Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

KABULLENMEK = REDDETMEK

Katılım
11 Ağustos 2018
Mesajlar
1,115
Tepkime puanı
1,678
Şehir
İstanbul
Selam beyler uyumadan önce kafamda olan bir konuyu yazayım dedim. Yoksa tüm gün kafamı sikicekti.

Kabullenmek = Reddetmek
nedir?

Bu aslında kendinizle olan problemlerinizdir.
Sizin hatalarınız ve yanlış düşüncelerinizdir.
Akıl edemeyeceğiniz kadar çok fazla insan bu sorundan müzdariptir.
Maalesef ki bu sorunun asıl sebebi ego ve kibirdir.
Fakat bizim söndürmeye çalıştığımız ego ve kibir değil. Bilhassa onlar bize lazım bu yol da.
Ego ve kibrimiz olmazsa karşı tarafa gösterecek bir değerimiz olmaz.
Çünkü; samimi olmayan insanlar ki bu %90'lık kısmı kapsıyor. Değer alışverişine göre hareket ediyor.
Aslında %100'lük kısım öyle yapıyor da, %10'luk kısım gerçekten samimi insanları da tercih ediyor.
Neyse siktir et konumuz bu değil.
Kısacası; ego ve kibir değer alışverişi için lazım. Konumuz olmasa da aşağıda bahsederim.

Neyi kabullenmek ya da neyi reddetmek bundan bahsedelim.

Kabullenmek
--------------------
Hatalarımızın ve yanlış düşüncelerimizin bizi batağa sokacak kadar kuvvetli negatifler olduğunu kabullenmek.
Aynen işte bundan bahsediyorum.
Düşünün.
Şimdi size kendi sorunumdan bahsedeceğim siz de kendinizden pay çıkarırsınız.
Ben artık yetişme sürecimden dolayı çok ince detaylara kadar düşünen bir erkek olarak yetiştim.
O kadar çok düşünüyorum ki bu set açmama bile engel oluyordu.
Bazen gusül alsam mı lan namaz gaçacak deyip banyo kapısının önünde 30 dakika geçirmek gibi gereksiz düşünmekte olabiliyor bunun işinde.
Neyse ki çok fazla olmuyor bu.
Peki neyi kabullenmek ?
Kendinize, yaa ne alaka amına koyim kıza baksana acelesi var hızlı yürüyor yoksa giderdim diye ayrıntıya gireceğinize; kızın gerçekten acelesi olup olmadığını seti açtıktan sonra öğrenebileceğiniz gibi.
Siz o gusülü sike sike alacaksınız. Kapının önünde 30 dk mal gibi düşünerek durmak yerine gidip o duşu alıp, ezan okunduysa yapacak bir şey yok deyip, okunmadıysa kılabilmektir.
İşte kabullenmek budur.
Düşünmek çok önemlidir aslında.
Bir kıza yaklaşırken bile onu analiz etmek. Hazırlıksız gitmekten kat ve kat daha iyidir.
Ya da
bir iş görüşmesine giderken geç kaldığınızı fark edip yaratıcı bir yalan düşünmek gibi.
Düşünmek her zaman iyidir.
Fakat her zaman da iyi değildir.
Bir geziye çıkarsınız fakat ne yapacağınızı her ayrıntısına kadar düşünürsünüz ve artık o kadar düşünmüşsünüzdür ki sıçacağınız yeri bile. Orada ki zorluklar sizi korkutup bir bakmışsınız planınızı ertelemeye çekmişsiniz. Yine bir bakmışsınız ölmüşsünüz amk!

Evet, normal bir insanın 50 katı daha çok düşünüyorum ve bu beni bazı sorunlarla karşılaşmamı sağlıyor.
Size vicdandan bahsedeyim.
Bir deli çocuk düşünün.
Size nasılsın mahmut diye omuzunuza sertçe vurarak yokluyor.( üstünlük kurmak )
Beden dili kitabını okudunuz ve bunun üstünlük kurmak olduğunu biliyorsunuz. Kafanıza direk o eli çekmek geliyor fakat çocuk delidir boşver deyip çerçeveyi düşürüyorsunuz.
Bir sonra ki zaman da çocuk size hesap sorduğunda nerede yanlış yaptım diye kendi kafanıza vuruyorsunuz.
Yarım saat çocuğa kin tutmuş şekilde çözü yolu arıyorsunuz.
Fakat çözüm en başında basitti.
O eli indirmek.
İçinizde ki maymunu serbest bırakmaktı.
O sonrasını çok düşünen tarafınızı dinlememekti.
Konunun bu kadar uzamasının suçlusu sizsiniz. Sizin o duygularınız ve vicdanınızdı.
buna kabullenmek olarak bakabilirsiniz.
Ya da
son derece emin olduğunuz bir konu var kafanızda. Fakat başka bir insan bunun tam aksini ya da bambaşka bir fikir ile size geliyor ve size sunuyor.
Bu size her ne kadar mantıklı gelse de kendi fikrinizi dini görüşleriniz kadar savunuyorsunuz.
Fakat size mantıklı gelmesine rağmen...
Ego ve kibir iyidir fakat; size doğruyu gösterilmesine rağmen, haksız düşeceksiniz diye kabullenmemek ayrı.
Akıllı ve mal olmanın ayrı olduğu gibi.

Peki reddetmek ?
Kendi düşüncelerinizin tamamen katıksız doğru olduğuna inanıp sonuna kadar yanlışı sürdürmek gibi.
Düşünün.
Bir doktor geliyor ve size evlatlık olduğunuzu söylüyor.
Fakat halbuki nasıl olabilir?
Anneniz beyaz tenli, mavi gözlü, uzun boylu poslu vs...
Siz de öyle.
Birbirinizi çok seviyorsunuz ve çok yakınsınız.
Fakat doktor size testleri göstermesine rağmen inanmıyorsunuz.
Size mantıklı görüneni değil de, duygusal olarak yakın geleni seçiyorsunuz.
REDDETMEK!
Kürt ya da Türk olduğunuzdan o kadar çok eminsiniz ki, yaşadığınız yere Kürt - Türk ocakları açacak kadar damarlarınız kabarmış.
Fakat bir tükürük testinden sonra %1 Türk - Kürt %50 Alman %30 rus falan olduğunuz çıkıyor.
Testler ve bilimsel şeyler de önünüze sunuluyor.
Siz de etrafa saldırıyorsunuz seni kandırmaya çalıştıklarını düşünüp.
Mantıklı geleni değil de, duygusal olanı seçmek.
Ya da yukarı da verdiğim yanlış bilgiyi kafanızda sürdürmek gibi.
Size zarar verecek şeyler vardır, bir de tecrübe sağlayacak şeyler.

Yanlış bir şeyi bilmek size zarar sağlamaz.
Yanlış bir şeyi bilmeyi sürdürmek size zarar sağlar.
Zira, yanlışı bilmeden doğruyu bilmek size fayda sağlamaz.
Sadece bilmenizi sağlar.
Daha önce bir kadın tarafından ağlatılmadıysanız, kadınlardan nefret etmeyi bilemeyeceğiniz gibi.
Bir kadın hakkında tüm evrimsel ve bilimsel gerçekleri bilip, bir kadına açılmadığınız da, o bildiklerinizin hiçbir işe yaramayacağı gibi.
O doğruyu gidip kendiniz yanlış yaparak test etmediğiniz sürece.

2 erkek düşünün.

1- Sokakta set açmaya çıkar internetten az çok bilgi duyar ve mantıklı gelir aklına geldikçe kullanır kadında.
Gidip kadına selam verir ve kadından selam alır.
Daha sonra kıza direk teklif eder. Yemeğe çık benimle der.
Kız da reddeder.
O çocuk ney de yanlış yaptım diye düşünür ve bir daha o yanlışı asla refleks olarak bile yapmaz.

2- Sokakta set açmaya çıkar ve internet, kitap ne varsa silip süpürür. Kafası binlerce bilgiyle doludur.
Diğer arkadaşımız ise boş bir levha.
Arkadaşımız bir kıza yürür ve ne diyeceğini düşünür. Düşünür durur ve daha çok düşündükçe heyecan basar.
Teori de tüm yapacakları kafasındadır ama iki kelimeyi bir araya getiremeyecek kadar paniklemiştir.
O düşünene kadar kız gider ve neyse kızın ecelesi vardir der ve neyse yarın da yaparım diye evine gider.
En azından dışarı çıktım diye kendini avutur asosyal arkadaş.

1- arkadaşımız gidip yanlış yapar fakat doğrusunu öğrenir ve kafası boş olduğu için kıza nasıl yaklaaşacağını düşünmeden hareket eder.
Bir daha ki yaklaşımında daha tecrübeli olacaktır.

2- arkadaşımız ise yine internetten açılış örnekleri arar durur ve sete çıktıktan sonra açılış örneklerini unutur.
Ya da adres sorar.


Bilgi öğrenmek iyidir. Fakat kullanmak için iyidir!
Kullanılmayan bilgi karalama defterden farksızdır.

Ego ve kibire gelecek olursam; insanlar değer alışverişi karşılığında sizinle birlikte olurlar.
Onlara ne yarar sağladığına göre yanında dururlar.
Buna herkesle konuşmamak gibi bakabilirsiniz.
Eğer ki herkesle konuşursanız konuştuğunuz kişinin size bakış açısında bir değeri olmaz.
Çünkü; adam seçmezseniz sıradan bir insan olursunuz. Dediğinizin bir değeri olması için, daha az boş yapmanız ve gerekli olduğunda konuşmanızın lazım olduğu gibi.
Çok fazla konuşan adam kulağa alışık gelir ve dinlene oranı düşer.
Az ve öz konuşan adamın kulağa daha az aşina olduğu için daha çok dikkat kesilerek dinlenildiği gibi.
Adam yerine konulma meselesi.

Kibriniz olmazsa herkesle samimi olursunuz ve insanların sizin yanınıza yaklaşması için bir sebep bırakamzsınız. Çünkü size herkes ulaşıyor ve siz de merak uyandıracak bir şey bırakmıyorsunuz. Hiçbir gizeminiz yok!
İnsanlar sizin gizeminizi yıkmak için ilk olarak memleketinizi öğrenmekle başlarlar.
Basit soru!
Aslında basit diye algılanıp, değeri yüksek olan şeyler.
Ben karslıyım demek var; neresindensin, hangi köyü ? Hmm tamam. Bizim oralıymış la bu da..
Bir de ben iskandinavım demek var. Ora nere la?( Gizem )
Benim felsefem ( her zaman dürüst olmanız gerekmediğidir )
En güzel değerler yalanlar ile yaratılır.

O memleketi örnek olarak verdim sadece.
Düşünce farklılıkları ya da bakış açıları örnekleri de farklı örnek.

İnsanların her sorusunu cevaplama isteği; vicdan ve iyi kalplilikten gelir.
Kibrinizi ve egonuzu daha yüksek tutmanız; insanlardan sizi daha üst mertebeye sokar.
Size adeta sinek gibi yapışırlar.
Onları siklememeniz, duymamazlıktan gelmeniz ve istediğiniz gibi davranmanız.
Özgürce itçe düşüncelerinizi dışa vurmanız ve açık sözlü olmanız.
Tabi dengeyi kurmak lazım yoksa uzaklaşırlar sizden.
Fakat her ne kadar uzaklaşsalar da sizin onlara gidip selam vermenizle kendilerini özel hissedip size tekrar yaklaşmaları ayrı şey.
Örneğin çalıştığım yer de hiç konuşmadığım bir kızı yanıma çağırıp nereli olduğunu sorduğumda yüzü gülmesi gibi.
Fakat o kız beni daha önce çok egoist diye başkalarına tanıtıp, daha sonra yüzüme gülmesi gibi.

Sizin tamamen kişisel tercihlerinize kalır tavırlarınız.
Fakat her tercihiniz sizin içinizden geldiğiniz gibi davranmasını göstermesi lazıım.
Sonrasını düşünen kahraman olamaz.
Hiçbir hareketinizin sonunda ölüm olmaz '' neredeyse '' dostlar.
O yüzden seçeceğiniz tercihlerden korkmayın.
Fakat istemediğiniz bir davranıştan sonra o davranışınızı analiz etmeyi unutmayın.

Saygılarımla gızlarr
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst