Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Hayatın gerçekleri P26

Katılım
23 Temmuz 2018
Mesajlar
208
Tepkime puanı
1,037
Şehir
Ankara
Büyük yazarların dediği gibi insan dipleri görmeden zirvedeki halinin kıymetini bilmiyor. Çok yazar tanıyorum ki metinlerinin daha güçlü olabilmesi için mutlaka o yaşantıları deneyimleyip öyle kaleme aktarıp doğrudan insanı en derininden vurmayı hedeflerler. Örnek vermeye gerek yok bugün hangi yazarı başarılı görüyorsanız o bu dediğimi yapmıştır.

İnsan doğası çok karmaşık bir şey. İnsan çok karmaşık bir şey. Diğer tüm canlılar arasında her açıdan farklıyız. İnsan dışında herhangi bir canlının depresyona girip kederlendiğini çok nadir görürsünüz. (evcil hayvanlar hariç) peki insan neden depresif olur? Olaylar istediği gibi gitmediğinde... ilk darbe

Sultan bana hayatımda çoğu kızın veremediği şeyleri verince gözümde çok özel yapmıştım. Ama yine de çekim düşmüyordu. Çünkü beni zor kazanmıştı. Aylar birbirini kovaladı. Sonra sultan dershane başlayıp üniversite hazırlanma kararı aldı daha doğrusu aldık. Zira bende hazırlanıp üniversiteye başlamayı düşünüyordum. İşlerin bozulduğu nokta tam da burasıydı. Sultan bana ilgisini azaltıp odak noktasını derslere vermişti. Bu olay beni etkilemez sanıyordum ama ne kadar yatırım o kadar köfte olayının o zamanlar farkında değildim. O derslere yatırım yaptıkça ve bana olan ilgisi azaldıkça bilinçaltına önemli olan benim hayatım mesajı yolluyordu. Ben başlarda bunu benim iyiliğim için ve dikkatim dağılmaması için yaptığını düşünsem de sonrasında o ilginin azalmasından rahatsız olmaya başladım. Büyük bir eksiklik yarattı. Sanki size ailenizin bir anda sırt dönmesi gibi büyük bir buhran yaşadım. Artık konuşmaları ben başlatır olmuştum. Sultanı aramasam yazmasam hiç oralı olduğu yoktu. Ben de bu duruma çok sinirlendim. Acaba artık benden etkilenmiyor muydu?

Acaba neyi yanlış yapıyordum? Düşünürken birden aklıma telkinler geldi. Bu sefer amacım sultanı yeniden kazanmaktı. O eski ilgisini istiyordum zira ben o ilgiyi çok sevmiştim. Aşırı hoşuma gitmişti sevilmek... Sevmek istiyorsunuz fakat karşınızdaki insan aynı karşılığı vermeyince bir de oradan darbeyi yiyorsunuz... O buhrandayken ne kaybedebilirim ki diye düşünmeye başladım...

Alfa erkek telkini satın almıştım. Kadınları cezbetme ve karizma üzerine sözler yer alıyordu. Bende ilk işim bunu dinlemek oldu. İş yerinde kızlarla flörtleşmeye başladım. Sultan beni öyle gördükçe deliriyor bu sefer ilgisini daha fazla veriyordu. Daha önceden bunu yapabilir miydim? Hayır. Firmalarda çalışan kızlarla görkem kadar sohbeti ilerletebilir hatta karşı tarafla dalga geçebilen hale gelmiştim. Kendime inanamıyordum. Kızlar ben istemeden numarasını veriyor bir şey olursa haberleşiriz diyordu. (aslında bahaneydi sen al ki bana yazıl ve ilerletelim demekti) ama ben yapmadım. Kendimi sultana bağlı hissediyordum. Ona bunu yapamazdım. Ahlaken de öyle bir insan değildim. Etik bulmuyordum. Kızların ilgisini çekti isem de yeterli bulmuyordum. Tam o sırada incisözlük'te dolaşırken.
Bunu çok sık yapmam başlıklı yazı dizisiyle karşılaştım. Yazarı tcma idi. (they call me Alpha) çok daşaklı bir yazar olduğu aşikar. O dönemlerde herkesi etkisi altına almıştı. Çünkü yazısında çok fazla manipülasyon ve programlama yer alıyordu. Farkında olmadan programlıyordu bizi ve gerçeklik algımız değişiyordu. O yazıyı okuyup tamamını bitirdim. Kadınlardan bir nefret ve soğuma duygusu geldi. Artık eskisi gibi önemsemiyor ve ciddiye alınacak varlıklar olduğunu düşünmüyordum. Tüm dişilerden hatta annemden bile soğumuştum. Çünkü her şeyin bir sebebi olduğunu açıkça yüzümüze vuruyordu. Tcma tüm metinleri kendisine ait olsun olmasın dediği çoğu şey doğruydu. Fakat kadınları düşman gibi lanse etmesi bence yanlış bir algı. Ama çekim için işe yarıyor mu? Yarıyor. Ama zevk alamadıktan sonra ne fayda?

Tcma o satırları benim hayatımın içinden geçmişti. Nereden bilebilirdim o satırların benim en değerlim olan sultanı kaybedebileceği mi? Yürüyüşüm ve karizmam hatta ses tonum daha farklı olmuştu. Çok farklı ve elit olarak görmeye başlamıştım kendimi. Sürekli kendime ben mükemmelim diyordum. Haliyle bu da gerçekliğime yansıyordu. Sultan ilk başta bu hallerim çok hoşuna gitmiş ve eski çekiminin 5 katı daha fazla bana bağlanmıştı. Fakat sonradan bu hallerim yerini egoist ve kendini beğenmiş bir yapıya bürününce sultan bunu fark etti. Kendine çekidüzen ver çok değiştin şeklinde bir sürü yorum yapmıştı. Fakat ben böyleyim beni kabul ediyorsan et etmiyorsan da o senin bileceğin iş deyince sultan da bu sözlerime çok sinirlenip ayrılalım o zaman dedi. Ben de beni sevdiğinden eminim nasıl olsa geri gelir düşüncesi vardı. Fakat işler umduğum gibi olmadı. Harbiden kızlar ha deyince bitirebiliyor. Elveda deyince tüm yaşantıları bir kenara bırakabiliyordu. Tcma'ya küfürler etmeye başlamıştım. Sultanın yokluğu aşırı koymuştu. Deli gibi ağlayıp kaç kere sultana ulaşmaya çalışsam da bana dediği tek şey "defol" olmuştu. Nasıl zoruma gitmişti o sözleri... Kıyamadığı bana onları demesi... Tcma başta iyi gibi görünse de sonrasında yazdıkları en değerlimi kaybetmeme sebep olmuştu. Peki madem ilişkin o kadar düzgündü neden böyle bir ihtiyaç duydun diyebilirsiniz. Açıklayayım: Çünkü insan oğlu bir şey elinden alındığında o şeyi tekrar yaşamak istiyor. Azı olursa yetinmiyor ya aynısı ya da fazlası olmak zorunda... Psikoloji... Psikoloji...

Ben sürekli çöküyordum. Dik durma imajı verip bu şekilde sosyal medyaya fotoğraflar yüklesem de içten yıkılıyordum. İşi de bırakmıştım. Sultanı daha fazla bir yabancı gibi görmeye tahammül edememiştim. 2 hafta önce koynunuzda yatan kız 2 hafta sonra bir yabancı gibi davranabiliyordu. Nasıl zoruma gittiğini tahmin edebilirsiniz...
O kadar acımasız olabiliyorsa bende olmalıydım. Derken sultanı unutmaya zorladım kendimi. Bu zor olsa da bir şekilde yokluğuna alıştım. Annem bile o kızı bırakmasan evlenirdiniz diyordu. Annemle bile tanışmıştı. Cidden evlenir miydik? Evet. Hatta şu an çocuklarımız bile vardı. Tcma'nın bir öğretisi yanlış ve deneyimsiz bir beyinde negatif bir gerçeklik oluşturmuştu. Dedikleri doğru olsa da tecrübesiz beyinlerin kesinlikle okumaması gereken bir yazıdır.

Sultanı aradan 3 yıl geçtiğinde askerliğimi yaparken bile tek düşündüğüm kızdır. Siz hesap edin ne kadar enkaz bıraktığını. Şu an ise başkasıyla evli ve çocukları var. Ama yüzüne bakınca duygu veya nefret hissetmiyorum. Sadece insanların ne kadar nankör olabileceğinin en güzel kanıtıdır o benim için... Evet hatam vardı ama düzeltilebilirdi ama o ne yaptı bitirmeyi seçti. Dişiler gözünüzün yaşına bakmazlar. Acımasızdırlar. 2. şans vermezler. Her şey için tek hakkınız var. Geçtiniz geçtiniz geçemediniz mi? Diyecekleri tek şey "sktr git "olur.

Uzun zamandır yazamamıştım. İşler özel hayatımdaki gelişmeler vs. şu an bile bu satırları yazarken hasta olmuşum ama yine de sizleri fazla merakta bırakmamak için yazmak istedim. Çok işe kendinizi verip kendinizi unutunca işte böyle benim gibi hasta olursunuz. Dengeyi bozmayın.
Saygı ve sevgilerle.

 
Hoşgeldin foruma tekrardan özledik seni. Gelişime devam. Sağlık olsun.


Şu arabesk vari şarkılara hala alerjim var :)

Hoşbuldum. Güzel düşüncelerin için teşekkür ederim kardeşim. :)

Arabesk olayına açıklık getireyim: Aslında ben bilerek paylaşıyorum. Bir insan ne kadar acıya alışırsa o kadar duyarsız hale geliyor. Hayatın gerçekliğinde acı yok mu? Var hem de her alanda. Buna alışık insan asla yıkılmaz bir kale olur. Elbette dediğin gibi bunu alışkanlık haline getirip sürekli dinliyorsanız bir hata vardır. Çünkü içinde olumsuz sözler psikolojiyi bozabilecek düzeyde. Ama arada sırada yeri gelmişken hatırlamak insanı geriletmez aksine ilerletir.
 
Güzel insan,

Bunlardan hangisini dinliyordun?

İlk telkindeki yorumlara bakarsak baya etkili gibi.
 
Büyük yazarların dediği gibi insan dipleri görmeden zirvedeki halinin kıymetini bilmiyor. Çok yazar tanıyorum ki metinlerinin daha güçlü olabilmesi için mutlaka o yaşantıları deneyimleyip öyle kaleme aktarıp doğrudan insanı en derininden vurmayı hedeflerler. Örnek vermeye gerek yok bugün hangi yazarı başarılı görüyorsanız o bu dediğimi yapmıştır.

İnsan doğası çok karmaşık bir şey. İnsan çok karmaşık bir şey. Diğer tüm canlılar arasında her açıdan farklıyız. İnsan dışında herhangi bir canlının depresyona girip kederlendiğini çok nadir görürsünüz. (evcil hayvanlar hariç) peki insan neden depresif olur? Olaylar istediği gibi gitmediğinde... ilk darbe

Sultan bana hayatımda çoğu kızın veremediği şeyleri verince gözümde çok özel yapmıştım. Ama yine de çekim düşmüyordu. Çünkü beni zor kazanmıştı. Aylar birbirini kovaladı. Sonra sultan dershane başlayıp üniversite hazırlanma kararı aldı daha doğrusu aldık. Zira bende hazırlanıp üniversiteye başlamayı düşünüyordum. İşlerin bozulduğu nokta tam da burasıydı. Sultan bana ilgisini azaltıp odak noktasını derslere vermişti. Bu olay beni etkilemez sanıyordum ama ne kadar yatırım o kadar köfte olayının o zamanlar farkında değildim. O derslere yatırım yaptıkça ve bana olan ilgisi azaldıkça bilinçaltına önemli olan benim hayatım mesajı yolluyordu. Ben başlarda bunu benim iyiliğim için ve dikkatim dağılmaması için yaptığını düşünsem de sonrasında o ilginin azalmasından rahatsız olmaya başladım. Büyük bir eksiklik yarattı. Sanki size ailenizin bir anda sırt dönmesi gibi büyük bir buhran yaşadım. Artık konuşmaları ben başlatır olmuştum. Sultanı aramasam yazmasam hiç oralı olduğu yoktu. Ben de bu duruma çok sinirlendim. Acaba artık benden etkilenmiyor muydu?

Acaba neyi yanlış yapıyordum? Düşünürken birden aklıma telkinler geldi. Bu sefer amacım sultanı yeniden kazanmaktı. O eski ilgisini istiyordum zira ben o ilgiyi çok sevmiştim. Aşırı hoşuma gitmişti sevilmek... Sevmek istiyorsunuz fakat karşınızdaki insan aynı karşılığı vermeyince bir de oradan darbeyi yiyorsunuz... O buhrandayken ne kaybedebilirim ki diye düşünmeye başladım...

Alfa erkek telkini satın almıştım. Kadınları cezbetme ve karizma üzerine sözler yer alıyordu. Bende ilk işim bunu dinlemek oldu. İş yerinde kızlarla flörtleşmeye başladım. Sultan beni öyle gördükçe deliriyor bu sefer ilgisini daha fazla veriyordu. Daha önceden bunu yapabilir miydim? Hayır. Firmalarda çalışan kızlarla görkem kadar sohbeti ilerletebilir hatta karşı tarafla dalga geçebilen hale gelmiştim. Kendime inanamıyordum. Kızlar ben istemeden numarasını veriyor bir şey olursa haberleşiriz diyordu. (aslında bahaneydi sen al ki bana yazıl ve ilerletelim demekti) ama ben yapmadım. Kendimi sultana bağlı hissediyordum. Ona bunu yapamazdım. Ahlaken de öyle bir insan değildim. Etik bulmuyordum. Kızların ilgisini çekti isem de yeterli bulmuyordum. Tam o sırada incisözlük'te dolaşırken.
Bunu çok sık yapmam başlıklı yazı dizisiyle karşılaştım. Yazarı tcma idi. (they call me Alpha) çok daşaklı bir yazar olduğu aşikar. O dönemlerde herkesi etkisi altına almıştı. Çünkü yazısında çok fazla manipülasyon ve programlama yer alıyordu. Farkında olmadan programlıyordu bizi ve gerçeklik algımız değişiyordu. O yazıyı okuyup tamamını bitirdim. Kadınlardan bir nefret ve soğuma duygusu geldi. Artık eskisi gibi önemsemiyor ve ciddiye alınacak varlıklar olduğunu düşünmüyordum. Tüm dişilerden hatta annemden bile soğumuştum. Çünkü her şeyin bir sebebi olduğunu açıkça yüzümüze vuruyordu. Tcma tüm metinleri kendisine ait olsun olmasın dediği çoğu şey doğruydu. Fakat kadınları düşman gibi lanse etmesi bence yanlış bir algı. Ama çekim için işe yarıyor mu? Yarıyor. Ama zevk alamadıktan sonra ne fayda?

Tcma o satırları benim hayatımın içinden geçmişti. Nereden bilebilirdim o satırların benim en değerlim olan sultanı kaybedebileceği mi? Yürüyüşüm ve karizmam hatta ses tonum daha farklı olmuştu. Çok farklı ve elit olarak görmeye başlamıştım kendimi. Sürekli kendime ben mükemmelim diyordum. Haliyle bu da gerçekliğime yansıyordu. Sultan ilk başta bu hallerim çok hoşuna gitmiş ve eski çekiminin 5 katı daha fazla bana bağlanmıştı. Fakat sonradan bu hallerim yerini egoist ve kendini beğenmiş bir yapıya bürününce sultan bunu fark etti. Kendine çekidüzen ver çok değiştin şeklinde bir sürü yorum yapmıştı. Fakat ben böyleyim beni kabul ediyorsan et etmiyorsan da o senin bileceğin iş deyince sultan da bu sözlerime çok sinirlenip ayrılalım o zaman dedi. Ben de beni sevdiğinden eminim nasıl olsa geri gelir düşüncesi vardı. Fakat işler umduğum gibi olmadı. Harbiden kızlar ha deyince bitirebiliyor. Elveda deyince tüm yaşantıları bir kenara bırakabiliyordu. Tcma'ya küfürler etmeye başlamıştım. Sultanın yokluğu aşırı koymuştu. Deli gibi ağlayıp kaç kere sultana ulaşmaya çalışsam da bana dediği tek şey "defol" olmuştu. Nasıl zoruma gitmişti o sözleri... Kıyamadığı bana onları demesi... Tcma başta iyi gibi görünse de sonrasında yazdıkları en değerlimi kaybetmeme sebep olmuştu. Peki madem ilişkin o kadar düzgündü neden böyle bir ihtiyaç duydun diyebilirsiniz. Açıklayayım: Çünkü insan oğlu bir şey elinden alındığında o şeyi tekrar yaşamak istiyor. Azı olursa yetinmiyor ya aynısı ya da fazlası olmak zorunda... Psikoloji... Psikoloji...

Ben sürekli çöküyordum. Dik durma imajı verip bu şekilde sosyal medyaya fotoğraflar yüklesem de içten yıkılıyordum. İşi de bırakmıştım. Sultanı daha fazla bir yabancı gibi görmeye tahammül edememiştim. 2 hafta önce koynunuzda yatan kız 2 hafta sonra bir yabancı gibi davranabiliyordu. Nasıl zoruma gittiğini tahmin edebilirsiniz...
O kadar acımasız olabiliyorsa bende olmalıydım. Derken sultanı unutmaya zorladım kendimi. Bu zor olsa da bir şekilde yokluğuna alıştım. Annem bile o kızı bırakmasan evlenirdiniz diyordu. Annemle bile tanışmıştı. Cidden evlenir miydik? Evet. Hatta şu an çocuklarımız bile vardı. Tcma'nın bir öğretisi yanlış ve deneyimsiz bir beyinde negatif bir gerçeklik oluşturmuştu. Dedikleri doğru olsa da tecrübesiz beyinlerin kesinlikle okumaması gereken bir yazıdır.

Sultanı aradan 3 yıl geçtiğinde askerliğimi yaparken bile tek düşündüğüm kızdır. Siz hesap edin ne kadar enkaz bıraktığını. Şu an ise başkasıyla evli ve çocukları var. Ama yüzüne bakınca duygu veya nefret hissetmiyorum. Sadece insanların ne kadar nankör olabileceğinin en güzel kanıtıdır o benim için... Evet hatam vardı ama düzeltilebilirdi ama o ne yaptı bitirmeyi seçti. Dişiler gözünüzün yaşına bakmazlar. Acımasızdırlar. 2. şans vermezler. Her şey için tek hakkınız var. Geçtiniz geçtiniz geçemediniz mi? Diyecekleri tek şey "sktr git "olur.

Uzun zamandır yazamamıştım. İşler özel hayatımdaki gelişmeler vs. şu an bile bu satırları yazarken hasta olmuşum ama yine de sizleri fazla merakta bırakmamak için yazmak istedim. Çok işe kendinizi verip kendinizi unutunca işte böyle benim gibi hasta olursunuz. Dengeyi bozmayın.
Saygı ve sevgilerle.

Kral çok telkin var hangisini satın alalım?
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst