- Katılım
- 12 Ocak 2020
- Mesajlar
- 25
- Tepkime puanı
- 30
- Yaş
- 24
- Şehir
- Samsun
Bir arkadaşımla buluşup bir şeyler içmek için kafeye gittik. İçeceklerimizi söyleyip konuşurken önümüzdeki masada türk kahvelerini içip bitirmiş, birazdan fal bakmak için fincanları ters çevirmiş soğumasını bekleyen 2 kız fark ettim. Kızlardan birisi K1, 10/8 birisiyse K2, 10/5 idi. Bir süre konuştuktan sonra arkadaşım ders çalışması kalkması gerektiğini söyledi, ona kapıya kadar eşlik edip geri döndüğümde masadaki kızların yanına yavaşça yaklaştım. K1 o sırada fincanı eline almış falına bakmaya hazırlanıyordu.
B-Merhaba
K1 - (Bir kaç saniye baktıktan sonra hafif gülümseyerek) Merhaba
K2 - (Sanki 3.bir kolum varmış gibi garip bakışlarla) Merhaba
B - (Gülümseyerek ve bazen K1 e bazen K2 e bakarak) Fal bakıyorsunuz galiba, (O sırada bunun ne kadar anlamsız bir cümle olduğunu fark ettim, fincanda kalan kurumuş kahveyi sıyırıp yiyecek halleri yok ya) Müsaitseniz yorumlamak isterdim, zamanında mistikle baya ilgilenen bir arkadaşım bana bu konuyla ilgili bir kaç şey öğretmişti. Ben de cevaplarınıza göre ne kadar paslanıp paslanmadığıma bakarım.
Burada biraz durduruyorum. Yeni başlayan arkadaşların bunları neden yaptığımı ve benden daha iyilerin de doğru yapıp yapmadığımı söylemesi için açıklamak istedim. Zamanında mistikle baya ilgilenen bir arkadaşım
İnsanlar genelde bir otoriteden gelen fikri daha çok tutar ve merak ederler. Örneğin- Amca oğluma göre yüksek sesle müzik dinlemek konsantrasyon sorunu doğuruyormuş mu daha inandırıcıdır yoksa Stanford Üniversitesi Sağlık Bilimleri Profesörü John Clapton un araştırmalarına göre yüksek sesle müzik dinlemek konsantrasyon sorunu doğuruyormuş mu? Bir çok kişi 2.şıkkı seçer tabi ki fakat ikisi de az önce uydurduğum yalanlar.
Ben de cevaplarınıza göre ne kadar paslanıp paslanmadığıma bakarım
Buradaki amacımsa kızlara neden fallarına bakmak istediğimi açıklamamdı. Yani sizin numaranızı almak için fal bakmıyorum, sadece ne kadar paslandığıma bakmak istedim.
Konuya dönelim.
K2 - (K1 e baktı) Bilmem
K1 - (O sırada merak ettiği gözlerinden belliydi, gülümseyerek) Olur, biz genelde eğlencesine bakıyoruz ama neden olmasın.
B - Güzel ama ayakta bakmamın pek mümkün olacağını sanmıyorum (Ufak bir gülüş atarak K1 in yanındaki sandalyedeki montu gösterdim)
K1 - Ahh pardon (Kısa bir gülüşün ardından elindeki fincanı masaya bırakıp sandalyedeki montu alıp K2 e verip yanındaki sandalyeye koymasını ister. K2 kendi montunun üzerine koyar.)
B - Sorun yok
Sandalyeye oturup K1 den fincanı vermesini istedim. Verdikten sonra işi biliyormuş gibi fincanla aslında hiç bir anlamı olmayan bir kaç hareket yaptım, K1 bana merakla bakıyordu, K2 o sırada biraz daha yumuşamış ve ne yaptığımı anlamaya çalışıyor gibiydi. Ardından Fincanı çevirdim. Bir kaç saniye baktıktan sonra, K1 e dönerek
B- Mücadeleci bir ruhun var, değil mi? Muhtemelen buraya gelmek için çok gece uykusuz kaldın. (Üniversite sınavı döneminde çoğumuzun uykusuz kaldığı bir çok gece oldu yani tahmin edilmesi gayet basit bir tahmin. bunu fincandan anladığımı göstermek için ,Bir birine girmiş iki yuvarlağımsı şekli göstererek birinin ayı birinin gündüzü temsil ettiğini söyledim)
K1 - Doğru, sınav dönemim çok stresli geçmişti
K1 - (Bir kaç saniye sustuktan sonra) Hatta ağladığım bile oldu.
B - (O sırada gözlerimle onayladıktan sonra tekrar fincana bakmaya devam ettim) Bu mücadeleci ruhun kimi zamanlar insanların seni yanlış anlamasına neden oluyor. Hedeflerini her şeyden önce koyduğunu düşünüyorlar fakat aslında çok duygusal bir yönün de var, sadece geçmişte bu yüzden incindiğin için bunu çoğu insana belli etmiyorsun. (O sırada kıza baktım) Birilerine zamanından erken güvenmekten korkuyorsun değil mi? (Aslında o sırada fincanda penise benzeyen bir figürün ne kadar komik olduğunu inceliyordum, sadece kızın ağladım demesinden duygusal birisi olduğunu tahmin etmiştim, Fal bakmak gibi ufak oyunlarda bir kaç doğru tahminden sonra karşınızdaki kişi zaten kendi kendini döküyor.)
K1 - Hayır aslında pek sayılmaz, sadece güvenimi kazanmasını istiyorum. dediğin gibi geçmişte bu yüzden incindiğim oldu. (Anaokulunda aşık olduğu çocukla evlenen %0.0001 lik kızlar dışında bir çok kız bir erkek tarafından incitildi)
B - (O sırada artık bir duygu paylaşımına girdiğimizi düşündüğüm için fincanı masaya bıraktım)
K1 - Noldu?
B - Üzgünüm. Demo sürüm bitti, tam sürüm istiyorsanız para vermeniz gerekecek. (Hafif gülümseyerek)
K1 - (Gülerek) Ya hadi son bir kez daha yapsan?
B - (Fazlasıyla ilgi çekmiştim, ama bunu saatlerce yapamazdım hem bir yerden sonra sıkılmaya başlayacaklardı hem de aslında kahve falından zerre kadar anladığım yok ve bunu yaparken sürekli aklıma Aykut Elmasın Falına bakammı be ya dediği vine ı geliyordu.) Onun yerine farklı bir şey yapsak? Söz veriyorum, daha eğlenceli olacak. Büyüye inanır mısın?
K1 - Pek değil, insanların büyü dediği bir çok şey aslında ilüzyondan ibaret.
B - Pekala, bu masadan kalktığında artık inanacaksın.
Cebimden bir deste kart çıkardım. seçtiği kartı bulmadan, gözlerim kapalı hangi kartın resim hangi kartın sayı olduğunu bilmeye kadar bir kaç farklı numara yaptım. Kız elbette hala büyüye inanmıyordu ama bunu yaparken fazlasıyla eğlenmişti. Hesaba katmadığım şeyse bunu yaparken arkadaşını tamamen dışarı atmıştım. Sadece ismini ve hangi bölümü okuduğunu sorup geçiştirmiştim. kızla kurduğum bağın sağlam olduğuna ve arkadaşının onu kırmamak için kalacağını düşünüyordum. Kart numaralarını yaparken aynı zamanda da konuştuğumuz için bir birimizi biraz tanıma fırsatımız oldu. Güven sorunuyla ilgili bir kaç aforizma söylemiştim. Artık sadece bir büyücü değil aynı zamanda kültürlü birisiydim de. Her şey çok iyi giderken aniden arkadaşı
K2 - Kalkalım mı? Biraz sıkıldım da hem yavaş yavaş gitmemiz lazım.
K1 - Bilmem daha zamanımız var aslında
K2 - (Sanki dünyanın sonu geliyormuş ve gidip bunu önleye bilirlermiş edasıyla) Kızım en son da böyle dedin, yurda zor yetiştik.
Saçmaydı, daha saat anca 9 falandı ve hemen hemen bütün kız yurtları tramvayla en fazla 10-15 dakikalık mesafedeydi.
B - (Kart destesini uzatarak) Son bi numara o zaman.
K2 - (Annesine sövmüşüm gibi önce bana baktı, sonra arkadaşına dönüp hadi gidelim bakışı attı) Hadi, zaten bir kaç işim var.
K1 - Biraz memnuniyetsiz bir ses tonuyla iyi tamam diyip montunu istedi.
Bir birimize bir daha görüşmeyeceğimize rağmen görüşürüz dedik ve o masada öyle kala kaldım. En son hesabı öderlerken kız bana bakıp görüşürüz anlamında gülümseyip kafasını hafif eğdi.
O andan sonra ne desem boştu, arkadaşı tarafından mimlenmiştim bile, bir daha görüşmeyeceğimizi bile bile görüşürüz demek dışında ne dersem diyeyim pençelerini çıkarıp üzerime saldıracaktı. Pardon da sen kim oluyorsun? demek için can atıyordu muhtemelen. Şu kabız kız arkadaşları oyunun dışına atarak hedefimizi elde etmenin bir yolu yok mu? Birileri yalnızken her şey çok güzel oluyor fakat bu biraz daha nadir rastlanan bir durum. arkadaşlarıyla olan kızlarsa, genelde arkadaşını kıskanıp erkeği uzaklaştırmak için bir çok farklı yola başvuruyor en azından benim sık sık yaşadığım durum bu. KAS, Kabız Arkadaş Sorunsalı.
B-Merhaba
K1 - (Bir kaç saniye baktıktan sonra hafif gülümseyerek) Merhaba
K2 - (Sanki 3.bir kolum varmış gibi garip bakışlarla) Merhaba
B - (Gülümseyerek ve bazen K1 e bazen K2 e bakarak) Fal bakıyorsunuz galiba, (O sırada bunun ne kadar anlamsız bir cümle olduğunu fark ettim, fincanda kalan kurumuş kahveyi sıyırıp yiyecek halleri yok ya) Müsaitseniz yorumlamak isterdim, zamanında mistikle baya ilgilenen bir arkadaşım bana bu konuyla ilgili bir kaç şey öğretmişti. Ben de cevaplarınıza göre ne kadar paslanıp paslanmadığıma bakarım.
Burada biraz durduruyorum. Yeni başlayan arkadaşların bunları neden yaptığımı ve benden daha iyilerin de doğru yapıp yapmadığımı söylemesi için açıklamak istedim. Zamanında mistikle baya ilgilenen bir arkadaşım
İnsanlar genelde bir otoriteden gelen fikri daha çok tutar ve merak ederler. Örneğin- Amca oğluma göre yüksek sesle müzik dinlemek konsantrasyon sorunu doğuruyormuş mu daha inandırıcıdır yoksa Stanford Üniversitesi Sağlık Bilimleri Profesörü John Clapton un araştırmalarına göre yüksek sesle müzik dinlemek konsantrasyon sorunu doğuruyormuş mu? Bir çok kişi 2.şıkkı seçer tabi ki fakat ikisi de az önce uydurduğum yalanlar.
Ben de cevaplarınıza göre ne kadar paslanıp paslanmadığıma bakarım
Buradaki amacımsa kızlara neden fallarına bakmak istediğimi açıklamamdı. Yani sizin numaranızı almak için fal bakmıyorum, sadece ne kadar paslandığıma bakmak istedim.
Konuya dönelim.
K2 - (K1 e baktı) Bilmem
K1 - (O sırada merak ettiği gözlerinden belliydi, gülümseyerek) Olur, biz genelde eğlencesine bakıyoruz ama neden olmasın.
B - Güzel ama ayakta bakmamın pek mümkün olacağını sanmıyorum (Ufak bir gülüş atarak K1 in yanındaki sandalyedeki montu gösterdim)
K1 - Ahh pardon (Kısa bir gülüşün ardından elindeki fincanı masaya bırakıp sandalyedeki montu alıp K2 e verip yanındaki sandalyeye koymasını ister. K2 kendi montunun üzerine koyar.)
B - Sorun yok
Sandalyeye oturup K1 den fincanı vermesini istedim. Verdikten sonra işi biliyormuş gibi fincanla aslında hiç bir anlamı olmayan bir kaç hareket yaptım, K1 bana merakla bakıyordu, K2 o sırada biraz daha yumuşamış ve ne yaptığımı anlamaya çalışıyor gibiydi. Ardından Fincanı çevirdim. Bir kaç saniye baktıktan sonra, K1 e dönerek
B- Mücadeleci bir ruhun var, değil mi? Muhtemelen buraya gelmek için çok gece uykusuz kaldın. (Üniversite sınavı döneminde çoğumuzun uykusuz kaldığı bir çok gece oldu yani tahmin edilmesi gayet basit bir tahmin. bunu fincandan anladığımı göstermek için ,Bir birine girmiş iki yuvarlağımsı şekli göstererek birinin ayı birinin gündüzü temsil ettiğini söyledim)
K1 - Doğru, sınav dönemim çok stresli geçmişti
K1 - (Bir kaç saniye sustuktan sonra) Hatta ağladığım bile oldu.
B - (O sırada gözlerimle onayladıktan sonra tekrar fincana bakmaya devam ettim) Bu mücadeleci ruhun kimi zamanlar insanların seni yanlış anlamasına neden oluyor. Hedeflerini her şeyden önce koyduğunu düşünüyorlar fakat aslında çok duygusal bir yönün de var, sadece geçmişte bu yüzden incindiğin için bunu çoğu insana belli etmiyorsun. (O sırada kıza baktım) Birilerine zamanından erken güvenmekten korkuyorsun değil mi? (Aslında o sırada fincanda penise benzeyen bir figürün ne kadar komik olduğunu inceliyordum, sadece kızın ağladım demesinden duygusal birisi olduğunu tahmin etmiştim, Fal bakmak gibi ufak oyunlarda bir kaç doğru tahminden sonra karşınızdaki kişi zaten kendi kendini döküyor.)
K1 - Hayır aslında pek sayılmaz, sadece güvenimi kazanmasını istiyorum. dediğin gibi geçmişte bu yüzden incindiğim oldu. (Anaokulunda aşık olduğu çocukla evlenen %0.0001 lik kızlar dışında bir çok kız bir erkek tarafından incitildi)
B - (O sırada artık bir duygu paylaşımına girdiğimizi düşündüğüm için fincanı masaya bıraktım)
K1 - Noldu?
B - Üzgünüm. Demo sürüm bitti, tam sürüm istiyorsanız para vermeniz gerekecek. (Hafif gülümseyerek)
K1 - (Gülerek) Ya hadi son bir kez daha yapsan?
B - (Fazlasıyla ilgi çekmiştim, ama bunu saatlerce yapamazdım hem bir yerden sonra sıkılmaya başlayacaklardı hem de aslında kahve falından zerre kadar anladığım yok ve bunu yaparken sürekli aklıma Aykut Elmasın Falına bakammı be ya dediği vine ı geliyordu.) Onun yerine farklı bir şey yapsak? Söz veriyorum, daha eğlenceli olacak. Büyüye inanır mısın?
K1 - Pek değil, insanların büyü dediği bir çok şey aslında ilüzyondan ibaret.
B - Pekala, bu masadan kalktığında artık inanacaksın.
Cebimden bir deste kart çıkardım. seçtiği kartı bulmadan, gözlerim kapalı hangi kartın resim hangi kartın sayı olduğunu bilmeye kadar bir kaç farklı numara yaptım. Kız elbette hala büyüye inanmıyordu ama bunu yaparken fazlasıyla eğlenmişti. Hesaba katmadığım şeyse bunu yaparken arkadaşını tamamen dışarı atmıştım. Sadece ismini ve hangi bölümü okuduğunu sorup geçiştirmiştim. kızla kurduğum bağın sağlam olduğuna ve arkadaşının onu kırmamak için kalacağını düşünüyordum. Kart numaralarını yaparken aynı zamanda da konuştuğumuz için bir birimizi biraz tanıma fırsatımız oldu. Güven sorunuyla ilgili bir kaç aforizma söylemiştim. Artık sadece bir büyücü değil aynı zamanda kültürlü birisiydim de. Her şey çok iyi giderken aniden arkadaşı
K2 - Kalkalım mı? Biraz sıkıldım da hem yavaş yavaş gitmemiz lazım.
K1 - Bilmem daha zamanımız var aslında
K2 - (Sanki dünyanın sonu geliyormuş ve gidip bunu önleye bilirlermiş edasıyla) Kızım en son da böyle dedin, yurda zor yetiştik.
Saçmaydı, daha saat anca 9 falandı ve hemen hemen bütün kız yurtları tramvayla en fazla 10-15 dakikalık mesafedeydi.
B - (Kart destesini uzatarak) Son bi numara o zaman.
K2 - (Annesine sövmüşüm gibi önce bana baktı, sonra arkadaşına dönüp hadi gidelim bakışı attı) Hadi, zaten bir kaç işim var.
K1 - Biraz memnuniyetsiz bir ses tonuyla iyi tamam diyip montunu istedi.
Bir birimize bir daha görüşmeyeceğimize rağmen görüşürüz dedik ve o masada öyle kala kaldım. En son hesabı öderlerken kız bana bakıp görüşürüz anlamında gülümseyip kafasını hafif eğdi.
O andan sonra ne desem boştu, arkadaşı tarafından mimlenmiştim bile, bir daha görüşmeyeceğimizi bile bile görüşürüz demek dışında ne dersem diyeyim pençelerini çıkarıp üzerime saldıracaktı. Pardon da sen kim oluyorsun? demek için can atıyordu muhtemelen. Şu kabız kız arkadaşları oyunun dışına atarak hedefimizi elde etmenin bir yolu yok mu? Birileri yalnızken her şey çok güzel oluyor fakat bu biraz daha nadir rastlanan bir durum. arkadaşlarıyla olan kızlarsa, genelde arkadaşını kıskanıp erkeği uzaklaştırmak için bir çok farklı yola başvuruyor en azından benim sık sık yaşadığım durum bu. KAS, Kabız Arkadaş Sorunsalı.