Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Her Zaman Özgürlüğü Ararsın

Katılım
4 Nisan 2018
Mesajlar
279
Tepkime puanı
726
Şehir
İçel
''En önemli eril coşku ,sınırlamandan serbest kalınan andadır.Bu,ölümle yüzleştiğinde ve ölümü yaşadığında,amacını gerçekleştirirken (ve böylece ondan serbest kalırken) ve yarış (ölümün ritüel tehdidi) esnasında gerçekleşebilir.Eril olan her daim sınırlılıklardan özgürlüğe geçiş arar.Dişil olan ise çoğunlukla bu eril hal ve ihtiyaçları anlamaz''

En büyük motivasyonun sınırlarından kurtulmak ve sınırların ötesindeki özgürlüğü deneyimlemektir.Eril coşkunun bilinen bazı halleri nelerdir? Orgazm bunlardan biri.Tipik eril orgazmda ,bildiğin üzere, en sonunda baraj yıkılana dek gerilim yada baskı yükselir ve sonra gerginliğin ve enerjin serbest kalır.Orgazm sonrasındaki hal, bir nevi ölüm gibi bir huzur halidir, mutluluk dolu bir kayıtsızlığa benzeyen boşluktur.Eril, o yada bu şekilde , her zaman bu rahatlamayı arar.

Çoğu spor bu baskıdan özgürlüğe doğru rahatlama heyecanını sağlar.Örneğin futbolda topu tutan takım, tam önlerinde sıralanmış ve onları bloke eden diğer takım tarafından baskılanır.Mücadele, bu sırayı yararak geçmek ve topu özgürlüğe taşımaktır.Eril özlere sahip insanlar bu mücadele ve baskıdan özgürlüğe doğru rahatlama ritüeli boyunca çılgınca duygusallaşırlar.Özgürlük elde edilirse de erkekler, sanki en derin kalp arzuları gerçekleşmişçesine-ve gerçekleşmiştir- bağırır ve alkışlarlar.Bu engelleri aşıp özgürlüğe kavuşma hali her nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin erilin ana motivasyonudur.Tüm eril hedefler-işte, meditasyon minderi üzerinde ya da futbol sahasında - daha fazla özgürlüğe doğru yönelir.

Özgürlüğe olan tipik eril arzunun içerisinde o ya da bu şekilde , erilin esas korku ve özgürlüğü olan ölüm duygusu vardır.Fransızcada'da orgazma aslında petite mort yada ''küçük ölüm'' denir.En sevdiğinin futbol takımının diğer takımı ''öldürmesini'' umduğunu ve finansal ''cinayetlerini'' muhteşem bir sevinçle kutladığını söylüyorsun.

Özgürlüğe olan eril arzunun daha karanlık yanlarına da muhtemelen aşinasındır.Özgürlüğe olan arzunun sebep olduğu savaş da esasında eril bir kovalamadır.Çoğu spor ritüelleştirilmiş bir savaştır ama gerçek savaş çoğu erkeğin merkezinde titreşir.Savaş hakkındaki filmler bile(sınırlarında olan erkekler, daha yüce bir nedenle motive olmuş bir halde , sahip oldukları her şeyi vermekte ve ölüme karşı direnmektedirler) erkeklerde yoğun duyguları tetikler.Gerçekten savaşta ya da ritüel halinde , bir futbol sahasında veya satranç masasında kendini gösteren özgürlük uğruna ölümle yüzleşme kapasitesi, erkeklerin en derin duygularını uyandıran son derece eril bir eylemdir
Ölümle yüzleşme kapasitesi ruhsal özgürlük için de gereklidir.Ruhen özgür yaşamak için korkularınla yüzleşmeye ve sevgini sınırlandıran her şeyi bırakmaya istekli olmalısın.Konfora ve güvenliğe bağımlılık, çoğu erkeğin ruhsal bir skor yapma kapasitesini sınırlayan şeydir.Diğer takım, özel güvenlik adına kendi ihtiyacındır.Kendi kişisel sezginle savaşıyorsun.Özgür olmak, ayrı bir kişi olmak için ölmen anlamına gelir.Peki mecbur olunan şey ne o zaman ? Egonun ölümü,birlik noktasına olan kesin bir teslimiyet ve en yüce özgürlüktür.Çok az sayıda erkek özgürlüğün derinliği içerisinde gevşemek için kendisini bırakır, çünkü stresin olmamasından korkar.Stresin olmaması, düşüncelerin olmaması , kendini koruma hissinin olmaması anlamına gelir.Eril oyunun sonudur bu.

Ancak bu stressiz oyunun korunmasızlıkla dolu sonu, aslında orgazm, finansel cinayetler ya da savaşı kazanmak aracılığıyla her daim aradığın şeydir.Eril ''ölüm'' ve esrimenin dağa sığ formlarını deneyimlemeyi istiyorsun, ancak ayrı benliğinin ölümüyle yüzleşmeye ve bazı anlarda hissetmek için kendine izin verdiğin özgürlüğün kendisi olmaya istekli değilsin.

Boks maçı, polisiye, dövüş sanatları, orgazm, felsefe (kavrayış esnasındaki ''ah!'') ya da ego ölümü:Erkekler her zaman ''ölümün formlarıyla yüzleşmekten ve diğer tarafa ,yani özgürlüğe geçmekten keyif alacaklardır.Özgür olma arzunun önceliğini sahiplenmelisin.O zaman eril coşkunun daha sığ formlarından da keyif alabilirsin, ancak kendini daha yüce hallere adarsın.Benlik bilincinin sınırlarıyıcı stresiyle yüzleşerek ölüm korksunu dönüştürür, onun içerisinden geçerek merkezinde her daim sezdiğin mutlak özgürlüğün içerisine girerek gevşersin, ama bunu sadece geçici anlamların içerisinden geçerek yaparsın.

Dişil, doluluğu arar ve boşluktan nefret eder.Boş raflarını biblolarla, deniz kabuklarıyla ve özel yerlerden toplanan taşlarla dolduracaklardır.Sevgi dolu olduğunu hissetmediğinde, erkeklerin çoğunlukla yaptığı gibi gerginliğini televizyon ya da boşalarak boşaltmak yerine dondurma, çikolata ya da sohbetle dolmanın peşinde koşar.Dişilin karanlık yanı boks maçları ya da p*rno filmlerdeki fiziksel atışmalar değil, pembe dizi ya da aşk romanlarındaki duygusal atışmalardır.Ruhsal boşluk hissini kalbini teslim ederek ve sevgiyle dolarak tamamlamaya özlem duyar.Ruhsal birliğe yönelik temel ihtiyacı, ego-ölümü korkusundan geçerek mutlak özgürlüğün sınırsız sonsuzluğu içerisine geçmek değil, sınırsız sevginin adanmış yoğunluğuna teslim olmaktır.

Nihayetinde dişilin sevgi arayışı ve erilin özgürlük arayışı aynı yere varır:Mutlak sevgi ve özgürlük olan,sınırsız ve sonsuz bir hal.Fakat her daim kendisi olduğun bu alanda rahatlayana kadar, kadının sevgiyle doldurulma umuduyla sana, çikolataya ve alışverişe teslim olmaya devam edecek ve sen de stresten kurtularak sınırsız özgürlüğe kavuşma umuduyla kendini televizyon, orgazm ve finansal başarıyla rahatlatmaya devam edeceksin.

Not:Çok sevdiğim bir kitabın bir bölümü.Malesef artık hiç bir yerde satılmadığını görünce bir bölümünü paylaşmak istedim.Kitabın ismi erkeğin özüne giden yol.Tek tek yazdım, yazım yanlışı varsa kusura bakmayın.
 
''En önemli eril coşku ,sınırlamandan serbest kalınan andadır.Bu,ölümle yüzleştiğinde ve ölümü yaşadığında,amacını gerçekleştirirken (ve böylece ondan serbest kalırken) ve yarış (ölümün ritüel tehdidi) esnasında gerçekleşebilir.Eril olan her daim sınırlılıklardan özgürlüğe geçiş arar.Dişil olan ise çoğunlukla bu eril hal ve ihtiyaçları anlamaz''

En büyük motivasyonun sınırlarından kurtulmak ve sınırların ötesindeki özgürlüğü deneyimlemektir.Eril coşkunun bilinen bazı halleri nelerdir? Orgazm bunlardan biri.Tipik eril orgazmda ,bildiğin üzere, en sonunda baraj yıkılana dek gerilim yada baskı yükselir ve sonra gerginliğin ve enerjin serbest kalır.Orgazm sonrasındaki hal, bir nevi ölüm gibi bir huzur halidir, mutluluk dolu bir kayıtsızlığa benzeyen boşluktur.Eril, o yada bu şekilde , her zaman bu rahatlamayı arar.

Çoğu spor bu baskıdan özgürlüğe doğru rahatlama heyecanını sağlar.Örneğin futbolda topu tutan takım, tam önlerinde sıralanmış ve onları bloke eden diğer takım tarafından baskılanır.Mücadele, bu sırayı yararak geçmek ve topu özgürlüğe taşımaktır.Eril özlere sahip insanlar bu mücadele ve baskıdan özgürlüğe doğru rahatlama ritüeli boyunca çılgınca duygusallaşırlar.Özgürlük elde edilirse de erkekler, sanki en derin kalp arzuları gerçekleşmişçesine-ve gerçekleşmiştir- bağırır ve alkışlarlar.Bu engelleri aşıp özgürlüğe kavuşma hali her nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin erilin ana motivasyonudur.Tüm eril hedefler-işte, meditasyon minderi üzerinde ya da futbol sahasında - daha fazla özgürlüğe doğru yönelir.

Özgürlüğe olan tipik eril arzunun içerisinde o ya da bu şekilde , erilin esas korku ve özgürlüğü olan ölüm duygusu vardır.Fransızcada'da orgazma aslında petite mort yada ''küçük ölüm'' denir.En sevdiğinin futbol takımının diğer takımı ''öldürmesini'' umduğunu ve finansal ''cinayetlerini'' muhteşem bir sevinçle kutladığını söylüyorsun.

Özgürlüğe olan eril arzunun daha karanlık yanlarına da muhtemelen aşinasındır.Özgürlüğe olan arzunun sebep olduğu savaş da esasında eril bir kovalamadır.Çoğu spor ritüelleştirilmiş bir savaştır ama gerçek savaş çoğu erkeğin merkezinde titreşir.Savaş hakkındaki filmler bile(sınırlarında olan erkekler, daha yüce bir nedenle motive olmuş bir halde , sahip oldukları her şeyi vermekte ve ölüme karşı direnmektedirler) erkeklerde yoğun duyguları tetikler.Gerçekten savaşta ya da ritüel halinde , bir futbol sahasında veya satranç masasında kendini gösteren özgürlük uğruna ölümle yüzleşme kapasitesi, erkeklerin en derin duygularını uyandıran son derece eril bir eylemdir
Ölümle yüzleşme kapasitesi ruhsal özgürlük için de gereklidir.Ruhen özgür yaşamak için korkularınla yüzleşmeye ve sevgini sınırlandıran her şeyi bırakmaya istekli olmalısın.Konfora ve güvenliğe bağımlılık, çoğu erkeğin ruhsal bir skor yapma kapasitesini sınırlayan şeydir.Diğer takım, özel güvenlik adına kendi ihtiyacındır.Kendi kişisel sezginle savaşıyorsun.Özgür olmak, ayrı bir kişi olmak için ölmen anlamına gelir.Peki mecbur olunan şey ne o zaman ? Egonun ölümü,birlik noktasına olan kesin bir teslimiyet ve en yüce özgürlüktür.Çok az sayıda erkek özgürlüğün derinliği içerisinde gevşemek için kendisini bırakır, çünkü stresin olmamasından korkar.Stresin olmaması, düşüncelerin olmaması , kendini koruma hissinin olmaması anlamına gelir.Eril oyunun sonudur bu.

Ancak bu stressiz oyunun korunmasızlıkla dolu sonu, aslında orgazm, finansel cinayetler ya da savaşı kazanmak aracılığıyla her daim aradığın şeydir.Eril ''ölüm'' ve esrimenin dağa sığ formlarını deneyimlemeyi istiyorsun, ancak ayrı benliğinin ölümüyle yüzleşmeye ve bazı anlarda hissetmek için kendine izin verdiğin özgürlüğün kendisi olmaya istekli değilsin.

Boks maçı, polisiye, dövüş sanatları, orgazm, felsefe (kavrayış esnasındaki ''ah!'') ya da ego ölümü:Erkekler her zaman ''ölümün formlarıyla yüzleşmekten ve diğer tarafa ,yani özgürlüğe geçmekten keyif alacaklardır.Özgür olma arzunun önceliğini sahiplenmelisin.O zaman eril coşkunun daha sığ formlarından da keyif alabilirsin, ancak kendini daha yüce hallere adarsın.Benlik bilincinin sınırlarıyıcı stresiyle yüzleşerek ölüm korksunu dönüştürür, onun içerisinden geçerek merkezinde her daim sezdiğin mutlak özgürlüğün içerisine girerek gevşersin, ama bunu sadece geçici anlamların içerisinden geçerek yaparsın.

Dişil, doluluğu arar ve boşluktan nefret eder.Boş raflarını biblolarla, deniz kabuklarıyla ve özel yerlerden toplanan taşlarla dolduracaklardır.Sevgi dolu olduğunu hissetmediğinde, erkeklerin çoğunlukla yaptığı gibi gerginliğini televizyon ya da boşalarak boşaltmak yerine dondurma, çikolata ya da sohbetle dolmanın peşinde koşar.Dişilin karanlık yanı boks maçları ya da p*rno filmlerdeki fiziksel atışmalar değil, pembe dizi ya da aşk romanlarındaki duygusal atışmalardır.Ruhsal boşluk hissini kalbini teslim ederek ve sevgiyle dolarak tamamlamaya özlem duyar.Ruhsal birliğe yönelik temel ihtiyacı, ego-ölümü korkusundan geçerek mutlak özgürlüğün sınırsız sonsuzluğu içerisine geçmek değil, sınırsız sevginin adanmış yoğunluğuna teslim olmaktır.

Nihayetinde dişilin sevgi arayışı ve erilin özgürlük arayışı aynı yere varır:Mutlak sevgi ve özgürlük olan,sınırsız ve sonsuz bir hal.Fakat her daim kendisi olduğun bu alanda rahatlayana kadar, kadının sevgiyle doldurulma umuduyla sana, çikolataya ve alışverişe teslim olmaya devam edecek ve sen de stresten kurtularak sınırsız özgürlüğe kavuşma umuduyla kendini televizyon, orgazm ve finansal başarıyla rahatlatmaya devam edeceksin.

Not:Çok sevdiğim bir kitabın bir bölümü.Malesef artık hiç bir yerde satılmadığını görünce bir bölümünü paylaşmak istedim.Kitabın ismi erkeğin özüne giden yol.Tek tek yazdım, yazım yanlışı varsa kusura bakmayın.
Tek tek yazarak uğraşman ve emek vermen beni mutlu etti.
 
''En önemli eril coşku ,sınırlamandan serbest kalınan andadır.Bu,ölümle yüzleştiğinde ve ölümü yaşadığında,amacını gerçekleştirirken (ve böylece ondan serbest kalırken) ve yarış (ölümün ritüel tehdidi) esnasında gerçekleşebilir.Eril olan her daim sınırlılıklardan özgürlüğe geçiş arar.Dişil olan ise çoğunlukla bu eril hal ve ihtiyaçları anlamaz''

En büyük motivasyonun sınırlarından kurtulmak ve sınırların ötesindeki özgürlüğü deneyimlemektir.Eril coşkunun bilinen bazı halleri nelerdir? Orgazm bunlardan biri.Tipik eril orgazmda ,bildiğin üzere, en sonunda baraj yıkılana dek gerilim yada baskı yükselir ve sonra gerginliğin ve enerjin serbest kalır.Orgazm sonrasındaki hal, bir nevi ölüm gibi bir huzur halidir, mutluluk dolu bir kayıtsızlığa benzeyen boşluktur.Eril, o yada bu şekilde , her zaman bu rahatlamayı arar.

Çoğu spor bu baskıdan özgürlüğe doğru rahatlama heyecanını sağlar.Örneğin futbolda topu tutan takım, tam önlerinde sıralanmış ve onları bloke eden diğer takım tarafından baskılanır.Mücadele, bu sırayı yararak geçmek ve topu özgürlüğe taşımaktır.Eril özlere sahip insanlar bu mücadele ve baskıdan özgürlüğe doğru rahatlama ritüeli boyunca çılgınca duygusallaşırlar.Özgürlük elde edilirse de erkekler, sanki en derin kalp arzuları gerçekleşmişçesine-ve gerçekleşmiştir- bağırır ve alkışlarlar.Bu engelleri aşıp özgürlüğe kavuşma hali her nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin erilin ana motivasyonudur.Tüm eril hedefler-işte, meditasyon minderi üzerinde ya da futbol sahasında - daha fazla özgürlüğe doğru yönelir.

Özgürlüğe olan tipik eril arzunun içerisinde o ya da bu şekilde , erilin esas korku ve özgürlüğü olan ölüm duygusu vardır.Fransızcada'da orgazma aslında petite mort yada ''küçük ölüm'' denir.En sevdiğinin futbol takımının diğer takımı ''öldürmesini'' umduğunu ve finansal ''cinayetlerini'' muhteşem bir sevinçle kutladığını söylüyorsun.

Özgürlüğe olan eril arzunun daha karanlık yanlarına da muhtemelen aşinasındır.Özgürlüğe olan arzunun sebep olduğu savaş da esasında eril bir kovalamadır.Çoğu spor ritüelleştirilmiş bir savaştır ama gerçek savaş çoğu erkeğin merkezinde titreşir.Savaş hakkındaki filmler bile(sınırlarında olan erkekler, daha yüce bir nedenle motive olmuş bir halde , sahip oldukları her şeyi vermekte ve ölüme karşı direnmektedirler) erkeklerde yoğun duyguları tetikler.Gerçekten savaşta ya da ritüel halinde , bir futbol sahasında veya satranç masasında kendini gösteren özgürlük uğruna ölümle yüzleşme kapasitesi, erkeklerin en derin duygularını uyandıran son derece eril bir eylemdir
Ölümle yüzleşme kapasitesi ruhsal özgürlük için de gereklidir.Ruhen özgür yaşamak için korkularınla yüzleşmeye ve sevgini sınırlandıran her şeyi bırakmaya istekli olmalısın.Konfora ve güvenliğe bağımlılık, çoğu erkeğin ruhsal bir skor yapma kapasitesini sınırlayan şeydir.Diğer takım, özel güvenlik adına kendi ihtiyacındır.Kendi kişisel sezginle savaşıyorsun.Özgür olmak, ayrı bir kişi olmak için ölmen anlamına gelir.Peki mecbur olunan şey ne o zaman ? Egonun ölümü,birlik noktasına olan kesin bir teslimiyet ve en yüce özgürlüktür.Çok az sayıda erkek özgürlüğün derinliği içerisinde gevşemek için kendisini bırakır, çünkü stresin olmamasından korkar.Stresin olmaması, düşüncelerin olmaması , kendini koruma hissinin olmaması anlamına gelir.Eril oyunun sonudur bu.

Ancak bu stressiz oyunun korunmasızlıkla dolu sonu, aslında orgazm, finansel cinayetler ya da savaşı kazanmak aracılığıyla her daim aradığın şeydir.Eril ''ölüm'' ve esrimenin dağa sığ formlarını deneyimlemeyi istiyorsun, ancak ayrı benliğinin ölümüyle yüzleşmeye ve bazı anlarda hissetmek için kendine izin verdiğin özgürlüğün kendisi olmaya istekli değilsin.

Boks maçı, polisiye, dövüş sanatları, orgazm, felsefe (kavrayış esnasındaki ''ah!'') ya da ego ölümü:Erkekler her zaman ''ölümün formlarıyla yüzleşmekten ve diğer tarafa ,yani özgürlüğe geçmekten keyif alacaklardır.Özgür olma arzunun önceliğini sahiplenmelisin.O zaman eril coşkunun daha sığ formlarından da keyif alabilirsin, ancak kendini daha yüce hallere adarsın.Benlik bilincinin sınırlarıyıcı stresiyle yüzleşerek ölüm korksunu dönüştürür, onun içerisinden geçerek merkezinde her daim sezdiğin mutlak özgürlüğün içerisine girerek gevşersin, ama bunu sadece geçici anlamların içerisinden geçerek yaparsın.

Dişil, doluluğu arar ve boşluktan nefret eder.Boş raflarını biblolarla, deniz kabuklarıyla ve özel yerlerden toplanan taşlarla dolduracaklardır.Sevgi dolu olduğunu hissetmediğinde, erkeklerin çoğunlukla yaptığı gibi gerginliğini televizyon ya da boşalarak boşaltmak yerine dondurma, çikolata ya da sohbetle dolmanın peşinde koşar.Dişilin karanlık yanı boks maçları ya da p*rno filmlerdeki fiziksel atışmalar değil, pembe dizi ya da aşk romanlarındaki duygusal atışmalardır.Ruhsal boşluk hissini kalbini teslim ederek ve sevgiyle dolarak tamamlamaya özlem duyar.Ruhsal birliğe yönelik temel ihtiyacı, ego-ölümü korkusundan geçerek mutlak özgürlüğün sınırsız sonsuzluğu içerisine geçmek değil, sınırsız sevginin adanmış yoğunluğuna teslim olmaktır.

Nihayetinde dişilin sevgi arayışı ve erilin özgürlük arayışı aynı yere varır:Mutlak sevgi ve özgürlük olan,sınırsız ve sonsuz bir hal.Fakat her daim kendisi olduğun bu alanda rahatlayana kadar, kadının sevgiyle doldurulma umuduyla sana, çikolataya ve alışverişe teslim olmaya devam edecek ve sen de stresten kurtularak sınırsız özgürlüğe kavuşma umuduyla kendini televizyon, orgazm ve finansal başarıyla rahatlatmaya devam edeceksin.

Not:Çok sevdiğim bir kitabın bir bölümü.Malesef artık hiç bir yerde satılmadığını görünce bir bölümünü paylaşmak istedim.Kitabın ismi erkeğin özüne giden yol.Tek tek yazdım, yazım yanlışı varsa kusura bakmayın.
Ellerine sağlık Üstat Uğraşıp yazıyonuz
; )
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst