- Katılım
- 21 Kasım 2018
- Mesajlar
- 329
- Tepkime puanı
- 476
- Şehir
- Tokat
Nobel Ödüllü Türk yazar Orhan Pamuk'un, aşkı elle tutulur bir şekilde ele aldığı romanı Masumiyet Müzesi, beni en çok etkileyen romanlardandır.
Nișantașılı bir iş adamı olan Kemal, evlenmesine az bir zaman kala, nişanlısına hediye almak için gittiği bir mağazada, mağazada çalışan ve kendisinden yaşlarca küçük olan uzak ve fakir bir akrabası olan Füsun'u görür ve ona tutulur.
Bir koleksiyoncu gibi, Füsun'un elinin değdiği, ona ve ailesine ait olan eşyaları bir bir toplar ki kitabın aşkı elle tutulur hâle getirmesi de bu yüzdendir.
Roman, biraz bir zaman diliminde geçiyor. Saplantılı bir aşkı anlatırken arka planda da Türkiye'nin siyasi ve sosyal durumu ele alınıyor. Pamuk bu romanda sadece aşkı değil, aileyi, evliliği, cinselliği, dostluğu, İstanbul'u, İstanbul burjuvazisini, Türkiye'yi de anlatır.
Pamuk, romandan birkaç yıl sonra, 2012'de aynı isimde bir müze açar. Müze ile roman aynı anda düşünülmüştür, hem Pamuk da okurlara 'müzegezerler' olarak hitap etmektedir.
Kitabın içinde müzeye tek kişilik, tek girişlik bir bilet de bulunmaktadır. Masumiyet Müzesi, Çukurcuma'da yurt içinden ve yurt dışından birçok ziyaretçi almaktadır. 2014 yılında ise Avrupa Yılın Müzesi Ödülü'nü kazanmıştır, İstanbul'un ilk şehir müzesidir.
Pamuk, bu kitabı yazmaya Mart 2002'de başlayıp, 2008 yılında yayımlasa da, kitabı yazmadan önce çalışmalara başlamıştır: 1999 senesinde bugünkü müze olan evi satın almış ve öncesinde de onlarca ülkede yüzlerce müze gezmiştir.
Pamuk, hem romanı yazmış, hem müzeyi açmış hem üzerine 'Hatıraların Masumiyeit' adında bir deneme yazıp üstüne aynı denemenin Venedik'te gösterimi yapılan bir belgeselini Robert Grenee ile çekmiştir (Apple TV'de 7.99 TL). Şu sıralar da Amazon romanın dizisini çekmek için uğraşmaktadır.
Nișantașılı bir iş adamı olan Kemal, evlenmesine az bir zaman kala, nişanlısına hediye almak için gittiği bir mağazada, mağazada çalışan ve kendisinden yaşlarca küçük olan uzak ve fakir bir akrabası olan Füsun'u görür ve ona tutulur.
Bir koleksiyoncu gibi, Füsun'un elinin değdiği, ona ve ailesine ait olan eşyaları bir bir toplar ki kitabın aşkı elle tutulur hâle getirmesi de bu yüzdendir.
Roman, biraz bir zaman diliminde geçiyor. Saplantılı bir aşkı anlatırken arka planda da Türkiye'nin siyasi ve sosyal durumu ele alınıyor. Pamuk bu romanda sadece aşkı değil, aileyi, evliliği, cinselliği, dostluğu, İstanbul'u, İstanbul burjuvazisini, Türkiye'yi de anlatır.
Pamuk, romandan birkaç yıl sonra, 2012'de aynı isimde bir müze açar. Müze ile roman aynı anda düşünülmüştür, hem Pamuk da okurlara 'müzegezerler' olarak hitap etmektedir.
Kitabın içinde müzeye tek kişilik, tek girişlik bir bilet de bulunmaktadır. Masumiyet Müzesi, Çukurcuma'da yurt içinden ve yurt dışından birçok ziyaretçi almaktadır. 2014 yılında ise Avrupa Yılın Müzesi Ödülü'nü kazanmıştır, İstanbul'un ilk şehir müzesidir.
Pamuk, bu kitabı yazmaya Mart 2002'de başlayıp, 2008 yılında yayımlasa da, kitabı yazmadan önce çalışmalara başlamıştır: 1999 senesinde bugünkü müze olan evi satın almış ve öncesinde de onlarca ülkede yüzlerce müze gezmiştir.
Pamuk, hem romanı yazmış, hem müzeyi açmış hem üzerine 'Hatıraların Masumiyeit' adında bir deneme yazıp üstüne aynı denemenin Venedik'te gösterimi yapılan bir belgeselini Robert Grenee ile çekmiştir (Apple TV'de 7.99 TL). Şu sıralar da Amazon romanın dizisini çekmek için uğraşmaktadır.
Son düzenleme: