Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

varoluş özden önce gelir

Katılım
8 Kasım 2019
Mesajlar
19
Tepkime puanı
31
Yaş
25
Şehir
Eskişehir

Bu yazımızda Sartre'ın varlık ve varoluş hakkındaki fikirlerini inceleyeceğiz. Ardından varoluş özden önce gelir sözünün anlamını araştıracağız. Bu hassas ilkelerle aslında Sartre varoluşçuluğunun temelini kavrayacak ve onun dünyasına bir adım daha atacağız.
Sartre Varoluşçu filozoflar arasından kolayca ayrılmaktadır çünkü kendi varoluş felsefesini kendi temellendirmeleri ile yapmıştır. Tanrının olmadığını kabul ederek ilk adımı atmaktadır. Tüm felsefesini bu kabul üzerine kurar. En temelde ateist varoluşçular safındadır kendisi.
Varlık Sartre felsefesine göre ikiye ayrılmış durumdadır: Kendi başına varlık (think-in-itself) ve kendisi için varlık (think-for-itself).
Kendinde varlık ile nesneler dünyasını kasteden Sartre için asıl problem alanını kendisi için varlık yani insan oluşturmaktadır. Bunun nedeni, sadece insanın özgür bir varlık oluşudur. Sartre’a göre, kendisi için varlık olan insan dışındaki her şey bir belirlenmişlik içindedir.
Kendinde varlık nesneler için açılan bir aralıktır. Bu alanda var olan nesne sınırlanmış ve korunmuştur. Kısacası var olmasının ya da olmamasının bir nedeni olmadığı gibi farkı da olmaz. bunun ilk nedeni ya da geçmişini araştırmak saçma ve mantıksızdır. Kendinde varlık özü ile var olmuş bir şeydir. bu öz ile varoluş onun özünü tasarlayamamasını dolayısıyla özgür olamadığı saptanır.
Kendisi için varlık ise insan için oluşturulmuş bir tanım aralığıdır. Varoluşu sonrası oluşacak öz kişinin yapacağı seçimler ile belirlenir. Buradan çıkarılacak ilk sonuç tanrısal bir kaynağı kabul etmediği yönünde olacaktır. Zira Sartre insanın kendi kendini var ettiğini düşünür. Hayatı boyunca bireyin yaptığı seçimler ile kendi hayatını ve karakterini yazdığını savunur. Bu sayede aslında insan kendi seçimlerini bir farkındalık ile yapmak zorundadır. yaptığı seçimlerin sonuçları ile başa çıkması gerektiğinden bu farkındalık özgürlüğün koşulu olarak karşımıza çıkar. Nitekim o dönemlerde oldukça ses getiren ''İnsan dünyaya bırakılmıştır'' tezi ile özgürlüğümüzü temellendirir. Yaptığımız seçimlerin özgürce olması bu seçimlerin sonuçları ile kendimizi yaratmamız ve bu seçimlerin sonuçları ile yine kendi başımıza mücadele etmemiz varoluşçuluğun temellerini var etmektedir. Tüm bu konuyu özetleyen Alıntısını buraya bırakıyorum.

İnsan Yaratılmamış olan olarak özgürdür. Özgür olmakla kalmaz özgür olmak zorundadır. Özgürlüğün temel koşulu ise var ettiğin özün gereklerini yerine getirmek ve sonuçlarıyla yine kendin olarak başa çıkmaktır.
Sonuç olarak kendi özümüzü bulmalı ve savaşmalıyız. Bunun dışında bir hayat ile sonsuz bulantılara ve hiçlik karşısında titrek bedenimizle baş başa kalabiliriz.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst