Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Tanrı var mı ? Dinler Gerçek mi ? Din ve inanç üzerine felsefe - Agnostizm

Sizce tanrı var mı ?


  • Kullanılan toplam oy
    65
Arkadaş senin yazdığın şeyler kendinle çelişiyo
Mantık hataları yapmışsın
Ve yani 2 sayfa edicek şu yazıyla nasıl dinin kanıtlarını çürütebilirsin ki
:)
Ben yazımda varoluşçular gibi "işte çürüttük bakın" demedim. Kendi felsefemi buraya döktüm. Ki zaten tanrı var yada yok bunlar ihtimal ve doğrusunun hiç bir zaman bilenemeyeceğini savundum. Benim yazdığım ve sana iki sayfa gelen yazıyı çelişkili diyorsan argümanını sun.
 
İbadet iyilik değil bir tapınma biçimidir. Eğer ona tapınmayıp onun varlığını tanımıyorum diye cezalandırılıyorsam veyahut karşı tepki görüyorsam
tanrı tanınmaya ve tapınmaya muhtaçtır.
Hani zaten tanrının tanrı olabilmesi için belirli bir kitleye hitap etmesi gerekir. Mesela şu şekilde düşün dünyada ki tek insansın. Sen ben insanım diyebilirsin fakat bundan kimsenin haberi olmayacağından senin insan olmanın bir önemi yoktur. Tanrıda da bu durum böyledir. Tanrının kulu olmazsa tanrı olmasının ne önemi vardır ?
Ben de zaten iyilik biçimi kötülük biçimi demedim.Benzetme yaptım.Anlamamış olabilirsin.İbadetle ortaya çıkan bir netice var: "İnsanın takva mertebesine erişmesi." İnsan o ibadetle "takva mertebesine", yani Allah'tan korkma, yasaklarından sakınma, haram kıldıklarından kaçınma makamına eriyor. Demek oluyor ki, ibadetin faydası insana ait.

Bu makama ermeyenler ömürlerini günahla, isyanla ve şirkle, küfranla geçirirler. Bunlar ise insanı cehenneme götürür.

Demek ki takva mertebesi, cehennemden ve ona götüren her türlü kötülükten olanca gücüyle kaçınma makamıdır. Cehennemden kaçınma ise insanı Cennete götürür. Cennete muhtaç olan ise biziz. Oradaki sonsuz nimetlerden biz istifade edeceğiz.
İhlâs sûresi, Allah'ın "Samed" olduğunu bize ders verir. Samed, yâni "Her şey Ona muhtaç; O ise hiçbir şeye muhtaç değil."
Ana rahminde bize ayaklar takıldı, burada yürüyelim diye. Mide takıldı, gıdalarla beslenelim diye. Göz takıldı, eşyayı görelim diye. Bütün bunlara muhtaç olan biziz. Allah'ın bize böyle ihsanlarda bulunmaya ne ihtiyacı olabilir!? Eğer bütün bu ikramlara karşı şükür vazifemizi ibadetle yerine getirirsek, şükredenler diyarı olan Cennete gideceğiz. Orada maddî ve manevî nimetleri en ileri seviyede yine biz tadacağız. Öyle ki bu dünyadaki nimetler onlara göre gölge makamında kalacak.

Demek ki biz her iki âlemde de muhtaç, her iki âlemde de tüketiciyiz. Allah'ın bizi cennet nimetlerinden faydalandırmaya ne ihtiyacı olabilir ki böyle bir soru sorulabilsin.
 
Ben de zaten iyilik biçimi kötülük biçimi demedim.Benzetme yaptım.Anlamamış olabilirsin.İbadetle ortaya çıkan bir netice var: "İnsanın takva mertebesine erişmesi." İnsan o ibadetle "takva mertebesine", yani Allah'tan korkma, yasaklarından sakınma, haram kıldıklarından kaçınma makamına eriyor. Demek oluyor ki, ibadetin faydası insana ait.

Bu makama ermeyenler ömürlerini günahla, isyanla ve şirkle, küfranla geçirirler. Bunlar ise insanı cehenneme götürür.

Demek ki takva mertebesi, cehennemden ve ona götüren her türlü kötülükten olanca gücüyle kaçınma makamıdır. Cehennemden kaçınma ise insanı Cennete götürür. Cennete muhtaç olan ise biziz. Oradaki sonsuz nimetlerden biz istifade edeceğiz.
İhlâs sûresi, Allah'ın "Samed" olduğunu bize ders verir. Samed, yâni "Her şey Ona muhtaç; O ise hiçbir şeye muhtaç değil."
Ana rahminde bize ayaklar takıldı, burada yürüyelim diye. Mide takıldı, gıdalarla beslenelim diye. Göz takıldı, eşyayı görelim diye. Bütün bunlara muhtaç olan biziz. Allah'ın bize böyle ihsanlarda bulunmaya ne ihtiyacı olabilir!? Eğer bütün bu ikramlara karşı şükür vazifemizi ibadetle yerine getirirsek, şükredenler diyarı olan Cennete gideceğiz. Orada maddî ve manevî nimetleri en ileri seviyede yine biz tadacağız. Öyle ki bu dünyadaki nimetler onlara göre gölge makamında kalacak.

Demek ki biz her iki âlemde de muhtaç, her iki âlemde de tüketiciyiz. Allah'ın bizi cennet nimetlerinden faydalandırmaya ne ihtiyacı olabilir ki böyle bir soru sorulabilsin.
Bende zaten iyilik biçimidir demedim tapınmadır dedim. Yazılarımı kendi edebiyatına uygun olacak şekilde değiştiriyorsun, anlamayabilirsin.
 
Bu dağları kim yarattı birader?

Bak sana, binlerce dinden birisi olan İslam'ın ilahı, alemlerin rabbi Allah'ı şöyle kanıtlayayım:

Ben şimdi, eşofmanımı çıkarıp koltuğa atsam, tesadüf eseri tamamen şansa bağlı olarak, o eşofman havada bi' insana dönüşebilir mi? Bak gördün mü, evrimi nasıl çökerttim ama? Sen bi' de maymundan geldiğimizi söylersin şimdi, komik.

Ya da bi odaya girsen, orada bi langırt masası bulsan, ne dersin; bunu yapan birisinin olduğunu düşünürsün öyle değil mi?

Bak allah var
Birader sen evrimi çok yanlış anlamışsın. Evrim çökertilecekse yine bir bilim adamı tarafından çökertlir, o kadar kolay değil.
 
Hiçbir şeye kesin gerçek veya kesin yalan diyemeyiz ben şuan da gerçek olmayabilirim şuan da bir yerlerde yaşayan ejderhalar olabilir bize öğretilmiş her şey yalan olabilir hiçbir şeyin kesinliği yoktur. Felsefe de bakıldığı zaman oldukça fazla Tanrı'nın varlığı ile ilgili problemler var ve bunların bir cevabı yok. Tanrı olsaydı kötülük olmaz, ya da kendisi buna müdahale ederdi. Evrende bir kötülük mevcutsa Tanrı'nın varlığından söz edilemez. Tanrı kavramına bakarak bunun bir cevabı yok tabi Tarnı kavramı da dinlere göre değişken oluyor hatta bir dinde bile bir Tanrı'dan her şeye gücü yeten olarak bahsederken çelişkili bir olay da oluyor.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst