Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Hayatın gerçekleri P5

Katılım
23 Temmuz 2018
Mesajlar
208
Tepkime puanı
1,037
Şehir
Ankara
Bir bilgisayarım vardı. Sene 2000. Düşünün daha Windows 98 ve Win Me işletim sistemleri kullanılıyor. XP bile çıkmamış. Benim o dönemde bir bilgisayarım var. Babam sevgi vermezdi fakat bir şeyi çok isteyince alırdı. Bende o kadar arsızdım ki madem sevgi yok bari dediğimi al modunda idim. Alana kadar ağlardım zırlardım. En sonunda aldırdım. (İyi bok yedim :D İyi mi yaptım kötü mü yaptım hala bilmiyorum siz karar verin) Ardından o zaman Level dergisinin oyun CD'sini bulup hemen bilgisayarıma yüklemiştim. Aşırı heyecanlı idim. Başına geçtiğim de bile mutluluktan ölüyordum. Bir de atarim vardı. Bilgisayar gelince atarinin pabucu dama atılıp onu yok etmiştim. Atmıştım bir köşeye. Sikerler ateriyi marioyu amna koym :D Bilgisayarım var oğlum. Öyle heyecanlıyım. Tabii bu yeni bir şeyi aldığınızdaki ilk heyecanı hatırladınız mı? Bunun sebebi vücutta salgılanan dopamin. Bu ilk kalem, İlk silgi, İlk kalemtraş, İlk araba, İlk ev, İlk sevgili her şeyi ama her şeyi kapsar. Sonra kullandıkça bir şeyi fark ederseniz. Artık yeterince zevk almıyor ve heyecanlanmıyorum. Ne oldu ki? Neden heyecan gitti? İşte beynimizin çalışma sistemine hoş geldiniz. Önce bir şeyleri elde etmek istiyoruz. Elde edince tüm zevki gidiyor. Ama biz o zevki seviyoruz. Elde ettiğimiz şey hikaye. Bunu en çok oyun sistemlerinde level, Ulaşma noktası vs. Olarak bize bir güzel pazarlarlar. Bizde yeriz. Mission compleytıd.

Artık bilgisayar beni eskisi gibi heyecanlandırmıyordu. Bunu fark etmiştim. Beni heyecanlandıracak şeyler bulmam lazımdı. Hemen gittim bir CD'ciden oyun kopyalattırdım. O zamanlar böyle Steam, Epic mepic gibi şeyler yok. O zamanlar internet yok olm. 96 Kilobyte çevirmeli bağlantı vardı sanırım. Bizde de yoktu zaten. Oraya da geleceğiz. Ardından bir bir oyunları yükledim bilgisayarıma. Oynadıkça çoşuyor sanki içine çekiliyordum. Yüklediğim oyun basit küçük arabalarının çarpıştğı bir yarış oyunudu. Ama öylesine mutlu oluyordum ki. En yüksek kalitedeki oyunlar bana o mutluluğu, Heyecanı yaşatmamıştır. Derken zamanla bu oyun da beni sarmamaya başladı. Sıkılmıştım artık. Bir kedinin iple oynamasından sıkılıp parçalaması gibi. Artık bu oyun bana dopamin salgılatmıyordu. Keyif alamıyordum. Beyinin bir doyum noktası vardı. Ama farkında değildim. Bu da tanıdık geldi mi size? İlişkileriniz de ilk başlarda her şey mükemmeldir. Gittikçe ona karşı ilginiz ve sevginiz de azalma görülür. Acaba neden? !! Cevabı biliyorsun pıleyboy.

Derken ikinci oyunu yükledim. Level dergisinden çıkan bir tank oyunu. Öyle görsel mörsel beklemeyin. Sanki kartondan yapmışlar. Duvarın yarısı yok :D Ama bana öyle keyif veriyordu ki. Kelimelere dökemiyorum. Öyle mutlu olurdum. Bu sefer deli gibi bu oyuna sardım. Oynadıkça oynadım. Okuldan hemen eve gelmek istiyordum bu oyunu oynamak için. Derken gün geldi. Bu oyundan da sıkıldım. Hatta bilgisayarımdan sildim. O CD'yi de kırdım. Sikerler aq. Kafa yapısına bakın :D Ardından gittim underground oyunu çıkmış. NTFS SE mi öyle bir şey olması lazım. Yeni underground oyunlarını bilen vardır. En iyi yazılımcılar tarafından yapılıp en iyi görsellere sahiptir. Ama çıkış oyununu görseniz bu ne aq. Dersiniz. Ama benim için o mükemmel bir başyapıttı hiç bir şeyde göremediğim tadı onda almıştım. Deli gibi oynadım. Açık dünya da dolaşmak keyif veriyordu. Görsellik yine sıfırdı. Kartondan yapılmış gibiydi. Derken bundan da sıkıldım attım. Sonra mario bross çıktı. Hemen gidip CD'ciden aldım. Bunu da yükledim. Sonunda prensesi kurtarmaya çalışıyorsunuz biliyorum tabii ateriden. En son ne yaptı ettim prensesi kurtardım. Sonra elimden oley be hareketi yaptım. Sonra bir pişmanlık hissi geldi. Bunun için mi bunca zamanımı verdim diye düşündüm kendi kendime. Sonra bu his geçince aldırmadım. Sorumluluklarımdan her şeyden kaçıyordum. Sadece eğlenmek istiyordum. Okul falan umurumda değildi. Sikerlerdi okulu sınıfı kitapları, Nefret etmeye başlamıştım iyice. Bazı günler okula bile gitmeyip sadece oyun oynardım. Anne babamlara hastayım yalanını söylerdim. Zamanla gittikçe bağımlı olmuştum. Rüyamda bile oyun oynarken görüyordum kendimi. Düşünün artık ne derecedeyim.

Bir telefon görüşmesi yaptım. Yakın bir dostum aradı. 30 DK telefonda görüştük. Kıramadım da. Ondan birazcık geç geldi devamı. Devam edelim.
Orta okul dönemi

6.Sınıfta bizi büyük bir sınıfa aldılar. İlk defa sınıfımda güzel kızlar görüyorum. İlk defa ergenliğe girmişiz tabii. Kanlar kanlanmaya canlar canlanmaya başlamış. İçim içime sığmıyor. Etekler yukarıya çekilmeye başlamış hafiften. Yaşlar 12 ya da 13 sanırım. Ergenliğin tam pik seviyeleri. Artık kızlar gözüme daha bir hoş gelmeye başlamıştı. Sanki farklı geliyordu. Bir yerden aşk diye bir şey duymuştum. Araştırdım ne olduğunu. Kişilerinin birbirini karşılık sevmesi imiş. Siktir lan ordan :D Karşılıksızmış. Güzelmiş aslında yaşanılsaydı :)

Sonra derken sınıftan arkadaşlarım yan sınıftakiler ve sınıf içinde sevgili olmaya başladılar. O zamanlar ve hala var çıkma kavramı var. Çıkıyoruz biz. Çıkalım mı? :D böyle söylenirdi. Oda tamam çıkalım derdi. Nereye çıkıyonuz amına koym :D Merdiven mi basamak mı? İşte öyle değişik bir milletiz. Büyüklerimizden duyduğumuz sözler dilimize pelesenk olmuştu. Bizim rol modelimiz onlardı. Peki benim rol modelim kimdi? Kimse. Oyunlardı. Televizyonda gördüğüm karakterlerdi. Kimsem yoktu aq. Anne babam derslerimi bile sormazdı. Nasıl gidiyor derdi arada. Bende iyi derdim sadece. Bu kadar. O kadar ilgilenirlerdi yani benimle. Hababam sınıfı mahmut hocayı hatırladım bak böyle söyleyince .) Tüm anne babaları toplayıp azarlama sahnesi :D

O zamanlar Kemal Sunal furyası daha yoğundu. Her gün başka bir filmi oynardı TV'de. Ben sorumluluklarımdan yine kaçardım. Kemal Sunal'ı izlerdim. Artık oyunlar da keyif vermemeye başlamıştı. O dönem de internet bağlattık ilk defa. Nasıl sevinçliyim görmeniz lazım. Yerimde duramıyorum. Bilmediğim bir alan. Bilmediğim bir dünya. Keşfedilecek çok şey var. Nasıl heyecanlıyım of off. Gta vice city yeni çıkmış. Ona dalmışım yine dersler falan umurumda değil. O zamanlar Ş.O.K. Geçti diye bir kavram vardı. Benim karnem şok geçti idi :D Tüm derslerim 1 idi. Sayısal loto oynasan tutmazdı. Bir tek tahmin ettiğiniz gibi Müzik - Beden 5 :D Anneme öğretmenler toplantıda kayınca onlar da bana kayardı. Bir de bilgisayarım yetmemeye başlamıştı. Artık kasıyordu. Bende meraklı idim. Kurcaladıkça kurcaladım. Windows dosyasını silmiştim hızlansın yer açılsın diye :D
Tahmin ettiğiniz üzere bilgisayar çöktü. İşletim sistemini sildiğim için. Doğru bilgisayarcıya. Sağlam bir para alıp windows xp kurmuşlardı. İlk defa yeni bir işletim sistemine geçiyordum. Yine yeni olduğu için aşırı heyecan basmıştı. (Artık nedenini biliyorsunuz değil mi? Yeni bir şey olunca ne oluyordu? Do..?)

Buranın devamında. Çok fena şeyler olacak :D Kanınız donacak. Neyse spoiler vermeyeyim. Biraz heyecanı yükseltelim. Ben babamla TTNET mağazasına gidip 4 MBPS sınırlı ve kotalı internet bağlatmıştık. Hatrı sayılır bir paraya. O zamanlar pahalıydı. Bizimkileri ödev istiyor hoca diye kandırmıştım. Sürekli zaten internet kafeye gidip çıktı alırdım. Onun parası interneti geçince babam bari eve bağlatalım sürtmesin dışarda dedi. Bağlattık. İlk google'ı açtığımdaki heyecanı görmeniz lazım. Çok iyi hatırlıyorum mavi bir modemdi. Okyanus gibi nickim gibi ;) Hayatımı sikecekti ama. Nedenini açıklayacağım. Ve okyanus ilk defa seks yapacaktı. Hemde 13 yaşında. :)

Devamı p6'da.
 
Devamını yarın yazacağım arkadaşlar. Şuan nedense yazma isteğim gitti. İsteğim gidince de yazasım gelmiyor. İçsel bir motivasyon yakalamam gerek. Sanırım sıkılmış olabilirim. Bu şekilde gün gün ilerleyeceğiz. Yavaş ama istikrarlı. Bazen gün aşırı atamayabilirim. Ama muhakkak bu seriyi sürdüreceğiz. Size söz. Söylenecek çok şey, Konuşulacak çok konu var. Sonra belki yaşadıklarım hakkında bir tartışma bile çıkartabiliriz. (Tartışma derken ağız burun kıralım değil, Acaba şurada şu olsa nasıl olurdu? Tespit yapmak, Bunların üzerine fikir yürütmek gibi)
Beynim dolduğunu fark ettim. Geçmişi hatırlamakta zorlanıyorum. İyice alfa dalgası moduna girmem gerekiyor bunun için. 8-13 Hz arasına. Bu dalga boyunda zorlasam bebekliğimi bile hatırlarım. :D

İyi geceler dilerim. Gelecek partta görüşmek üzere. Saygılar, Sevgiler.
 
Devamını yarın yazacağım arkadaşlar. Şuan nedense yazma isteğim gitti. İsteğim gidince de yazasım gelmiyor. İçsel bir motivasyon yakalamam gerek. Sanırım sıkılmış olabilirim. Bu şekilde gün gün ilerleyeceğiz. Yavaş ama istikrarlı. Bazen gün aşırı atamayabilirim. Ama muhakkak bu seriyi sürdüreceğiz. Size söz. Söylenecek çok şey, Konuşulacak çok konu var. Sonra belki yaşadıklarım hakkında bir tartışma bile çıkartabiliriz. (Tartışma derken ağız burun kıralım değil, Acaba şurada şu olsa nasıl olurdu? Tespit yapmak, Bunların üzerine fikir yürütmek gibi)
Beynim dolduğunu fark ettim. Geçmişi hatırlamakta zorlanıyorum. İyice alfa dalgası moduna girmem gerekiyor bunun için. 8-13 Hz arasına. Bu dalga boyunda zorlasam bebekliğimi bile hatırlarım. :D

İyi geceler dilerim. Gelecek partta görüşmek üzere. Saygılar, Sevgiler.
13 yaşında nasıl seks yaptın :d
 
Vay reis geri dönmüş. Devam et reis. Yazılarını çok beğeniyorum. Senin için foruma login oldum.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst