Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Hayatın gerçekleri P7

Katılım
23 Temmuz 2018
Mesajlar
208
Tepkime puanı
1,037
Şehir
Ankara
Lise hayatı

Orta okul boyunca PMO + Bilgisayar oyunları + Asosyallik + Sorumluluklardan kaçma + Üşengeçlik + İradesizlik + Hedefsizlik + Cahillik + Tam anlamıyla erkek olamama devam etti. Artık içten içe bir şeylerin değişmesi gerektiğinin farkındaydım. Lise giriş sınavında bile çok kötü puan almıştım. O kadar kötüydü ki utancımdan kimseye puanı söyleyemedim bile. Kendimden yavaş yavaş nefret etmeye ve öz saygımı yitirmeye başlamıştım. Aptalın tekiydim. 15 Yaşına gelmiştim ama hayatımda eller tutulur hiç bir başarım yoktu. Aptal oyunda seviye atlamaktan başka hiç bir başarım yoktu. Bir de o aralar Vbulletin forum sistemi kurup saçma sapan siteler açardım. Oyunlar üstüne bir nevi hobiydi bu. Web tasarıma merak salmıştım. Kafama nereden estiyse hoşuma da gidiyordu uğraşmak. Bir şeyleri çözmek. Bilgisayarı boza yapa boza yapa artık bilgisayardan da çok iyi anlıyordum. Hangi parça ne işe yaradığını, Donanım bilgisini yavaş yavaş öğreniyordum. Bir şeyler değişmişti hayatımda. Birden liseye girip okumam gerektiği kafama dank etti. Ya bundan sonra çalışacaktım ya da okuyacaktım. Ben babamın hayatı gibi bir hayat istemiyordum. Öyleyse okuyacaktım. Ama beni hangi lise bu saatten sonra kabul ederdi?

Ekran kartımı hatırladım. Onu satmaya karar verdim. Bir bilgisayarcıya götürüp yarı fiyatına verdim. O zamanlar 500 TL falan etti sanırım. Bunu liseye giriş için koz olarak kullanacaktım. Evimin yakınlarında bir anadolu lisesi buldum. Dedim tamam hem evime de yakın hem güzel kızlarda var. Tam benlik lise burası dedim. Babamla kayıt yaptırmak için müdürün odasına gittik. Ama içten içe korku var. Ya puanım yetmiyorsa buraya. Meğer gerçekten yetmiyormuş. Ama işin içine para girince birden puanım yetti :) Müdüre tüm paramı verdim. Ağanın eli tutulmaz hayırlı olsun dedi. Sonra kayıt evraklarını tamamlayıp çıktık. Etrafı inceliyorum bir sürü güzel dişi okulun içine kayıt için girip çıkıyorlardı. Okyanus oğlum yaşamıştın tam okuluna denk gelmişsin. Abartmıyorum cidden o liseden TR'de ünlü Manken, Model falan çıktı. Belki isimlerini hala bilmiyorum ama benim okuduğum okuldan çıktığını biliyorum. Yani arkadaşlar söylemişlerdi.

Peki ben lisede ne yapacaktım? Sınıfı nasıl geçecektim? Ne adam akıllı derslere katıldım. Ne de odağımı oraya verdim. Benim için varsa yoksa oyun ve PMO vardı. En güzel yıllarımı bunlarla heba etmiştim. Farkındaydım üzülüyordum. Kendimi suçluyordum. Ama fayda etmeyeceğinin de farkındaydım. Köpek gibi çalışıp sınıfı geçmek zorundaydım. Hayatımda ilk defa kitap açıp ders çalışıyordum. Nasıl hamladığımı tahmin edebilirsiniz. Resmen 1.Sınıfa başlamış talebe gibiydim. Derslerde hocaları pür dikkat dinlerdim. Ama o kadar temelim zayıflamıştı ki dedikleri kafama girmezdi. Çünkü hayatımda hala PMO vardı. Odağım zayıftı. Hafızam berbattı. İlişkilerim berbattı. Sınıfımda 20 tane güzel kız. 15 tane kadar da erkek vardı. Kızların 20 tanesinden 14'ü falan güzeldi. Diğerleri 10/3 civarı idi. Ama o dediğim 14 kişi 10/5 üstü idi. Aralarında çok seksi dişilerde vardı. Tabii tahmin ettiğiniz üzere benim dişilerle şansım yoktu. Silik biriydim. Yüzüm mayın tarlası gibi ergenliğin getirisi ile sivilce de dolmaya başlamıştı. Hem yıkık hem de çirkindim. Kendimden nefret ediyordum. Bir tane bile arkadaşım yoktu. Sonra kendim gibi yıkık biriyle kaan ile arkadaş oldum. Oda benim kadar olmasa da yıkıktı. Sonra buna onur katıldı. Sonra ikiz kardeşler batuhan ve oğuzhan katıldı. Artık arkadaşım vardı ama hepsi benim gibi yıkıklardı. Sınıfta kaliteli erkek kesimi atillaydı. Atillanın yanında Mesut, Oğuzhan(2.cisi) ve Anıl gibi kaliteli erkekler vardı. Onların yanına giderdim ama beni arlarına almazlardı. Niye alsınlardı ben siliktim. Okulun ilk haftasında sevgili bile yapmışlardı.

Okulda çok güzel dişiler vardı. Ama ben becereksizin tekiydim. Anca sanaldan bir kıza mesaj atabilirdim. Yüz yüze konuşmaya yanına gitmeye cesaretim yoktu. Ama kavgaya gir deseler ona cesaret ederdim. Ama kızlardan aşırı çekinirdim. Sanki gitsen ne olacaktı. Gereksiz bir korku vardı içimde. Sınıfta ece ve ceren diye iki dişi vardı. İkisi de çok güzeldi. İkisinden de hoşlanıyordum. Ama şansımı deneyemezdim. Sınıfta çaktırmadan bakardım. Onlar kafasını benim tarafıma çevirince hemen gözlerimi kaçırırır önümdeki kitaba falan bakardım. O derece işlevsizdim. Sonra Atilla ceren ve ece ile sevgili olmuştu. Sıra sıra. Atilladan nefret ediyordum. Hem herkes ona saygı duyuyordu. Hemde en güzel kızları götürüyordu. Haberi geldi bizim yıkıklardan ikisini de sıra sıra eve götürmüştü. Bir şeyler yaşamıştılar. Daha lise 1.sınıfta el alem neler yaşıyor. Ben ise sadece izliyordum. Sanki yönetmen koltuğuna oturmuş motor diyordum. Ertesi günü ceren daha bir açılıp saçılmıştı. Belli ki Atila ile cinsellik yaşamışlardı. Atilla doğal karizma erkekti. Ailesi yüksek statüsü olan bir aileydi. Çok güzel ablası vardı. Ailesi tarafından çok sevilen bir gençti. Benim ailem benden nefret ediyordu. Bende onlardan. Nefret nefreti doğururmuş. Hayatım her açıdan bomboktu.

Sınav vakitleri yaklaşmaya başlamıştı. Dersleri deli gibi dinliyordum. Ama kafama hiç bir şey girmiyordu. Sanki orada değildim. Sınıftayken bile seksi düşünüyordum. Kafamda bir şeyleri hayal ediyordum. Sınıfımdaki seksi kızları eve falan attığımı hayal ediyordum. Ta ki hoca sınıfta okyanus diye sesleninceye kadar. Okyanus kalk oğlum bir de sen anlat. Neyi dedim. Herkes güldü. Oğlum sen burada değil misin dedi? Pardon hocam dalmışım dedim. Otur dedi. Bende sözlüde dalıcam sana dedi. Dediği gibi de yaptı. Sözlü notuma 5 puan vermişti. Haklıydı. Ben her açıdan boku yemiş bir insandım. Ne bir gerçek dostum vardı. Ne bir sevgilim vardı. Ne bir ailem vardı. (Fiziken vardı ama gerçek anlamda yoktu) Hayatımı da her geçen gün PMO ile daha berbat hale getirirdim. Lisedeki kızları hayal edip kendimi avuturdum. Gittikçe daha kötü ve yalnız hissederdim. Resmen benim çıkış anahtarım olmuştu. Çünkü azıcıkta olsa 5-10 saniye iyi hissediyordum. O bile bana iyi geliyordu. İşte bu kadar PMO'ya müptezel olmuştum. Oysaki hayatımdan önce ne kadar zevk alırdım. Geçmişi düşünürken lan ben bu hale nasıl geldim acaba diyordum. Aklıma bir şeyler takılmaya başlamıştı. İnternette mastürbasyon zararları diye arattım. Sene 2009, Karşıma haydar dümen çıktı. O zamanlar çok popüler cinsellik uzmanıydı. Zararı yok diyordu. Çok şaşırmıştım. Ama ben bok gibiydim neden böyleyim o halde? Başka doktorların sayfalarına ve araştırmalara da baktım. Onlarda aynı şeyi söylüyorlardı. Hatta faydası bile varmış. Bu işte bir terslik olduğunu içten içe hissediyordum. Ama cahildim bir yol gösteren kimse yoktu. Okuldaki arkadaşlara sormaya karar verdim. Bizim yıkıkların hepsi yapıyordu. Ama hepsi benim gibi keyifsizdi. Kabullendim. Dedim demek ki ben böyleyim. Demek ki genetiğim böyle dedim. Artık başka sorunlarım da çıkmaya başlamıştı. PMO buna sebep oluyordu. Gülerken yüz kaslarım sanki felç geçirir gibi kasılıyor ve gözümün altı tik atar gibi tik tik atıyordu. Hatta kaan bunu fark etmişti. Gözünün altı güldükten sonra öyle oluyor kanka neden dedi? Bende bilmiyorum dedim. Hayatım iyice boka gidiyordu. PMO o kadar derin zararlar vermeye başlamıştı ki. Suçu her şey de arardım ama asla PMO'dan demezdim. Çünkü doktorlar öyle diyorlardı. Adamlar koskoca doktor onlardan iyi kim bilecek diyordum kendi kendime. Ama işler öyle miydi gerçekten?
 
Roman tadında gidiyor Reis. Gerçekten okurken hiç sıkılmıyorum. Bir şeyler katıyor. Vermek istediğin mesajları çok iyi alıyorum.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst