın bir tanıdığınız cezaevi deneyimi olmuşsa bu dediğimi onaylarsınız.)

10. Yönelmek ve Emirleri Takip Etmek İçin:
Bilinçaltı zihin uyum içinde olduğu bilinçli zihin tarafından yönlendirilmeyi sever. Eğer bir uyum yoksa bilinçaltı zihin yönlendirilmelere veya emirlere uymayacaktır. Uyum olursa bilinçaltı zihin neredeyse tüm yönlendirmeleri takip edecektir. Bu çerçevede güven geliştirmek çok önemlidir çünkü eğer bilinçli zihnimiz fiziksel ve birçoğumuzun zihinsel işlevinden sorumluysa uyum bir zorunluluktur.

11. Tüm Algıları Kontrol Etme ve Muhafaza Etme:
Duyusal algılarımız vücudun dışından nörolojiyle girerken bilinçli algılara dönüşmeleri için önce bilinçaltı zihinden geçmeleri gerekir. Bilinçaltı zihin içeri giren muazzam ölçüdeki verileri süzmekle ve bunları bilinçli zihnin yönetmesi için anlayabileceği duruma getirmekle yükümlüdür. Tüm duyusal kanallarımızdan ortalama iki milyon parça bilginin girdiğini duymuşsunuzdur. Bilinçaltı zihin bunu artı – eksi 7 gibi parçalara ayırır.

12. Enerjiyi Üretmek, Depolamak, Dağıtmak ve İletmek:
Vücudun “müdürü” olarak bilinçaltı zihin aynı zamanda vücudun enerjisini de kontrol etmekle görevlidir. Vücuttaki enerjinin çoğunluğu oksijenin glikozla birleşmesi sonucu oluşur. Bilinçaltı vücuttaki enerjiden sorumlu olduğuna göre kilo verme ve iyileşme gibi çeşitli amaçlar için enerjiyi arttırması istenebilir.

13. İçgüdü ve Alışkanlıkla Tepki Verme:
Bazı içgüdüler doğumdan itibaren vardır, mesela kaç veya savaş tepkisi gibi. Alışkanlıklar zamanla gelişir. Bilinçaltı zihin zaman içinde hem içgüdüleri hem alışkanlıkları geliştirmek ve muhafaza etmekle sorumludur.

14. Davranışları Oluştururken Tekrara İhtiyaç Duyar:
Bir davranışı geliştirirken bilinçaltı zihnin kontrolüne girene kadar onu sık sık tekrar etmek iyi bir fikirdir. Bilinçaltı zihin sürekli devam eden bir “şimdi” içindedir ve bunun için bir davranış oluştururken kayda değer tekrar gerektirir. Bkz: 21 Gün veya 40 Gün kuralı temeldir.

15. Devamlı Daha Fazlasını Aramak:
Bilinçaltı zihin sürekli olarak daha ve daha fazla aramaya yönlendirilmiştir. Almak üzere olduğunu yeni arabayı satın aldıktan kısa bir süre sonra size “eski bir araba” gibi görünmeye başlar ve belki de “bundan sonraki ne?” diye merak etmeye başlıyorsunuz.

16. En Az Parça Sayısıyla En Uygun Performans:
Bilinçaltı zihin az parçayla da uygun bir şekilde performans gösterecektir. Hatta ne kadar az parça o kadar iyi performans. Daha fazla taraf daha çok içsel çelişki anlamına geldiğine göre ve her parçanın bütünün niyetiyle aynı niyette olduğunu ekleyemeyeceğimize göre daha az taraf daha iyidir. En iyi performans iyi bir şekilde bütünleşmiş tek bir üniteden oluşur.

17. Semboliktir:
Bilinçaltı zihin semboliktir. Birçok alanda okur yazardır, yani sembolleri yaratır, kullanır ve onlara tepki verir. Bilinçaltının bize verdiği şeylerin çoğu semboliktir. Bu onun anlamsız olduğu anlamına gelmez, tam tersine bu semboller yorumlanabilir ve belirgin anlamları olacaktır.

18. Az Efor Sarf etme Prensipleri Üzerine Çalışmalar:
Bilinçaltı zihin en az efor sarf etme prensipleriyle çalışır ve bu kurtulmak için yapabileceğinin en azını yapacağı anlamına gelir. Bu prensip bilinçaltı zihne enerji tasarrufu konusunda iyi hizmet eder fakat çeşitli semptomları iyileştirirken değil. Mesela bilinçaltı zihne bazı semptomları temizlemesini söylerseniz bu işlemi ne zaman başlatacağını ve ne zaman bitireceğini sormalısınız veya altı ay sonra işlemin tamamlanmamış olduğunu görürsünüz. “Neden?” diye sorduğunuzda bilinçaltı “henüz başlamadım” diye cevap verebilir.

19. Her şeyi Kişisel Olarak Alır:
Çocukken kullanılan o eski deyişi hatırlar mısın? “bir parmak karşıyı gösterse de diğer üç parmak seni gösterir”. Bu, bilinçaltının her şeyi kişisel olarak almasındandır. İyi haber, arkadaşınızda beğendiğiniz şey, sizsiniz. Kötü haber, arkadaşınızda sevmediğiniz şey de sizsiniz. Psikolojideki ifadeyle “algı, yansıtmadır”. Bu yüzden tanıştığınız herkes hakkında en iyisini düşünün. Eğer bir terapist, eğitimci veya özellikle bir yönetici olarak çalışıyorsanız danışanlarınız veya öğrencileriniz hakkında en iyisini düşünün. Muhteşem olduklarını ve Zaman Çizgisi Terapisi’ni kullanarak değişeceklerini düşünün ve değişecekler. Eğer her şeyi yapabileceklerine inanırsanız yapacaklardır. Eğer danışanlarınızı muhteşem olarak görürseniz muhteşem olurlar. Danışanlarınızda ne kadar iyi görürseniz onlar da sizin için ve kendileri için o kadar iyi şeyi gerçekleştireceklerdir. Siz bunu ne kadar çok yaparsanız bilinçaltınız sizin hakkınızda o kadar iyi hissedecek ve gelişecektir. Bilinçaltı zihne saygı ve onur duyun. Eğer yapabilirseniz sevin onu. Siz ve bilinçaltı zihniniz çok uzun zaman birlikte olacaksınız bunun için iyi geçinseniz iyi olur. Eğer mükemmelliğinizi hatırlayabilirseniz mükemmel olursunuz.

20. Son madde: Bir Olumsuzluğu İşleyemez:

Sonunda, önceden de söylediğimiz gibi, bilinçaltı zihninize ne yapmaması, düşünmemesi ve olmaması gerektiğini söylemek yerine ne yapması, ne düşünmesi ve ne olması gerektiğini söyleyin.

Peki, bilinçaltındaki herhangi bir negatif kayıtın veya korkunun bizi olumsuz etkilediğini nasıl anlayabiliriz?

Hayatımızda tekrar eden kısır döngüler ile bilinçaltımızda bir sorun olduğunu anlayabiliriz. Hayat kalitemizi ve mutluluğumuzu artırmak için bu korkularla yüzleşmek ve bizi etkileyen bu olumsuz kayıtları nötrleştirmek, ruhsal anlamda sağlıklı, mutlu ve doyumlu bir yaşam sürdürmemizi sağlar.

Benim bu yazıda kaleme alma gayem ve amacım nedir? Üyelerin daha kaliteli bir yaşam sürmesini istemem. Bazı kişiler karı kız tavlamayı öğrettiğimi sanıyorlar oysa ben hayatı öğretmeye çalışıyorum. Zaten öğrenmeseler de zamanı geldiğinde hayat tokatlarını çarparak bir güzel öğretecektir.


Hipnozun bilimsel varlığına ve tıpta kullanıldığını herhalde biliyorsundur hocam. O yüzden bu konuda mutabık olduğumuzu düşünerekten es geçiyorum. Hatta forumda şu konunu buldum ve sonrasında bu konu hakkında bir şeyler yazmayı zaman kaybı olarak gördüğümden es geçmek istedim.
(Bkz:1 Dakikada Otohipnoz Yöntemi)

Hipnozunda bilinçaltı telkinlerinin de ortak noktası telkindir.
Telkin nedir?
Bir duyguyu, bir düşünceyi birinin belleğine sokma, ona aşılama.

Subliminal mesaj nedir?
Subliminal mesaj veya bilinçaltı mesaj, başka bir objenin içine gömülü olan bir işaret ya da mesajdır ve normal insan algısı limitlerinin altında kalmak, o anda fark edilmemek üzere tasarlanmıştır. Subliminal mesajlar insanın bilinçli dikkati tarafından fark edilemezler, ancak bu mesajların insanın bilinçaltını etkiledikleri ileri sürülmektedir. Subliminal teknikler reklamcılık ve propaganda alanlarında sıklıkla kullanılmaktadır. Dizilerde veya filmlerde karakterlerin içtiği içecek markaları, kıyafetleri subliminal mesaj örneklerindendir. Bu tekniklerin amaçları, etkisi, kullanım sıklığı ve rekabet gibi konularda ahlaka uygunluğu konuları tartışmalıdır. Marka ve ürünlerin pazarlamasından toplumun ilgi, ihtiyaç ve algısını değiştirmeye kadar birçok konuda kullanılmaktadır. Bir kişiyi, kurumu ya da ürünü kötü göstermek için o şey ile kötü olan bir nesnenin aynı temada işlenmesi subliminal mesajın en yaygın kullanılma şeklidir. Şu ana kadar yapılan çalışmalar neticesinde en bilinçli ve defansif kişiler bile bu mesajları ilk bakışta %100 olarak çözememektedir. Bu da toplumlarımızı yönlendirmeli reklamlara karşı savunmasız bırakmaktadır.

Subliminal Algı Nedir?
Biraz terim temizleyerek başlayalım: "Subliminal algı" teriminde "sub" ön eki, "alt" demektir; "limen" ise "eşik" anlamına gelmektedir. Yani subliminal, "eşik-altı olan" demektir. Bir şeyi bilinçli olarak algılayabileceğiniz eşiğinin altındaki uyaranlara, "subliminal uyaran", bir şeyleri bilinçli olarak algılamanızı sağlayan eşiğin üzerindeki uyaranlara ise "supraliminal", yani "eşik üstü uyaran" adı verilmektedir.


Bilinçaltını koruyan kırk haramileri bildiğini varsayarak onu bir şekilde bypass etmek gerekir. Burada ise devreye teknikler girer.

Teknikler demişken şöyle bir PDF buldum. Okumak isteyen okuyabilir. Link: BİLİNÇALTI MESAJ GÖNDERME TEKNİKLERİ ve BİLİNÇALTI MESAJLARIN TOPLUMA ETKİLERİ*

Bir zamanlar degisimehazirim.com diye bir site vardı ve ben bilinçaltı deryasını keşfederken bana çok faydaları olmuştu. Bir çok kendime ait CD hazırlatmıştım. Hala şu an duruyor CD'ler geçenlerde aklıma geldi bilgisayarımda bir CD-Rom bulamadığımdan gittim internet kafeden USB atmak zorunda kaldım :D , Özlemiş bünye etkilerini tekrar ve tekrar yaşamak istiyor. Cidden tavsiye ediyorum çok faydasını görmüş birisi olarak.
Aslında en temel tabiriyle şöyle diyebiliriz hocam; Sürekli bir insan olduğunu düşün yanında. Hadi o ben olayım :p Sürekli kuşçubaşı sen mükemmelsin, Sen şöylesin, Sen aslansın, Sen her şeyi başarırsın. Desem. Olumlu motive olmaz mısın? Olursun. Bunun aslında olayı kendimiz o düşünceyi düşünüyormuşuz algısı yaratmak. İşte hedef tam olarak budur.

Degisimehazirim.com 5 Farklı teknik kullanıyordu hatırladığım kadarıyla. Şuan siteyi kapatmışlar sanırım. Cahil millet olduğumuzdan böyle şeyler ilgi çekmiyor.
1-Normal bilinçaltı eşiğini geçme;
2- Alfa beyin dalgalarında eşiği geçme;
3- Tersine mesaj ( Yani kelimeleri tersine çevirip okunması. Bilinçaltı algılıyor ve çözebiliyor)
4- Sağ kulak ve Sol kulaktan aynı anda farklı telkinler iletilmesi
5- Hızlandırılmış cümleler. 10X,20X vs.

Bu konuda diğer site ise Türkiye'de hayatimdegisti.com bu site ise kendine sitenin sahibi yeni teknik geliştirmiş bunun adına Ritmotrans adını vermiş. Yani belli kelimeleri vurgulu ve ahenkli söyleyince bilinçaltı daha iyi algıladığını iddia ediyor. Öncelikle itiraf etmeliyim ki iki siteyi de denedim, Benim için daha etkili olan degisimehazirim sitesinin projeleri oldu. Diğer hayatimdegisti telkinlerinin bazıları çok işe yarasa da bazılarında ise hiç efektif fayda göremedim. (Veya fark etmedim) Göremediklerimi eledim. Sildim bilgisayarımdan. Gördüklerimi saklı tuttum. Bu dosyaları seninle paylaşmak isterdim hocam fakat yedek hard diskim geçen sene anlamadığım sebepten kendi kendine bozuldu. Çok veri kurtarma yerlerine götürdüm ama hiç birisi bu ölmüş kurtarılamaz dediler. O yüzden o dosyalar yalan oldu.

Hatırladığım kadarıyla bir ara sende Youtube kanalında bilinçaltı telkin hatta kadınlarla ilgili bir şeyler paylaşıyordun.

Toparlamak gerekirse Unesco'da ve bir diğer çok bilimsel yerlerde bunun doğruluğu kanıtlanmış durumda isteyen interneti tarar ve bu bilgilere erişebilir. Şu an istesem de zor bulurum sanırım hocam. İnternet ortamı bir çöplük olmuş hangi bilginin doğru hangi bilginin palavra olduğunu anlamak artık gerçekten çok zor. O yüzden bu link vs olayını es geçiyorum.

Benim bu videoda kullandığım teknik:
1:Yönlendirme (Hipnoz)
Açık dille telkin etme.

2:Sessel yönlendirme
Bazı seslere beyinin daha fazla tepki verdiğini düşünüyorum. Bazı müziklere de. Bu bende tüylerimi diken diken olmasına sebep oluyor ve kuvvetli duygusal çağrışım oluşturuyor. Bu teknik kullanıldı.

3:Görsel çapa
Bazı güç imgeleri beyinde çok kuvvetli duygusal çağrışımlar yaptığını düşünüyorum. Hatta fizyoloji de bu vücudun dik durmasına sebep oluyor. ( Bu da şunu kanıtlar bilinçaltı alıyor almasını gerekeni, biliyor ve hissediyor.)

Bilinçaltı ses ve subliminal bir mesaj kullanılmadı. Bu video zaten 7 yıl önce oluşturulmuş bir videodur. Bir arkadaşımla ortak yapımımız. Bilimsel olarak bir dayanağı yoktur. Çünkü deneyseldir. Ama bu demek olmuyor ki işe yaramıyor; Hayır yarıyor! Benim üzerimde ve yakın arkadaş grubumu denek olarak kullandım. Ve inanılmaz değişimlere itti. İçeriden bir şey , bir ses rahatsız ediyor. Mesela yatıyor diyelim adamımız kanepe de bir rahatsızlık duygusu hissediyor. Çalışması gerektiğini hatırlıyor. Buda yönlendirmelerin etkisini açıkca gösteriyor. Bunun bilimsel olarak karşılığı var mı bu konuları araştırmadım. Zaten ileri düzeyde bir ingilizcem yok.
Ben şunu kaleme aldım; Bende işe yaramış mı yaramış?, Yakın arkadaş çevremde işe yaramış mı? Yaramış. Bir zamanlar sözlükte vs'de paylaşıldı. Orada da aynı tepkiyi aldık. Bu sonuç olumlu demektir.
Bu konudan beni topa tutabilirsiniz. Ama 2 beyaz önlüklü bilim adamının her şeyi de araştırmadığını atlamamak gerekiyor. Daha keşfedilecek çok yol, Çok güzergah var. Bilim bile tam anlamıyla oturmuş sayılmaz. 100 Yıl öncesinin gerçekleri bugün hiçe sayılıyor. Belki de benim mesajlarımın içinde bir gerçek gelecekte daha farklı adla anlatılacak ama bu yalan olduğunu ispatlayamıyor. Bilimsel veriler ispatlanması ve test grubunun üstünde deneklerce denenmesi gerekir ama ben bilim adamı değilim :p

Rastgele birisiyim. Kimine göre usta, Kimine göre ukala, Kimine göre bilgili, Kimine göre tecrübeli bu adam yaşamış bir şeyler gerçekten dedikleri, Kimilerine göre de cahil ergenin birisiyim.

Ama kötü birisi değilim. Ama bazı üyeler neden uğraşıyorum? Düşüncesini beynimde oluşturmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Umarım kendimi net ifade edebildim. Sürçü lisan olduysa affola, Mutlu günler dilerim :)
Bilgilerini paylaştığın için teşekkür ederim! Bu arada bir sorum olacak. Enerji, bioelektrik, aura gibi şeyler hakkında ne düşünüyorsun?
 
Bilgilerini paylaştığın için teşekkür ederim! Bu arada bir sorum olacak. Enerji, bioelektrik, aura gibi şeyler hakkında ne düşünüyorsun?

Rica ederim kardeşim benim faydası oluyorsa gerçekten çok seviniyorum. Enerji yaşamamız ve ilerlememiz için en gerekli şeydir. Enerji blokajını çokça kendi topuğumuza sıkarak gerçekleştiriyoruz. Örnek vermek gerekirse PMO (Lütfen çok sık tekrar ediyorsun artık bıktık gibi tepkiler vermeyin ya da verin ama bilin ki PMO enerjinizi yerle yeksan eder.), Bilinçaltısal davranış bozukluğu ve enerjinin blokajlanması (Yanlış inançlar ve Yanlış alışkanlıklar), Düzgün uyuyamamak ve dinç hissedememek. İleride bu konu hakkında güzel şeyler yazmayı düşünüyorum. Güzel vücudumuza gerekli önemi vermemek. Hanginiz vücudunuza gerçekten gereken önemi veriyorsunuz? Bence çok azdır. Hanginiz bir gün zamanını ayırıpta vücudu rahatlamak için masaja gitti? Giden varsa da ayda yılda birdir değil mi? Ama son model telefon çıksa anında alırsınız. Hangisi değerli? Vücut mu Telefon mu? Hanginiz Psikolojik Kinesyolojiyi araştırdı ve uyguladı? (Pi-ki) Hanginiz vücudu rahatlatma tekniklerini araştırdı? Çok çok azdır. PMO bir rahatlama tekniği değildir aksine vücudun ve beyinin amna koymaktır. Seks için yapılan ejekülasyondan sonra bile erkek kendini bitik ve çaresiz hissettiği bilinen bir gerçektir. Post Ejekülasyon Sendrom diye tıp literatüründe bile adı geçmektedir. Bunları neden anlatıyorum çünkü kısaca enerji herşeydir enerji tanrıdır desem gereken önem atfedilmez üstü kapalı bilgi olarak kalır ve hmm anladım hocam şeklinde kalır. Ama önemini ne kadar detaylandırırsak akılda kalıcılığı o kadar artar ve neden önemli olduğunu anlamanızı sağlar.

Mesela konsantrasyon sorunun bile altında enerjisizlik vardır. İşe gitmek istememek, Sürekli pineklemek ve tembellik etmek hepsi enerjisel sorunun birer varyantıdır. Hani bir anlık gaza gelirsiniz de spora başlarsınız fakat ertesi gün enerjinizin bittiğini görürsünüz. İşte bu yukarıda belirttiğim sorunların artığıdır. Bilinçaltı onarılmazsa bilinç yerin dibine sokulmaya mahkumdur. Çünkü siz bilinçten değil Bilinçaltından oluşmaktasınız.

Bügün ne ekersen yarın onu biçiyorsun. İlişkiler için değil kendin için bu söz geçerli. Yarının çiçekleri bügünün topraklarında filizleniyor. Enerji o yüzden çok çok çok önemli bir konudur. Bu konuda sorunlarınız varsa lütfen çözüm yolları arayın.

Gelelim diğer soruna bioelektrik ilk defa duydum ve vikipediye baktım. Bu konuda cahilmişim. Sanırım statik elektrik gibi bir şey. Tam olarak bilgim olmadığından ve neyi sorduğundan emin olmadığımdan bunu es geçiyorum. Bakın benim de bilmediğim şeyler varmış demek ki (Neden olmasın) Ama bilmediğimi açık dille itiraf edebiliyor ve Ben Lordum takıntısına girmiyorum. Bilmiyor diye bilmiyor kalacak değilim araştırılır ve öğrenilir ama her şeyden önemlisi kendine dürüst olmaktır.

Aura dediğimiz şey ise kişinin dışarıya yansıttığı bir enerjidir. Bence aura olayı gerçektir. Bazı kişiler ortama girdiğinde istemsiz bir gülümseme ya da hoşnutluk oluşur. Bunun sebebi o kişinin aurasının yüksek olmasından kaynaklanır. Bazı kişiler de olumsuz ve negatif auraya sahip olduklarından ağzıyla kuş bile tutsa size yaranamazlar. O yüzden bu konu es geçilmemeli ve bence derinlemesine araştırmalıdır.

Yani öğrenin gençler, Okuyun ve araştırın. Bilen kişilere sorun. Fikir danışın. Yerinizde saymayın da ne yapıyorsanız yapın. Sosyal medyada instagramda bilmem ne uygularımında vik vik zap yapmaktansa bu bilgileri öğrenmek her açıdan size değer katar. Hiç olmadı bir kız ortamında bile lafı geçse söyleyebilecek iki sözünüz olur. Size saygıları artar.

Bu arada ben sosyal medya hiç birisini kullanmıyorum. Tamamen gerçek odaklı yaşıyorum. Mesajlaşmaktan bile fazla haz etmiyorum. İnsanı asosyalliğe itiyor. Burada yazıyor çiziyoruz ama burası istisnai bir platformdur. Sadece whatsapp kullanıyorum oda sosyal medya sayılıyo mu :D

Benim yuvarlamam bu kadar :D

 
Rica ederim kardeşim benim faydası oluyorsa gerçekten çok seviniyorum. Enerji yaşamamız ve ilerlememiz için en gerekli şeydir. Enerji blokajını çokça kendi topuğumuza sıkarak gerçekleştiriyoruz. Örnek vermek gerekirse PMO (Lütfen çok sık tekrar ediyorsun artık bıktık gibi tepkiler vermeyin ya da verin ama bilin ki PMO enerjinizi yerle yeksan eder.), Bilinçaltısal davranış bozukluğu ve enerjinin blokajlanması (Yanlış inançlar ve Yanlış alışkanlıklar), Düzgün uyuyamamak ve dinç hissedememek. İleride bu konu hakkında güzel şeyler yazmayı düşünüyorum. Güzel vücudumuza gerekli önemi vermemek. Hanginiz vücudunuza gerçekten gereken önemi veriyorsunuz? Bence çok azdır. Hanginiz bir gün zamanını ayırıpta vücudu rahatlamak için masaja gitti? Giden varsa da ayda yılda birdir değil mi? Ama son model telefon çıksa anında alırsınız. Hangisi değerli? Vücut mu Telefon mu? Hanginiz Psikolojik Kinesyolojiyi araştırdı ve uyguladı? (Pi-ki) Hanginiz vücudu rahatlatma tekniklerini araştırdı? Çok çok azdır. PMO bir rahatlama tekniği değildir aksine vücudun ve beyinin amna koymaktır. Seks için yapılan ejekülasyondan sonra bile erkek kendini bitik ve çaresiz hissettiği bilinen bir gerçektir. Post Ejekülasyon Sendrom diye tıp literatüründe bile adı geçmektedir. Bunları neden anlatıyorum çünkü kısaca enerji herşeydir enerji tanrıdır desem gereken önem atfedilmez üstü kapalı bilgi olarak kalır ve hmm anladım hocam şeklinde kalır. Ama önemini ne kadar detaylandırırsak akılda kalıcılığı o kadar artar ve neden önemli olduğunu anlamanızı sağlar.

Mesela konsantrasyon sorunun bile altında enerjisizlik vardır. İşe gitmek istememek, Sürekli pineklemek ve tembellik etmek hepsi enerjisel sorunun birer varyantıdır. Hani bir anlık gaza gelirsiniz de spora başlarsınız fakat ertesi gün enerjinizin bittiğini görürsünüz. İşte bu yukarıda belirttiğim sorunların artığıdır. Bilinçaltı onarılmazsa bilinç yerin dibine sokulmaya mahkumdur. Çünkü siz bilinçten değil Bilinçaltından oluşmaktasınız.

Bügün ne ekersen yarın onu biçiyorsun. İlişkiler için değil kendin için bu söz geçerli. Yarının çiçekleri bügünün topraklarında filizleniyor. Enerji o yüzden çok çok çok önemli bir konudur. Bu konuda sorunlarınız varsa lütfen çözüm yolları arayın.

Gelelim diğer soruna bioelektrik ilk defa duydum ve vikipediye baktım. Bu konuda cahilmişim. Sanırım statik elektrik gibi bir şey. Tam olarak bilgim olmadığından ve neyi sorduğundan emin olmadığımdan bunu es geçiyorum. Bakın benim de bilmediğim şeyler varmış demek ki (Neden olmasın) Ama bilmediğimi açık dille itiraf edebiliyor ve Ben Lordum takıntısına girmiyorum. Bilmiyor diye bilmiyor kalacak değilim araştırılır ve öğrenilir ama her şeyden önemlisi kendine dürüst olmaktır.

Aura dediğimiz şey ise kişinin dışarıya yansıttığı bir enerjidir. Bence aura olayı gerçektir. Bazı kişiler ortama girdiğinde istemsiz bir gülümseme ya da hoşnutluk oluşur. Bunun sebebi o kişinin aurasının yüksek olmasından kaynaklanır. Bazı kişiler de olumsuz ve negatif auraya sahip olduklarından ağzıyla kuş bile tutsa size yaranamazlar. O yüzden bu konu es geçilmemeli ve bence derinlemesine araştırmalıdır.

Yani öğrenin gençler, Okuyun ve araştırın. Bilen kişilere sorun. Fikir danışın. Yerinizde saymayın da ne yapıyorsanız yapın. Sosyal medyada instagramda bilmem ne uygularımında vik vik zap yapmaktansa bu bilgileri öğrenmek her açıdan size değer katar. Hiç olmadı bir kız ortamında bile lafı geçse söyleyebilecek iki sözünüz olur. Size saygıları artar.

Bu arada ben sosyal medya hiç birisini kullanmıyorum. Tamamen gerçek odaklı yaşıyorum. Mesajlaşmaktan bile fazla haz etmiyorum. İnsanı asosyalliğe itiyor. Burada yazıyor çiziyoruz ama burası istisnai bir platformdur. Sadece whatsapp kullanıyorum oda sosyal medya sayılıyo mu :D

Benim yuvarlamam bu kadar :D

Cidden bana çok şey katan adamlardan birisisin. Devam et usta emeklerin için sana minettarım. Minnettarız.

4. Gündeyim bu sefer 30 gün yapmayıp tamamen kurtulmaya calisiyorum. O derece ciddi ki bu enerji ve odak meselesi benim için çok önemli. Güzel kız gördüğümde bile bakmıyorum çünkü büyük ihtimalle konuşmam gidip eve asılmayayım fantezi kurmayayım diye bakmamaya, düşünmemeye calisiyorum.

Zaten günümüz kızları dikkatimizi dağıtmak için bir çok şey yapıyor makyaj, açık kıyafetler, transparan çoraplar. Dar kotlar, mini etekler,aşırı bakımlı saçlar yani tahrik ediyorlar resmen bende kafami çeviriyorum.

Çünkü eve gidip fantezi kurup, attırıp enerji ve odak kaybı yaşamaktan ve sürekli zevk düşünmeye mahkum olmaktansa zevk yaşamayı veririm. Dersimi çalışmak için enerjim ve odağım kalır. Sınavdan yüksek not alınca da fedakarligimin karşılığını alirim. Diğer erkeklerde sınıfta kalır.

Kuşçubaşının kendisi de bugün yazısında belirtti. Kendisini tavlayan oyunu kazanır.
31 çeken bir yıkık mı sizi tavlar sizce?
Derslerindeki başarısı, üstün iradesi,baskın sesi, yüksek enerjisi olan kaliteli erkek mi? Ne kadar kendimize iyi huy, iyi özellik eklersek kendimizi o kadar tavlarız.

Kendimizi tavlayabildikce hayatımız daha mutlu olacaktır her açıdan. Çünkü olmak istediğimiz kişi olmak için uğraş veriyoruz ve sonucunda oluyoruz.

Bunun yerine yıkıkların yaptığı ise, olmak istediği kişi olmak için uğraş vermeden sadece istemek.

Böyle düşünmek lazım.
 
Değerli beni takip eden herkese sesleniyorum. Ziyaretçi + Tüm takip eden bir satır bile benim şahsi görüşümü okuyan tüm üyelere hitaben yazıyorum.
Yazının bir yerlerinde belirttiğim gibi amacım sizi manipüle edip, İlgi toplayıp sonrada bununla pohpohlanmak değildir. Hiç bir zaman da böyle bir gayem oldu ne işime yarayacak ki? Nasıl bir kazanım elde etmiş olacağım? Ben zaten gerçek yaşamımda saygı duyulan bir insanım. Düşünceler Realiteyi oluşturur. Sizce yazdığım her bir satırı ben kendi hayatımda uygulamıyor muyum sanıyorsunuz? Beni bir öğretmen mi sandınız? Size ders verip ders bitince kitabı kapatmıyorum canımcım ben o hayatın anlattıklarımın bizzat kendisiyim.

Yaptığınız olumsuz eleştiriler beni auramı, enerjimi ve frekansımı asla düşüremez. Bu forum değil kralı gelse düşüremez. Beni çok iyi tanıyanlar bilir ki geçmişte ve şu anda böyle şeylerden asla etkilenmediğimi hatta o yorumu yapan kişilerin enerjilerinin düştüğünü kendim gördüm. Çünkü art niyet düşünce döner sahibini geri bulur. Bu bir çok ilahi dinde bile geçmektedir. Gücüne inanıp inanmanınız sizin insiyatifinize kalmıştır. Çünkü ben size 1 gösteriyorsam belki de onun 5'iyimdir. Her şeyi anlattığımı mı sanıyorsunuz? 2 yazı okuyup oldum mu sanıyorsunuz?

Ayrıca eleştirilmeye değer biriysem buda bana önem verdiğinizi gösterir. Teşekkür ederim. Önem vermeseydiniz bazı görünmeyen silik üyeler gibi başlıklarım hiç olup giderdi. Bunu beni eleştiren ve takip eden herkes için söylüyorum. Ben olumsuzda bile olumluyu görebilecek potansiyelde bir insanım. Cidden eleştiren kişilerin kendi enerjileri düşecek diye üzülüyorum. Peki bu üslup ile neden anlatmadım. Neden hep dalgaya aldım? Çünkü ne ekersen onu biçersin. Nasıl gelirsen öyle yaklaşım alırsın. Eleştirinin bile adabı vardır. Seviyeyi düşürürseniz düşük seviyeden mesaj gelir. Seviyeyi yükseltirseniz yüksek seviyeden bir mesaj gelir. Yani algı yansıtmadır. Aslında benim size cevaplarım sizin karakterinizin bir geri dönütüdür.

Ben bu yazıları yazmayı kessem benim bir kaybım olmaz. İstemiyorsanız devamında tek bir nokta bile yazmam tüm başıklarımı da silerim. Fakat hatır gönül olayına ben bu işe devam ediyorum. @Betaboy dediği gibi her gün posta kutum dolup taşıyor. Düşmüş ve yol arayan kişileri yükseltmeyi seviyorum. Çünkü insanız lan. Daha ötesi var mı? Ateist biriyim diye ben merhametsiz mi sanıyorsunuz? Ben birine karşıt yorum yaparken bile acaba enerjisini düşürdüm mü ya da psikolojisini bozdum mu diye düşünen bir insanım. Hak etmişsinizdir bende yazmışımdır. Ama yine de o eleştirdiğim kişilerden özür dilerim. Çünkü karşıt düşünceli insanlara da saygı duyuyorum. Ama bu mesajımda neyi niye yaptığımı açık bir dille ifade ettiğimi düşünüyorum.

Eleştirebilirsiniz bunda hiç bir mahsur yok. Bazen çok sert davranıyorum farkındayım. Ama insanın her saniyesi diğer saniyesini tutmuyor. Bende gün içinde geriliyorum, Bazı olumsuz olaylar başıma geliyor ama hiç birisi modumu düşüremiyor. Çünkü içi sağlam bir kale olan adam asla yıkılmaz değerli dostlarım. Lütfen kendi enerjinizi düşürmeyin. İstediğinizi yazabilirsiniz hiç sorun değil ama ben yine sizi düşünerek ve acıdığım için yazıyorum.

Beni seven insanlar ve sevmeyen insanlar için yine de herşeye rağmen devam edeceğimi bildiriyorum. Ben hiç bir zaman burada kimseye alfalıkmış, üstünlükmüş, statüymüş bir üstünlük taslamadım taslamam da. Taslasaydım hiç birinizi kãle almazdım. Ama bunu yapan insanlar görüyorum ve sadece gülüyorum. Bu insanlara sesleniyorum böyle devam edin evet siz her şeysiniz kanka yeri göğü bile yaratmış olabilirsiniz. Size tapıyoruz. O ne karizma be, O ne duruş, O ne virgül o nasıl güzel nokta bee. Hele birde iki kişi yorumuna like atınca tamam adamımız everest dağından ulusa seslenişte buluyor kendini :p

Kıssadan hisse bana yazdıklarım için sanki karşılığında bir şey alıyorum muamelesi yapmayın. Ben buraya kendim için yazmıyorum sizin için yazıyorum. Sadece geçmişimle yüzleşmek gibi faydası oluyor. Buraya yazmasam da ben yine bilgisayarda Word'e falan aktarır yine yüzleşirim. Ama bu deneyimden ve bilgiden siz mahrum kalmış olursunuz. Hayattaki her şeyi deneyim ve bilgi olduğunu anlayamamış insanlar var. Elden büyük el vardır bunu asla unutmayın. Ben ne olduğumla asla böbürlenmem de hatta sizden faydalanabileceğim bilgi varsa onu bir elektrik süpürgesi gibi emerim. Çünkü ben gelişime aç bir insanım. 70 yaşına gelsem de aynı şeyi düşünür olacağım.

Ayrıca değer üretebiliyorsanız sizden mutlusu yoktur. Sizin değerlerinizi de forumu takip ediyorum. Yeri geldiğinde ilgimi çekmişse okumak isterim. Eleştirmek kolaydır bunu herkes yapar fakat arkasında dolu bir adam var mı bu muamma işte. Hatalarınızı fark edebilmeniz temennisi ile yazdım.
Kırdıysam affola. Bir nevi bir ders olarak düşünün. Hoşçakalın. P19'da görüşmek dileği ile.

@all
 
Okyanus yazılarını severek takip ediyorum önceki yazılarını çok çok beğenmiştim fakat p17 ve p18 de tcma'nın zamanında kullandığı ''kardeşlik'' temalı videoları kullanmanı biraz anlamsız buldum çünkü bildiğim kadarıyla bu videoları o kişi zaten kendi çıkarları için kullanıyordu manipülasyon içerse de iyi niyetli bir manipülasyon değildir diye düşünüyorum. Senin niyetinin de bu olmadığını anlayabiliyorum. İnsanların tepkisine gelince dışarıdan bakınca gerçekten bir tık kötü görünüyor bunu samimi ve içten bir şekilde söylüyorum benim için gerçekten tecrübelerin önemli P19'u bekleyeceğim.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst