- Katılım
- 1 Şubat 2020
- Mesajlar
- 17
- Tepkime puanı
- 33
- Yaş
- 21
- Şehir
- İzmir
Belgesel ot temelli beslenmenin et temelli beslenmeye göre avantajlarını ele alıyor. Öncelikle dayanıklılık odaklı spor yapan vegan sporcularla başlıyor belgesel. Sebze ile beslnemenin et ile beslenmekten daha sağlıksız olduğuna dair batıl inançları yıkıyor ve kendi kondisyonlarında nasil bir etki yarattığında bahsediyorlar. Aynı zamanda bilimsel araştırmalarla sebzelerden alınan protein/karbonhidrat/yağ/vitamin/mineralin etten alınana göre daha az olduğu iddiasını çürütmekle kalmıyor sebeze temelli beslenmede bu organik bileşikleri daha fazla aldığımızı ortaya koyuyorlar.
Ardından güç odaklı sporlar yapan sporcularla konuşuyorlar ve onların da aynı spordaki rakiplerinden diyetleri sayesinde nasıl daha üstün olduklarından bahsediliyor.
Daha sonra et temelli beslenmenin vücut üzerindeki etkilerinden bahsediyorlar damarlarda oluşan yağlanmadan, heme demirinden ve bunun bağırsaklardaki bakterileri nasıl etkilediğinden, sebze ile beslenmenin vücuttaki sızıları ve bereleri nasil daha hızlı tedavi ettiğinden bahsediyorlar.
Daha sonra insanın biyolojisine bakıp ot temelli beslenmenin insan diyetini oluşturduğunu ortaya koyuyorlar. Bağırsak uzunluğu ve dişlerin biçiminin etten ziyade ot yemek için daha uygun olduğu iddiasında bulunuyorlar. Ayrıca gözlerimizin etobur hayvanlara göre daha geniş bir spektrumda görmesinin sebebinin olgun meyveleri daha kolay tespit etmek için bu şekilde evrimleştiğini (yani otoburluğu destekleyecek şekilde) öne sürüyorlar.
Ayrıca ot temelli beslenmenin et temelli beslenmeye göre cinsel performansı arttırdığına dair çalısmalar da ortaya koyuyorlar.
Son olarak medyadaki erkek adam et yer algısinın yanlışlığını ortaya koyup bu tars pazarlama stratejilerine kurban gitmememiz konusunda bizi uyarıyor ve et endüstrisinin zaten sebzelersen alabileceğimiz besin değerlerini hayvanları aracı olarak kullanıp bizlere satarak hem dünyadaki tonlarca litre suyun, hem bu et yetiştirme fabrikalarına tahıl sağlamak için açılan tarım alanlarının gezegene verdiği zararı ortaya koyuyorlar.
Bence muhteşem bir belgesel kelimenin tam anlamıyla ufkumu açtı ve bunca zamandır gözümün önünde olan gerçeklerin medya aracılığıyla benden gizlenmesi daha sağlıklı beslenme hakkımın elimden almasına çok öfkelendim. Hatta ilk baslarda belgeselde verilen bilgileri kabullenemeyip verilen kaynakları araştırdım ve doğru olduğunu görünce adeta ikinci kez kırmızı hap almış gibi oldum. Kesinlikle izleyin, izlettirin.
Ardından güç odaklı sporlar yapan sporcularla konuşuyorlar ve onların da aynı spordaki rakiplerinden diyetleri sayesinde nasıl daha üstün olduklarından bahsediliyor.
Daha sonra et temelli beslenmenin vücut üzerindeki etkilerinden bahsediyorlar damarlarda oluşan yağlanmadan, heme demirinden ve bunun bağırsaklardaki bakterileri nasıl etkilediğinden, sebze ile beslenmenin vücuttaki sızıları ve bereleri nasil daha hızlı tedavi ettiğinden bahsediyorlar.
Daha sonra insanın biyolojisine bakıp ot temelli beslenmenin insan diyetini oluşturduğunu ortaya koyuyorlar. Bağırsak uzunluğu ve dişlerin biçiminin etten ziyade ot yemek için daha uygun olduğu iddiasında bulunuyorlar. Ayrıca gözlerimizin etobur hayvanlara göre daha geniş bir spektrumda görmesinin sebebinin olgun meyveleri daha kolay tespit etmek için bu şekilde evrimleştiğini (yani otoburluğu destekleyecek şekilde) öne sürüyorlar.
Ayrıca ot temelli beslenmenin et temelli beslenmeye göre cinsel performansı arttırdığına dair çalısmalar da ortaya koyuyorlar.
Son olarak medyadaki erkek adam et yer algısinın yanlışlığını ortaya koyup bu tars pazarlama stratejilerine kurban gitmememiz konusunda bizi uyarıyor ve et endüstrisinin zaten sebzelersen alabileceğimiz besin değerlerini hayvanları aracı olarak kullanıp bizlere satarak hem dünyadaki tonlarca litre suyun, hem bu et yetiştirme fabrikalarına tahıl sağlamak için açılan tarım alanlarının gezegene verdiği zararı ortaya koyuyorlar.
Bence muhteşem bir belgesel kelimenin tam anlamıyla ufkumu açtı ve bunca zamandır gözümün önünde olan gerçeklerin medya aracılığıyla benden gizlenmesi daha sağlıklı beslenme hakkımın elimden almasına çok öfkelendim. Hatta ilk baslarda belgeselde verilen bilgileri kabullenemeyip verilen kaynakları araştırdım ve doğru olduğunu görünce adeta ikinci kez kırmızı hap almış gibi oldum. Kesinlikle izleyin, izlettirin.