Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Bir Eziğin Hatıra Defteri

26 Ekim Pazartesi

Geçenki beceriksizliğimin yaşattığı utancı üstümden atamıyordum. Ben hala bir eziktim ve böyle olduğumu sanki bir kaç gündür kendime unutturmuş bir vaziyette yaşamaya alışmıştım.

O gece bittikten sonra ertesi sabah kahvaltı etmiştik. Hiç bir şeyden tekrar konuşmadık. Sohbetimiz normaldi. Melis -daha öncesinde hafta sonu kalacağını söylemesine rağmen- gitmeyi tercih etmişti. Kahvaltıyı ettikten sonra vedalaştık. Bomboş bir evde yapayalnızdım. Görev fiyaskoyla sonuçlanmıştı. Fakat her şey keşke bununla sınırlı kalsa, burada bu hikaye bitseydi! Daha beter günlerin beni beklediğini nereden bilebilirdim ki?

Melisle bir iki gün pek konuşmadık. Muhabbetimiz tamamlanmıyor, yarım kalıyor gibiydi. Sohbet etmek istiyordum ama onun ister gibi bir hali yoktu. Bana bir kere bile bir snap atmamıştı. Neler olduğunu bir türlü çözemiyordum.

Pazar günü hiç bir mesajıma yanıt alamıyordum. Aradığımda da açmıyordu. Lanet olsundu. Acı haberi ertesi gün alacaktım.

Pazartesi kuzenim olacak o şeytandan bir mesaj aldım. Engelini açmıştım. Bana melisin iki gündür kendisiyle konuştuğunu ve “kendisini arzulayıp arzulamadığını” sorduğunu söyledi. Buna inanmak istemiyordum. Bütün bunları okurken beynim karıncalanıyordu. 3 dakikalığına telefonu tümüyle kapatıp yüzümü lavaboda yıkadım. Geri dönüp telefonu açıp yazdıklarını okudum.

Kuzenim bana, melisin kendisine çıkma teklifi ettiğini, aylardır kendisinden hoşlandığını, buna bir türlü cesaret bulamadığını, son yaşanan olaylarda kuzeninin(benim) kendisine “sırnaşmasından” dolayı kafasının oldukça karıştığını, ve bu sebeple kendisinin de onunla sohbeti kesmek durumunda zorlandığını söylediğini anlattı. Bütün bu olanlara inanmak istemiyordum. Ama okumaya devam ettim.

Kuzenim bana, yemeyenin malının böyle yeneceğini, kendisi gibi bir “playboy” la aşık atmanın oldukça yersiz ve ahmakça olduğunu, umulur ki bu özenti tavırlarımdan vazgeçeceğimi söyledi.

Ona melisle hayatında başarılar diledim. Ve telefonu kapatıp kendimi yatağa attım. Hiç ağlamıyordum. Bütünüyle sakinleşmiştim. Melise tek bir mesaj dahi atmadım. Ne yapacağıma dair bir fikrim yoktu, ama bunu yaşadıysam önüme bakmaya devam edecektim. Melis konusu bu şekilde kapanmış oldu.

Yatağımda yapayalnız eskisi gibiydim. Bu sefer kuzenim de yoktu. Şartlar daha da zorlaşmıştı. Evdeki sessizlik beni delirtecek gibiydi. Aklıma bazen melisin tombul kankası geliyordu. Acaba ondan mı devam etmeliydim?

Ne yapacağımı hiç bir şekilde bilmiyordum. 1. Güne geri dönmüştüm..
 
Yanlışsın ilk günkü yerinde değilsin bazı tecrübeleri olan bir iraden var artık bir alfa olma yolunda onlarca adim attın kuzenin yoksa koş koca bir alfaloji ailesi senin arkanda sana destek olmaya hazır şu anda sen yeterki kendini biraz toparla ve sahalara geri dön
 
5 Ekim 2020

Yine bir gün başladı. Yeni hayatımın ilk gününü yaşıyorum. Üstümdeki bütün hamallığı attım ve bambaşka bir güne uyandım. Sabah kalkıp koşumu yaptım. Diyete girdim. Bilgisayarımı kapattım. Oyunlarımın hepsini sildim. Bir sürü kitap siparişi verdim. Youtube dan etkili iletişim videolarına başladım.

Geçmişimden hiç bir zaman utanmıyorum. Geçmişim, beni bu yola hazırlayan ve bu motivasyonu bulmama olanak sağlayan etkenlerden oluştu. Geçmişim olmazsa ben de olamazdım.

Kuzenimin çevresi gayet iyidir. Ona daha önce hep reddettiğim tekliflerini artık reddetmeyeceğimi söyledim. Hiç bir kızdan utanmayacak, ellerini sıkarken gözlerine kararlılıkla bakacak ve maskülen enerjimi aktaracaktım. Tüm bunların olması için yep yeni bir çevreye ihtiyacım vardı. Bu dört duvar arasından tek çıkış yolum kuzenim idi.


Hastalık dolayısıyla eski tempoda olmasa bile, çevresi hala canlı ve sosyaldir. Akşam bu konuları bir hayli uzun konuştuk. Kendisi benim bu kararımı tebrik ettiğini ama çok da fazla ciddiye almamam gerektiğini, sıradan bir şekilde yaşayıp geçmemi önerdi. Belki de bu işler benim için sıradanlaşana kadar ciddiye almam gerekeceğini söyledim. Çevresindeki kızlarla beni tanıştıracağını ve kızların sayesinde flörtleşebileceğim kızlar bulabilineceğini anlattı. Bu konuda bir acelem olmadığını, asıl önemsediğim şeyin benim karakterimin değişim yolculuğu olduğunu anlattım. Tabi bu yolculukta önüne çıkan şansları birer birer deneyecektim. Kuzenim bana bir kaç tecrübe yaşamam için, hoşlanmasam bile bazı kızlarla takılmamın faydalı olacağını anlattı. Tek Amacımın cinsellik olmadığını, bir kızla birliktelik yaşadıktan sonra hedefime ulaşmış olacağım gibi bir gayem olmadığını ona anlattım. Fakat söylediklerine karşı değildim. Önüme çıkan denemeleri yaşamaya hazırdım. Artık kendime güveniyor, odak noktamı tamamen karşı tarafta topluyordum.

Kuzenim kız çevresi çok yüksek olan Melisa ile beni tanıştıracağını, onunla kanka olmam gerektiğini söyledi. Ona melisa ile en yakın zamanda tanışmak istediğimden bahsettim. Melisa, dediğine göre benim kızlarla olan yolculuğuma bir kapı aralayacaktı. Beni bir sürü kız ortamına sokacak, iyi bir şekilde tanıtacaktı...

Bir kaç gün sonrası için kuzenim ve melisa ile buluşma ayarladık...
InşAllah istediyin kişi olursun devamını bekliyoruz
 
28 Ekim Çarşamba

Her şey rüya gibi değil miydi? Hayatımda hiç hissetmediğim duygular hissettim. O ilk mesaj attığı anı dün gibi hatırlıyorum. Telefonun ekranına uzun uzun bakışımı, hemen mesajı açmak yerine tadını çıkararak heyecanımı arttırmamı...

Bazı insanlar vardır. Bunlar normal insanlardır. Naçizane ben bu durumda kendimi “anormal” sınıfına itelemiş oldum, bu insanlar çeşitli ilişkiler sürdürür. Sonra üst üste gelen kırgınlıklardan sonra karşı cinse güvenleri kalmaz ve hiç bir kadına güvenemeyecek hale gelir. Yüce tanrım, ben bu hissi daha ilk ilişkimde hissedecek kadar talihsiz miydim?

Hiç bir şey yaşanmamış gibiydi. Beni neden terketti ki? İşi göremediğim için mi? Kendime güvenmediğimi falan mı sanmıştı? Yoksa beni en başından beri hiç sevmemiş miydi? Her şeyi oldukça geç yaşıyordum. 25 yaşında olmama rağmen, lisede yaşanacak bir ayrılık tipiyle sınanıyor gibiydim. Kader bana “sen bu yaşına kadar oturduysan ben de seni en başında olması gereken gibi sınarım” diyor gibiydi. Fakat kadere inancım yoktu.

Onu bulsam ve iki omuzundan tutup suratına baksam. “Neden?” Diye söylensem. Sadece “neden?!” Bana ne diyebilirdi? Yoksa o bu süslü püslü hayatın yetiştirdiği, her şeyi hızlı yaşayıp tüketen kızlardan mıydı? Bana onca hissettirdiği duygular birer yanılsamadan mı ibaretti yani? Yoksa benim masumluğumla eğlenip eşine dostuna fıkra gibi anlatıyor muydu? Yoksa şu an en iyi dostuna “beni görür görmez dayanamadı” diyerek azı dişleri görünürcesine kahkaha mı atıyordu?

Antalya konyaaltı kent meydanında takılmayı severim. Çeşitli kafeler yan yanadır. Geniş bir alandır ve direkt denize nazır vaziyettedir. Evde yalnız duracağıma iki gündür buralarda geziyordum. Keşke bir arkadaşım bir dostum olsaydı. Kız erkek farketmiyor. Keşke sosyal birisi olabilseydim. Antisosyal kişilik bozukluğumu yendiğimi sanıyordum. Zayıfladıkça özgüvenim git gide yükseliyordu. Keşke bu kafede karşımda birisi otursa ona her şeyi en başından anlatsaydım. -Lanet olsun aklıma şarap geldi. Olduğu gibi çöpe gitmişti!-

Aklıma Melisin kankası Sude geldi. Hiç konuşmamıştık. Ona mesaj attım. Melisin ne alemde olduğunu sordum. Sude benim en başta bana karşı bir ilgisinin olduğunu düşündüğüm fakat sonra bu tavrının onun sıradan karakteri olduğunu anladığım bir kızdı. Sempatikti. Ama kimse yanlış anlamasındı. Ona karşı hiç bir hissim yoktu!

Bana melisin benden soğuduğunu yazdı. Melisle ilgili başka hiçbir şey sormadım.

Hava kararınca evime doğru yürümeye başladım. Ne ailem ne dostum yanımdaydı. Yapayalnızdım. -yanımda olmayan dostum bile yoktu-
 
Kızlarla tanışmaya üşeniyorum çekiniyorum diyenlere ders niteliğinde bir yazı dizisi olmuş zamanınız varken pratik yapın ustalaşmaya bakın arkadaşlar 25 yaşta çok geç olacağını sanmıyorum işinde uzmanlaşıp iyi yerlere gelmeyi ön planına alırsan hayat kaliten yükselince iyi dostlar edinirsin neverfap akademi çalışanlarına veya wp grubuna da katılabilirsin ortamı güzel diye biliyorum
 
28 Ekim Çarşamba

Her şey rüya gibi değil miydi? Hayatımda hiç hissetmediğim duygular hissettim. O ilk mesaj attığı anı dün gibi hatırlıyorum. Telefonun ekranına uzun uzun bakışımı, hemen mesajı açmak yerine tadını çıkararak heyecanımı arttırmamı...

Bazı insanlar vardır. Bunlar normal insanlardır. Naçizane ben bu durumda kendimi “anormal” sınıfına itelemiş oldum, bu insanlar çeşitli ilişkiler sürdürür. Sonra üst üste gelen kırgınlıklardan sonra karşı cinse güvenleri kalmaz ve hiç bir kadına güvenemeyecek hale gelir. Yüce tanrım, ben bu hissi daha ilk ilişkimde hissedecek kadar talihsiz miydim?

Hiç bir şey yaşanmamış gibiydi. Beni neden terketti ki? İşi göremediğim için mi? Kendime güvenmediğimi falan mı sanmıştı? Yoksa beni en başından beri hiç sevmemiş miydi? Her şeyi oldukça geç yaşıyordum. 25 yaşında olmama rağmen, lisede yaşanacak bir ayrılık tipiyle sınanıyor gibiydim. Kader bana “sen bu yaşına kadar oturduysan ben de seni en başında olması gereken gibi sınarım” diyor gibiydi. Fakat kadere inancım yoktu.

Onu bulsam ve iki omuzundan tutup suratına baksam. “Neden?” Diye söylensem. Sadece “neden?!” Bana ne diyebilirdi? Yoksa o bu süslü püslü hayatın yetiştirdiği, her şeyi hızlı yaşayıp tüketen kızlardan mıydı? Bana onca hissettirdiği duygular birer yanılsamadan mı ibaretti yani? Yoksa benim masumluğumla eğlenip eşine dostuna fıkra gibi anlatıyor muydu? Yoksa şu an en iyi dostuna “beni görür görmez dayanamadı” diyerek azı dişleri görünürcesine kahkaha mı atıyordu?

Antalya konyaaltı kent meydanında takılmayı severim. Çeşitli kafeler yan yanadır. Geniş bir alandır ve direkt denize nazır vaziyettedir. Evde yalnız duracağıma iki gündür buralarda geziyordum. Keşke bir arkadaşım bir dostum olsaydı. Kız erkek farketmiyor. Keşke sosyal birisi olabilseydim. Antisosyal kişilik bozukluğumu yendiğimi sanıyordum. Zayıfladıkça özgüvenim git gide yükseliyordu. Keşke bu kafede karşımda birisi otursa ona her şeyi en başından anlatsaydım. -Lanet olsun aklıma şarap geldi. Olduğu gibi çöpe gitmişti!-

Aklıma Melisin kankası Sude geldi. Hiç konuşmamıştık. Ona mesaj attım. Melisin ne alemde olduğunu sordum. Sude benim en başta bana karşı bir ilgisinin olduğunu düşündüğüm fakat sonra bu tavrının onun sıradan karakteri olduğunu anladığım bir kızdı. Sempatikti. Ama kimse yanlış anlamasındı. Ona karşı hiç bir hissim yoktu!

Bana melisin benden soğuduğunu yazdı. Melisle ilgili başka hiçbir şey sormadım.

Hava kararınca evime doğru yürümeye başladım. Ne ailem ne dostum yanımdaydı. Yapayalnızdım. -yanımda olmayan dostum bile yoktu-
" Yanımda olmayan dostum bile yoktu. "
 
Felix kardeşim antalyadaymışsın pm den telefon numaranı at pronlemlerini çözelim
 
Tüm yazıları okudum, büyük bir toparlanma hikayesi gördüm. Çoğu insanın cesaret bile edemeyeceği şeyleri yapmışsın, tebrik ederim. Kuzenin sayesinde tanıştığın kızla böyle bişeye adım atmamanı önerirdim zamanında görseydim. Kuzenin kötü veya iyi Melis iyi veya kötü farketmiyor kuzeninle böyle bir alakası varsa uzak durmanı tavsiye ederdim. Yine de başarıların gözardı edilemeyecek kadar büyük.

Başladığın yere geri dönmedin, başlangıçta böyle tecrübelerin yoktu.

Takibimdesin dostum, pes etme!
 
Merak ettiğim şu bir yerde calisiyor musun turizm mezunusun antalya turizm memleketi işler ne durumda
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst