Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Nasıl Korkuyorsun Biliyor musun ?

Katılım
29 Ağustos 2019
Mesajlar
304
Tepkime puanı
591
Şehir
Samsun
dda50567-6a86-4807-a1f7-96a73753dad0.jpg



VAY AMİGDALA VAY

Dikkatsiz, Fevri Bir Korsandır Amigdala!


Oturmuş bu yazıyı okurken GÜÜÜÜMMM!
-Acayip bir ses geldi.
-Ayağa kalktınız.
-Gürültünün geldiği tarafa baktınız.


Beyniniz tonlarca farklı bilgiyi işleyip değerlendirerek size dedi ki: Savaş ya da Kaç!

Çok sempatik, biricik sinir sistemimiz ''adrenalin'' salgıladı ve kalp, solunum hızınız arttı, kaslarınıza kan akışı hızlandı, refleksleriniz güçlendi, göz bebekleriniz büyüdü ve artık ya savaşacaksın ya da kaçacaksın!

ef297f21-a29a-41d2-9a6c-f28c82632167.gif


Biz farkına varmadan beynimizde bazı tepkimeler oldu, tehlikeye odaklandığımız için acıyı bile çok az hissettik.
Bütün bu şeyleri başımıza bela eden şey de ne?

fc44cc20-25a1-48be-9008-90af237744d4.gif


Birileri size eşek şakası yaptığında eğleniyoruz değil mi?
Siz birine eşek şakası yaptığınızda ''kısa yolla'' amigdalayı uyardınız.
Bizi ne kadar korkuttun!
Ah Amigdala Ah!


cc880d95-e464-4958-a38c-1ffaf21bdb61.gif


KISA YOL

Talamusa bilgileri yolladık (Duygusal Bilgileri)
En direkt Amigdalaya ulaştı: İşte bu kısa yoldu

UZUN YOL
Sen talamus'tan çık, işitsel ve prefrontal merkeze daha sonra Amigdalaya ulaş... İşe bak sen Beyin korteksimiz, anlam arayışına girdi ve sonuç olarak bilgi işlendi, tehdit algıladı ve hemen Amigdala yok mu Amigdala... Hemen haber uçurdu ve bizim tepki vermemize yol açtı...



Amygdala.gif


Bütün bu ispiyon sonunda, tehdidin farkına vardık ve heyecanlandığımızı anladık
Eşek şakası sayesinde önce korkuyu yaşadık, sonra uzun yol bize dedi ki: Çok sonra anladım bu şakaymış dedi Ama artık olan oldu ve bütün bedenimle bu korkuyu hissettim. Sağ ol yani Amigdala çok güzel oldu şimdi...

Şunu da bil Amigdala... Sırf sen bizi korkuttun diye, olmazsa olmaz değilsin... Hıhh... Sen olmasan da panikleriz zaten...


Beynimin hafıza merkezi ''HİPOKAMPÜS''

Geçmişte buna benzer bir deneyim yaşadıysanız bu durum güncel korkunuzu arttırabilir. Dahası da var... Hani o korktuğunuz zaman var ya... Hipokampüs anılarımızı daha etkili çağırabiliyor.. Ne kadar önem verdiyseniz artık, bütün bu duygularınızı tetikleyen şeyler her neyse işte Daha iyi hatırlıyorsun.. Bunun sırrı bu Hipokampüs Abimiz biliyor musun?

Amigdala Orta Prefrontal Korteksten sinyalleri alıyor.
Heni beynimizin ön tarafı var ya..
(Prefrontal Korteks)


Oluşan bu garip refleksimizden dolayı tehlikeden nasıl kurtulacağımızı işte bu Prefrontal Korteks devreye girdiğinde planlamış oluyoruz.
Yani sonuç olarak birisi sizi korkutmaya çalıştığında, önce korktuğun için hafif bir gülümsersen hani senin için iyi olur, sonrasında artık senaryonun nasıl işlediğini biliyorsun artık. Ee artık başımızın belası Amigdalayı da tanıdıktan sonra korkarken neler olup bittiğini de iyice kavramış olduk


* Duygu
* Davranış
* Dikkat
* Hafıza ve Öğrenme


Bu maddelerle beraber Amigdala bizim korku merkezimizdir.
Eğer Amigdala zarar görürse vay halimize.. Epilepsi, Alzheimer, Anksiyete gibi çeşitli rahatsızlıkların kapımızı çalabileceği anlamına geliyor.

Tamam da Amigdala doğru çalışmazsa ne olur ki? dediğinizi duyar gibiyim...
1888 yılında Rhesus Maymunları üzerinde yapılan deneyler amigdalanın çalışmadığında ne olabileceğini gösterdi.

Önce hayvanların temporal korteksinde lezyon oluşturdular. Hayvanları test ettikten sonra ciddi sosyal ve duygusal kusurlar gözlemlediler. Maymunlar artık tanıdık nesneleri algılayamıyor, korkularını kaybediyorlardı. He bir de cinsel yönden de kayıp yaşandığını da söylemeden edemeyeceğim. Bu davranış bozukluğu Klüver-Bucy sendromu olarak adlandırıldı.

Amigdalası hasar görmüş anne maymunlarda olanlara bakın.. Artık bebekleriyle yeterli miktarda ilgilenemiyorlardı. He bu arada Amigdalanın bağlantı şeması gibi özellikler var ya... Cinsel yönelimimizi belirlemede etkin rol oynuyor... Bilin istedim

Eşcinsel kadınların amigdalasında da eril ( kimi dillerde erkek cinsten sayılan ) bağlantı yapıları heteroseksüel kadınlara oranla daha daha fazladır. Bu bağlantılar olması gerekenden fazlaysa eşcinsellikte etkili olabileceğini de söyleyebiliriz.

Daha büyük amigdalaya sahip insanların daha aktif bir sosyal hayatı vardır.

Amigdalanın Sosyal Etkileşim anlamında bir mükemmel özelliği ise gördükleri yüz ifadelerine dair daha doğru çıkarımlar yapmalarıdır.

Amigdala yüz ifadelerini tanıyabilmemizde büyük bir yardımcıdır.
Yani sosyal hayatınızda amigdala baş belasının ne kadar önemli olduğunu görebiliyoruz.
Ne kadar büyük amigdalanız varsa duygusal zekanız o kadar yüksek olabilir. Araştırmacıların görüşleri bu şekilde...


Duygusal Zeka bildiğiniz üzere sosyal iletişim ve becerilerimizin başkalarıyla uyumlu olmasının kapılarını aralıyor. Düşünün bir yere gittiniz. Bu bir kafe olsun... Sohbet ediyorsunuz, bir kişi size gereğinden fazla bir yakınlık kurmaya çalışıyor, güvenli alanınıza girmeye çalışıyor. Bu bir adımdan daha yakın olduğu anlamına geliyor. Amigdala işte bu durumda bize karşımızdaki insanın çok fazla yaklaştığını söylüyor. Bunu bizim tehdit algısı olarak düşünmemize sebep oluyor...

Amigdalamız ne kadar zarar görmüş, hasarlı ise de o vakit ne kadar ihlal olursa olsun, rahatsızlık hissetmiyoruz.. Mesafe konusunda bir sorun gözükmüyor ve amigdala hasarlı olmasına rağmen birisi çok yaklaştığında amigdala etkin çalışıyor ama ne gariptir ki amigdala bundan bir rahatsızlık duymuyor. İşte bu hasarlı amigdaladır.

Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalara göre amigdala şiddet ve cinsel davranışları arttırıyormuş.. Dışarıdan uyardığımızda daha agresif bir cevap alabiliyoruz hayvanlardan... Ama lezyon yöntemiyle ( organların yapısında görülen bozukluk, doku bozukluğu, yara ) hasara uğratılırsa o zaman tam tersi oluyor. Hayvanlar ne gariptir ki daha uysal ve cinsel istekleri çok çok azalıyor.

Çocukluğunuzda düşünün bir hamam böceğinden nasıl korktuğunuzu...
Ömrünüz boyunca korkmanıza sebep olmuşlardır bazılarımızda mesela.. Halbuki basit bir böcek değil mi?

Bu duruma Koşullanmış Korku deniliyor.

Ne zaman hamam böceği görseniz, amigdala harekete geçiyor, korkuyorsunuz...
Tansiyonunuz çıkıyor, nabzınız hızlanıyor, elleriniz titriyor.
Savaş ya da kaç davranışını oluştururken amigdalanın rolü çok önemlidir.
Amigdala olmayınca beynin ilgili bölgeleri gerekli sinyalleri alamıyor. Her şey rutin akışında devam ediyor.

“Mantığımızı kaybetmemizin altında yatan sebebi anlık ve aniden gelen duyguların kontrol edilememesiyle açıklar. Bu durum amigdala beynimizi ele geçirince gerçekleşir. “Yoğun olumsuz duygular bireyin tüm dikkatini kendi üzerine çeker, biz ne zaman başka bir şey yapmaya çalışırsak önümüzde bir engel oluşturur.” – Daniel Goleman”

Beynin bizi daha mantıklı ve daha insan yapan kısmını devre dışı bırakır.
“Amigdala ise beynin en ilkel kısmını oluşturur.
Duygularımızı düenetleyen de bu kısımdır. Bu yüzden, mantıklı düşünme yetimiz duygularımızın buyruğu altına girer.”

“Örneğin, vahşi doğada avlanırken bir aslanla karşı karşıya gelebilirdik. Böyle bir durumda amigdalamız beyin fonskiyonlarımızın geri kalanını etkisiz hale getirirdi çünkü tehlike anında durup düşünecek vakitimiz olmazdı. Ayrıca bu, ne sindirim ne de yumurtlama zamanıydı. Bunun yerine mücadele et ya da kaç tepkisini uygulamaya koymanın zamanıydı.”


Tamam peki ya şimdi ne yapalım?

““Kızgın olduğunuzda 10’a kadar sayın.
Ancak çok kızgınsanız 100’e kadar sayın.”

Bu oldukça mantıklı bir stratejidir çünkü saymaya başladığınız zaman korteksinizi etkinleştirmiş olursunuz.
Bu da beyninizin, daha önce de söylediğimiz gibi, duygusal anlamda alıkoyularak kısıtlanmış frontal ve mantıksal kısmıdır.
Yani, stres yüzünden gelişen yoğun duygulardan sayarak uzaklaşabilirsiniz. Kendinize zaman tanır ve olanları idrak edersiniz.
Neyse ki artık beyninizin mantıksal kısmını kullanmaya başlayabilirsiniz.


Bu da amigdala sizi alıkoyduğunda dürtüsel tepkilerin açığa çıkmasını engellemenize yardımcı olur.”

“Odak noktanızı nefes alış verişinize yönlendirdiğiniz zaman bulunduğunuz ana geri dönersiniz. Her nefes aldığınızda sakinliğinizi korursunuz. Böylece, otonom sinir sisteminizi harekete geçirerek duygusal alıkonma esnasında etkinleştirilen otomatik sinir sisteminizi engellemiş olursunuz.”

“Önemli bir stres faktörüyle harekete geçen bu amigdala saldırısından kesinlikle kaçmanız gerekir.
Kaçmak için yapmanız gereken, gerçekleşen olay ile bulunduğunuz an arasına bir masefe koymaktır.
Beyninizin mantıksal kısmını ektinleştirecek aktivitelerde bulunmanızı tavsiye ederiz.

Mindfulness gibi diğer aktiviteler şimdiye odaklanmanıza yardımcı olması için önerilir.
Bunlar aynı zamanda hissettiğiniz duyguyu deneyimlemenin farklı yollarını da öğretir.”

Şimdi tamam da bütün bunları niye anlattın derseniz..

Korkularımızın kökenine de indikten sonra daha farkında olacaksınız.

Ayrıca '' MindFulness '' konusunda da araştırmalar yapmanızı öneririm.
Sonuç olarak, korkularınızı ilişkilerinizde dahi nasıl kontrol edeceğinizi onlara nasıl güleceğinizi iyi kavrayın.
Örnek: Reddedilme Korkusu olabilir, açılma, kendini ifade etme, ya tutarsa ya tutmazsa dedikleriniz..


Aslında en temelinde şu sonuca varıyoruz: Duygusal tepki ve karar verme -yani savaş ya da sıvış- merkezimiz olan amigdalanın hacminin normalin altında olması da üstünde olması da çeşitli duygusal bozukluklara, aşırılıklara işaret ediyor.

Amigdalanın doğal dengeleyicisi:

Farkındalık egzersizleri


giphy.gif


Pittsburgh Üniversitesi’de yapılan bir araştırma ise amigdalanın hacimsel ve işlevsel dengesini kazanmasına yardımcı olabilecek bir çözüm sunuyor: Farkındalık (mindfulness) egzersizleri. Bu çalışmada 8 haftalık farkındalık eğitimi sonrasında kişilerin beyin MR’ları çekiliyor ve amigdala hacimlerinin farkındalık eğitimi öncesine göre küçüldüğü gözlemleniyor. Amigdalanın hacmi küçülürken, diğer yandan da farkına varma, konsantrasyon, karar verme gibi daha kompleks beyin faaliyetlerinden sorumlu olan pre-frontal korteksin kalınlaştığı görülüyor. Katılımcılar daha az stres ve anksiyete özelliği gösteriyorlar.

giphy.gif


Bu alanda yapılan çalışmaların ortak sonucu farkındalık egzersizlerinin negatif düşünceleri düzenlediği ve duygusal tepkiselliği azalttığı yönünde. Anlaşılan o ki, farkındalık egzersizleri tabir yerindeyse amigdalanın sesini biraz kısarken, ön korteksin sesini açıyor ve böylece birey stres, korku ve kaygı gibi duygularının kontrolünü sağlayabiliyor.

Diğer yandan, sınır kişilik bozukluğu ve depresyon gibi rahatsızlıklar aktivasyonu düşük prefrontal korteks ve aktivasyonu yüksek amigdala ile ilişkilendirilirken, farkındalık egzersizlerinin sadece stresle başa çıkma, kaygıyı azaltmada değil, bu tip klinik vakaların tedavisinde de önemli bir destek sağlayacağı ortada.

Alıntıdır

Kaynak: ( Google )




 
Tek nefeste okudum, kaliteli ve bilgilendirici bi yazıydı. Forumda daha çok böyle şeylere ihtiyaç var ;)

Direkt olarak kopyala yapıştır mı yaptın yoksa öğrendiklerini kendi cümlelerinle mi anlattın?
 
Tek nefeste okudum, kaliteli ve bilgilendirici bi yazıydı. Forumda daha çok böyle şeylere ihtiyaç var ;)

Direkt olarak kopyala yapıştır mı yaptın yoksa öğrendiklerini kendi cümlelerinle mi anlattın?

Öğrendiklerimi kendi cümlelerimle hikayeleştirerek anlattım.
( Bilimsel Terimlerle Ego kasmak bana göre değil, açıklamasını da yapanlara sözüm yok )

Anlaşılması çok daha önemli (y)
Google'da tüm Türkçe kaynakları araştırıp bakabilirsin. :cool:

Beynimizdeki atraksiyonları bilirsek, neden, nasıl davrandığımızın kökenine inersek, her şey çok daha kebab olur öyle değil mi ?
 
Sağlam bir makale niteliği taşıyor, ellerine rahatlık.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst