Ben psikoloğa insanlaral konuşamadığım için gitmiştim. Yemek yerken ortamda tuz benden uzaksa onu insanlara söyleyemiyordum kalkıp kendim alıyordum, adres sormak yerine kaybolmak daha cazip gelirdi
sokağa çıktığımda her an üzerimde korku vardı, büyük binaların tepesinden kafama saksı düşmesinden(kafama hiç saksı düşmedi), insanların sebepsiz yere beni dövmesinden korkardım(hiçkimseden sebepsiz yere dayak yemedim), kızlarla konuşmak desen zaten zülum gibiydi. Hep kafamda senaryolar kurardım. Hem anksitete hem sosyal fobim vardı. Yendim şükür. Alışkanlıklarımız bizi şekillendiriyor hep olumsuz düşünürsek olumsuz bir yaşam süreriz. Anksiyetem yüzünden ocağın altına açık unuttuğumu sanar 5 kere kontrol ederdim, kağıt zımbalıcağım zaman doğru değilmi diye sürekli kontrol ederdim. Yavaş yavaş düzelterek yendim.
Bende psikolağa gittim bu yuzden bana antidepresan yazıp geçti sorunumu bile dinlememişti. Neyse ki bilgili bir psikoloğa denk gelmişssin.
Shakespearın bir lafı vardı. Yüksek tepeleri başta yavaş bir şekilde çıkman gerekir diye. Bu işler öyle ilk başta adres sormayı öğrendim sonra kızlarla flört etmeyi öğrendim.