- Katılım
- 20 Mayıs 2019
- Mesajlar
- 219
- Tepkime puanı
- 745
- Şehir
- İzmir
Yıllar içinde kendim de dahil olmak üzere bir çok kişinin bir kızın peşinden koşarken bir çok yanlışlar yaptıklarına, kendilerini hırpaladıklanna ve hayatlarını unutup yıkılıp gittiklerine şahit oldum .
Benim buna benzer örneğim Mells'ti. Melis'e aşkımdan dolayı, uzun süre etrafında pervane olmuş, derslerimi İhmal etmiş ve onun da bana aşık olmasını sağlamak için çırpınıp durm uştum . Tü m bu uğraşlarıma rağmen onu başka bir erkekle elele gördüğümdeyse dünyam başıma yıkılmıştı. Hayatımın tüm ünü bir kişiye adamış, sonra
ihanete uğramış ve onu kaybetmiştim. Uzun bir süre ne yapacağımı bilemedim. Derslerimi ve okulu tam am en unutmuştum . Arkadaşlarımla görüşm üyordum . Bütün gün evde oturup duvara bakıp düşünüyordum .
“Allahım onu nasıl kendime aşık ederim? Ne yapmalıyım ki o do beni sevsin7“ diye. Çoğu zaman bu sorunun içinden çıkmayıp ölmek istediğim bile olmuştu.
İşte bunun gibi acı dolu günlerden birinde gözlerim yaşlı bir biçimde Melis'i düşünürken, bir anda aklımda bir ses beliriverdi. Ses şöyle diyordu: " ToparlanI Hemen kendine çeki düzen ver ve toparlan! Dünyadaki tek kız o değil ve sen onun seni kontrol edebildiğini, ondan
başkasıyla olamayacağını kendi kendine söyledikçe kendini gittikçe daha da zavallı hale getiriyorsun. Bu durumunda seni zaten istemeyecek! Onun için geç oynanın karşısına, gözlerinin içine bok ve şunu fark et:
Birisi beni istemiyorsa bu onun kaybıdır. Kimse için yotvarıp
kendimi zavallı durumuna düşürecek değilim. Bu dünyaya sadece bir kere geliyorum ve onun da tadını çıkarmak, mutlu olmak en doğal hakkım. Ve bunu o kızla ya do onsuz yapacağım. Kendime olan saygımı kaybetmemek için her ne olursa olsun bunu başaracağım.“
Aklımdan hızla geçen o düşünceler 'zihnin değişiyor'
olduğunun kanıtıydı, çünkü bir kaç dakika içinde aynada ağlamayla karışık gülümseyen ve “İşte bul İşte bu T diye ellerini kollarını sallayan yansımama bakıyordum.
Bu anlık değişim bir çok önemli şeyi daha f3rk etmeyi sağladı.
Bir anda Melis'in aslında bana benden hoşlanıyormuş gibi yapıp beni yanına yaklaştırdığını, sonra ondan hoşlandığımı söylediğimde bana karşı bir şey hissetmediğini söylediğini fark ettim. Yani duygularımla oynayıp egosunu tatmin ediyordu. Aynca sevgimi kullanarak benden birçok konuda yardım da alıyordu (dertlerini dinlemekten tut, ödevlerinde ona yardım etmeye kadar). Kullanıldığımı fark ettiğimde içerideki ses bir kat daha güçlendi:
“Bu yolda öleceğimi bilsem kendimi toparlayacağım ve
hayatıma devam edeceğim. Kimse beni kullanamaz ve kimsenin karşısında zavallı durumuna düşmeyeceğim. Bu dünyaya sadece bir kere geliyorum ve onun do tadını çıkarmak, mutlu olmak en doğal hakkım.
Ve bunu o kızla ya da onsuz yapacağım. Kendime olan saygımı kaybetmemek için her ne olursa olsun bunu başaracağım."
İşte tam olarak bundan sonra, tesadüf mü bilmem, karsıma dayım çıktı ve bana verdiği bir kaç taktikle Metis bir anda etrafımda pervane oldu.
Her ne kadar Melis'i daha sonra kaybetmiş olsam da, o gün üzüntü içinde kara kara düşünürken aklımda beliren bu düşünceler sayesinde hepsini atlattım ve kendime “hayata her ne pahasına olursa olsun sarılacaksın’ diyebildim.
Aynısını senin de yapabilmeni istiyorum. Çünkü hayatta
istediğin şey her ne olursa olsun, ona sahip olabilmek kendinden ödün vermemeni, sağlam bir karaktere sahip olabilmeni, gerektiğinde “ Tamam. Buraya kadarmış. Vazgeçtim bu işten.' diyebilmeni ve kendine olan saygını her şeyin üstünde tutmanı gerektirir, işin ironik
kısmı, çoğu kez böyle yapabilmeyi başardığında işler tersine döner ve istediğin şeyler bir bir sana gelmeye başlar.
işte bunun için şimdi benimle tekrarla:
“Ne için olursa olsun, hayatta kendimden ödün vermeyeceğim. Eğer birisi beni istemiyorsa bu onun kaybıdır. Bu dünyaya sadece bir kere geliyorum ve üzülüp sıkılarak, elimdeki tek geri alamayacağım en
değerli şeyi kaybediyorum: ZAM AN I. Onun için bundan sonra bu zamanı m utlu geçireceğim. Onla veya onsuz. Kendime olan saygımı kaybetmemek için her ne olursa olsun bunu başaracağım."
Bu düşüncelerin güzel kısmı hayatın tüm alanlarında başarılı olan ve istediği kızı peşinde koşturabilen erkeklerin de böyle düşünmesi. Bu yüzden bu bölümü sık sık okumanı ve buradaki düşüncelerin anlamını hissetmeni istiyorum. Bu düşünceleri okuyup hissettiğinde ileriki bölümlerdeki adımları atmak için içinde bir şevk oluştuğunu fark edeceksin.
Dolayısıyla ilk adımın, kendini toparlamak. Aynanın karşısına geçmek ve sahip olduğun en değerli şeyin sen ve sadece bir kere yaşayacağın hayatın olduğunu farketmek. Ve kendi kendine Söz ver:
“Ne oluna olsun, dimdik duracağım ve hayatıma devam
edeceğim. Bunu yapabilirim,“
Evet, bunu şimdi yap. Yapmadan sakın bir sonraki bölüme
geçme.
Benim buna benzer örneğim Mells'ti. Melis'e aşkımdan dolayı, uzun süre etrafında pervane olmuş, derslerimi İhmal etmiş ve onun da bana aşık olmasını sağlamak için çırpınıp durm uştum . Tü m bu uğraşlarıma rağmen onu başka bir erkekle elele gördüğümdeyse dünyam başıma yıkılmıştı. Hayatımın tüm ünü bir kişiye adamış, sonra
ihanete uğramış ve onu kaybetmiştim. Uzun bir süre ne yapacağımı bilemedim. Derslerimi ve okulu tam am en unutmuştum . Arkadaşlarımla görüşm üyordum . Bütün gün evde oturup duvara bakıp düşünüyordum .
“Allahım onu nasıl kendime aşık ederim? Ne yapmalıyım ki o do beni sevsin7“ diye. Çoğu zaman bu sorunun içinden çıkmayıp ölmek istediğim bile olmuştu.
İşte bunun gibi acı dolu günlerden birinde gözlerim yaşlı bir biçimde Melis'i düşünürken, bir anda aklımda bir ses beliriverdi. Ses şöyle diyordu: " ToparlanI Hemen kendine çeki düzen ver ve toparlan! Dünyadaki tek kız o değil ve sen onun seni kontrol edebildiğini, ondan
başkasıyla olamayacağını kendi kendine söyledikçe kendini gittikçe daha da zavallı hale getiriyorsun. Bu durumunda seni zaten istemeyecek! Onun için geç oynanın karşısına, gözlerinin içine bok ve şunu fark et:
Birisi beni istemiyorsa bu onun kaybıdır. Kimse için yotvarıp
kendimi zavallı durumuna düşürecek değilim. Bu dünyaya sadece bir kere geliyorum ve onun da tadını çıkarmak, mutlu olmak en doğal hakkım. Ve bunu o kızla ya do onsuz yapacağım. Kendime olan saygımı kaybetmemek için her ne olursa olsun bunu başaracağım.“
Aklımdan hızla geçen o düşünceler 'zihnin değişiyor'
olduğunun kanıtıydı, çünkü bir kaç dakika içinde aynada ağlamayla karışık gülümseyen ve “İşte bul İşte bu T diye ellerini kollarını sallayan yansımama bakıyordum.
Bu anlık değişim bir çok önemli şeyi daha f3rk etmeyi sağladı.
Bir anda Melis'in aslında bana benden hoşlanıyormuş gibi yapıp beni yanına yaklaştırdığını, sonra ondan hoşlandığımı söylediğimde bana karşı bir şey hissetmediğini söylediğini fark ettim. Yani duygularımla oynayıp egosunu tatmin ediyordu. Aynca sevgimi kullanarak benden birçok konuda yardım da alıyordu (dertlerini dinlemekten tut, ödevlerinde ona yardım etmeye kadar). Kullanıldığımı fark ettiğimde içerideki ses bir kat daha güçlendi:
“Bu yolda öleceğimi bilsem kendimi toparlayacağım ve
hayatıma devam edeceğim. Kimse beni kullanamaz ve kimsenin karşısında zavallı durumuna düşmeyeceğim. Bu dünyaya sadece bir kere geliyorum ve onun do tadını çıkarmak, mutlu olmak en doğal hakkım.
Ve bunu o kızla ya da onsuz yapacağım. Kendime olan saygımı kaybetmemek için her ne olursa olsun bunu başaracağım."
İşte tam olarak bundan sonra, tesadüf mü bilmem, karsıma dayım çıktı ve bana verdiği bir kaç taktikle Metis bir anda etrafımda pervane oldu.
Her ne kadar Melis'i daha sonra kaybetmiş olsam da, o gün üzüntü içinde kara kara düşünürken aklımda beliren bu düşünceler sayesinde hepsini atlattım ve kendime “hayata her ne pahasına olursa olsun sarılacaksın’ diyebildim.
Aynısını senin de yapabilmeni istiyorum. Çünkü hayatta
istediğin şey her ne olursa olsun, ona sahip olabilmek kendinden ödün vermemeni, sağlam bir karaktere sahip olabilmeni, gerektiğinde “ Tamam. Buraya kadarmış. Vazgeçtim bu işten.' diyebilmeni ve kendine olan saygını her şeyin üstünde tutmanı gerektirir, işin ironik
kısmı, çoğu kez böyle yapabilmeyi başardığında işler tersine döner ve istediğin şeyler bir bir sana gelmeye başlar.
işte bunun için şimdi benimle tekrarla:
“Ne için olursa olsun, hayatta kendimden ödün vermeyeceğim. Eğer birisi beni istemiyorsa bu onun kaybıdır. Bu dünyaya sadece bir kere geliyorum ve üzülüp sıkılarak, elimdeki tek geri alamayacağım en
değerli şeyi kaybediyorum: ZAM AN I. Onun için bundan sonra bu zamanı m utlu geçireceğim. Onla veya onsuz. Kendime olan saygımı kaybetmemek için her ne olursa olsun bunu başaracağım."
Bu düşüncelerin güzel kısmı hayatın tüm alanlarında başarılı olan ve istediği kızı peşinde koşturabilen erkeklerin de böyle düşünmesi. Bu yüzden bu bölümü sık sık okumanı ve buradaki düşüncelerin anlamını hissetmeni istiyorum. Bu düşünceleri okuyup hissettiğinde ileriki bölümlerdeki adımları atmak için içinde bir şevk oluştuğunu fark edeceksin.
Dolayısıyla ilk adımın, kendini toparlamak. Aynanın karşısına geçmek ve sahip olduğun en değerli şeyin sen ve sadece bir kere yaşayacağın hayatın olduğunu farketmek. Ve kendi kendine Söz ver:
“Ne oluna olsun, dimdik duracağım ve hayatıma devam
edeceğim. Bunu yapabilirim,“
Evet, bunu şimdi yap. Yapmadan sakın bir sonraki bölüme
geçme.
Alıntı.
