- Katılım
- 23 Temmuz 2018
- Mesajlar
- 208
- Tepkime puanı
- 1,037
- Şehir
- Ankara
Prof.Dr. Nevzat Tarhan'ın yazdığı Kadın Psikolojisi adlı kitabını okuyarak önemli gördüğüm yerleri sizler için özet çıkardım.
Feminizm, Kadın hakları savunuculuğu anlamıyla ilk defa paris'te 1892 yılında ifade edilmiştir. Fransız ihtilali dönemlerinde Fransa'da kadının insan olup olmadığı tartışılıyordu.
Cinsel kimlikle ilgili beyin fırtınalarının bügün geldiği nokta, Biyopsikososyal modeldir. Bügün geldiği noktada biyososyal siyaset de denilen bu nokta, "İnsanın doğasına uygun politikayı üretme" anlamına gelmektedir.
Her iki tarafın da kaybettiği bir iletişimde kazan-kazan sistemini uygulamak mümkün müdür? Kaybedeni olmayan bir ilişkide ilk temel adım, karşı tarafın psikolojik ihtiyaçlarını, beklentilerini anlamak ve tanımaktır.
Ceza evinde 15 günden fazla hücre hapsi ve uyaransız bir ortam, akıl sağlığını ciddi bir şekilde tehdit eder. İşte iletişim insanlar için bu kadar önemlidir.
Aşk kalıcı olabilir mi?
Evlilikte aşkın devam etmesi iyi ilişki kurmaya bağlıdır. Bunun için aşk iyi ilişkinin sebebi değil sonucudur.
Kadın ilişkide erkeğine yardımcı ve destek olmak ister. Bunu yanlış anlayıp erkek kendini yetersiz görme olarak görmemelidir.
Farklı görüşü yapıcı olarak paylaşmayı becerebilmek, Bir erkeğin kendini aşmasıdır.
Kadının psikolojik ihtiyacı çözüm değil dinlenilmektir. Erkeğin ise güvenmek, takdir edilmektir.
Erkeklerin yaptıkları en büyük hata, Sorunu konuşurken hemen çözmek zorundaymış gibi davranmalarıdır.
Oysa kadın için, düşüncelerinin paylaşılması ve yakınlaşmak, çözümden daha önemlidir.
Kadın için önemli olan, içini dökmek iken erkek için önemli olan, sonuç bulmaktır.
Erkek kadına sadece dinleyerek destek verebilir.
Erkeğin psikolojik ihtiyacı kendisine ihtiyaç duyulmasıdır. Kendisine ihtiyaç duyulduğunda enerjisi artar, güçlenir ve harekete geçer.
Kadın ise sevilip değerli olma duygusu taşıdığında güçlenir.
Varlığına ihtiyaç duyulduğunu hissedememek, Erkek için ağır ağır ölmek demektir. Sevilmemek de aynı şekilde kadını yıpratır.
ABD'de açık evlilik kulüpleri kurulmuş, kadın ve erkek evliliklerine rağmen bir sevgili edinmelerine rağmen çocukları için bir arada olmayı sürdürmektedirler. Ancak bu tip evlilikler, ilerleyen yıllarda dağılmayla sonuçlanmıştır.
Cinsel özgürlüğün güncel bir uydurma ve evliliğin doğasına aykırı olduğu, bugün acı tecrübelerle doğrulanmaktadır.
Kadın vericidir, yumuşaktır, sıcaktır ve yuvarlaktır. Erkek alıcıdır, katıdır, köşelidir ve soğuktur. Bu özellikler iki cinsi birbirine çeker.
Erkek olgunlaştıkça almayı, değil vermeyi öğrenir.
Kadın olgunlaştıkça yeni verme stratejileri geliştirir. İstediklerini alabilmek için mantıklı yaklaşımlar ve zamanlamalar bulur. Hesaplama becerilerini arttırır.
Erkek içgüdüsel olarak kadının kahramanı olmak ister. Eğer bunu hissedemezse kadınla arasına psikolojik duvar örer.
Kadınlar neden daha çok konuşur?
Kadınlarda ve dişi hayvanlarda bu özelliğin, biyolojik eğilim olarak üstün olduğunu görüyoruz.
Kadın üzüntülü olduğunda konuşma eğilimindedir. Erkek ise susmayı tercih eder.
Kadın yüksek sesle düşünür. Ne söylemek istediğini yüksek sesle araştırır.
İçtenlik ve paylaşımcılık hisleri kadını konuşmaya iter.
Yakınlık ve yalnız olmama isteği konuşma ihtiyacını arttırır.
Kadın bilgi paylaşımı için konuşur. Erkek için ise konuşmak sadece bilgi aktarma işidir.
Kadının duygusal iniş çıkışlarında; "Sev, değer ver,paylaş" desteği kadına yetecektir. Onların moralini sürekli düzeltme uğraşı erkeği yıpratır.
Erkeklerin anlamakta zorluk çektikleri bir konuda, kadınların duygusal dalgalanmalara, üzülme ve dertlenmeye psikolojik ihtiyaç hissetmeleridir.
Bir kadının her zaman mutlu olmasını beklemek, gerçekçi ve mümkün değildir. Onlar da bu hislerini yaşamak için erkeğe ihtiyaç duyarlar.
Kadınlar erkekleri ilk yardım çantası gibi görürler.
Kısa sürede cinsel ilişkiye giren kadına hiçbir erkek değer vermez. (Neden kendini bu kadar ağırdan sattıklarını anladınız mı? Değerli olmak için duyguları katarlar.)
İlişkide;
Düşünmeden tepki verme!
Bir de oyuncu kadınlara taviz vermemeniz gerektiği konusunda uyarmış.
Diğer kısımları pekte önemli bulmadım.
Sevgiler.
Feminizm, Kadın hakları savunuculuğu anlamıyla ilk defa paris'te 1892 yılında ifade edilmiştir. Fransız ihtilali dönemlerinde Fransa'da kadının insan olup olmadığı tartışılıyordu.
Cinsel kimlikle ilgili beyin fırtınalarının bügün geldiği nokta, Biyopsikososyal modeldir. Bügün geldiği noktada biyososyal siyaset de denilen bu nokta, "İnsanın doğasına uygun politikayı üretme" anlamına gelmektedir.
Her iki tarafın da kaybettiği bir iletişimde kazan-kazan sistemini uygulamak mümkün müdür? Kaybedeni olmayan bir ilişkide ilk temel adım, karşı tarafın psikolojik ihtiyaçlarını, beklentilerini anlamak ve tanımaktır.
Ceza evinde 15 günden fazla hücre hapsi ve uyaransız bir ortam, akıl sağlığını ciddi bir şekilde tehdit eder. İşte iletişim insanlar için bu kadar önemlidir.
Aşk kalıcı olabilir mi?
Evlilikte aşkın devam etmesi iyi ilişki kurmaya bağlıdır. Bunun için aşk iyi ilişkinin sebebi değil sonucudur.
Kadın ilişkide erkeğine yardımcı ve destek olmak ister. Bunu yanlış anlayıp erkek kendini yetersiz görme olarak görmemelidir.
Farklı görüşü yapıcı olarak paylaşmayı becerebilmek, Bir erkeğin kendini aşmasıdır.
Kadının psikolojik ihtiyacı çözüm değil dinlenilmektir. Erkeğin ise güvenmek, takdir edilmektir.
Erkeklerin yaptıkları en büyük hata, Sorunu konuşurken hemen çözmek zorundaymış gibi davranmalarıdır.
Oysa kadın için, düşüncelerinin paylaşılması ve yakınlaşmak, çözümden daha önemlidir.
Kadın için önemli olan, içini dökmek iken erkek için önemli olan, sonuç bulmaktır.
Erkek kadına sadece dinleyerek destek verebilir.
Erkeğin psikolojik ihtiyacı kendisine ihtiyaç duyulmasıdır. Kendisine ihtiyaç duyulduğunda enerjisi artar, güçlenir ve harekete geçer.
Kadın ise sevilip değerli olma duygusu taşıdığında güçlenir.
Varlığına ihtiyaç duyulduğunu hissedememek, Erkek için ağır ağır ölmek demektir. Sevilmemek de aynı şekilde kadını yıpratır.
ABD'de açık evlilik kulüpleri kurulmuş, kadın ve erkek evliliklerine rağmen bir sevgili edinmelerine rağmen çocukları için bir arada olmayı sürdürmektedirler. Ancak bu tip evlilikler, ilerleyen yıllarda dağılmayla sonuçlanmıştır.
Cinsel özgürlüğün güncel bir uydurma ve evliliğin doğasına aykırı olduğu, bugün acı tecrübelerle doğrulanmaktadır.
Kadın vericidir, yumuşaktır, sıcaktır ve yuvarlaktır. Erkek alıcıdır, katıdır, köşelidir ve soğuktur. Bu özellikler iki cinsi birbirine çeker.
Erkek olgunlaştıkça almayı, değil vermeyi öğrenir.
Kadın olgunlaştıkça yeni verme stratejileri geliştirir. İstediklerini alabilmek için mantıklı yaklaşımlar ve zamanlamalar bulur. Hesaplama becerilerini arttırır.
Erkek içgüdüsel olarak kadının kahramanı olmak ister. Eğer bunu hissedemezse kadınla arasına psikolojik duvar örer.
Kadınlar neden daha çok konuşur?
Kadınlarda ve dişi hayvanlarda bu özelliğin, biyolojik eğilim olarak üstün olduğunu görüyoruz.
Kadın üzüntülü olduğunda konuşma eğilimindedir. Erkek ise susmayı tercih eder.
Kadın yüksek sesle düşünür. Ne söylemek istediğini yüksek sesle araştırır.
İçtenlik ve paylaşımcılık hisleri kadını konuşmaya iter.
Yakınlık ve yalnız olmama isteği konuşma ihtiyacını arttırır.
Kadın bilgi paylaşımı için konuşur. Erkek için ise konuşmak sadece bilgi aktarma işidir.
Kadının duygusal iniş çıkışlarında; "Sev, değer ver,paylaş" desteği kadına yetecektir. Onların moralini sürekli düzeltme uğraşı erkeği yıpratır.
Erkeklerin anlamakta zorluk çektikleri bir konuda, kadınların duygusal dalgalanmalara, üzülme ve dertlenmeye psikolojik ihtiyaç hissetmeleridir.
Bir kadının her zaman mutlu olmasını beklemek, gerçekçi ve mümkün değildir. Onlar da bu hislerini yaşamak için erkeğe ihtiyaç duyarlar.
Kadınlar erkekleri ilk yardım çantası gibi görürler.
Kısa sürede cinsel ilişkiye giren kadına hiçbir erkek değer vermez. (Neden kendini bu kadar ağırdan sattıklarını anladınız mı? Değerli olmak için duyguları katarlar.)
İlişkide;
Düşünmeden tepki verme!
Bir de oyuncu kadınlara taviz vermemeniz gerektiği konusunda uyarmış.
Diğer kısımları pekte önemli bulmadım.
Sevgiler.
