Kadınların duygusal olduğu bir şehir efsanesidir neredeyse ve çoğu kadın bunu bir maharetmiş gibi gösterir. Sanki duygusal olmak namuslu olmaktır bir yerde?

Unutmayın! Kadının duygusal olduğu ilişki biçimleri vardır da bunun erkeklerle bir ilgisi yoktur. Kadının anne çocuk ilişkisindeki duygusallığını hayatın devam etmesi için geliştirilmiş zorunlu bir koruma güdüsü olarak tanımlayabildiğiniz an, kadınlar hakkında başka bir gerçeklikle karşılaşırsınız. Kadınlar mantıklıdır. Akıllıdır. Hesapçıdır. Dikkatlidir. Risk sevmezler.

Bir kadın niye vermez telefon numarasını? Güvensiz deyip işin içinden sıyrılmak mümkün de, gerçekçi midir sahi? Veremez. Verince ne olduğunu görmüştür, A şıkkı. Verince ne hale geldiğini bildiği bir arkadaşı yada arkadaşının arkadaşı vardır, B şıkkı. Risk almaya değmez, C şıkkı. Bu liste uzar gider. Şimdi bu şıkların neresinde duygusallık var? Hiçbir yerinde! Bu durum, bir özgüven sorunundan ziyade hayatta kalmanın ipuçlarını çok erken yaşta öğrenmiş olmakla ilgilidir.

Bir şeyi nasıl ele geçireceğini bilir kadınlar. Bunun için donatılmışlardır neredeyse. Bunun için ne gerekiyorsa yaparlar ama risk almazlar! Hayatta kalmak için başka çareleri de yoktur. Manyağın tekine çatmaktan korkarlar. Kurulu düzenlerinin bozulmasından korkarlar. Bir çocuğa içi bile gitse ne telefonunu ne de kendini vermemesinin verememesinin sebebi budur. Bir kadın doğal kalkanı indirdiğinde biter! Bunu herkes bilir. Bir insan hem bu kadar hesapçı hem bu kadar duygusal olamaz.

-Alıntıdır-

Doğru fikirle başlanıp tamamen yanlış sonuca varılmış bir yazı. A-B-C şıkları ve uzayıp gidecekleri doğru fakat bunun akılla, mantıkla, rasyonellikle hiçbir alakası olmamakla beraber tamamen bilinçaltında gerçekleşen bir olayın çözümlemesidir. Hiçbir kız, olay anında bunları düşünüp "doğru tepkiyi vermeliyim" demez. Bir erkek ona yaklaştığında, bilinçaltındaki bu kodlamalar ona STRES olarak yansır. İlkel beyin ise stresle karşılaştığında "DON, SALDIR, KAÇ" tepkilerinden uygun olanının verilmesini sağlar. Kısacası rasyonel bir düşünme süreci sonucu değil, hissettiği stres sonucu harekete geçer. Günümüzde yasalar tarafından korunacağını bildiğinden dolayı, kızların bir kısmı stres hissetmez ve böyle bir tepkiye gerek duymaz. İlişkilerde ise günümüzde erkekler tam bir kız çocuğu gibi yetiştirildiğinden dolayı kızlardan bile daha duygusal hareket etmeye eğilimli olmaya başlayıp kızları rasyonel davranmaya itmeye başlamıştır. Tabi ki kendi doğasından uzaklaşan her insana olacağı gibi, bu durum iki tarafı da mutsuzluğun içine sürükler. Buna rağmen kız, ilişki içinde bile rasyonel karar veremez. Erkeğe mantıklı bir sebep sunması gerektiğini bilir ama bulacağı şey sadece bir bahanedir. Zira karar, ilkel beyinde ham arzunun olup olmadığına göre TAMAMEN YABANİ-İÇGÜDÜSEL bir biçimde yani hisleri aracılığıyla çoktan verilmiştir. Çekim, pazarlıkla-düşünce süreçleriyle oluşmaz.

Fire Dragon' Alıntı:

Doğru fikirle başlanıp tamamen yanlış sonuca varılmış bir yazı. A-B-C şıkları ve uzayıp gidecekleri doğru fakat bunun akılla, mantıkla, rasyonellikle hiçbir alakası olmamakla beraber tamamen bilinçaltında gerçekleşen bir olayın çözümlemesidir. Hiçbir kız, olay anında bunları düşünüp "doğru tepkiyi vermeliyim" demez. Bir erkek ona yaklaştığında, bilinçaltındaki bu kodlamalar ona STRES olarak yansır. İlkel beyin ise stresle karşılaştığında "DON, SALDIR, KAÇ" tepkilerinden uygun olanının verilmesini sağlar. Kısacası rasyonel bir düşünme süreci sonucu değil, hissettiği stres sonucu harekete geçer. Günümüzde yasalar tarafından korunacağını bildiğinden dolayı, kızların bir kısmı stres hissetmez ve böyle bir tepkiye gerek duymaz. İlişkilerde ise günümüzde erkekler tam bir kız çocuğu gibi yetiştirildiğinden dolayı kızlardan bile daha duygusal hareket etmeye eğilimli olmaya başlayıp kızları rasyonel davranmaya itmeye başlamıştır. Tabi ki kendi doğasından uzaklaşan her insana olacağı gibi, bu durum iki tarafı da mutsuzluğun içine sürükler. Buna rağmen kız, ilişki içinde bile rasyonel karar veremez. Erkeğe mantıklı bir sebep sunması gerektiğini bilir ama bulacağı şey sadece bir bahanedir. Zira karar, ilkel beyinde ham arzunun olup olmadığına göre TAMAMEN YABANİ-İÇGÜDÜSEL bir biçimde yani hisleri aracılığıyla çoktan verilmiştir. Çekim, pazarlıkla-düşünce süreçleriyle oluşmaz.

Genişletmek için tıkla ...

Bu yazıyı yazan adam (Joker), senin yaşın kadar bu işin içerisinde. Nasıl yalanladın iki dakika da ya, hayret ediyorum.

Hinceus' Alıntı:

Bu yazıyı yazan adam (Joker), senin yaşın kadar bu işin içerisinde. Nasıl yalanladın iki dakika da ya, hayret ediyorum.

Genişletmek için tıkla ...

Adamın kim olduğuna bakmadan yazdığına odaklanirsan yukarda bu durumu eleştiren arkadaşla aynı görüşte olma ihtimalin var.

Wowoowow joker yazmış o zaman kesssin doğru dimi .D

AromalıYumurta' Alıntı:

Adamın kim olduğuna bakmadan yazdığına odaklanirsan yukarda bu durumu eleştiren arkadaşla aynı görüşte olma ihtimalin var.

Wowoowow joker yazmış o zaman kesssin doğru dimi .D

Genişletmek için tıkla ...

Bak şimdi, birincisi eleştirisi yanlış değil ama doğru da değil. Yani kısmen değil. İster doğası gereği olsun, ister çevre şartlarına göre, sonuçta mantıklı hareket ediyor, hiç bir duygusallık olmadan. İki makale dili kelimeler kullandı diye onun eleştirisini doğru kabul ediyorsan, ne bileyim... Salaksındır işte, ama haberin yoktur ya... İşte tam da ondan.

Ayrıca bildiğim kadarıyla JokeR, 2005'ten beri oyunu bilen ve geliştiren bir insandır. Baban yaşındadır kendisi.

kendi gözlemlerimden yola çıkarsam duygu yaşarlar fakat derinden ve gerçekci değildir. ani ve kısa sürelidir. daha çok manipülasyon niyetine kendi çıkarları için kullanırlar.

victory' Alıntı:

kendi gözlemlerimden yola çıkarsam duygu yaşarlar fakat derinden ve gerçekci değildir. ani ve kısa sürelidir. daha çok manipülasyon niyetine kendi çıkarları için kullanırlar.

Genişletmek için tıkla ...

Gerçek acılarını, duygularını manipülasyon için kullanmazlar. Onun dışında doğru bir tespit yapmışsın.

Yaşça küçük olduğun için sana şefkatle yaklaşacağım. Aptallığın, muhakeme yeteneğinin eksikliği ve dalgaya alarak kendini haklı çıkarmaya çalışman tecrübesizliğinden kaynaklanıyor muhtemelen. Altaird'in resmini kullanman seni otorite yapmaz, Altaird de otorite değil zaten. Burada insanlar fikir paylaşıp yardım istiyorlar fakat biri HÜKÜM VERMEYE çalıştığı anda araya girmem kaçınılmaz olur. Birinin yanlış olduğuna inanıyorsan sana doğru geleni anlatarak fikrini belirtirsin -yaptığım gibi-, karşı tarafın karakterine saldırmazsın, değerlerine küfür etmezsin. Söyleyecek sözün yoksa susup oturursun, dalgaya alarak kendini yüceltmeye çalışmak aslında "söyleyecek daha iyi bir şeyim yok" demektir. Cahilliğini çocuk olmana veriyorum, bu yüzden üstüne gelmiyorum.

Asıl meseleye gelirsek, yukarıdaki yazı 2010 yılında Pua Cemiyeti'nde Wonder Women tarafından yazılmış makalenin bir PARÇASI. Makalenin genel anlamından kopuk, bölük pörçük bir kısmı ve makalede söylenmek istenenden çok çok uzak bir anlama sahip. Kafana göre bir kısmını kopyalayıp bununla hüküm vermeye çalışırsan, yanlış bir şeyi insanlara doğru olarak kabul ettirmek istersen burada buna izin vermem. Ayrıca Wonder Women tahmin edeceğin gibi bir kız, makaleyi yazan kişi Joker (İlker) değil, Joker'i iyi tanıdığıma emin olabilirsin. Kaldı ki Joker bile olsa, bu onun tüm söylediklerinin doğru olduğu anlamına gelmez. (Sen gene de seccadeni serip önünde yatıp kalkmaya devam edebilirsin.) Okumak isteyenler için alta makalenin tamamını bırakacağım, aslında bağlamın ne kadar farklı olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz. Son olarak ne demiştik: Avdan nasıl avlanacağınla ilgili tavsiye alma. Özellikle de biricik annenden.

***MAKALENİN ASLI***

Kadınlar Duygusal mı?

Kadınların duygusal olduğu yalanına inananlardan mısınız? Bakınız Türk Dil Kurumu duygusallığı nasıl tanımlıyor.

duygusal sf. 1. Duygularla ilgili, duygulara dayanan, hissî: “Bu duygusal atmosferden etkileniyorum.” –A. Ümit. 2. Duygunun ağır bastığı, duygunun aşırı etkilediği (eser veya insan): “Tüm güzel ve yüce şeylere bayılırım. Doğuştan duygusalımdır ben.” –N. Hikmet. Güncel Türkçe Sözlük

duygusal İng. affective Ruhu duygulandıran, mantıktan çok duygulara dayanan ve bireyin duygu yönüyle yakından ilişkili olan. BSTS / Eğitim Terimleri Sözlüğü

duygusal İng. sentimental 1. Duyguya ilişkin olan; duyguya dayanan. 2. Duygunun ağır bastığı, aşırı etkilediği (şey ya da insan). BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü

Kadınların duygusal olduğu bir şehir efsanesidir neredeyse ve çoğu kadın bunu bir maharetmiş gibi gösterir. Sanki duygusal olmak namuslu olmaktır bir yerde? Oysa duygusal insan adı üstünde, duyguları ile hareket eden insandır. Canının çektiğine verirsin telefonunu kalbini yada neyin varsa onu. Çelişki daha burada başlıyor işte!!!

Çoğu erkek ise kadınları tanımlarken biraz da değerini azaltmak için kullanır bu sözcüğü. Bir şeyi kırk kere söylersen olur hesabı, çoğu kez kadınlar bu durumu yaratır yaşatır. Herkesi haklı çıkarır. Oysa işin doğası gereği kadın duygusal değildir.

Unutmayın! Kadının duygusal olduğu ilişki biçimleri vardır da bunun erkeklerle bir ilgisi yoktur. Kadının anne çocuk ilişkisindeki duygusallığını hayatın devam etmesi için geliştirilmiş zorunlu bir koruma güdüsü olarak tanımlayabildiğiniz an, kadınlar hakkında başka bir gerçeklikle karşılaşırsınız. Kadınlar mantıklıdır. Akıllıdır. Hesapçıdır. Dikkatlidir. Risk sevmezler.

Bir kadın niye vermez telefon numarasını? Güvensiz deyip işin içinden sıyrılmak mümkün de, gerçekçi midir sahi? Veremez. Verince ne olduğunu görmüştür A şıkkı. Verince ne hale geldiğini bildiği bir arkadaşı yada arkadaşının arkadaşı vardır. B şıkkı. Risk almaya değmez C şıkkı. Bu liste uzar gider. Şimdi bu şıkların neresinde duygusallık var? Hiçbir yerinde! Bu durum, bir özgüven sorunundan ziyade hayatta kalmanın ipuçlarını çok erken yaşta öğrenmiş olmakla ilgilidir.

Bir kız çocuğu daha iki yaşına basmadan babasını parmağında oynatmaya başlar. Annesinin babası ile ilişkisini gözlemler. Erkek kardeşi ile arasındaki farklılıkları ilk o fark eder. Yapılan haksızlıkları sezer. Hayatta kalma güdüsü ile rakiplerinin güçlü ve zayıf yönlerini çözer(!!!). Şirin kız edasının babasının içini erittiğini bilir. Annesinin erkeğinden bir şey isterken oynadığı oyunları daha o yaşlarda öğrenmeye başlar.

Ergenliğinde en ağır çatışmaları mücadeleleri kendi bileğinin hakkı ile kazanır. Bu arada erkek kardeşimizin daha dünyadan haberi yoktur. Ona sürekli evet diyen anası ve babası ile gıcık bir kız kardeşi vardır o kadar. Erkek çocuk dışarı çıkmak için yalan söylemez. O dışarı çıkar. Bizim kız Burcu’lara ders çalışmaya. Erkek çocuk sevgilisi ile sinemaya gider. Bizim kız arkadaşlarıyla. Bu böyle sürer gider. Üniversite ile birlikte aile bağları biraz gevşer ve kavga ede ede aldığı haklarının üstünde gururla oturan küçük kadıncıklar ortaya çıkar…

Babalarını alt eden kızlar için sıra erkeklerle baş etmeye gelmiştir. Unutmayın! Bir şeyi nasıl ele geçireceğini bilir kadınlar. Bunun için donatılmışlardır neredeyse. Buna programlanmışlar. Bunun için ne gerekiyorsa yaparlar.

Ama risk almazlar! Hayatta kalmak için başka çareleri de yoktur. Manyağın tekine çatmaktan korkarlar. Kurulu düzenlerinin –daima vardır, çünkü yerleşik hayat düzenini onlar var ettiler- bozulmasından korkarlar. Bir çocuğa içi bile gitse ne telefonunu ne de kendini vermemesinin verememesinin sebebi budur. Bir kadın doğal kalkanı indirdiğinde biter! Bunu herkes bilir.

Bir insan hem bu kadar hesapçı hem bu kadar duygusal olamaz. Kadınlar duygusal filan değildir. Olamazlar da. Doğaları buna izin vermez. Kıssadan hisse nedir bu hikayede?

Kadınları anlayın! Ama bilinen ezberlerin ötesine geçerek anlamaya çalışın. Bu konuda kadınlarla konuşmayın. Size yalan söylerler. Zira doğdukları saniyede yalan söylemeyi öğreniyorlar!!!! İşin mantığını çözün.

Soğukkanlı, kararlı, ağzı temiz ve sıkı, özenli ve biraz da zarif bir erkeği daima ödüllendirir kadınlar! Kimse onlar kadar iyi hesaplayamaz.

Not: Diyeceksiniz ki, telefonunu veren kadınlar nerede sınıflandırılıyor? Bu ayrı bir yazı konusudur, sıra ona da gelecektir!

WONDER WOMEN – 13.01.2010

Fire Dragon' Alıntı:

Yaşça küçük olduğun için sana şefkatle yaklaşacağım. Aptallığın, muhakeme yeteneğinin eksikliği ve dalgaya alarak kendini haklı çıkarmaya çalışman tecrübesizliğinden kaynaklanıyor muhtemelen. Altaird'in resmini kullanman seni otorite yapmaz, Altaird de otorite değil zaten. Burada insanlar fikir paylaşıp yardım istiyorlar fakat biri HÜKÜM VERMEYE çalıştığı anda araya girmem kaçınılmaz olur. Birinin yanlış olduğuna inanıyorsan sana doğru geleni anlatarak fikrini belirtirsin -yaptığım gibi-, karşı tarafın karakterine saldırmazsın, değerlerine küfür etmezsin. Söyleyecek sözün yoksa susup oturursun, dalgaya alarak kendini yüceltmeye çalışmak aslında "söyleyecek daha iyi bir şeyim yok" demektir. Cahilliğini çocuk olmana veriyorum, bu yüzden üstüne gelmiyorum.

Asıl meseleye gelirsek, yukarıdaki yazı 2010 yılında Pua Cemiyeti'nde Wonder Women tarafından yazılmış makalenin bir PARÇASI. Makalenin genel anlamından kopuk, bölük pörçük bir kısmı ve makalede söylenmek istenenden çok çok uzak bir anlama sahip. Kafana göre bir kısmını kopyalayıp bununla hüküm vermeye çalışırsan, yanlış bir şeyi insanlara doğru olarak kabul ettirmek istersen burada buna izin vermem. Ayrıca Wonder Women tahmin edeceğin gibi bir kız, makaleyi yazan kişi Joker (İlker) değil, Joker'i iyi tanıdığıma emin olabilirsin. Kaldı ki Joker bile olsa, bu onun tüm söylediklerinin doğru olduğu anlamına gelmez. (Sen gene de seccadeni serip önünde yatıp kalkmaya devam edebilirsin.) Okumak isteyenler için alta makalenin tamamını bırakacağım, aslında bağlamın ne kadar farklı olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz. Son olarak ne demiştik: Avdan nasıl avlanacağınla ilgili tavsiye alma. Özellikle de biricik annenden.

***MAKALENİN ASLI***

Kadınlar Duygusal mı?

Kadınların duygusal olduğu yalanına inananlardan mısınız? Bakınız Türk Dil Kurumu duygusallığı nasıl tanımlıyor.

duygusal sf. 1. Duygularla ilgili, duygulara dayanan, hissî: “Bu duygusal atmosferden etkileniyorum.” –A. Ümit. 2. Duygunun ağır bastığı, duygunun aşırı etkilediği (eser veya insan): “Tüm güzel ve yüce şeylere bayılırım. Doğuştan duygusalımdır ben.” –N. Hikmet. Güncel Türkçe Sözlük

duygusal İng. affective Ruhu duygulandıran, mantıktan çok duygulara dayanan ve bireyin duygu yönüyle yakından ilişkili olan. BSTS / Eğitim Terimleri Sözlüğü

duygusal İng. sentimental 1. Duyguya ilişkin olan; duyguya dayanan. 2. Duygunun ağır bastığı, aşırı etkilediği (şey ya da insan). BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü

Kadınların duygusal olduğu bir şehir efsanesidir neredeyse ve çoğu kadın bunu bir maharetmiş gibi gösterir. Sanki duygusal olmak namuslu olmaktır bir yerde? Oysa duygusal insan adı üstünde, duyguları ile hareket eden insandır. Canının çektiğine verirsin telefonunu kalbini yada neyin varsa onu. Çelişki daha burada başlıyor işte!!!

Çoğu erkek ise kadınları tanımlarken biraz da değerini azaltmak için kullanır bu sözcüğü. Bir şeyi kırk kere söylersen olur hesabı, çoğu kez kadınlar bu durumu yaratır yaşatır. Herkesi haklı çıkarır. Oysa işin doğası gereği kadın duygusal değildir.

Unutmayın! Kadının duygusal olduğu ilişki biçimleri vardır da bunun erkeklerle bir ilgisi yoktur. Kadının anne çocuk ilişkisindeki duygusallığını hayatın devam etmesi için geliştirilmiş zorunlu bir koruma güdüsü olarak tanımlayabildiğiniz an, kadınlar hakkında başka bir gerçeklikle karşılaşırsınız. Kadınlar mantıklıdır. Akıllıdır. Hesapçıdır. Dikkatlidir. Risk sevmezler.

Bir kadın niye vermez telefon numarasını? Güvensiz deyip işin içinden sıyrılmak mümkün de, gerçekçi midir sahi? Veremez. Verince ne olduğunu görmüştür A şıkkı. Verince ne hale geldiğini bildiği bir arkadaşı yada arkadaşının arkadaşı vardır. B şıkkı. Risk almaya değmez C şıkkı. Bu liste uzar gider. Şimdi bu şıkların neresinde duygusallık var? Hiçbir yerinde! Bu durum, bir özgüven sorunundan ziyade hayatta kalmanın ipuçlarını çok erken yaşta öğrenmiş olmakla ilgilidir.

Bir kız çocuğu daha iki yaşına basmadan babasını parmağında oynatmaya başlar. Annesinin babası ile ilişkisini gözlemler. Erkek kardeşi ile arasındaki farklılıkları ilk o fark eder. Yapılan haksızlıkları sezer. Hayatta kalma güdüsü ile rakiplerinin güçlü ve zayıf yönlerini çözer(!!!). Şirin kız edasının babasının içini erittiğini bilir. Annesinin erkeğinden bir şey isterken oynadığı oyunları daha o yaşlarda öğrenmeye başlar.

Ergenliğinde en ağır çatışmaları mücadeleleri kendi bileğinin hakkı ile kazanır. Bu arada erkek kardeşimizin daha dünyadan haberi yoktur. Ona sürekli evet diyen anası ve babası ile gıcık bir kız kardeşi vardır o kadar. Erkek çocuk dışarı çıkmak için yalan söylemez. O dışarı çıkar. Bizim kız Burcu’lara ders çalışmaya. Erkek çocuk sevgilisi ile sinemaya gider. Bizim kız arkadaşlarıyla. Bu böyle sürer gider. Üniversite ile birlikte aile bağları biraz gevşer ve kavga ede ede aldığı haklarının üstünde gururla oturan küçük kadıncıklar ortaya çıkar…

Babalarını alt eden kızlar için sıra erkeklerle baş etmeye gelmiştir. Unutmayın! Bir şeyi nasıl ele geçireceğini bilir kadınlar. Bunun için donatılmışlardır neredeyse. Buna programlanmışlar. Bunun için ne gerekiyorsa yaparlar.

Ama risk almazlar! Hayatta kalmak için başka çareleri de yoktur. Manyağın tekine çatmaktan korkarlar. Kurulu düzenlerinin –daima vardır, çünkü yerleşik hayat düzenini onlar var ettiler- bozulmasından korkarlar. Bir çocuğa içi bile gitse ne telefonunu ne de kendini vermemesinin verememesinin sebebi budur. Bir kadın doğal kalkanı indirdiğinde biter! Bunu herkes bilir.

Bir insan hem bu kadar hesapçı hem bu kadar duygusal olamaz. Kadınlar duygusal filan değildir. Olamazlar da. Doğaları buna izin vermez. Kıssadan hisse nedir bu hikayede?

Kadınları anlayın! Ama bilinen ezberlerin ötesine geçerek anlamaya çalışın. Bu konuda kadınlarla konuşmayın. Size yalan söylerler. Zira doğdukları saniyede yalan söylemeyi öğreniyorlar!!!! İşin mantığını çözün.

Soğukkanlı, kararlı, ağzı temiz ve sıkı, özenli ve biraz da zarif bir erkeği daima ödüllendirir kadınlar! Kimse onlar kadar iyi hesaplayamaz.

Not: Diyeceksiniz ki, telefonunu veren kadınlar nerede sınıflandırılıyor? Bu ayrı bir yazı konusudur, sıra ona da gelecektir!

WONDER WOMEN – 13.01.2010

Genişletmek için tıkla ...

Makalenin özetini çıkardım ve makalenin tam hali konunun anlatmaya çalıştığı şeyi değiştirmiyor maalesef. Ayrıca herkesi potansiyel av olarak görüyorsan bu senin abazalığın adamım, annene falan da halleniyorsundur şimdi. Sonuçta av avdır düşüncesi bu noktaya değiniyor. Aynı zamanda bakıyorum da çok ezbere konuşuyorsun. Hiç kendine ait düşüncen yok, kendini geliştirip gel, aksi taktirde bundan sonra yazdıklarını siklemem.

Ha bu arada cidden kadınlar duygusal mı? '))

Hinceus' Alıntı:

Bak şimdi, birincisi eleştirisi yanlış değil ama doğru da değil. Yani kısmen değil. İster doğası gereği olsun, ister çevre şartlarına göre, sonuçta mantıklı hareket ediyor, hiç bir duygusallık olmadan. İki makale dili kelimeler kullandı diye onun eleştirisini doğru kabul ediyorsan, ne bileyim... Salaksındır işte, ama haberin yoktur ya... İşte tam da ondan.

Ayrıca bildiğim kadarıyla JokeR, 2005'ten beri oyunu bilen ve geliştiren bir insandır. Baban yaşındadır kendisi.

Genişletmek için tıkla ...

yazdığım yazıda yukardaki "arkadaşın eleştirisi doğrudur." cümlesini çıkarıyorsan okuduğunu anlama özürlüsün kardeşim geçmiş olsun