Bir ilişkiye başlarken alfa şekilde başlıyorum. Ama eğer karşı taraftan hoşlandıysam süreç beni o kadına karşı saplantılı bir hale getiriyor. Özellikle beni zorlayan şeyleri elde etme konusunda daha çok gözüm kararır, ilişkilerde de böyle oluyor . Kızla bu ilişki zorluysa mesela daha çok o kıza saplanıyorum betalaşıyorum. Şu an yaşadığım bir örnekle açıklayım durumu;
Şu an dijital ortamda tanıştığım ve konuştuğum biri var. Uzun zamandır konuşuyorduk. Sık sık kavga ediyorduk egoist tavırlarımdan dolayı. Egoist tavırlarım da karşı tarafta egoistlik sezersem meydana geliyor, normalde yok. Bu da ilişkiyi zorlu hale getirmişti. Daha önce tartışmıştık "güle güle" falan demişti ben de birkaç laf edip konuşmayı kesmiştim. Bir süre sonra tekrar döndüm kendisine. Bugün yine tartıştık. En son kız artık bunaldı sürekli tartışmaktan. Yeter çok sıkıldım mesaj atma gibi şeyler söyleyerek engelledi. Bu engel beni onu elde etme konusunda daha çok gözümü kararttı ve kendimden utanacağım kadar saplantılı şekilde farklı hesaptan kendisine tekrar ulaşarak yazdım, "çok sıkıldım bu tartışmalardan" falan dedi "tamam sıkmıyorum artık" falan diyerek ikna ettim. Okey yazarım 2 saat sonra şu an işim var dedi ve şu an bekliyorum, o yazdığında hangi kafayla konuşacağımı bilmiyorum. Yaptığım şeyin ne kadar hatalı olduğunun farkındayım kendimden utanıyorum bu halde yazışmaya devam edemem. Ama yazışmasam da kafayı takmış durumda olduğum için duramayacağım, eğer yazışırsam da bu duruma düştüğüm için yine rahatsız olacağım. Şu an ne yaparsam yapayım rahatsız olacağım kısaca.
Bu özelliğimden de nefret ediyorum ve nasıl kurtulacağımı bilemiyorum.
Edit:
İlginç bir ekleme yapayım sesli olarak da konuştuk ama fotoğrafını görmedim henüz hiç kendisinin. Yani saplantı yapmam çok saçma bu durumda. Konuşmasından, sohbetinden, akıllı biri olmasından etkilendim. Ama yüzünü görsem soğuyabilirim bile belki. Buna rağmen bir saplantı.
Her konuştuğum insanla da böyle olmuyor tabii ki. Basit olan ilişkilerde konuşmayı ben kesiyorum çoğu zaman.
Şimdi benim güzel kardeşim, buradaki en büyük hatan: Kendine yeterince değer vermiyorsun.
Elbette bir kızdan hoşlanabilirsin,sevebilirsin fakat hayatının merkezine koyarsan,kendinden taviz vermeye başlarsan sıkıntı vardır demektir.
Bunun için taktik falan bekleme öncelikle. Bu olaya dışarıdan değilde içeriden bakmamız gerekir. Yani içsel gelişimine önem vermen gerekir.
Mesela anlattığın kadarıyla bir kızı ''Elde Etmeye'' çalışmak, en büyük hata. İnsan kendisini ''tavlama,yatağa atma'' gibi hedefleri hayatının merkezine koyunca ister istemez doğallığını yitiriyor. ''Acaba kıza ne yapmalıyım? Beyler taktik verin, kızı nasıl tavlayacağım, kıza ne yapayım ki benden etkilensin?''
Oysa biz gelişirken genelde dışa odaklanıyoruz. Mesela çok görüyoruz, adama bakıyorsun gayet yakışıklı, saçlar yapılı,temiz ve uyumlu kıyafetler, bir yandan da spor yapıyor ve sağlıklı besleniyor. 2 dakika sohbet ediyorsun, adamın kendine hayrı yok, hayattan bezmiş, diyalog kursan içini daraltıyor... İşte bu yüzden de bakış açısı gerçekten çok önemli. Yaptıkların,hobilerin,uygulamaların,özbakımın vs. bir apartmanın daireleri ise bakış açısı da o apartmanın temelidir.
Peki sendeki bakış açısı,düşünce yapısındaki sıkıntılar neler?
1. Kızı ''elde edilmesi zorunlu'' bir varlık olarak görmen.
2. Halbuki sen değilde kız sana sahip olursa onun ''ŞANSLI'' olduğunun farkına varamaman.
3. Kendine yeterince değer vermediğin için diğer alanlarını ihmal edip hatunu hayatının zirvesine yerleştirmen.
4. ''O kız olsa olur olmasa da olur, önemli olan benim, kendisi kaybeder'' gözüyle bakmak yerine ''Off o kızsız olmaz,saplanıyorum o kıza, o kızsız hayat mı olur lan?'' penceresiyle bakman...
Belki diyeceksin ki, neden sürekli ''Bakış açısı''nı vurgulayıp duruyorsun? Çünkü hem yaşadım hem yaşadıklarına şahit oldum. Mesela bir zamanlar, sporumu yapıyor, kendimi geliştiriyor, gayet güzel giyiniyor ve bakımlarımı yapıyordum. İnsanlara da gayet vakit ayırabiliyordum(sohbet,eğlenme,aktivite,saha...) fakat sürekli içimde bir huzursuzluk,yetersizlik,kendini değerli bulamama gibi sorunlarla mücadele ediyordum.
Arkadaş ne güzel elimden geleni yapıyorum,kendimi geliştiriyorum da neden sürekli yetersizim,kendimi aciz gibi hissediyordum? İster istemez özgüvenim de çok olumsuz etkileniyordu. Oysa yapılmasını gerekeni zaten yapıyordum, uzun bir süre buna vakit ayırdım ve fark ettim ki kendime,kızlara,insanlara ve hayata karşı görüşüm,düşüncelerim yanlış.
Mesela senin gibi ben de ''elde edilmesi zorunlu'' bir varlık olarak görürdüm kızları. Onlara sahip olursam mutlu olabileceğimi, sosyal statümün zirvede olabileceğini düşünürdüm. İnsanların verdiği değere,tavırlarına,duydukları saygı seviyesine göre belirlerdim kendi değerimi,kendime duyduğum saygıyı.
Görüyorsun değil mi, ne kadar aptalca bir bakış açısına sahipmişim meğer. Bunları düzeltince her şey yoluna girdi ve hedeflerime daha rahat, hayatı daha eğlenceli ve daha mutlu bir şekilde yaşamaya başladım.
Bunun için gerçekten çabalamak isteyenler, kendini GERÇEKTEN geliştirmek isteyenlere özelden atacağım.