Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Kroki

Katılım
28 Mayıs 2020
Mesajlar
107
Tepkime puanı
271
Şehir
İstanbul
Uzun süre sonunda çıkardığım dersleri felsefi ve psikolojik olarak masaya yatıracağım, hoşuma gitmezse paylaşmam bile. Eğer bunu okuyorsanız fena iş çıkarmamışım demektir.

Bilindiği üzere herkesin dertleri, sorunları, arzuları var. Arkadaşlıklarla ilgili, kızlarla ilgili; özünde hepsi GÜÇ AÇLIĞI ile ilgili. Resmen yalnız kalmaktan rahatsız olan bir nesille karşı karşıyayız. Bu bilinçaltında "kabileden atılırsam vahşi hayvanlar beni parçalar, avlanamam, yaşayamam." şeklinde bulunan ve yüz binlerce yıl önceden kalma eskimiş bir düşünce kalıbı, özellikle de sikiniz varsa. Her ne kadar bundan rahatsız olsam da hepimiz medeniyetin içerisinde yaşıyoruz, avlanmak ya da hayatta kalmak dertlerimiz arasında değil, her ne kadar en önemli dertlerimizin bunlar olması gerekse de kafamızda aptal aptal düşüncelerle dolanıp duruyoruz her gün. Yani bu koşullarda bir kız bile kendi başına hayatta kalabiliyor, sizin kalamamanız epey komik olurdu. Lakin kızların aç olduğu bir şey var: İLGİ. Hayatları ancak bu ilgiyi bir kaynaktan alabildiklerinde anlamlanıyor. Büyük resimde gördüğüm aptalca olan şey ise çağımızdaki "erkekler" adeta bir kız gibi ilgi için ağlıyor, sızlanıyor, yokluğunda kendini değersiz hissediyor. Bu arkadaşlara kötü haberimse: Kızların değeri iletişimleri üzerinden belirlenir, erkeklerse kendi değerlerini bizzat kendileri, yaptıklarıyla belirler.

Yalnız doğduk ve yalnız öleceğiz sayın arkadaşlar.
Kendiniz dışında hiçbir insan sizi asla tam olarak tatmin edemeyecek.
Her ilişkinin bir son kullanma tarihi vardır ve bu bir gün mutlaka biter.
Kim olduğunuzu yalnız kaldığınızda kendiniz hakkında ne düşündüğünüz belirler.

Çok yalnız olduğum zamanlar da oldu, etrafımda yüzlerce kişi olduğu da. Herkesin bana parlayan gözlerle baktığı zamanlar da, bir köşede acı içinde yapmam gerekeni yapmaya çalıştığım zamanlar da. İnanın elde etmeye çalıştığınız şeyi avucunuza aldığınız anda değerini öyle bir kaybediyor ki, hiçbir anlamı kalmıyor. Hayat sürekli yenilenen bir elde etmeye çalışma çabası, anlamı da tam olarak buradan geliyor. Bu küçük oyun yenilenmez hale gelirse her şey biter. Ne demek mi istiyorum?

İnsanın bir yerde sabit bir şekilde, çevresinde sürekli aynı kişilerle olması inanılmaz sıkıcı. Sürekli çevrelerin değişip farklı kişilerle yeni şeyler yapılması gerektiğini düşünüyorum, şehrin içi bittiğinde yeni şehirlere-ülkelere geçilmeli. Tüm dünya bize ait amk, neden kısıtlayalım kendimizi? Aptalca "ilişkimiz ölene kadar bitmeyecek aşkım" cümlelerini kuranlara acıyarak gülüyorum. Arkadaşını artık beni bırakır da onunla takılmaya başlar diye bir diğeriyle tanıştırmaya korkanlara ağlayarak gülüyorum. Kendi kapasitesiz beynine katlanamayıp da sürekli bir başkasının yanında bulunmak isteyenlere boşalarak gülüyorum. Birazcık zeka ve hayal gücü beyninizin içini bir karnavala çevirebilecek ve hayata dair çözümlemeler yapıp zevkten dört köşe olabilecekken, diğer insanların maymun ve üstinsan arasına gerili bir ipte ilerlemeye çalıştığını bile göremeyenler için üzülüyorum. Daha çok da potansiyele sahip olduğu halde bunu gerçekleştiremeyecek kadar özgüvensizler için üzülüyorum. Bir dönem ben de bu son kümeye dahildim çünkü.

Hayatı çok net görebiliyorum arkadaşlar. Umarım siz de bunu başarabilirsiniz bir gün. Ve başarmaya giden süreci eğlenceli ve uzun tutabilirsiniz, çünkü bittiğinde hiçbir anlamı kalmıyor gerçekten. Sürekli güce ulaşmaya çalışma çabası da sıkıyor bir süre sonra. Filozofların inzivalarını çok iyi anlıyorum. Umarım istediklerinizin tamamını gerçekleştirip bir gün siz de ipin sonuna varabilirsiniz.

Kendinize iyi bakın.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst