Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Sanat güzelliği - doğa güzelliği ikileminin kadınlarla ilişki benzetmesi

Katılım
4 Nisan 2018
Mesajlar
88
Tepkime puanı
52
Yaş
23
Şehir
İzmir
Arkadaşlar son zamanlarda benim yazdıklarımı okuyanlar görmüşlerdir ki okuduğum kitaplardan alıntılar yaparak gönderi paylaşıyorum (Aslında olduğu gibi alıyordum lakin moderatörün de haklı uyarısı ile artık kitaptaki geçen cümlelerden kendi tespit ve yorumlarımı da ekleyerek burada konu açacağım.).
Şimdi yapacağım alıntı Ahmet Cevizci - Felsefeye Giriş kitabından:

''Filozofların önemli bir bölümü, sanat güzelliğini doğal güzellikten üstün tutar. Hatta bazıları bu konuda daha da ileri gider. Söz konusu sanatçı ve filozoflar, doğal güzelliği kavramanın ancak sanatsal güzellik yoluyla mümkün olduğunu öne sürerler. Örneğin, romantizmin savunucusu ünlü ressam Eugene Delacroix, ''Biz romantik olduktan sonra, dağlar güzellişti.'' demiştir.''

Hadi biz de bu akış açısından yola çıkarak kadın-erkek ilişkileri hakkında bir yorum yapalım:
Kadınlara romantik dönem sonrasında onları algıladığımız kafa yapısından tamamıyla soyutlayalım ve onları taa ilk çağlardaki en öz halini ele alalım. Kadınların özü şudur diyerekten cüretkâr bir cümle kuracağım: Erkeklerin fiziksel yapısına göre daha naif, anaç, toplayıcı, baştan çıkarıcı unsurlar taşıyan (Bu baştan çıkarma mevzusunu Robert Greene - Baştan Çıkarma Sanatı'nı birazcık bile olsa okuyan ne demek istediğimi anlar. Baştan çıkartmaya mecbur kalmışlardı. Ayrıca erkek de özünde baştan çıkarıcı unsurlar taşır.), erkeği tam anlamıyla tamamlayan bir yapıya sahiptir. Onları en öz hali ile ele aldığımız zaman onların değerli varlıklar olduğunu görürüz (Doğal güzellikten bahsediyorum.). Ama onları romantizm sonrası sanat güzelliği ile ele alıp onlara başka özel anlamlar yüklemek feminen buyruğun bize pompaladığı asılsız yalanlardan başka bir şey değildir. Kadınların yanında küfür eden erkeğe linç, kadınla yapılan en ufak bir tartışmada direkt olarak erkeğe yapılan linç şuanda aklıma gelen birkaç tane örnektir. Küfür etmenin güzel bir şey olduğunu düşünmüyorum kullanmayı da doğru bulmuyorum lakin bunu kadınlar üzerinden prim yapacak şekilde kullanmak bana çok zavallıca geliyor. Kadın o kadar özel bir varlıktır ki onun yanında küfür edilmez yoksa cehennemde yanarsın mentalitesi hastalıklı bir mentalitedir gözümde. Bir erkeğe de o küfrü kullanma o zaman kardeşim. Burada neden gereksiz bir ayrımcılık var? Onun dışında kadınla yapılan en ufak bir tartışmada kadına bağırma diyerekten sergilenen amguardlıklara şahit oldum (Başka tabir gelmedi aklıma kusura bakmayın :( ). Küfrün başlı başına yanlış olduğunu düşünüyorum lakin bunu kadın var ortamda hoop diye başka yönlere çekenlere acıyorum. Neyse yazsam durmam ben şimdilik bu yazıyı burada sonlandırıyorum. Amacım kadının özü ve şimdiki kadın algısına değinerek okuduğum kitaptaki kavramlarla benzetme yapmaktı. Yorumlarda birbirimizi yanlış anlamamak için ve yeni bakış açıları için tartışalım. Bu arada kadınlara en özsel bakış açım: Kadınları seviyorum, hepsini yerim :D. Kadınlara düşmanlık taslamak yerine ilginizi çekmeyen kadınları radarınızdan çıkarıp yüksek değerli, kendini eğiten-geliştiren kadınlarla ilişki kurmanız her zaman daha iyidir. Bunun için de öncelikle kadınlar şöyle Türk kadını böyle demeyi kesip kendinizi geliştirmeye odaklanın. Kendini kadınlarla ilişkilerinde oldukça geliştirmiş adamlar ya da kendini başka alanlarda geliştirmiş eğitimli, centilmen adamlar karşısında kadınların nasıl da onları deli gibi arzuladıklarını, o erkeklere birer melek gibi davrandıklarını çok iyi gözlemledim.
 
Son düzenleme:
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst